Tokyo
MFC Üyesi
- Üyelik Tarihi
- 3 Haz 2020
- Konular
- 3,330
- Mesajlar
- 5,771
- MFC Puanı
- 72,650
Korku, öfke, keder, suçluluk ve utanç gibi zor duygulardır kalplerimizi fena çarptıran, gözlerimizi yaşlara boğan, sabahlara kadar tavanları seyrettiren, sokağa çıkmaktan alıkoyan ve hatta yaşamdan koparan…
İrili ufaklı sayısız hastalığımızın altında, anlayamadığımız, doğru yönetemediğimiz zor duygularımız vardır.
Zor duyguları yönetmeyi öğrenmemizin ödülü ise, daha iyi yaşamaktır.
Dikkatle kulak verdiğimizde onlardan, yaşantımızda hangi ilişkilerin, uğraşıların bizi zorladığını, davranışlarımızda nelere dikkat etmemiz, neleri düzeltmemiz ve değiştirmemiz gerektiğini öğrenebiliriz.
Çok küçük yaşlardan itibaren bu konuda eğitilsek, tıbbi harcamaların ne kadar azalacağını, bireysel ve toplumsal mutluluğun ne kadar artacağını tahayyül bile edemiyorum.
Ne yazık ki çoğumuz bize dayanılmaz gelen zor duygulardan ve onların mesajlarından kaçarız.
Nasıl mı?
• Zor duyguları önemsememeye çalışırız,
• Zor duygularımızdan başkalarını sorumlu tutarız,
• Çılgınca alışveriş yaparak, tıbbi ya da yasa dışı uyuşturucular kullanarak, dini ve ideolojik fanatizme kapılarak, aşırı alkol tüketerek, kontrolsüzce yemek yiyerek/yemeyerek, cinsel bağımlılıkla, gereksiz plastik operasyonlarla onları bastırırız.
Ama ne yazık ki bu yöntemlerin hiç biri, duygularımızı ve yaşantımızı doğru yönetmenin yollarını bulmamıza yardımcı olamaz!
Çünkü değişim ve gelişim, bilinçli bir özen ve emek gerektirir!
Sizlerle paylaşacağım aşağıdaki adımlar, zor duygularınızı tanımanıza ve onların mesajlarını fark etmenize yardımcı olabilir.
O mesajlarsa dilerim, ihtiyacınız olan değişimin kapısını aralar.
• Kendinize zaman ayırın ve içinize odaklanın!
Ne hissediyorsunuz? Korku mu? Öfke mi? Keder mi? Suçluluk mu? Utanç mı?
• Bedeniniz bu zor duyguyu nasıl hissediyor? ( Örn: Boğazınızda bir düğüm, kalbinizin üzerine oturan kaya, ellerinizin buz kesmesi, bedeninizi kuşatan simsiyah bir ağ, ...)
• Bu duyguyu en doğal haliyle, hiç zorlamadan, bastırmadan, yargılamadan hissedin!
Duygunun dalga dalga gelmesine ve geçmesine izin verin!
• Hissettiğiniz bu duygunun resmini yapsanız, nasıl çizersiniz; hangi şekli verir, hangi renklerle boyarsınız?
Onu çizin!
• Duyguyu dolu dolu hissettiğinizi fark ettiğinizde, direnmeden ve yargılamadan kendinizi açarak duygunuza sorun:
‘’Bana mesajın nedir?’’
İrili ufaklı sayısız hastalığımızın altında, anlayamadığımız, doğru yönetemediğimiz zor duygularımız vardır.
Zor duyguları yönetmeyi öğrenmemizin ödülü ise, daha iyi yaşamaktır.
Dikkatle kulak verdiğimizde onlardan, yaşantımızda hangi ilişkilerin, uğraşıların bizi zorladığını, davranışlarımızda nelere dikkat etmemiz, neleri düzeltmemiz ve değiştirmemiz gerektiğini öğrenebiliriz.
Çok küçük yaşlardan itibaren bu konuda eğitilsek, tıbbi harcamaların ne kadar azalacağını, bireysel ve toplumsal mutluluğun ne kadar artacağını tahayyül bile edemiyorum.
Ne yazık ki çoğumuz bize dayanılmaz gelen zor duygulardan ve onların mesajlarından kaçarız.
Nasıl mı?
• Zor duyguları önemsememeye çalışırız,
• Zor duygularımızdan başkalarını sorumlu tutarız,
• Çılgınca alışveriş yaparak, tıbbi ya da yasa dışı uyuşturucular kullanarak, dini ve ideolojik fanatizme kapılarak, aşırı alkol tüketerek, kontrolsüzce yemek yiyerek/yemeyerek, cinsel bağımlılıkla, gereksiz plastik operasyonlarla onları bastırırız.
Ama ne yazık ki bu yöntemlerin hiç biri, duygularımızı ve yaşantımızı doğru yönetmenin yollarını bulmamıza yardımcı olamaz!
Çünkü değişim ve gelişim, bilinçli bir özen ve emek gerektirir!
Sizlerle paylaşacağım aşağıdaki adımlar, zor duygularınızı tanımanıza ve onların mesajlarını fark etmenize yardımcı olabilir.
O mesajlarsa dilerim, ihtiyacınız olan değişimin kapısını aralar.
• Kendinize zaman ayırın ve içinize odaklanın!
Ne hissediyorsunuz? Korku mu? Öfke mi? Keder mi? Suçluluk mu? Utanç mı?
• Bedeniniz bu zor duyguyu nasıl hissediyor? ( Örn: Boğazınızda bir düğüm, kalbinizin üzerine oturan kaya, ellerinizin buz kesmesi, bedeninizi kuşatan simsiyah bir ağ, ...)
• Bu duyguyu en doğal haliyle, hiç zorlamadan, bastırmadan, yargılamadan hissedin!
Duygunun dalga dalga gelmesine ve geçmesine izin verin!
• Hissettiğiniz bu duygunun resmini yapsanız, nasıl çizersiniz; hangi şekli verir, hangi renklerle boyarsınız?
Onu çizin!
• Duyguyu dolu dolu hissettiğinizi fark ettiğinizde, direnmeden ve yargılamadan kendinizi açarak duygunuza sorun:
‘’Bana mesajın nedir?’’