• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Bir suretti gözlere kazınan..

Üyelik Tarihi
27 May 2019
Konular
32
Mesajlar
599
MFC Puanı
4,740
Aylardan Mart olunca hangi günde olduğunun pek önemi olmuyor takvim yapraklarının.

İçinde bulunduğu ayın verdiği kasvet ve mutsuzluk nasıl olsa her güne bulaşıyor güneşin o cılız ışıklarına rağmen.

Pazartesi ya da Salı,

Cumartesi ya da Pazar.

Aşkın memuriyeti yok nasıl olsa,

Ondan belki de önemi yok hafta içi / sonu olmasının.

Hiçbir yoklamada yok yazılmıyor nasıl olsa.

Tek taraflısı, platoniği, tutkulusu, naifi, karşılıksızı, delicesine olanı.

Nereye giderseniz gidin mutlaka birine rastlarsınız muhakkak ve nerede olursanız olsun aşk sizden önce çalmıştır kapıları.

O’nun karşısında hep geç kalanı oynamak zorunda kalırsınız.

Şimdi kalanı oynuyorsun okuduğum yazının satır aralarında.

Gidenin rolünü yazıp sahneye çıkarttığında oturduğun yerden izlemek nasıl da acı veriyor değil mi.

Adını ağzında unuttuğun adamı bir daha dokunamayacak kadar uzağında görmek ve gözlerine kazıdığın suretini seçememek onlarca yüz arasından.

Diline dua yaptığın adını artık daha az anmak, en azından kendini buna mecbur hissetmek nasıl da koyar insana.

Sonrası kapı arkası yalnızlıkları olarak çıkıyor insanın karşısına.

Sen bodrum katında hüzünlerine hüzün katıyorsun,

Şehir sana ağlıyor son demleri ile.

Dalgalara söver gibi hayata sövüyorsun sonra.

Bir ceylan kadar ürkek, ne verdin ki ne istiyorsun diyecek kadar dengesiz buluyorsun aynada gördüğün aksini.

Eskilerin dediği gibi Mart kapıdan baktırırken yokluklar çalıyor ardından bakılan kapıları.

Eski bir dostu ağırlar gibi içten,

Taziyeye gelen misafirin ağzından dökülecekleri bilmek gibi meraksız dinliyorsun söylenenleri.

Hayatından birileri daha gidiyor işte öylece, apansız.

Birilerine daha durak oluyorsun, birilerine daha han.

Ne tuhaf,

Bu hana hancı için gelen olmaz mı dersin..?

Ee sende haklısın;

Hancının işi yolcu ile aşkı ne etsin..?
 
Üst