• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Ali Babacan: Günlük en az 30-40 bin yeni vaka var

Üyelik Tarihi
28 Şub 2020
Konular
2,107
Mesajlar
26,098
MFC Puanı
301,150

Elazığ'da konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Açıklamadıkları, vatandaşlardan gizledikleri vaka sayılarına baktığımızda Türkiye dünyada ilk 5’te. Her gün 2-3 bin yeni hasta sayımız var diye açıklama yapılıyor. Ama asıl vaka sayıları ortada yok. İşin içerisindeki insanlara göre başta Tabipler Odası ve diğer kaynaklardan alınan verilere göre tahminimize göre günlük en az 30-40 bin yeni vaka var" dedi.​

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Elazığ İl Başkanlığının 1. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Elazığ'daydı. Babacan, partisinin kongresine katılmadan önce depremde evleri yıkılan ailelerin barındığı konteyner kentleri ziyaret ederek depremzedelerin sorunlarını dinledi. Ardından DEVA Partisi Elazığ İl Başkanlığı Binasının açılış törenine katıldı. Programı Sözcü Gazetesi köşe yazarı Deniz Zeyrek de takip etti.

DEVA Partisi Elazığ İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresine katılan DEVA Partisi lideri Ali Babacan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

* Bu senenin başında Elazığ'da da bir deprem felaketi yaşadık. Bu sabah deprem felaketinde evlerini kaybeden vatandaşlarımızı arkadaşlarımızla beraber ziyaret ettik. Acı felaketin üzerinden 10 ay geçti ama vatandaşlarımız hala kalıcı konutlarla ilgili bir belirsizlik yaşıyor.

* Birkaç gün önce TBMM'de depremlere karşı alınabilecek önlemleri araştırma komisyonu kuruldu. Çok taze bir deprem tecrübesi olan Elazığ'dan maalesef bu komisyonda bir temsilci yok. Bu durumu meclisteki komisyonun önemli bir eksiği olarak görüyoruz. Bizzat devlet felaketini yaşayan taze tecrübesi olan Elazığlı milletvekillerinin de o komisyonda olması gerektiğini düşünüyoruz.

* Deprem elbette bir doğal afet fakat ölüm ve yıkım kaçınılmaz değil. İktidarın küçük ortağı her zamanki gibi kötü bir durumla karşılaştığında sorumluluğu unutuyor ve sanki işin içerisinde değilmiş gibi açıklamalar yapıyor. İzmir depreminden sonra ne dediler, ‘Keşke vatandaşlar riskli binalarda oturmasaydı' Ölümlerin, yıkımların faturasını adeta vatandaşlarımıza kestiler.

* Küçük ortak yine kâra ortak ama zarara değil. Ama biz onlara hatırlatıyoruz hatırlatmaya da devam edeceğiz. Bugün yaşanan her türlü problemde yoksullukta, yıkımda, yanlış yönetimde siz büyük ortak kadar sorumlusunuz bundan kaçamazsınız. Biz bunu sürekli size hatırlatacağız. Hem iktidara ortak olup nimetlerden faydalanıp problemler çıktığı zaman kenarda durmak ve sanki dışındaymış gibi pozisyon almak doğru bir duruş değil. Biz her kaçak güreşinizde size bunu hatırlatacağız.

“PEK ÇOK ÜLKEDE DEPREMLERDE ÖLÜM SAYILARI BİZDEKİ KADAR YÜKSEK OLMUYOR”

“Deprem ve diğer tüm afetler sadece afet sonrasında müdahale edilecek olaylar değildir zararların önlenmesi mümkündür” diyen Babacan açıklamasına şöyle devam etti:

* Nitekim pek çok ülkede depremlerde ölüm sayıları bizdeki kadar yüksek olmuyor. Dünyanın başka köşelerinde Elazığ'ın yaşadığı daha şiddetli depremlerden yaşanıyor ancak böyle büyük zararlar meydana gelmiyor. Bizde ise maalesef her depremde canlarımız gidiyor, kaos yaşanıyor ve ardından yardım telaşına düşülüyor.

* Deprem bu ülkenin gerçeğidir ve bunu bilerek devletin, merkezi yönetimin, yerel yönetimlerin karar alması adımlar atması lazım. Atılan her adımda yapılan her işlemde depremin ve diğer afetlerin planlanması mutlaka akılda tutulmalıdır. İmar barışlarıyla, denetimsiz binalarla vatandaşımız adeta katil binalarda oturmaya mahkum edilemez. Burada deprem sonrasındaki önlemleri değil tüm sistemi deprem merkezli ve ön alıcı bir şekilde oluşturmamız gerekiyor.

* İnsanlarımızın canı da malı da hepsi risk altında bunu yönetmek ülkeyi idare edenlerin görevidir. Mesele deprem vergilerinin nereye harcandığından çok daha ötesinde şu an. Elbette ödenen her bir kuruşun nereye gittiğini öğrenmek hakkımız. Ancak sadece deprem vergileriyle geçiştirilecek basit bir vizyonla da afet yönetimine yaklaşmamız mümkün değil. Bu nedenle biz ucuz polemiklerle değil gerçekçi politikalarla hareket etmek zorundayız. Yoksa bugün Elazığ'a ağlarız Allah korusun yarın öbür gün başka şehirlere ağlarız.
 
Üst