• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Adalet dolabın altında kaldı

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580
2001’de Ankara’daki bir mağazanın oyuncak reyonunda dolabın üzerine düşmesi sonucu ölen 4 yaşındaki Servan için açılan davada bilirkişinin dosyayı okumadan rapor yazdığı ortaya çıktı.

2001’de Ankara’daki mağazada oyuncak reyonunda, 4 yaşındaki Servan Karahan’ın üzerine düşerek ölümüne neden olan 100 kilogramlık dolap, adalet sistemini deşifre eden skandalları da açığa çıkarttı. Yargıtay, zamanaşımı, tebligat skandallarıyla dolu davada, en büyük soru işaretine neden olacak adımı atarak, davanın konusuyla ilgisiz bir karara imza attı. Zamanaşımı ve tebligat skandallarına, okunmayan dosya skandalı eklendi.

Haşim ve Nazar Karahan çiftinin yaşamı, 9 Mart 2001’de oğulları Servan’la (4) birlikte Ankara Söğütözü’ndeki mağazaya gitmeleriyle değişti. Oyuncak reyonunda anne ve babasının elini bırakan Servan, reyonlara sırtı dönük biçimde oynarken 100 kilogram ağırlığındaki, tek ayağı boşlukta olan ve duvara monte edilmemiş oyuncak dolabı üzerine düştü. Servan, olay yerinde yaşamını yitirdi. Olaydan sonra 3 mağaza yöneticisi hakkında dava açıldı. Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi, davada 3 kez bilirkişi raporu istedi. İlk raporda dolabı düşürdüğü gerekçesiyle küçük Servan ve ailesi, ikinci raporda duvara monte edilmeyen dolap nedeniyle mağaza kusurlu bulundu. Üçüncü raporda ise küçük Servan 8’de 3 kusurlu bulundu.

Ard arda 3 skandal
Yargılama sonunda sanıklara sadece 755’şer TL para cezası verildi. Ancak tebligatların yapılmasından kaynaklı zaman kayıpları nedeniyle, 7,5 yıl sonunda dava bu ceza bile tahsil edilemeden zamanaşımına girdi.

Tebligat yanlış adrese
Tebligatların neden zamanında yapılamadığı araştırıldığında ise zabıt kâtibinin tebligatları bile yanlış adreslere gönderdiği ortaya çıktı. Ancak açılan davada zabıt katibinin beraatine karar verildi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bu beraat kararını tebligatların bilerek yanlış adreslere gönderildiği gerekçesiyle bozuldu. Yargıtay, dosyanın Yargıtay’a gidiş tarihleri ve hatalı tebligat nedeniyle kaybedilen zaman hesaplanmadan beraat kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti. Ankara 4. Sulh Ceza Mahkemesi, yargılama sonunda, F.’yi 6 ay hapse mahkûm etti. Hapis cezası 3 bin TL para cezasına çevrildi.

Bilirkişi dosyayı okumadı
Davanın zamanaşımına girmesine yol açan çelişkili bilirkişi raporları incelendiğinde ise bir başka skandalla karşılaşıldı.
Bilirkişi heyetinin raporu, dava dosyasını mahkemeden almadan önce hazırladıkları ortaya çıktı. Raporun tarihinin, dosyanın mahkemeden alınmadan önce atılmış olması skandalı ortaya koydu. Bunun üzerine 3 kişilik bilirkişi heyeti hakkında Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Heyetten çıkartılmış
Bilirkişiler hakkındaki yargılama sürerken, bilirkişi heyetinde daha önce farklı bir ismin yer aldığı ancak hazırlanan rapora karşı çıktığı için heyetten çıkartıldığı anlaşıldı. İlk heyette yer alan E., duruşmada, “Servan Karahan’ın ölümüne ilişkin davada bilirkişi tayin edildiğime dair büroma telefon edildi. Kaleme uğradığımda üç kişilik bilirkişi heyetine dahil olduğumu, iki kişinin raporu hazırlayıp verdiğini gördüm. Raporu inceledim. Karşı oy yazdım. Karşı oy verdiğimi görünce, kalemdeki müdür bey, hakimle görüşmemi istedi. Hâkim bey ‘raporlarımda muhalefet şerhi istemiyorum. O zaman istifa edin’ dedi. Ben de istifa dilekçemi yazdım. Muhalefet şerhini sunamadım” diye konuştu.

Bilirkişilerden M., ifadesinde, “Rapor, heyetteki Kıratlılar tarafından düzenlenmiştir. Ben de kendisine güvendiğim için rapora imza attım” dedi.

K. da “6 yaşa kadar olan çocuklar özellikle ev dışında ebeveynlerinin hiçbir şekilde yanından ayrılmamak ve onların himayesi altında bulunmak zorundadır. Aile tarafından bunun dikkate alınmamasından dolayı ölüm olayına meydan verilmiştir” diye konuştu. Bilirkişilerden U. da “Ben halen o raporun arkasındayım. Küçük bir çocuğun mağazada tek başına bırakılmasında ailesinin de kusuru olduğuna inanıyorum” dedi. Avukat U. da raporu incelemeden imzaladığı anlaşıldı.

Mahkûm oldular
Mahkeme, bilirkişilerden K. ve G.’nin mimar olmalarına karşın uzmanlıkları olmayan iş güvenliği alanında da uzman olduklarını belirtip rapor hazırladıkları, sonucuna vardı. Mahkeme, bilirkişilerin, raporu, dosyayı daha teslim almadan ve incelemeden önce hazırladıklarını da tespit etti. Mahkeme, muhalif bilirkişinin heyetten çıkartılmasının da dikkat çekici olduğunu belirtti. Mahkeme, sanıklara gerçeğe aykırı bilirkişilik yaptıkları gerekçesiyle 1’er yıl hapis cezası vererek bu cezayı erteledi.

Üzerine para ödediler
Servan’ın ölümü nedeniyle ailenin açtığı 500 bin TL’lik tazminat davasında, mağazanın faiziyle birlikte 82 bin TL ödemesine karar verildi. Mağaza avukatları, dava miktarı 500 bin TL olduğundan, 82 bin TL’lik tazminat dışında bu paranın kalan kısmına denk gelen 7 bin TL’lik vekalet ücretlerini aileden aldı. Aile ise 82 bin TL’lik tazminatı, Diyarbakır ve Yozgat’ta ayrı ayrı icra süreçleri başlatmasına rağmen hala alamadı. Mağaza tazminatı isteyen aileye “Malvarlığımız var ama nakit paramız yok” gerekçesini gösterdiği öğrenildi. Aile ise Mağazanın farklı şirketlerdeki hisselerine icra işlemi yapılması için dava açtı. Bilirkişiler için açılan tazminat davası ise beraat kararı nedeniyle riske girdi.

BİLİRKİŞİLER BERAAT ETTİ

3 bilirkişi, bağlı oldukları kurumlarca da çeşitli disiplin cezalarına mahkum edildi. Temyiz edilen davada Yargıtay Başsavcılığı, hapis cezası kararının onanmasını istedi. Ancak Yargıtay 4. Ceza Dairesi, davanın konusunun rapor içeriği olmamasına rağmen, rapor içeriği nedeniyle bu suçun işlenemeyeceği gerekçesiyle kararı bozdu. Başsavcılık ise tebliğnamesindeki aykırı görüşe rağmen karara itiraz etmedi. Baba Haşim Karahan, itiraz için başsavcılığa başvurduğunda ise “Süre geçti” yanıtını aldı. Dosya yeniden yerel mahkemeye döndüğünde, başsavcılık, talep olmamasına rağmen dosyayı istedi ve bu kez, dairenin kararının doğru olduğu gerekçesiyle itiraz edilmediği yönünde yanıt yazdı. Yenilenen yargılamada, yerel mahkeme, somut bir değişiklik olmadan kararını değiştirdi ve bilirkişilerin beraatine hükmetti.
 
Üst