• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Çeşme Hakkında Bilgi

Üyelik Tarihi
30 Kas 2012
Konular
12,578
Mesajlar
16,017
MFC Puanı
2,330
cesme10.jpg



Antik çağda Kyssus adıyla anılan Çeşme’nin bugünkü adını denizcilerin su temin ettikleri “çeşme”’lerden aldığı sanılmaktadır. Çünkü Çeşme’nin en önemli özellikleri içme suyu ve limanıdır. Son derece korunaklı bir limana sahip Erythrai’nın Mısır, Kıbrıs, ve batı ülkeleri ile ilişki kurduğu ve ticaretini geliştirdiği bilinmektedir. Ülkemizin başlıca turizm merkezlerinden biri olan, uluslar arası bir üne sahip Çeşme ve töresinde halk, antik çağda 12 Ion birliğinden olan Eryhrai’nın (Ildırı) kalıntıları ile iç içe yaşamaktadır. Çeşme, Lydia, Pers, Pergamon (Bergama) Krallığı, Roma ve Bizans egemenliklerini yaşamıştır. Çeşme Limanı’nın ön plana çıkmasındaki en önemli faktörlerden biri de Sakız Adası’ndan Anadolu kıyılarına en yakın ve güvenilir nokta olmasıdır. Bu nedenle liman, yüzyıllar boyunca ticari alışverişi canlı halde sürdürebilmiştir.

18.yy’da Osmanlı Devleti’nin Lehistan’ı Ruslar’a karşı koruması ve Rus Çariçesi II. Katerina’nın Osmanlı Devletini parçalama ve Akdeniz’e inme siyaseti, 1768-1774 Osmanlı - Rus savaşlarına yol açmıştır. Osmanlı Devleti’ni denizde ve adalarda zor durumda bırakmak isteyen Ruslar, Baltık Denizi’ndeki savaş gemilerini Ege

Denizi’ne yolladılar Başlangıçta Ruslar'ın top ateşi altında fazla dayanamayan Osmanlı kalyonları,daha sonra Cezayirli Hasan Paşa'nın komutasında 22 Ekim 1770'te Ruslar'ı yenilgiye uğrattı. Yüzyıllarca Eyalet sistemiyle idare edilmiş olan Osmanlı Devleti'nde 8 Kasım 1864'te Sultan Abdülaziz döneminde köklü değişiklikler yapılmış ve çıkarılan kanunlarla bu değişiklikler uygulanmaya başlamıştır.Buna göre Aydın ilinin İzmir sancağına bağlı bir kazası olan Çeşme, Kaymakamlık olmuştur. Diğer birçok Batı Anadolu liman şehrinde olduğu gibi Çeşme de, Rum nufusu Türk nufusundan fazlaydı. Rumlar burada bağcılığı ve şarapçılığı geliştirmişler, çekirdeksiz siyah üzüm başta olmak üzere buğday ve diğer hububat ziraatı da yapmışlardır. Anason ve kökboya üretimi başlamış-tır. Kurtuluş Savaşı’nda özellikle 9.Eylül.1922’ de İzmir’in , 16 Eylül 1922’ de, Çeşme’nin Yunan işgalinden kurtuluşu ile Rum nufusu Yunanistan’a gitmiştir. 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması ile nufus mübadelesi yapılmıştır.

3. Yüzyılın son yarısı ile 14. Yüzyılın başlarında Batı Anadolu’nun ticari hayatına isim yazmış Cenevizler’in etkisi görülmüştür. Aynı dönemde yöre bir ara Çaka Bey’in yönetimi’ne girmişsede hakimiyeti kısa sürmüştür.
14.yy Başlarında Aydınoğullarının sürüklediği akın kısa zamanda etkili olup Çeşme Limanı bir deniz üssü durumuna getirilmiştir. Yörenin daha sonra İzmir Beyi Umur Bey’in yönetimi’ne geçmesi Cenevizliler’i tamamen yörenin ticaretten dışlamak istemeyen Umur Bey ticaretin kendi kontrolünde olması için onları kendi hakimiyetinde kabul ettiği Sakız Adası’na göndermişti. Orada kalacak Cenevizliler'le ticari ilişkiler, kendi tabii şartları içinde yapılacaktı. 1330'da Cenevizliler'in Sakız adasına yerleşmeleriyle konumu buraya en uygun olan Çeşme limanı bir kez daha önem kazanmış, böylece Cenevizliler ile ticaret doğal koşullarda sürdürülmüştür. İlk kez 1. Beyazıt (yıldırım) tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fakat Ankara Savaşı'ndan sonra (1402), Timur tarafından yeniden Aydınoğulları'na verilir. 17.yy sonlarından itibaren Batı Anadolu ürünlerinin satıldığı küçük bir ticaret merkezi olan İzmir'in bir anda ticari üstünlüğü ele geçirmesisiyle, Çeşme Limanı, İzmir Limanı'nın yanında giderek gerilemiş ve önemini yitirmiştir.


Gezilip Görülecek Yerler

Çeşme, kuzey rüzgarlarını almadığı için durgun suları olan Altınkum, Pırlanta, Tursite gibi muhteşem koylara sahiptir.Aynı zamanda ILDIRI beldemiz Tunç çağından kalma çok önemli tarihi eserlerle bezenmiştir.Eskiden cüzzamlıların yaşadığı bir manastır olduğu söylenen AYAYORGI, yarım ay şeklinde doğal bir koydur.

ILICA
İlçe merkezinin 5 km. doğusunda bulunan Ilıca, körfezi ve özellikle 2 km.'ye yakın uzunluktaki geniş plajı, beyaz incecik kumları, deniz içinde kaynayan termal suyu ile önemli bir konum içerir. Yıldızburnu mevkiinde denizin içinden kaynayan şifalı sıcak termal suyundan herkes yararlanmaktadır. Kuzey-güney hattına bağlı olan ve pek çok kaynaktan beslenen termal su, kalker sarı kil, volkan tüfleri arasından çıkar ve genellikle çatlaklardan gelen mağmatik sulardan oluşur. En önemlisi 55 derece sıcaklığında olan Topan (Hamidiye) termal suyudur. Ilıca'da Yıldız mevkiinde 1985 yılında kurulan Çeşme Yelken Kulübü; Türkiye'nin en hızlı büyüyen, en büyük tekne filosuna sahip, milli takıma sporcu yetiştiren başarılı bir kulüptür. Yakın mevkiide bulunan ve yaklaşık 5 km. uzunluğunda çok güzel plajlara sahip Boyalık koyu
Ilıca Plajının karekteristik özelliklerini taşır.

ALAÇATI
Çeşme ilçesine bağlı, Çeşme'ye 7 km. uzaklıkta bir beldedir. Türk - Yunan karışımı Ege mimari özellikleriyle parke taşlı arnavut kaldırımlarıyla, yüzyıl öncesinden kalan yeldeğirmenleriyle ve sakız bahçeleri ile sevimli antik bir kasabadır, Alaçatı. 1874 yılında yapılmış Ayios Kostantinos kilisesi camiye dönüştürülmüştür ve Pazaryeri camii olarak bugünde heybetle yükselir.

Her yıl haziran ayının son haftasında yapılan "Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali" ne Dünya'nın çeşitli ülkelerinden topluluklar katılır. Doğal Alaçatı limanı, devamlı esen rüzgarına rağmen dalgasız denizi ile Dünya'da sörf yapmaya elverişli nadir merkezlerden biridir. Ayrıca rüzgar almayan pırıl pırıl kumlarıyla meşhur Çark ve Piyade plajları çok güzeldir. Yapılmakta olan yalı, yat limanı ve havaalanı projesi turizm potansiyelini önemli ölçüde artıracaktır.

ILDIRI
Çeşme’nin 20 km. kuzey doğusunda yer alan Ildırı köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Erythrai sözcüğünün Yunanca’da “kırmızı” anlamına gelen Erythros’tan türediği, kent toprağının kırmızı renginden dolayı Erythra’nin “Kızıl Kent” anlamında kullanıldığı sanılmaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythros’tan almıştır. Kentte ele geçen bulgular, bu yörede ilk Tunç Çağ’ından bu yana yerleşimin olduğunu göstermiştir. İkinci kolonileşme döneminde kent, Atina Kralı Kadros soyundan gelen Knopos yönetimindeydi. Başlangıçta krallık ile yönetilen kent sonraları yine kral soyundan olan ancak halkın seçtiği Basileuslar tarafından yönetildi. İon kentlerinin aralarında kurdukları Panionion dinsel ve siyasal birliğe katıldılar. Kent Pythagoras’la birlikte kısa süreli tiranlık dönemi yaşamış, bu dönemde üreterek dışarı sattığı değirmen taşlarıyla önem kazanmıştır

Erythrai, Lidya ve daha sonra da Persler’in eline geçer. Pers boyunduruğuna karşı diğer İon kentleri gibi ayaklanmaya katılan kente, bütün İon kentleriyle birlikte İ.Ö. 334'te İskender, bağımsızlığını kazandırır. İskender'in ölümünden sonra çıkan kargaşalar sonucu bir çok el değiştiren Erythrai Pergamon (Bergama) Krallığı'nın eline geçer. İ.Ö.133' te Roma İmparatorluğu içinde özgür bir kent statüsü kazanır. Bu dönemde şarabı, keçileri, değirmen taşları ve kadın kahinleri Sibyl ile Herophile ile ün kazandı.
İ.Ö.1 yy.'da depremler, savaşlar ve Romalı komutanların yağmaları yüzünden büyük yıkıma uğrayan yöre; 16.yy'dan sonra İlderen ve Ildırı adlarıyla anılmaya başladı.
Şehirde 1963-1966 yılları arasında Prof.Hakkı Gültekin ve sonraları Prof. Ekrem Akurgal tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. İlkönce M.Ö. 3.yy. sonlarında yapıldığı sanılan akrapolün kuzey yamaçlarındaki antik tiyatro torak altından çıkarıldı. Akrapol'ün en yüksek düzlüğünde yapılan araştırmalarda da Athena tapınağına ait kalıntılar bulundu. Şehrin etrafının 5 km. uzunluğunda surla çevrili olduğu anlaşıldı. Tiyatro kısmen açığa çıkarıldı ve restorasyon çalışmaları yarım kaldı. Araştırmalarda akrapolde M.Ö.6. ve 7.yy'dan kalma çanak, çömlek, taş ve topraktan figürler bulundu. Bunlar Erythrai şehrinin en eski tarihi buluntularıdır.

Denizi’ne yolladılar Başlangıçta Ruslar'ın top ateşi altında fazla dayanamayan Osmanlı kalyonları,daha sonra Cezayirli Hasan Paşa'nın komutasında 22 Ekim 1770'te Ruslar'ı yenilgiye uğrattı. Yüzyıllarca Eyalet sistemiyle idare edilmiş olan Osmanlı Devleti'nde 8 Kasım 1864'te Sultan Abdülaziz döneminde köklü değişiklikler yapılmış ve çıkarılan kanunlarla bu değişiklikler uygulanmaya başlamıştır.Buna göre Aydın ilinin İzmir sancağına bağlı bir kazası olan Çeşme, Kaymakamlık olmuştur. Diğer birçok Batı Anadolu liman şehrinde olduğu gibi Çeşme de, Rum nufusu Türk nufusundan fazlaydı. Rumlar burada bağcılığı ve şarapçılığı geliştirmişler, çekirdeksiz siyah üzüm başta olmak üzere buğday ve diğer hububat ziraatı da yapmışlardır. Anason ve kökboya üretimi başlamış-tır. Kurtuluş Savaşı’nda özellikle 9.Eylül.1922’ de İzmir’in , 16 Eylül 1922’ de, Çeşme’nin Yunan işgalinden kurtuluşu ile Rum nufusu Yunanistan’a gitmiştir. 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması ile nufus mübadelesi yapılmıştır.

3. Yüzyılın son yarısı ile 14. Yüzyılın başlarında Batı Anadolu’nun ticari hayatına isim yazmış Cenevizler’in etkisi görülmüştür. Aynı dönemde yöre bir ara Çaka Bey’in yönetimi’ne girmişsede hakimiyeti kısa sürmüştür.
14.yy Başlarında Aydınoğullarının sürüklediği akın kısa zamanda etkili olup Çeşme Limanı bir deniz üssü durumuna getirilmiştir. Yörenin daha sonra İzmir Beyi Umur Bey’in yönetimi’ne geçmesi Cenevizliler’i tamamen yörenin ticaretten dışlamak istemeyen Umur Bey ticaretin kendi kontrolünde olması için onları kendi hakimiyetinde kabul ettiği Sakız Adası’na göndermişti. Orada kalacak Cenevizliler'le ticari ilişkiler, kendi tabii şartları içinde yapılacaktı. 1330'da Cenevizliler'in Sakız adasına yerleşmeleriyle konumu buraya en uygun olan Çeşme limanı bir kez daha önem kazanmış, böylece Cenevizliler ile ticaret doğal koşullarda sürdürülmüştür. İlk kez 1. Beyazıt (yıldırım) tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fakat Ankara Savaşı'ndan sonra (1402), Timur tarafından yeniden Aydınoğulları'na verilir. 17.yy sonlarından itibaren Batı Anadolu ürünlerinin satıldığı küçük bir ticaret merkezi olan İzmir'in bir anda ticari üstünlüğü ele geçirmesisiyle, Çeşme Limanı, İzmir Limanı'nın yanında giderek gerilemiş ve önemini yitirmiştir.


cesme008.jpg


sherationcesmehotel.jpg
 
Üst