• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Coronavirüs haberleri

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Koronavirüsle mücadelede kullanılacak! 3 TIR dolusu cihaz Türkiye'de
Rönesans Sağlık Yatırım ve Japon Sojitz ortaklığı ile Kamu Özel İş Birliği modeli kapsamında inşa edilen Başakşehir Şehir Hastanesi için yeni tip koronavirüse (Kovid-19) tedavisinde fark yaratan, kullanıcının cihaza müdahalesini minimum düzeye indiren akıllı 522 solunum cihazının 155 adetlik ilk partisi stratejik öneme sahip malların uluslararası dolaşımına getirilen kısıtlamalara rağmen 3 tır ile Türkiye’ye ulaştı.

Ventilatörler ile cihaza bağlı olan hastanın solutulmasında otomasyona geçilebilecek. Cihazlar, entübe edilen ve entübe edilmeden maske ile desteklenen hastaların otomatik yöntemle solutulmasının yanında, HFOT Yüksek Akışlı Oksijen Terapisi yaparak özellikle Kovid-19 gibi akut solunum yetmezliği (ARDS) yaşayan hastalarda etkin tedavi sağlayabilecek. Bununla birlikte, otomatik ventilasyon özelliğiyle hastanın stabilitesi bozulmadan başka birimlere transferleri sağlanabilecek.

Ventilatör cihazları, Kovid-19’da olduğu gibi akut solunum yetmezliği yaşayan hastalıklarda akciğer koruyucu ventilasyon tekniklerini otomatik olarak kullanarak, hastanın solunum yükünü en aza indirip en uygun ventilasyonu sağlıyor.

Cihazların sahip olduğu otomatik ventilasyon modlarıyla hastaların solunum durumuna özel, en uygun ve güvenli ventilasyon sağlanarak hastanın cihaza bağlı kalma süresi kısaltılıp iyileşme fazına hızlı geçişi kolaylaşıyor. Cihaz, hekimin yapmak zorunda kaldığı birçok rutin ayarı otomatik olarak yaptığı gibi, cihazda oluşacak alarm sayısıyla birlikte hekimin cihaza müdahale sayısı da azalıyor.

Hastanenin A ve D bloklarında toplam 155 adet solunum cihazı, 1.275 adet hasta başı monitörü, 445 adet defibrilatör, 185 adet EKG cihazı, 1.700 adet hasta yatağı ve 150 acil muayene yatağı yer alacak. Ayrıca temizlik, taşıma, yemek ve atık hizmetleri ile HBYS ve görüntüleme hizmeti, sterilizasyon ve dezenfeksiyon hizmeti gibi hastanenin ihtiyaç duyacağı temel hizmetler tedavi süreçleri için hazır hale getirilecek ve sağlık hizmetleri kesintisiz desteklenecek.

Hastanenin İlk Etabı, 20 Nisan’Da Hizmete Açılacak

Başakşehir Şehir Hastanesi üçte birlik bölümü olan A ve D Blok’u Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel talimatıyla Kovid-19 erken tedavi merkezi olarak konumlandırılmıştı.

Hastanenin ilk etabı, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında, 20 Nisan’da hizmete açılacak. A ve D Blok Bölümü dış ortamdan tamamıyla izole edilerek, en ileri teknolojilerle donatılıyor.

Başakşehir Şehir Hastanesi’ne zorlu şartlarda ve özel güzergâh belirlenerek nakledilen İsviçre ürünü Hamilton marka C3 Ventilator cihazlarının kurulumunun en kısa sürede tamamlanarak, 20 Nisan’da hastanede tedavisine başlanacak Kovid-19 yoğun bakım ve serviste yatan hastalarının hizmetine sunulması hedefleniyor.



KAYNAK: AA
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
İBB'de koronavirüs nedeniyle ikinci ölüm
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bir personellerinin daha koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladı.


Twitter üzerinden açıklamada bulunan İmamoğlu, "Ne yazık ki, ikinci personelimizi de salgına kurban verdik. Bugün hayatını kaybeden Ağaç AŞ çalışanımız Süleyman İleri’ye Allah’tan rahmet, yakınlarına ve İBB ailesine başsağlığı dilerim. Covid19 testi pozitif çıkan personel sayımız 161’e çıkmıştır, tedavileri devam etmektedir" dedi.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Muğla'nın Koronavirüs Raporu'nda Son Durum: Vaka Sayısı 70 Civarında


Muğla’nın Koronavirüs Raporu’nu elimize ulaşan bilgiler ışığında Milas Medya haber merkezi olarak sizlere aktarmaya devam ediyoruz.

Edindiğimiz son verilere göre, Muğla’da vaka sayısı 70 civarında. Vakalarda son durum ise şöyle; 7 ölü, 7 ayakta tedavi, 6 taburcu, 15 civarında evde takibi sağlanan hasta ve diğer vatandaşlarımızın ise tedavisi Muğla’nın tüm ilçelerinde özel ve devlet hastanelerinde sürüyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, video konferans yöntemi ile canlı yayında önceki gün akşam il sağlık müdürlerine seslendi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; 3 saat süren toplantıda, koronavirüs salgınına karşı illerde yürütülen çalışmalar değerlendirildi. Toplantıda hastaların durumu, tedavi protokolleri, yoğun bakım doluluk oranları ve mevcut ihtiyaçlar ele alındı.
Bakan Koca, pozitif vakaların temaslılarının taranması konusunda hızlı hareket edilmesi gerektiğinin altını çizdi. "Bu dönemde temas içinde olan kişileri izole edemezsek, hastalığı kontrol altına alma şansımız olmaz" diyen Bakan Koca, tanı ve tedavi konusunda gecikme yaşanmaması gerektiğini hatırlattı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı açıklamada, PCR testinin üniversiteler dahil olmak üzere birçok merkezde yapılabilir hale getirildiği bilgisini vermişti. Muğla’da PCR testleri tanı amaçlı olarak kullanılmaya başladı. PCR testi ile 3-4 saatte işlemler sonuca erdiriliyor. Çıkan sonuca göre hareket edilip tedavi gerçekleştiriliyor. Şimdiye kadar Muğla’da 1000 adet PCR testi yapıldığı öğrenildi.
Öte yandan Muğla’da Koronavirüsle mücadelenin tüm hızıyla devam ettiği belirlendi. Salgınla ilgili 112 Acil’e gelen tüm çağrılar merkez tarafından dinleniyor ve aramadaki bilgilere göre ambulanslar vatandaşların bulunduğu adrese yönlendiriliyor. Özellikle ateş, ishal, boğaz ağrısı, öksürük gibi belirtiler varsa önce derhal ekipler tarafından müdahale ediliyor. Hastaneye götürülmesi gereken hastalar doktor kontrolüne alınmak üzere hastaneye sevk ediliyor. Doktorun kanaatine göre ya hastanede tedaviye alınıyor ya da izolasyona tabi tutuluyor.
İlimizde Milas, Bodrum ve Fethiye’de tedavi gören hastaların sayısı diğer ilçelere oranla daha fazla olduğu öğrenildi. Muğla’da sevindirici olan ise diğer illere nazaran nüfus ile hasta sayısı ortalamasının daha düşük seviyede olması. Hatırlanacağı gibi vaka sayıları diğer illerde Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan son verilere göre İstanbul 8.852,İzmir 853, Ankara 712,Konya 584,Kocaeli 410 ve Isparta 268 olarak açıklandı.
Diğer yandan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından paylaşılan 5 Nisan Türkiye Koronavirüs tablosuna göre, toplam vaka sayısı 27 bin 069'a, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 574'e yükseldi.
Bu arada 75. Yıl Milas Devlet Hastanesi Başhekimi Tarık Çubukçuoğlu ve Doktor Gamze Cengiz Atıcı korona şüphesiyle hastanenin Pandemi servisinde kontrol altına alındı. Tomografilerinin çekilmesinin ardından durumlarının iyi olduğu gözlemlenen doktorların, evlerinde izole edildiği öğrenildi. Hastanede, Tomografi ve Pandemi servisinde ilaçlama ile dezenfekte işlemi yapılmasının ardından servisler yeniden hizmete açıldı
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Vatandaşa uyarı: Korona indirimlerini dikkat
Sponsored Links
Uzmanlar, corona virüs salgını nedeniyle birçok büyük mağazanın geçici olarak kapandığı şu günlerde online alışverişte yaşanan dolandırıcılık olayları konusunda uyarıyor

Corona virüs tedbirleri kapsamında pek çok mağaza kapalı durumda. Bu dönemde alışveriş yapmak isteyen vatandaşlar internet üzerinden alışverişi tercih ediyor.



Bunu fırsat bilen bazı kötü niyetli satıcılar ise "indirim" adı altında sahte ürünlerle satış yapmaya çalışıyor. Alışveriş sonunda tüketiciye satın alınan ürünün gerçeği dışında başka bir ürün gönderilirken, ayrıca vatandaşların kredi kartı bilgileri de kopyalanabiliyor.

Uzmanlar internet sayfaları ile sosyal medyadaki ilanlara ve satışlara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.



Konuyla ilgili vatandaşları uyaran Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu, "Corona virüs maalesef dolandırıcıları korkutmamış. Hala çıkar peşindeler. 'corona indirimi' diye şimdi de bir takım ilanlar verip, vatandaşları tuzağa düşürmeye çalışıyorlar" dedi.

Ağaoğlu, birçok büyük markanın kepenk kapattığını hatırlatarak şöyle devam etti:

"Bunların daha önce de yaptıklarını gördük. Karaborsacılık, vurgunculuk yaptılar. İnsanları kandırıp kredi kartı bilgilerini ele geçirerek hesaplarını boşalttılar. Şimdi de korona vurgunculuğu yapıyorlar. Bunlar taklit yapıyor. Gerçekten ciddi markalar kepenk kapattılar. Çalışmıyorlar. Şimdiden ilanlar veriyorlar. Müşterilerine mesajlar göndererek, 'Biz size indirim yapacağız. Şimdi bize 250 lira verin mağazamız açıldığı ilk gün gelin, size 500 liralık alışveriş yaptıralım' diyorlar. İşte bunları taklit eden dolandırıcılar müşterilerinin tuzağa düşmesi neticesinde onların kredi kartı bilgilerini ele geçirip dolandırıyorlar. Ya da bir takım sahte hesaplarla tuzağa düşürdükleri insanların kendilerine havale göndermesini, ödeme yapmasını isteyerek onları dolandırıyorlar.

Dikkat diyorum. O tanıdığınız, bildiğiniz ve güvendiğiniz markanın size sunduğu o indirim gerçek olmayabilir. Gerçek olan şu. Bugün birçok marka sıkıntıda. Ürünlerini satamıyor, mağazalarını kapattı. İşte bu noktada fırsatçı ve dolandırıcılar taklit ederek sanki 500 liralık ürünü yarı fiyatına satacakmış, 1000 liralık ürünü 500 liraya satacakmış gibi ağlarına düşürüyor daha sonra paralarını alıyor. Birde kredi kartı bilgilerini ele geçirerek tamamen hesaplarını boşaltabiliyorlar."

KAYNAK: DHA
 
Üyelik Tarihi
30 Haz 2019
Konular
7
Mesajlar
298
MFC Puanı
2,160
Bu önemli haberler için çok teşekkürler.:a-(113):
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
İŞTEN ÇIKARTMA YASAĞI HAKKINDA*

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından hazırlanan bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi taslağı, görüş alınmak üzere sivil toplum kuruluşlarına gönderildi. Toplam 62 maddeden oluşan yasa taslağı uyarınca, İş Kanunu’na geçici madde ile ekleme yapılarak COVİD-19 tedbirlerinin uygulandığı dönemde işten çıkartma yasağı getirilecek.
*Buna göre,*
1.İş Kanunu kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin iş sözleşmesi, üç ay süreyle feshedilemeyecek.
2.Fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilecek.
3.İşten çıkarma yasağı süresini Sayın Cumhurbaşkanımız 6 aya kadar uzatabilecek.
4.15 Mart 2020 tarihinden sonra ücretsiz izne ayrılan işçilere ve bu tarihten sonra işten çıkartılıp da işsizlik ödeneğinden istifade edemeyen işçilere İşsizlik Fonu’ndan günlük 39.24 TL, aylık ödeme 1.177 TL olacak.
5.Ücretsiz izne çıkartılarak ücret desteğinden yararlanan işçinin işveren tarafından çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde sosyal güvenlik kanunundaki para cezalarının dört katı tutarında ceza uygulanacak.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
KORONAVİRÜS NE ZAMAN BİTECEK!!!
Bilim Kurulu üyesi tarih verdi!
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, koronavirüse ilişkin son rakamların Bilim Kurulu'nun beklentilerinin üstünde olmadığını belirterek salgının nisan ayının üçüncü haftasında zirve yapıp inişe geçme olasılığının yüksek olduğunu kaydetti.
Koronavirüs ile ilgili merak edilen en önemli konuların başında gelen "Koronavirüs ne zaman bitecek, hayat ne zaman normalde dönecek?" sorusu yanıt buldu.
Sabah gazetesine konuşan Bilim Kurulu Üyesi, Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İlhami Çelik, "Hastalığın nisan ayının üçüncü haftasında zirve yapıp inişe geçme olasılığı yüksek." ifadelerini kullandı.
Bilim Kurulu olarak bunlar öngördüğünüz rakamlar mıydı?
Rakamlar beklediğimiz gibi geliyor. Yükselişin normal olduğunu düşünüyorum. Bilim Kurumu olarak bizim amacımız salgının pik yapmasını zamana yaymaktı. Amacımız da sağlık iş yükünü arttırmamak ve zamana yaymaktı. Şu anda sağlık iş yükü açısından bir sıkıntı gözükmüyor. Hastanelerde ve yoğun bakımlarda doluluk oranları iyi gidiyor. Ölüm oranlarının düşük seyretmesine de şükrediyoruz.
"HASTANELERİMİZ 10 KAT BAŞVURUYU DA KALDIRABİLİR"
Hastanelerde aşırı bir hasta başvurusu var mı?
Hayır, hastanelerimizdeki başvurular belli bir seviyede gidiyor. Aşırı bir yükseliş ve düşüş yok. Ağır bir yükümüz söz konusu değil şu anda. Samimi olarak söylüyorum Hastanelerimiz bu başvuruların 10 katını 20 katını kaldırabilecek kapasitede.
Avrupa ile kıyaslayınca Türkiye'nin çok iyi durumda olduğunu görüyoruz. Batı'da o kötü fotoğrafları neden gördük?
Buradaki en önemli faktör bulaşıcılığı engellemekti. Onun yerine tedaviye yönelirseniz bu sonuçlarla karşılaşırsınız. Öncelikle salgını engellemek gerekiyordu. Sıkıntı buradan kaynaklandı. Mesela biz 83 milyonluk bir ülkeyiz. Salgını engelleyemezsek aynı sonuçlarla biz de karşılaşabilirdik. Salgını ciddiye almamız gerekiyor.
"3 HAFTA SONRA İNİŞE GEÇER"
Peki bu salgın Türkiye'de ne zaman zirve yapar ve inişe ne zaman geçeriz? Bilim Kurulu olarak pik yapma zamanı ile ilgili bir beklentiniz var mı?
Nisan ayının üçüncü haftasında hastalığın zirve yapıp inişe geçeceği olasılığının yüksek olduğunu düşünüyorum. Yani önümüzde çok kritik 2-3 haftamız var. Ama bu 2-3 haftayı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Hastalığın bulaşmasını engellemek için elimizden gelen azami gayreti göstermemiz gerekiyor. Hükümetin aldığı önlemlere sıkı sıkı uymamız gerekiyor. Bunu yapmazsak hem hastalığın süresi artar hem de sağlık iş yükümüzde aşırı bir artış görürüz.
"TOPLUM VİRÜSLE KARŞILAŞTIKÇA ETKİSİNİ KAYBEDECEK"
Şöyle bir endişe de var... Aşı bulunmadığı sürece biz bu hastalıktan kurtulamayacağız. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Toplum virüs ile karşılaştıkça salgının etkisi de azalır. Aşı bulunmasa bile etkisini zaman içerisinde kaybedecektir. Kızamık ve tüberküloz aşısı bulunmadan önce olduğu gibi. İnsanların büyük kısmı bu hastalığı belki bilmeden geçirecek ve antikor oluşturacak. Bunun yanı sıra genetik koşullar önemli, iklim koşulları önemli. Sıcak iklimde bu salgının zor ilerleyeceğini düşünüyorum. Sıcak bölgelere dikkat edin hep dışarıdan gelen vakalar. Türkiye yaza doğru ilerledikçe etkisini kaybedeceği kanaatindeyim. Sars ve Mers'te de benzer tecrübeyi yaşadık.
İstanbul'da rakamlar neden yüksek geliyor?
İstanbul'daki kalabalığı görüyorsunuz. İnsanlar toplum taşıma araçlarında birbirine temas ederek yolculuk ediyor. Virüsün sevdiği bir ortam. Burada yayılmayacağını düşünmek anlamsız olur.
"İKİ AYA NORMALLEŞME BEKLİYORUZ"
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "tedbirleri dikkate alırsak Ramazan'da hayat yeniden başlar" demişti. Siz de katılıyor musunuz?
Tabii ben de onu demeye çalışıyorum. Tedbirleri alırsak, havanın da sıcak gideceğini varsayarsak Ramazan Bayramında hayatın normalleşmeye başlayacağı kanısındayım. Ama burada tedbirlere uymak ve temastan kaçınmak çok önemli.
Aşı ve tedavi yöntemlerinde Türkiye olarak hangi durumdayız?
Türkiye'de çalışmalar yapılıyor. Bu konuda yoğun çalışılıyor. Kızılay'ın da bir kan çalışması var. İyileşen insanlardan antikor alınacak ve hastalara verilecek. Burada bir ümit olabilir mi bunu birlikte göreceğiz. Antikorun nasıl etki ede edeceğini denemekte kesinlikle fayda var.
Dünyadaki tedavi ve aşı çalışmalarından ümitli misiniz?
Bu konuda benim bazı endişelerim var. Bazı romatizmal ilaçların çok ön plana çıkarılması ve ısrarla başka hastalıklarla ilgili ilaçların ön plana çıkarılması bu virüsle mücadelemizi sekteye uğratıyor. Dikkatimizi dağıtıyor. Bu ilaçlar antiviral değildir. Sıtma ilacı gündeme getirildi. Çin'de ve ABD'de kullanıldığı söylenen ilaçlarla ilgili de tam bir veri elimizde değil.
"MUCİZE YÖNTEM YOK"
Hastalıkla hiç tanışmamış insanların kullanacağı bir mucize korunma yöntemi mevcut mu?
Kesinlikle böyle bir yöntem veya ilaç yok. Yalnızca kullanılan ilaçların yan etkileri ile karşılaşırsınız o kadar. Bazı ilaçların varlığından söz ediliyor. Bunlar gripte kullanılıyor. Ancak bu covid 19 ile ilgili bir durum söz konusu değil. Beslenme konusu benim alanım değil. Ama dengeli beslenmek ve zararlı alışkanlıklardan korunmak gerekir. Ancak "şunu yaparsanız virüsten korunursunuz" sözü çok kolay telaffuz edilecek bir söz değil. Çünkü böyle bir bilimsel gelişme henüz yok.
"SOSYAL MEDYA YALANLARINA DİKKAT"
Sosyal medyada bu konunun abartıldığını düşünüyor musunuz?
Bu konuyu sürekli dile getirmek insanlarda korkuya sebep oluyor. Kötü niyetli insanların olması mücadeleyi olumsuz etkiliyor. İnsanların dudağında neden uçuk çıkar. Çünkü bağışıklık sistemi baskılanmış ve çökmüştür. Korktuğunuz zaman uçuk çıkarırsınız. Korku ve paniğe kapılırsanız bağışıklık sisteminiz çöker. Bu şekilde virüs ile mücadele edemezsiniz. İnanın o kadar kronik hasta var ki? Hiçbirini kaybetmek istemiyoruz. Sosyal medyada bu dedikoduları yayanlar nereye varmak istiyor? Bu yalan haberleri neden üretiyorlar?
Bu konuda ümitli görünüyorsunuz...
Elbette ümitliyim. Türkiye ve dünya daha kötü salgınlar atlattı. Bunları yenen insanlığın bu virüsü yenmemesi için bir sebep yok.
POPÜLER HABERLER
TSK'nın bombardıman atışları Yunan basınında yankılandı: Türkler neye hazırlanıyor?
Koronavirüs ne zaman bitecek? Bilim Kurulu üyesi tarih verdi!
Kovid-19'un zaafı bulundu
Çernobil'de orman yangını radyasyon seviyesini 16 kat artırdı
Koronavirüsü yenen mucize ilaç
18 saat süren korkunç yangın 3 bin 500 aracı küle çevirdi
YENİ HABERLER
Koronavirüs tedavisi gören İngiltere Başbakanı Boris Johnson, yoğun bakıma alındı
Buzdolabını yazı tahtasına çevirdi, internetten öğrencilerine ders anlattı
Bakan Akar, İran Genelkurmay Başkanı ile telefonda görüştü
Türkçe'de yalın zamanlı bir fiille ek fiilin iki zamanının birlikte kullanılmasına ne ad verilir?
Bakan Kurum'dan koronavirüsle mücadele sürecinde bilinçli su kullanılması uyarısı
Erzurum'da koronavirüs tedavisi görüp taburcu olanların sayısı 50'ye ulaştı
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
İstanbullulara uyarı: Korona günlerinde suyu idareli kullanın
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs nedeni ile uzmanlar, vatandaşlara hijyen ve evde kalmaları yönünde uyarılarda bulunurken, akıllara İstanbul’da barajların doluluk oranları geliyor. Aralık 2019’da yüzde 36 ile son yılların en düşük su seviyesini görerek uyarı veren barajların doluluk oranı, bugün itibariyle yüzde 65.13 olarak ölçüldü.

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ardından tüm dünyaya yayıldıktan sonra Türkiye’de de görülen ve 425 vatandaşın ölümüne yol açan yeni tip korona virüs (Covid-19) ile ilgili uzmanlar hemen her gün evden çıkılmamasını ve hijyene önem verilmesi uyarısında bulunuyor. Uyarıların ardından mega kent İstanbul’da milyonlarca vatandaşın evden çıkmayarak, uyarıları dikkate alıyor. Ancak bu süreçte akıllara birkaç ay öncesine kadar susuzluk tehlikesi hissettiren İstanbul’un barajları akıllara geldi. İstanbul’da barajların doluluk oranı Aralık 2019’da yüzde 36 ölçülerek son yılların en düşük su seviyesini görmüştü.



Geçen yıla oranla yüzde 30 düştü

İSKİ'den alınan son verilere göre İstanbul barajlarında doluluk oranı son yağmurlar ile birlikte yüzde 65.13 seviyesine kadar çıktı. Geçen yıl 03 Nisan'da ise doluluk oranı yüzde 93.51 olarak ölçülmüştü. Oranın yaklaşık yüzde 30 düştüğü görüldü.



İstanbul'da bulunan barajların doluluk oranı şöyle; "Ömerli 97.21 Pabuçdere 9.35, Sazlıdere 42.97, B. Çekmece 40.42, Alibeyköy 37.84, Terkos 58.89, Kazandere 10.23, Elmalı 87.63, Darlık yüzde 100, Istrancalar 32.21”

Uzmanlar, hijyene ekstra önem verildiği bu dönemde şimdilik İstanbul halkının suyu idareli kullanıdığını ancak ilerleyen günlerde israf yapılırsa hava sıcaklıklarının da artmasıyla birlikte barajların tehlike verebileceği uyarısında bulundu.

KAYNAK: İHA
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Bakan duyurdu: Covid-19 taraması yapılacak
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Covid19-virüsünün su ve atık sulardaki varlığının araştırılacağını ve bu konuda olası risklere karşı erken uyarı sisteminin geliştirileceğini söyledi.
Bakan duyurdu: Covid-19 taraması yapılacak
Bakan Pakdemirli, Türkiye'deki Covid-19 virüsünün dağılımı hakkında detaylı bilgi edinmek ve olası erken uyarı sisteminin geliştirilmesi amacıyla Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı tarafından bir çalışma yapılacağını belirtti.

Bu çerçevede, Covid19- virüsünün su ve atık sulardaki varlığının araştırılması için Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı koordinasyonunda Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Doç.Dr Bilge Alpaslan Kocamemi ve Moleküler Biyolog Dr. Halil Kurt danışmanlığında, Türkiye çapındaki atık su arıtma tesisleri giriş ve çıkışlarında 24 saatlik kompozit atıksu numuneleri alınacak.

Numune alma çalışmalarına Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü de katkı sağlayacak. Alınan numunelerin Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Laboratuvarlarında kantitatif PCR (qPCR) analizleri ile Covid-19 miktar tayinleri yapılacak.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Aslında koronavirüs kabusunu farkında bile olmadan Ocak ve Şubat'ta yaşamışız
Eğitimci Nusret Tokur, dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgınıyla ilgili yeniakit.com.tr için çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Tokur yazısında, "Meğer ülke genelinde birçok öğretmen ve öğrenci, henüz Türkiye’deki ilk vaka (11 Mart) açıklanmadan önce, bu virüsü kapmış ve belirtilerin 'neredeyse tamamını' iliklerine kadar hissetmiş! Şükür ki; birçoğu, acı çekmiş de olsa, kısa süre içerisinde hastalığı atlatmış ve kendini toparlamış." ifadelerini kullandı

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve küresel bir salgına dönüşen koronavirüs dünya genelinde 70 binden fazla can aldı. Eğitimci Nusret Tokur koronavirüs salgınıyla ilgili yeniakit.com.tr için önemli bir yazı kaleme aldı. Tokur'un yazısı şu şekilde;
Neredeyse son bir aydır aralıksız şekilde ülkemizin bir numaralı gündem maddesi olan "Koronavirüs" ya da diğer adıyla "Kovid19" virüsü, hem ülkemizde hem de dünyanın dört bir yanında hızla yayılmaya ve maalesef can almaya devam ediyor.
Süreci baştan ele alarak özetleyecek olursak; Korona virüsü ilk olarak 2019 yılının son günlerinde Çin'in Hubei Eyaleti'ne bağlı "Wuhan şehrinde" ortaya çıktı. İlk vaka, Wuhan'daki "hayvan pazarı"nda balık satıcısı olan 49 yaşında bir kadındır. Bu vakada hastalık, 23 Aralık 2019 tarihinde "ateş, öksürük ve göğüste sıkışma" hissiyle belirti vermiştir. Çin’den sonra dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmaya başlayan ölümcül virüs konusunda, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ne yazık ki başlangıçta kötü bir sınav vererek, "salgının korkulacak bir boyutta olmadığını" belirtmiştir. 11 Şubat'ta koronavirüs kaynaklı hastalığa "Covid-19" adını veren ve işin ciddiyetinin farkına varan örgüt; bu hastalığı, "küresel salgın" anlamına gelen "pandemi" olarak ilan etmiştir.
Çin’de başlayan ve dünyayı adeta esir alan "Koronavirüs" hastalığında bugün itibariyle başlangıçtaki tablo değişmiş ve "dünyada en fazla vaka" görülen ülke, 220 bini aşan sayı ile "ABD" olurken, bu ülkeyi "İtalya" ve "İspanya" takip etmektedir. En fazla can kaybı da "14 bin ölüm"le İtalya'da. 5 Nisan itibariyle dünya genelinde görülen koronavirüs vakalarının toplamı "1 milyon"un üzerine çıktı. Toplam can kaybı "50 bin" i aştı. 200 binden fazla kişi ise gördüğü tedavi sonucu iyileşti.

Türkiye'de ilk vaka 11 Mart'ta görüldü
Gelişen süreci bu şekilde aktardıktan sonra gelelim ülkemizdeki duruma…
Koranavirüs’le ilgili gelişmeler "Çin"de başlayıp dünyada yankı bulmaya başladığı andan itibaren, "Türkiye kamuoyu"nda çokça konuşulmaya başlandı ve bütün medya organlarının "bir numaralı gündemi" haline geldi. Sağlık Bakanlığımız da süreci yakından takip ederek ilk aşamada bir "Bilim Kurulu" oluşturdu. Yine Sağlık Bakanımız Sayın Dr. Fahrettin Koca ise, dünyada "yaşanan gelişmeler" konusunda halkı muntazaman bilgilendirdi.
27 Şubat’ta başlayıp 6 Mart’a kadar süren "Bahar Kalkanı Harekâtı"nın icra edildiği günlerde Koronavirüs tamamen gündemimizden düşerken, "Türkiye'de ilk koronavirüs vakası" ise 11 Mart'ta tespit edildi. Bu tarih itibariyle ülkenin tekrar ana gündemi haline gelen "Koronavirüs" konusunda devletimiz gerekli tüm tedbirleri süratle alarak, "başarılı bir kriz yönetimi" sergiledi. Yaşanan süreci ve Sağlık Bakanımız nezdinde devletimizin üstün performansını hepiniz yakından takip ettiğiniz için konunun detaylarına girmiyorum.

Virüs Ocak ve Şubat aylarında toplumu kuşattı
Her ne kadar Türkiye’de "ilk vaka" '11 Mart'ta açıklanmış olsa da; ben bu virüsün ülkemize çok daha öncesinden girdiği ve "Ocak-Şubat" aylarında toplumun büyük bir kesimini etkisi altına aldığı kanaatindeyim. Beni bu düşünceye sevk eden sebebi, içinde bulunduğum "eğitim camiası"ndan örneklerle aşağıda açıklayacağım; fakat öncesinde, konu daha net anlaşılsın diye, Koranavirüsün etkilerinden ve belirtilerinden kısaca bahsetmek istiyorum:
Belirtiler, hastaların neredeyse tamamında "yüksek ateş", "kuru öksürük", "bulantı-kusma", "nefes darlığı" ve "bitkinlik" olarak gösteriliyor. Bu emarelere bakıldığında yılın her döneminde yaşanan "soğuk algınlıkları"na benziyor gibi gözükebilir; ancak virüs, bir noktadan sonra şiddetini artırıyor. Ayrıca bu virüsün, damlacık ve yakın temas ile bulaştığı tespit edilmiştir. Özellikle yaşı ilerlemiş ve kronik hastalığı olanların "Covid-19"u daha ağır yaşadıkları da bilinenler arasında. Birçok kişi ise hastalığı hafif belirtilerle ve evde atlatıyor.

Öğretmen ve öğrenciler hastalığı farkında olmadan atlattı
Dert de Allah’tan devası da, hastalık da O’ndan şifası da… Hepimiz zaman zaman çeşitli hastalıklarla "imtihan" edilebiliyoruz. Kronik rahatsızlıkların yanında bazı dönemsel "hastalık" ve "salgınlar" da toplumda yaygın vaziyette. "Grip" başta olmak üzere dönemsel salgınların birçoğu kalabalık ortamlardan, özellikle de küçük çocukların bir arada bulunduğu "okullar"dan yayılmakta. Hasta olan öğretmen ve öğrenciler, duruma göre ayakta da atlatabiliyor rahatsızlığı rapor da alabiliyor.
Ancak "işim gereği" içinde bulunduğum için, benim bu yıl bir şey dikkatimi çekti: Ocak ve Şubat ayları ile okullar kapanana kadarki süreçte, "geçmiş yıllara nazaran", rapor alan öğretmen ve öğrenci sayısında "gözle görülür bir artış" yaşandı. Başta, sadece "kendi okulumuzda böyledir" diye düşünüp çok da ciddiye almamış olsam da, farklı okullarda görev yapan idareci ve öğretmen arkadaşlarımdan da "benzer duyumları" aldıktan sonra durumun normal olmadığına kanaat getirdim. Ayrıca, rapor alanların ekseriyetinde, yukarıda zikredilen belirtiler mevcuttu!
Öte yandan; sosyal medyada yaklaşık 250 bin üyesi bulunan bir "öğretmen grubu"nda dün gündeme getirilen, "Aramızda coronavirüse yakalanan var mı?" sorusuna verilen yüzlerce cevap da, "yukarıdaki kanaatimi" destekler mahiyette. Meğer ülke genelinde birçok öğretmen ve öğrenci, henüz Türkiye’deki ilk vaka(11 Mart) açıklanmadan önce, bu virüsü kapmış ve belirtilerin "neredeyse tamamını" iliklerine kadar hissetmiş! Şükür ki; birçoğu, acı çekmiş de olsa, kısa süre içerisinde hastalığı atlatmış ve kendini toparlamış.
Kendisi küçük tahribatı büyük virüs
Bu örnekler sadece "eğitim camiası"ndan… Peki ya toplumun kalan kesimi? O dönemde okullarda bu kadar yaygınlaştıysa bu "virüs", varın gerisini siz hesap edin. Henüz test de yapılmadığı için, kim bilir o süreçte belki de bu virüsten sebep "hayatını kaybeden" niceleri olmuştur!
Tarih boyunca birçok "büyük salgın" yaşandı ve bu salgınlar milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. İnsanlık son yüzyılda "büyük gelişmeler" yaşadı ve tıp alanında enfeksiyonlarla mücadele edebilmek için "önemli keşiflere" imza atıldı. İnanıyorum ki; vaka ve ölü sayısı hızla artmasına rağmen "bir çıkış yolu" bulunacak ve büyük tahribatlara sebep olan bu süreç de inşallah "suhuletle" atlatılacaktır. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, hastalıkla mücadele edenlere de acil şifalar diliyorum.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
 

Mavera

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
259
Mesajlar
916
MFC Puanı
180
Covid -19 Gündemi!
Gündeme düşen yeni bir habere göre ilgili virüsü yok etme bağlamında laboratuvar ortamında 'Klorokin' adı verilen bir ilaç sentezlendi. Kimbilir belki ilgili ilaç söz konusu illetten kurtulma adına kilit işlevi görüyor olabilir...
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Koronavirüse karşı 'yayla' önlemi: Ahşap evde kalan 8 kişi, teknolojiden uzak yaşam sürüyor

Trabzon'un Tonya ilçesinde 8 arkadaş, koronavirüs salgınından korunmak için Kumananda Yaylası'na çıktı. Elektriğin olmadığı ahşap evde 1 aydır yaşayan arkadaşlar, gaz lambalarıyla doğal yaşam sürüyor

Trabzon'da koronavirüs salgını nedeniyle şehirden uzaklaşan 8 arkadaş, Kumananda Yaylası'na çıktı. Ladin ormanlarının arasında yer alan ve yıllar önce inşa edilen ahşap evde kalan 8 kişi, teknolojiden uzak yaşam sürüyor.

Elektrik ve telefon hattı bulunmayan, cep telefonlarının da çekmediği yaylada gaz lambaları ile aydınlattıkları ahşap evde kalan arkadaşlar, koronavirüs salgını geçene kadar dönmeyi düşünmüyor.

Türkiye’de koronavirüs salgını başlayınca yaylaya geldiklerini anlatan Turgay Bostan, şu şekilde açıklamada bulundu:




“8 arkadaşımızla birlikte yiyeceklerimizi alıp yaylaya geldik. Burada zaman geçiyoruz. Elektriğimiz yok, kimseyle hiçbir şekilde irtibatımız yok. Dışarıda kar yağıyor. Zamanımızı kitap okuyarak geçiyoruz. Doğal bir yaşam sürüyoruz ve organik besleniyoruz. Elektrik olmadığı için geceleri evimizi gaz lambasıyla aydınlatıyoruz

Koronavirüs salgını başladığı günlerde arkadaşlarıyla birlikte yaylaya çıktığını belirten Doğan Bostan ise şöyle konuştu:


“Yaklaşık 1 aydır yayladayız. Televizyon yok, telefon çekmiyor. Dünya ile bağlantımızı tamamen kestik. Koronavirüs salgını bitti, diye haber gelirse o zaman köye ineceğiz.”


Doğal ortamda kaldıklarını dile getiren Hayri Bostan da “Yaylamızın yolu yok, elektriğimiz yok, telefon ile bir irtibatımız yok. Koronavirüs ülkemizde etkisini gösterdiği günden beri bu yaylada yaşıyoruz" dedi.
 
Üst