• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Elfler ve Ayakkabıcı

Pamira

Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
22 May 2019
Konular
2,801
Mesajlar
9,706
MFC Puanı
60,560
Bir zamanlar bir ayakkabıcıyla karısı varmış. Ayakkabıcı geçimini yeni ayakkabılar yapıp pazarda satarak sağlıyormuş. Çok çalışmasına rağmen işini sürdürecek kadar para kazanamıyormuş. Zorlukla ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlarmış. En nihayetinde ayakkabıcının yeni ayakkabılar yapmak için deri satın alamadığı bir gün gelip çatmış. Dükkânında sadece küçücük bir deri parçası kalmış: -Bu deriyle en güzel ayakkabıyı yapacağım. Bu benim son şansım olabilir. Yıllardır olduğu gibi ayakkabı yapmak için oturmuş ve dikkatle derileri kesmiş. Gün batarken kesme işini bitirmiş ve ayakkabıları dikmeye başlamıştı. Ama artık gece olduğundan kestiği derileri masaya dizdi: -Bugün bu kadar yeter, yarın çifti tamamlayacağım. Dükkanının kapısını kapatıp eve gitti. Ertesi gün sabah erkenden hazırlandı. -Görüşürüz hayatım. Bugün dükkânda son günüm. Çok yakında her şey sona erecek. -Merak etme hayatım, çok yakında kurtulacağız. Sakın umudunu yitirme. Ayakkabıcı verdiği umudun boşuna olduğunu biliyordu. Karısına gülümseyip işe gitti. Dükkanı açtığında inanılmaz bir şeyle karşılaştı. Yarım kalan işlerini bıraktığı yerde çok ince süslemeleri olan, güzel, renkli bir çift ayakkabı duruyordu. -Ahh, bu nasıl olabilir? Neyse, vakit kaybetmemeliyim. Bu şaheseri pazarda satmalıyım. Hemen pazara gitti ve ayakkabıları sattı. Kazandığı parayla biraz daha deri aldı. Günün kalanını dükkânında oturup yeni ayakkabılar için deri kesmekle geçirdi. Gün biterken yine henüz bitirmediği ayakkabıları dükkânda bırakarak eve gitti. Akşam yemeğinde karısına o gün olanları anlattı:

-Sana söyledim, umudunu kaybetme. Sen çok çalışkan bir adamsın. Er ya da geç hak ettiğimizi alacağız. Ertesi sabah dükkana döndüğünde deri parçalarını bıraktığı masanın üstünde bir çift güzel ayakkabının durduğunu hayretle gördü. -Bu bir mucize. Bunca yıl boyunca sıkı çalışarak para kazanmaya çalıştım ama para kazanmayı başaramadım. Biri bana yardım etmeye çalışıyor sanırım. Yine pazara koştu ve biraz daha deri aldı. Dikkatli bir şekilde birkaç çift ayakkabı için derileri kesti ve hepsini masanın üstünde bıraktı. Sabah yine onu bekleyen yeni ayakkabıları buldu. Farklı renklerde sandaletler, botlar, bale ayakkabıları, yerlikler, makosenler orada duruyordu. -Ohhh ne müthiş ayakkabılar, tanıdığım biri iyi niyetle yardım ediyor. Bu devam ederse hiçbir zaman parasız kalmam. Mutlu bir hayat sürdürürüz. Ayakkabıcı deri parçalarını tanımadığı kişinin maharetli elleri için masada bırakıyordu. Bu haftalarca böyle sürdü. Her sabah ayakkabıcı onu bekleyen yeni ayakkabıları buluyordu. Kısa sürede köyün en güzel ayakkabılarını yapan ustası diye ün saldı. Karısıyla kendilerine harika bir köşk yaptırdılar. -Hayatımız nasıl değişti, görüyor musun? Sadece zaman meselesiymiş. -Evet hayatım, her zaman beni yüreklendirdin ve başardık. -Evet, bize yardım eden yabancıyı unutmamalıyız. Kim olduğunu öğrenmeli, ona teşekkür etmenin bir yolunu bulmalıyız. -Fakat ayakkabıları gece bırakıyor. Onunla nasıl tanışacağız? -Yarın dükkanda saklanır, kim olduğunu görürüz. -Evet, bu olur. Yardımları için ona teşekkür ederim. Ertesi gün ayakkabıvı her zamanki gibi gündüz derileri kesti. Akşam planladıkları gibi karısı dükkana geldi. -Hadi, bir yere saklanalım. -Evet, şu dolabın arkasına saklanabiliriz. Masanın arkasındaki küçük dolaba saklanıp beklemeye başladılar. Gece yarısı ayakkabıcıyla karısı sesler duydu. Biri güzel bir melodi mırıldanıyordu. Dolaptan dışarı baktılar ve üstünde yırtık ve eski kıyafetler olan iki küçük elfin pencereye tırmandığını gördüler.

Elfler içeri atladı. Şarkı mırıldanıyor, dans ediyor, havaya zıplıyorlardı. Ayakkabıcı hayatında onlar kadar mutlularını görmemişti. Danslarından sonra Elfler masaya oturdu ve ayakkabı yapmaya başladı. Ayakkabıları teker teker kestiler, diktiler, boyadılar ve süslediler. Ayakkabıcıyla karısı neşe içinde onları izliyordu. Kabiliyetleri ayakkabıcıyı çok şaşırttı. Sonunda giyilmeye hazır bir çift ayakkabı masanın üstündeydi. Elfler pencereden dışarı atlayıp yok oldular. -Demek Elflermiş. Her gün bize yardım etmeye geliyorlar. Teşekkür etmenin bir yolunu bulmalıyız. -Evet, elbette acaba onlar için ne yapabiliriz? -Çok eski ve yırtık giysileri vardı. Onlara giysi verebiliriz. -Evet bu muhteşem bir fikir. Onlara yeni ayakkabılarda yapacağım. -Bende güzel sıcak tutacak giysiler dikeceğim. Çift Elflerin hediyelerini hazırlamak için çalışmaya başladı. Bir hafta sonra ayakkabıcı kürk süslemeleri olan iki çift güzel bot dikmişti. Ayakkabıcının karısı da iki güzel ceket, ceketlere uygun gömlekler ve yün pantolonlar dikti. -Bu ayakkabı ve giysiler küçük Elfler’de muhteşem görünecek. Üstlerinde bu giysileri görmek için sabırsızlanıyorum. -Yarın Noel arifesi. Noel için dükkanımızı süsleriz ve bu hediyeleri de masanın üstüne koyarız. Çift dükkanlarını noel için süsledi ve hediyeleri masanın yanına koydu. Gece yarısı her zamanki gibi Elflerin sesleri duyuldu. Elfler yine dükkana gösterişli bir giriş yaptı. Mutlu bir şekilde dans ediyorlardı. Masayı görünce şaşırdılar. -Bugünkü işler nerede? -Bak kardeşim ne güzel giysiler ve botlar. Üstelik renkliler. Ayakkabıcı minnettarlığını göstergesi olarak bırakmış olmalı. -İşimizden memnun olmalı, yaşasın. Hadi deneyelim.

Elfler giysileri ve botları giydiler. Hepside tam oldu. -Çok yakışıklı oldun. -Sende harika oldun. Bu giysiler gerçekten muhteşem. -Ayakkabılarda çok güzel. Canım hemen şimdi dans etmek istedi. -Hadi dans edelim kardeşim. Yine her zamanki gibi neşe içinde dans ettiler. Ayakkabıcı ve karısı Elflerin yeni giysilerini beğenmiş olmasına çok sevindi. Bir süre sonra Elfler pencereden dışarı atladı ve ay ışığında gözden kayboldu. Ayakkabıcıyla karısı gizlendikleri yerden çıktı. -Tanrım hediyelerimizi beğenmelerine çok sevindim. -Evet, şimdi kutlama zamanı. Hadi eve gidelim. Noel sabahıydı. Ayakkabıcı derileri kesti ve Elfler için masanın üstüne bıraktı ama ertesi gün dükkâna geldiğinde masada ayakkabı bulamadı. Karısına söylemeye eve gitti. -Maalesef Elflerimiz dönmemiş. Yeni ayakkabılar yok. -Sorun değil. Bize yeterince yardım ettiler. Her zamanki gibi yine sen çalışacaksın. -Evet, kendim çalışacağım. Şu geçen günlerde insanların ne istediğini neyi beğendiğini öğrendim. En güzel ayakkabıları yapacağım. Elfler gelmeden önce yıllar boyunca yaptığı gibi yine çalışmaya başladı. Yaptığı ayakkabılar aynen Elflerin yaptığı ayakkabılar kadar güzeldi.
 
Üst