• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler - Afet İnan

Tokyo

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
3 Haz 2020
Konular
3,330
Mesajlar
5,771
MFC Puanı
72,650
1936 yılı idi. Atatürk’e Polonyalı bir kişiden mektupla beraber, bir paket gelmişti. Küçük bir kehribar parçasını Atatürk’e takdim eden bu yabancı kişinin mektubunun özeti şu idi: “Bu kehribar, bizim ailemizde uğurlu sayılan bir nesnedir. Manevi kıymeti olan bu taşı, size hediye etmeyi düşündüm. Çünkü siz asrımızın, en büyük adamısınız. Bu uğur ve saadeti ancak size layık görüyorum. Lütfen kabul ediniz.”
Atatürk bundan çok duygulanmıştı.
Fakat biz bu basit hediyenin bir yabancı tarafından gönderilme tarzını analiz edecek olursak görürüz ki, Atatürk sadece devletlerarası ilişkilerden dolayı resmî çevreler tarafından tanınan bir kişi değildir. O’nu, yabancı bireyler dahi, en samimi duygularla tanımışlardır.
O, savaşmış ve zafer kazanmış bir kumandan olarak, askerlikte sivrilmiş, fakat her devletle sulh içinde anlaşan bir devlet adamı olarak, Türk tarihinde yer almıştır.
O, daima ulusunu, diğer uluslar içinde düşünmüştür. Kendisi diyor ki: “Karşılıklı emniyet ve selâmet, bütün dünya milletlerinin temenni eylemesi lazım olan bir saadet esasıdır.” 1925’te söylenen bu söz, bugün dahi tazeliğini korumuyor mu ?
Eski Fransız Başkanı yazar ve edebiyatçı M. Herriot, Atatürk için şöyle demiştir:
Onda, hayran olduğum iki harikulade vasıf vardır; birincisi alev gibi parlayan vatan sevgisi, diğeri eserine mutlak bir mantık ve vahdet manzarası veren nefse hâkimiyettir.

Atatürk’ü pek çok devlet adamı ve yabancı yazarlar ziyaret etmiştir. O bu konuklarıyla, daha önce bu kişiler ve ülkeleri hakkında yeni bilgiler edinmiş olarak konuşurdu. Şüphe yok ki, O’na gelenler de kendisi hakkında birtakım bilgi sahibi idiler. Fakat yine görülmüştür ki, O’nunla konuştuktan sonra ayrılan insanlar, pek çok yeni fikirler edinmişler ve gözlemlerini saptayarak yayınlamışlardır.
Yine O’nun için George Bennet isminde bir yazar 1935’te şöyle diyor:
Tarihte büyük bir diplomatın veya meşhur bir kumandanın hayatını okuduğumuz zaman, onun yüzünü, sözünü, bakışlarını tahayyül etmekten zevk duyar ve kendi kendimize ‘Onu görsek ve tanısak ne iyi olur’ deriz… Bugün Türkiye’nin mukadderatını idare eden, büyük diplomat, büyük bir asker ve inkilapçı Kemal Atatürk’ün heyecanlı hayatını yıllar geçtikten sonra, hayranlıkla öğrendikleri zaman, hiç şüphesiz çocuklarımız da böyle düşüneceklerdir.

Böylece yıllar geçmektedir ve Atatürk artık aramızda değildir. Ama O bizzat şöyle demiştir: “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.”(1929)

İşte, bu söze uyarak, onun fikirleri etrafında düşüncelerimizi toplayalım. 1937’de Romanya Dışişleri Bakanı’na şöyle demişti:
Dünyada ve dünya milletleri arasında sukûn ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan mahrumdur. Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim: Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii evvela ve evvela kendi milletinin mevcudiyet ve saadetinin amili olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için aynı şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya hadiseleri bize bunu açıktan açığa ispat eder. En uzakta hissettiğimiz bir hadisenin, bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu saymak lazımdır. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan bütün aza mütessir olur… ‘Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa, “Bana ne” dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa, tıpkı kendi aramızda olmuş gibi, onunla alâkadar olmalıyız. Hadise, ne kadar uzak olursa olsun, bu esastan şaşmamak lazımdır. İşte bu düşünüş, milletleri hodbinlikten kurtarır. Hodbinlik [bencillik] şahsi olsun, milli olsun, daima fena telakki edilmelidir.

Afet İnan - Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler
 

Poyrazbartu

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
19 May 2020
Konular
4
Mesajlar
29
MFC Puanı
240
Paylaşım için teşekkürler emeğinize sağlık.
 
Üst