1776 senesinde Philadelphia Pennsylvania'da Kıtasal Kongre Amerika Birleşik Devletleri'nin Büyük Britanya ve onun Kralından bağımsızlığını ilan etti. Bu ilan Amerikan Devrimi'nin başlangıcından 442 gün sonra yapılabildi. Amerikalıların Britanya'ya olan ilk başkaldırısı 1765 yılında Parlamento'nun Damga Kanunu çıkartması sonrası oldu. Bu kanun yeni dünyadaki Britanya Orduları için buradaki halktan vergi alınmasını öngörüyordu. Amerika'daki Britanya kolonilerinde yaşayanlar "(parlamentoda) temsil yoksa vergi de yok" diyerek vergiye olan karşıtlıklarını dile getirdi. Aynı yılın Kasım ayında bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte kolonilerde yaşayan halkın büyük bir kısmı Britanya'dan gelen ürünleri boykot etmeye başladı, maliye görevlerinin evlerine saldırılar düzenlendi. Aylar süren protestolar sonrasında Parlamento 1766 yılının Mart ayında yasayı geri almak zorunda kaldı.
Koloni nüfusun büyük bir kısmı bu olay sonrasında Britanya hakimiyetinde herhangi bir zıtlık göstermeden yaşamaya devam etti, ta ki 1773'teki Çay Vergisi yasasına kadar. Doğu Hindistan Şirketi'ni içerisinde bulunduğu kötü durumdan kurtarmak isteyen Britanya, çay üzerindeki vergiyi azaltıp Amerika'daki çay üretilebilen bölgeleri de Doğu Hindistan Şirketi'nin otoritesi altına verdi. Düşük vergiler, Doğu Hindistan Şirketi'nin Amerika'ya kaçak bir şekilde çay sevkeden Hollandalı tüccarlardan dahi daha ucuza çay satmasını sağladı. Kolonilerdeki nüfus bunu vergi tiranlığının bir başka vakası olarak gördü. Buna karşılık olarak Massachusetts'teki isyancılar Boston Tea Party adında bir eylemle 18 bin pound değerindeki çayı Boston Limanında denize döktü.
Bu yapılan hareket sonrası çılgına dönen ve Britanya'nın varlıklarına zarar verilmesini kabul edilemez gören Parlamento 1774 yılında yeni bir yasa geçirerek Massachusetts'e askeri bir üs kurdu, Amerika'daki Britanyalı subaylara dokunulmazlıklar tanıdı. Diğer koloniler tüm bu olay biteni izlerken Massachusetts gölge bir hükümet kurarak Britanya'ya direniş göstermeye başlamıştı. Nisan 1775'te Britanya askerleri Lexington'da ilk defa Amerikan askerleriyle karşı karşıya geldi ve ilk kurşun atıldı.
Esasen hem Amerikalılar hem de Britanyalılar bu savaşı Britanya İmparatorluğu içerisindeki basit bir iç savaş olarak görüyordu. Kral 3. George'a göre olanlar basit bir koloni isyanıydı. Amerikalılar için ise Amerikalıların Britanya vatandaşlarıyla eşit görülmesi meselesiydi. Ancak Parlamento'nun Amerikalı İsyancıları muhatap almama politikası ve isyanı bastırmak için Alman paralı askerler almaya kadar işi götürmesi, Amerikalıların kolonilerdeki Britanya otoritesini tamamen kaldırmasıyla sonuçlandı.
1776 yılının Ocak ayında Thomas Paine Common Sense ismindeki kitabını yayınladı ve bu kitap sadece birkaç ayda 500 bin kopyadan fazla satıldı. 1776 yılının bahar mevsiminde koloniler kendi hükümetlerini kurma kararı aldılar. Bağımsızlık ilanı büyük oranda Virginia'lı Thomas Jefferson'un eseriydi. Bu ilanı kaleme alırken John Locke'un politik felsefesinden etkilendi. İlk bölümü meşhur "Tüm insanlar onlara yaratıcı tarafından verilmiş vazgeçilmez haklara sahiptir; yaşama hakkı, özgürlük ve mutluluğa erişme hakları bunların arasındadır." kısmını içerir, ilanın ikinci kısmı ise isyanın sebeplerine odaklanmaktadır.
2 Temmuz 1776'da Kıtasal Kongre Britanya'dan ayrılmayı onayladı. 2 gün sonra yapılan ilanla 12 koloni bağımsızlığını ilan etti. New York 19 Temmuz'da onayladı, 2 Ağustos'ta imzaladı. 1783'te Paris Antlaşmasıyla Britanya Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımsızlığını tanımış oldu.