TRWE_2012
Süper Moderatör
- Üyelik Tarihi
- 2 Haz 2020
- Konular
- 3,091
- Mesajlar
- 5,890
- MFC Puanı
- 20,830
Anzak körfezinde yaralananları taşıyan sedye erleri. En Soldaki asker cephedekilere şişe ile su taşımaktadır.
Gelibolu harekâtı başladığında bu kadar uzun süreceğini bunca yaralı verileceğini düşman beklemiyordu. İlk saldırı sırasında yaralananların sayısı, yeterli hazırlıktan yoksun sıhhiye ekiplerinin yetişebileceklerinin çok üstünde idi. Büyük saldırılar sırasında yaralananlara gerekli müdahalede bulunabilmesi için saatler geçmesi gerekiyordu. Sonradan hastane gemilerine ve Limni adası, Mısır ve Malta’daki ana hastanelere gerekli ulaşım sağlandı.
Yaz sıcakları bastırınca, Gelibolu yarımadasında koşullar daha da kötüleşti. İlkel temizlik koşulları pire salgınına ve diğer hastalıklara yol açtı. Binlerce asker dizanteri, ishal ve zehirli hummaya yakalanarak savaş alanından tahliye edildiler. Boğa eti, bisküvi, reçel ve çaydan oluşan, her gün ayni erzak , durumu daha da kötüleştiriyordu. Özellikle askerlerin üniformalarındaki bitler, onlara büyük ızdırap veriyordu. Zafer umutları sönerken askerin morali de çökmeye başladı. Birçokları Gelibolu yarımadasını asla sağ terkedemiyeceklerine inanmaya başladılar.Sanki cehennemin bütün kapıları açılmış gibiydi.....!
Gelibolu harekâtı başladığında bu kadar uzun süreceğini bunca yaralı verileceğini düşman beklemiyordu. İlk saldırı sırasında yaralananların sayısı, yeterli hazırlıktan yoksun sıhhiye ekiplerinin yetişebileceklerinin çok üstünde idi. Büyük saldırılar sırasında yaralananlara gerekli müdahalede bulunabilmesi için saatler geçmesi gerekiyordu. Sonradan hastane gemilerine ve Limni adası, Mısır ve Malta’daki ana hastanelere gerekli ulaşım sağlandı.
Yaz sıcakları bastırınca, Gelibolu yarımadasında koşullar daha da kötüleşti. İlkel temizlik koşulları pire salgınına ve diğer hastalıklara yol açtı. Binlerce asker dizanteri, ishal ve zehirli hummaya yakalanarak savaş alanından tahliye edildiler. Boğa eti, bisküvi, reçel ve çaydan oluşan, her gün ayni erzak , durumu daha da kötüleştiriyordu. Özellikle askerlerin üniformalarındaki bitler, onlara büyük ızdırap veriyordu. Zafer umutları sönerken askerin morali de çökmeye başladı. Birçokları Gelibolu yarımadasını asla sağ terkedemiyeceklerine inanmaya başladılar.Sanki cehennemin bütün kapıları açılmış gibiydi.....!