Ermenilerin Türkler'e Yaptıkları Katiamların Kazım Karabekir Paşa'ın Günlüklerinde Anlatımı

Kazım karabekirin günlüğünden Ermenin türklere yaptığı işkenceleri Anlatan yazılar


**Kazım karabekir Allah benim gözlerimin gördüklerini dünya gözüyle kimseye göstermesin)” dedi.

Kazım Karabekir’in 1916’nın Nisan ayında Kut’ülAmare’yi kuşatan 18. Kolordu’nun komutanlığına atanarak doğu cephesine gittiğini anlatan Karabekir,“3 Şubat 1918’de Erzurum’a gidiyor. Erzurum yanmış, yıkılmış durumda. Oradaki manzarayı babamın notlarından anlatayım;(Şehre yaklaştık, uzaktan baktık, insanlar beni gülerek karşılıyor. Bir tuhaflık vardı. Bu insanlar hiç kımıldamıyordu. Yakına gelince gördük. Her biri Ermeniler tarafından canlı canlı kazığa oturtulmuştu. Ölürken acıdan yüzleri kasılmış, uzaktan gülüyor gibi görünüyorlardı. Allah benim gözlerimin gördüklerini dünya gözüyle kimseye göstermesin)” dedi.

“Topraklarımızda Ermeni Toplu Mezarı Yok”

Kazım Karabekir’in 100 yıl önce Ermeniler’in yaptığı zulüm ve katliamlarına açıklık getirmesi için vesikalar yazdığını açıklayan Karabekir, “Rus generalin arşivinde bulduğumuz Ermeni mezalimine ilişkin anıları var. Erzurum’da açılan toplu Türk mezarlarına baktığımızda her birinin üzerinden kanlı Kur’an-ı Kerim parçaları, ay yıldızlı düğmeler çıktı. Iğdır’daki mezarlarda ben de oradaydım, aynı şekilde kanlı Kur’an-ı Kerim parçalarını gördük.Bütün araştırmaların karşısında gördük ki bizim toraklarımızda bir tek toplu Ermeni mezarına rastlanmadı. Ama açılmayı bekleyen yüzlerce toplu Türk mezarı var” diye konuştu.

Tehcir konusuna da değinen Karabekir, “Hiç kimse ihanetten bahsetmiyor, bir kişiden başka. Ermenilerin Başbakanı Ovanes Kaçaznuni, evet diyor Osmanlı tehcirde haklıydı. Çünkü biz ihanet ettik. İhanet ettiğini itiraf ederek gerçeği söyledi. İçimizde ya gafil ya hain olanlar Ermenilerden çok Ermenilere alkış tutuyorlar. Babam derdi ki aklı başında Ermeniler, neyin ne olduğunu bilir bana düşman değillerdi. Ama içimizdekilere bir şeyler dememiz lazım ki haklı davamızda haksız olmayalım” dedi.

Karabekir, babasının Ermeni çocuklarına sahip çıktığını şu sözlerle ifade etti:“Hangi milletin evladı olursa olsun, çocuk kutsaldır. Ortada bulduğu Ermeni çocuklarını yetimhane götürüp, onlara da baba oluyor. Yetimhanedeki Ermeni çocuklar da şükran ifadesi olarak karakalem Kazım Karabekir resmini yapıyorlar. Bu resim bile bizlere yapıştırılmaya çalışılan iğrenç sözde soykırım için başlı başına bir cevaptır”

Yıl 2022 oldu 30 un üstünde ülke hala ermeni soykırımını resmen tanıyor. Bir dönem akp başbakanı kendisi bile taziye mesajı yayınladı. Soykırıma dair hiç bir kanıt vb bir şey yokken dış siyasette itibarsızlaştırma ve ermenilere ayrıcalıkların tanınması toprak verilmesi yada maddi bedel ödenmesi adına yürütülen çalışmaya tek adam rejiminde Türkiye olarak destek verdik. Medya gücüyle çok güzel milliyetçilik oynayıp kapılar ardında ülkenin karış karış maddi manevi bütün değerleri peşkeş çekilmiş durumda. Son 5 yıldır ise ülke kara para aklama paravanına döndü. Benim umutlarım artık tükenmek üzere. Önümüzdeki seçimlerde ya ortadoğu bataklıklarından biri olacağız ya da demokratik ülke olma yoluna giriş yapacağız. Gri alan yok.

2023 Seçimlerinde, bu karanlık düzene son verilecektir....!!!! Kimsenin bundan şüphesi olmasın.....!!!

Başkalarının Ermenileri , haklı göstermesi beyhudedir.Gerçekler er yada geç ortaya çıkar, çünkü güneş balçıkla sıvanmaz.....Onun için bir takım kişilerin taziye mesajları, tarih önünde, ve Allah ( c.c) katında hükmen geçersizdir, değersizdir.

Çok güzel söylüyorsun da ülkenin talan edilmesine engel olamadık bugünlere kadar. 20 senede 80 senelik birikimlerimiz ve itibarımızı kaybettik. Eğer ülke dış siyasette destekçilerini kaybederse anlaşmalarda suya düşer. Haçlı seferlerini tekrar kapımızda görürüz. İslam birliği olası bir tehditte yaptırım uygulayabilecekken dibimizdeki ülkelerle kavgalıyız. Dış siyasetle kurşun atmadan Hatay'ı alan bir ülkeden ve liderden, askerlerinin kafasına çuval geçirilen bir ülke ve lidere geldik. Afedersin ama 2 askerimizin yakılması emrini veren kansız Gaziantep'te ticaret yapıyordu en son. Bu ve bunun gibi tonlarca o kadar çok örnek var ki, ben milliyetçiyim diyen hiç kimsenin bugüne kadar yerinde duramaması lazımdı. Yoksa konuşması hepimize çok kolay icraat yok. 20 senede ki kayıplar senin benim düzeltebileceğimiz şeyler değil. Farkında değiliz. Yoksa hepimizin dilinde vatan millet sakarya, peki ne oldu ne oluyor ?

fyself adlı üyeden alıntı:

Çok güzel söylüyorsun da ülkenin talan edilmesine engel olamadık bugünlere kadar. 20 senede 80 senelik birikimlerimiz ve itibarımızı kaybettik. Eğer ülke dış siyasette destekçilerini kaybederse anlaşmalarda suya düşer. Haçlı seferlerini tekrar kapımızda görürüz. İslam birliği olası bir tehditte yaptırım uygulayabilecekken dibimizdeki ülkelerle kavgalıyız. Dış siyasetle kurşun atmadan Hatay'ı alan bir ülkeden ve liderden, askerlerinin kafasına çuval geçirilen bir ülke ve lidere geldik. Afedersin ama 2 askerimizin yakılması emrini veren kansız Gaziantep'te ticaret yapıyordu en son. Bu ve bunun gibi tonlarca o kadar çok örnek var ki, ben milliyetçiyim diyen hiç kimsenin bugüne kadar yerinde duramaması lazımdı. Yoksa konuşması hepimize çok kolay icraat yok. 20 senede ki kayıplar senin benim düzeltebileceğimiz şeyler değil. Farkında değiliz. Yoksa hepimizin dilinde vatan millet sakarya, peki ne oldu ne oluyor ?

Genişletmek için tıkla ...

Bundan 90 sene önce ülke bundan daha kötü bir durumda idi.Aynı senin gibi umutsuzlar ve karamsar vatandaşlar (fertler) bu ülkenin düşman işgalinden kurtulması imkansızdır diyorlar, bazıları ABD Mandasını, bazıları İngiliz Mandasını, hatta bazıları Fransız Mandasını savunur hale gelmişti.Tek düşündükleri anlarını yaşamak idi.

Sonra bir adam çıktı ve bütün bu olumsuzluklara "Hayır" dedi ve ülke bugünlere geldi....

2023 Seçimlerinde "Milettin kaderini, yine millet kendi tayin edecek" bundan kimseninin kesinlikle şüphesi olmasın....!!!!

Burada sorun, şimdi ki iktidarın seçimleri kaybettiğinde alacağı tutum'da.....Benim tahminim bir iç savaş denemesinin sahneye konmasından korkuyorum (inşallah böyle bir ihtimal saçmalıklar arasında yok olur gider....)

Özellikle bir ara İyi Parti Başkanı Meral AKŞENER'in gündeme getirdiği "SADAT" diye illegal bir terörist oluşumdan bahsetmişti.....Artı 15 Temmuz Darbe Girişiminden hemen sonra T.S.K Silah Kayıt Envanterinden , kayıp olan silah ve mermiler halen kayıptır.Her ne kadar T.S.K bu konuda açıklama yapsa'da bu açıklama bana inandırıcı gelmemiştir.

Bundan dolayı şimdi ki iktidarın seçimleri kaybetmesi halinde ;

1.Bir iç savaş denemesi yapması olasılığı var.
2.Ya da seçim sonuçlarının ilan edilmesinden bir kaç saat önce ülkeye yabancı asker çağrabilir. (Aynen Hafız Esad'ın Baas Rejimini korumak , ülkesine Rusya Federasyonu davet etmesi gibi) Böyle bir durum'da Rusya yada ABD askerlerinden biri ülkeye sokularak seçimler geçersiz hale getirme hamlesi yapabilirler.
3.Veya seçimlere bir ay kala, Yunanistan ile savaşın eşiğine gelebiliriz ve bu durum savaş şartları oluşacağı için seçimler, süresiz askıya alınabilir.
4.Seçim sonuçlarının kesinleşmeye başlamasından birkaç saat önce , Cumhurbaşkanı ailesini ve yakınları alarak Katar'a gidebilir, oradan ABD'ye geçebilir.Çünkü iktidar düşürüldüğü gün (millet tarafından) "Yüce Divan'da "Vatan'a İhanetten Yargılanma" ihtimali de yüksektir.(Fizik'teki etki-tepki kanunu gereği, yapılan haksızların bir neticesi olacaktır.)

Her ne kadar şimdi ki Cumhurbaşkanı Yüce Divan'da yargılanma için Meclis 400 Vekil Oy Barajı koysa da bu baraj , gelecek yeni iktidar tarafından alaşağı edilecektir.


Bana göre 2.madde'deki ihtimal MHP'ye takılacaktır.3.madde ihtimal ise sonucu kestirilemeyen bir olay olacağından 1.madde yada 4.madde'deki ihtimal daha güçlü.....Çünkü bugün kü iktidar kendini herşeyin hatta Allah'ın üstünde , büyük bir güç olarak görmektdir.

Sonuç ne olursa olsun, millet bu iktidarı tarihin derinliklerine göndermeye kadir'dir. (sandıkla yada savaşla[iktidarın iç savaş çıkartma ihtimaline karşı yazdım onun haricinde başka bir maksatla asla art niyetle yazmadım])

TRWE_2012 adlı üyeden alıntı:

1.Bir iç savaş denemesi yapması olasılığı var.
2.Ya da seçim sonuçlarının ilan edilmesinden bir kaç saat önce ülkeye yabancı asker çağrabilir. (Aynen Hafız Esad'ın Baas Rejimini korumak , ülkesine Rusya Federasyonu davet etmesi gibi) Böyle bir durum'da Rusya yada ABD askerlerinden biri ülkeye sokularak seçimler geçersiz hale getirme hamlesi yapabilirler.
3.Veya seçimlere bir ay kala, Yunanistan ile savaşın eşiğine gelebiliriz ve bu durum savaş şartları oluşacağı için seçimler, süresiz askıya alınabilir.

Genişletmek için tıkla ...

3. ihtimal daha olası geliyor bana. Hatta bir dönem böyle bir emri oldu ama o zamanlar bu emri gerçekleştirmeyecek komutanlar vardı. TSK nın bir nebze bağımsız olduğu zamanlardı. Emre itaatsizlik var demiyorum siyasi çıkar uğruna savaş ilanı yapmayan komutanlardan bahsediyorum. Ama şuan Hulusi Akar gibi bir sorunu var ülkenin. Hatta şuan cumhurbaşkanından bile daha güçlü bir pozisyonda diyebiliriz, çünkü ülkenin askeri gücünü elinde bulunduruyor. Yüksek askeri şura kararlarıyla bunu pekiştirdi de. Sadece seçimlerde kimin tarafında yer alacağı açık kapı. Mit müsteşarı hakan fidan ile birleşip tayyipten sonra ki adaylıklarını bile çıkarabilirler.
Bir kaç ay önce deseydin iç savaş ve seçimi geçersiz kılacak her hangi bir atak için olası derdim ama şuan taban seçmenlerinde bile karşılık bulamayacak bir durumda. Bununda farkındalar. Gündem yaratamıyor artık, halk açlık ve fakirlik içindeyken desteklemeleri ve sokağa dökülmeleri çok zor. Sadece böyle bir korku siyaseti yürütüp karşılık bulacağını umar ilerisi olmaz. Muhalefet böyle bir kritik dönemde sokağa çağrı yapmayacak kadar bilinçli. Kendileri silahlı sokağa çıkar bir kaç çatışma çıkar bir kaç gün sürer ve durulur ortalık. Sonrası önemli oldu bitti ile atı alan üsküdarı geçtiye izin verirlerse yapacak bir şey kalmaz artık.
Bence seçimler olacak kaybettiğinde bir kaç denemesi olacak ama çok fazla destek göremeyecek. İstanbul seçimleri eninde sonunda halkta karşılık gördü. Bunun daha büyük çapta karşılığını aldığı zaman halkın iradesinin önünde askerde duramaz poliste duramaz. Ekonominin kötü olması askerede geri adım attırır polisede.

fyself adlı üyeden alıntı:

3. ihtimal daha olası geliyor bana. Hatta bir dönem böyle bir emri oldu ama o zamanlar bu emri gerçekleştirmeyecek komutanlar vardı. TSK nın bir nebze bağımsız olduğu zamanlardı. Emre itaatsizlik var demiyorum siyasi çıkar uğruna savaş ilanı yapmayan komutanlardan bahsediyorum. Ama şuan Hulusi Akar gibi bir sorunu var ülkenin. Hatta şuan cumhurbaşkanından bile daha güçlü bir pozisyonda diyebiliriz, çünkü ülkenin askeri gücünü elinde bulunduruyor. Yüksek askeri şura kararlarıyla bunu pekiştirdi de. Sadece seçimlerde kimin tarafında yer alacağı açık kapı. Mit müsteşarı hakan fidan ile birleşip tayyipten sonra ki adaylıklarını bile çıkarabilirler.
Bir kaç ay önce deseydin iç savaş ve seçimi geçersiz kılacak her hangi bir atak için olası derdim ama şuan taban seçmenlerinde bile karşılık bulamayacak bir durumda. Bununda farkındalar. Gündem yaratamıyor artık, halk açlık ve fakirlik içindeyken desteklemeleri ve sokağa dökülmeleri çok zor. Sadece böyle bir korku siyaseti yürütüp karşılık bulacağını umar ilerisi olmaz. Muhalefet böyle bir kritik dönemde sokağa çağrı yapmayacak kadar bilinçli. Kendileri silahlı sokağa çıkar bir kaç çatışma çıkar bir kaç gün sürer ve durulur ortalık. Sonrası önemli oldu bitti ile atı alan üsküdarı geçtiye izin verirlerse yapacak bir şey kalmaz artık.
Bence seçimler olacak kaybettiğinde bir kaç denemesi olacak ama çok fazla destek göremeyecek. İstanbul seçimleri eninde sonunda halkta karşılık gördü. Bunun daha büyük çapta karşılığını aldığı zaman halkın iradesinin önünde askerde duramaz poliste duramaz. Ekonominin kötü olması askerede geri adım attırır polisede.

Genişletmek için tıkla ...

Yukarıdaki mesajı güncelledim istersen bir daha inceleybilirsin.....

TRWE_2012 adlı üyeden alıntı:

Bundan 90 sene önce ülke bundan daha kötü bir durumda idi.Aynı senin gibi umutsuzlar ve karamsar vatandaşlar (fertler) bu ülkenin düşman işgalinden kurtulması imkansızdır diyorlar, bazıları ABD Mandasını, bazıları İngiliz Mandasını, hatta bazıları Fransız Mandasını savunur hale gelmişti.Tek düşündükleri anlarını yaşamak idi.

Sonra bir adam çıktı ve bütün bu olumsuzluklara "Hayır" dedi ve ülke bugünlere geldi....

2023 Seçimlerinde "Milettin kaderini, yine millet kendi tayin edecek" bundan kimseninin kesinlikle şüphesi olmasın....!!!!

Burada sorun, şimdi ki iktidarın seçimleri kaybettiğinde alacağı tutum'da.....Benim tahminim bir iç savaş denemesinin sahneye konmasından korkuyorum (inşallah böyle bir ihtimal saçmalıklar arasında yok olur gider....)

Özellikle bir ara İyi Parti Başkanı Meral AKŞENER'in gündeme getirdiği "SADAT" diye illegal bir terörist oluşumdan bahsetmişti.....Artı 15 Temmuz Darbe Girişiminden hemen sonra T.S.K Silah Kayıt Envanterinden , kayıp olan silah ve mermiler halen kayıptır.Her ne kadar T.S.K bu konuda açıklama yapsa'da bu açıklama bana inandırıcı gelmemiştir.

Bundan dolayı şimdi ki iktidarın seçimleri kaybetmesi halinde ;

Genişletmek için tıkla ...

Bak bu konuyla ilgili sabaha kadar konuşabiliriz. O zaman ki saray rejimi ve komutanların ilişkisi üzerine, yada padişahın hiç bir yetkisinin olmaması sadece halife olarak anılması üzerine ve bunun gibi bir kaç örnek daha var konuyu çok dağıtmayayım. Mustafa Kemal Atatürk gerçekten dünya için bile bir istisnaydı. Ben demiyorum ki artık hiç bir şey düzelmez ama İran devrimi olmadan önce halkının ne kadar çağdaş bir toplum olduğunu her yerde görüp okuyabilirsin. Şuan bizim söylediklerimi o zamanlar İran halkıda söylüyordu. Bir kurbağayı direk kaynayan suya attığın zaman sıçrayıp çıkacaktır ama yavaş yavaş ısınan bir suda piştiğini anlamayacaktır. Şuan günümüze kadar gelmiş politikada budur. Sen içinde bulunduğun durumun her zaman ki durum olduğunu sanarsın ama senin kültüründe değişmiştir, bakış açında değişmiştir düşüncelerinde karşı olsan da iktidarla benzerlik gösterebilir. Bunu farkedemezsin. Bugüne kadar nelere ses çıkaramadığını bir düşünsene. Nelerin sana kabul ettirildiğinii düşün mesela.
Kahraman çıkar mı bilmem ama yeni nesilin iktidar sayesinde daha bilinçli olduğu bir toplumda kahraman 1 kişi olmayacak 1 nesil olacak.
90 sene önceden daha iyi olduğumuzu şuan maalesef söyleyemiyorum. Tabi 1923'ü referans alıyorum öncesini değil. Çünkü öncesinin kayıpları tarihi bir lekedir hiç bir kayıpla karşılaştırılamaz. Devletin başının vatan haini olduğu bir dönem çünkü.

fyself adlı üyeden alıntı:

Bak bu konuyla ilgili sabaha kadar konuşabiliriz. O zaman ki saray rejimi ve komutanların ilişkisi üzerine, yada padişahın hiç bir yetkisinin olmaması sadece halife olarak anılması üzerine ve bunun gibi bir kaç örnek daha var konuyu çok dağıtmayayım. Mustafa Kemal Atatürk gerçekten dünya için bile bir istisnaydı. Ben demiyorum ki artık hiç bir şey düzelmez ama İran devrimi olmadan önce halkının ne kadar çağdaş bir toplum olduğunu her yerde görüp okuyabilirsin. Şuan bizim söylediklerimi o zamanlar İran halkıda söylüyordu. Bir kurbağayı direk kaynayan suya attığın zaman sıçrayıp çıkacaktır ama yavaş yavaş ısınan bir suda piştiğini anlamayacaktır. Şuan günümüze kadar gelmiş politikada budur. Sen içinde bulunduğun durumun her zaman ki durum olduğunu sanarsın ama senin kültüründe değişmiştir, bakış açında değişmiştir düşüncelerinde karşı olsan da iktidarla benzerlik gösterebilir. Bunu farkedemezsin. Bugüne kadar nelere ses çıkaramadığını bir düşünsene. Nelerin sana kabul ettirildiğinii düşün mesela.
Kahraman çıkar mı bilmem ama yeni nesilin iktidar sayesinde daha bilinçli olduğu bir toplumda kahraman 1 kişi olmayacak 1 nesil olacak.
90 sene önceden daha iyi olduğumuzu şuan maalesef söyleyemiyorum. Tabi 1923'ü referans alıyorum öncesini değil. Çünkü öncesinin kayıpları tarihi bir lekedir hiç bir kayıpla karşılaştırılamaz. Devletin başının vatan haini olduğu bir dönem çünkü.

Genişletmek için tıkla ...

Artık yeni bir kahramanın ortaya çıkmasına gerek yok, çünkü Türk Milletinin tümü, yek vucud kahramandır.Eğer sen milletin sinir uçları ile oynarsan bir de bunun üstüne ekonomik mali dengesini bozarsan, millet bunun acısını seçim sandığında inim inim inleterek çıkartır....Çünkü bu milletin şanlı karakterinde, öç alma duygusu doğuştan bulunur.

Osmanlı İmparatorluk Devletinin asıl yıkılarak parçalanmasının iki sorumlusu bulunur.

1.'si Enver denen hain Osmanlı Generalli....
2.'si Mondros Ateşkes Anlaşmasını onaylayan hain Vahdettin .......

Bu iki yüzünden Balkanlar'da 200-250 bin fazla Türk Katilam'dan geçirilmiş ve bir o kadarı da göçe zorlanmıştır.Bu iki'si yüzünden Musul-Kerkük Türkmen Vilayetleri elden çıkmıştır.

TRWE_2012 adlı üyeden alıntı:

Artık yeni bir kahramanın ortaya çıkmasına gerek yok, çünkü Türk Milletinin tümü, yek vucud kahramandır.Eğer sen milletin sinir uçları ile oynarsan bir de bunun üstüne ekonomik mali dengesini bozarsan, millet bunun acısını seçim sandığında inim inim inleterek çıkartır....Çünkü bu milletin şanlı karakterinde, öç alma duygusu doğuştan bulunur.

Osmanlı İmparatorluk Devletinin asıl yıkılarak parçalanmasının iki sorumlusu bulunur.

1.'si Enver denen hain Osmanlı Generalli....
2.'si Mondros Ateşkes Anlaşmasını onaylayan hain Vahdettin .......

Bu iki yüzünden Balkanlar'da 200-250 bin fazla Türk Katilam'dan geçirilmiş ve bir o kadarı da göçe zorlanmıştır.Bu iki'si yüzünden Musul-Kerkük Türkmen Vilayetleri elden çıkmıştır.

Genişletmek için tıkla ...

Ben realistim kardeşim tabi ki olası bir durumda ülkemin vatanımın savunmasında bulunurum ama intikam duygusu güçlü bir millet olsak bile şuan hala vahdettin ve damat ferit güzellemesi yapılabiliyor.
Hala tarihi ve Atatürk'ü irdeleyen bir toplum var. Hala kendi tarihimizle barışamamışız. Kendi kahramanlarımızı tanıyamamışız. Neticede yapılan yanlışlar er geç cezasını alacaktır ve bunu cezasını da millet verir ama kayıplarının hepsini geri alamazsın. Lozan da alacağımız musul ve kerkük ün şeyh said ayaklanması yüzünden elimizden kaymasıda millet yüzündendi. Askerlerimizi ayaklanmayı bastırmak için gönderdik. O günün şeyh saidi bugünün kimi bilemeyiz. Hatta biliriz belki bugünün şeyhi kim tahmin edelim, Hangi tarikat, hangi cemaat isimler farklı ama kafalar aynı. Farklı olanı dışlama siyaseti var kardeşim ülkede ve buna çanak tutan toplum var. Her zaman aynı kapıya çıkıyor konu ben söylemiyorum tarih söylüyor.

Ben hiçbir zaman şimdi ki iktidar için kamuya açık yerler'de (bu forum gibi) küçük düşürücü ve hakaret içeren ifadeler kullanmaktan özenlikle kaçınmaktayım.Çünkü şimdi ki iktidar öyle bir korku ortamı oluşturmuşlardır ki herkesin cümlelerini yazarken dikkatli yazmasında geçerli bir nedeni bulunmaktadır.Ama böyle de sussup da ortalıkta olup bitene de seyirci kalmakta olmaz.En azından eleştirinin kırmızı çizgilerini aşmadan eleştirisel tepki göstermek en azından Anayasal hak olduğunu düşünüyorum.

Şeyh Sait ayaklanması, İngiliz oyununu dışa yansıması idi, aslında isyan ile ülke'de bir iç savaş çıkartılması planlanmış ama etkisi Musul-Kerkük ile sınırlı kalmıştır.Ayaklanmayı bastırdık ama kardeş kardeşi biçti kesti.....

İnşallah böyle bir durum , bugün kü iktidar tarafından yapılmaz......Dileğim bu ama , bu iktidar'a zerre kadar da güvenmiyorum.İnşallah benim dile getirdiklerimin hepsi yanlış çıkar'da şimdi ki iktidar seçimleri kaybetmesi halinde medeni olarak durumu kabullenir.Ana muhalefet rölünü üzerine alır.

Ama bunu da öngörmüyorum, sen o kadar haksızlık yap sonra'da seçimden sonra sıradan vatandaş ve parti başkanı olarak ülke'de yaşamını idame ettirmeye devam et.....!!!

Önümüzdeki günler ve yıllar yeni olay ve gelişmelere gebe.....Belki tarihi bir anı yaşıyor bile olacağız (aynı 15 Temmuz gibi) bunu asla hiçbirimiz bilemeyiz.

TRWE_2012 adlı üyeden alıntı:

Ben hiçbir zaman şimdi ki iktidar için kamuya açık yerler'de (bu forum gibi) küçük düşürücü ve hakaret içeren ifadeler kullanmaktan özenlikle kaçınmaktayım.Çünkü şimdi ki iktidar öyle bir korku ortamı oluşturmuşlardır ki herkesin cümlelerini yazarken dikkatli yazmasında geçerli bir nedeni bulunmaktadır.Ama böyle de sussup da ortalıkta olup bitene de seyirci kalmakta olmaz.En azından eleştirinin kırmızı çizgilerini aşmadan eleştirisel tepki göstermek en azından Anayasal hak olduğunu düşünüyorum.

Şeyh Sait ayaklanması, İngiliz oyununu dışa yansıması idi, aslında isyan ile ülke'de bir iç savaş çıkartılması planlanmış ama etkisi Musul-Kerkük ile sınırlı kalmıştır.Ayaklanmayı bastırdık ama kardeş kardeşi biçti kesti.....

İnşallah böyle bir durum , bugün kü iktidar tarafından yapılmaz......Dileğim bu ama , bu iktidar'a zerre kadar da güvenmiyorum.İnşallah benim dile getirdiklerimin hepsi yanlış çıkar'da şimdi ki iktidar seçimleri kaybetmesi halinde medeni olarak durumu kabullenir.Ana muhalefet rölünü üzerine alır.

Ama bunu da öngörmüyorum, sen o kadar haksızlık yap sonra'da seçimden sonra sıradan vatandaş ve parti başkanı olarak ülke'de yaşamını idame ettirmeye devam et.....!!!

Önümüzdeki günler ve yıllar yeni olay ve gelişmelere gebe.....Belki tarihi bir anı yaşıyor bile olacağız (aynı 15 Temmuz gibi) bunu asla hiçbirimiz bilemeyiz.

Genişletmek için tıkla ...

Anayasada ifade özgürlüğü var her şekilde eleştiririm ben. Hakaret olsun olmasın farketmez. Doğru bir tane neticede dile getirirken konunun ciddiyetine bakarak normal kelimelerle ifade etmek mümkün olmuyor bazen. Seçimi kaybedince akp diye bir parti kalmayacak bırak muhalefet partisi olmasını.

Bak bunda yanılgı içinde bodoslama düşüyorsun....

Nasıl mı? yanılgı içindesin biliyor musun? Müsaadenle izah edeyim.

Aslında, bu da bir ihtimal dahilinde (yukarıdakine 5.madde olarak eklenebilir.)

Bugün kü iktidar, seçimleri kaybetmesine yakın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu arar....

Aralarında şöyle bir diyaolog geçer....


AKP Başkanı Özel Kalem Müdürü

ALO.... CHP Başkanı Özel Kalem Müdürü X Bey'le mi? görüşüyorum?

CHP Başkanı Özel Kalem Müdürü

Evet, benim....buyurun sayın özel kaelm müdürü Y Bey...?

AKP Başkanı Özel Kalem Müdürü

Sayın Başkanımız ve Cumhur Resimiz, Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Bey'le özel bir görüşme talep ediyor , kendilerinden....

CHP Başkanı Özel Kalem Müdürü

Bir 10 dakika sonra, dönüş yapayım size X Bey.... Sizce uygun mudur?

AKP Başkanı Özel Kalem Müdürü

Bizce uygundur....

Aradan 10 dk geçer ve AKP Başkanı Özel Kalem Müdürü'nün telefonu çalar, arayan CHP Başkanı Özel Kalem Müdürü'dür.

CHP Başkanı Özel Kalem Müdürü

Sayın başkanımız Kemal Bey görüşmeyi olumlu karşılamıştır.

Hemen parti kurmayları (AKP-CHP) Zoomla Görüntülü Görüşme Hazırlıkları Süratle gerçekleştirilir.Bu arada seçim sandıklarının % 68,75 açmış, Millet İttifakı açık ara ipi göğüslemek üzeredir.MHP + AKP Cephesinde ümit +hüzün+heyecan+korkusal duygular yandaşlar üzerinde hızla yayılmaya başlamaktadır.

Her türlü alt yapı bağlantı yapısı kurulduktan sonra, Recep Tayyip Erdoğan'la VS Kemal Kılıçdaroğlu Zoom'da görüntülü karşı karşıya gelirler.Bir taraf üzgün, tedirgin yüz ifadesi, diğer taraf ise yıllar sonra gelen iktidar olma görevi ile mağrur bir gurur....

Söze Recep Tayyip Erdoğan Bey başlar....

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı

Hayırlı ve uğurlu olsun sayın Kemal Bey.... !!! Kutlarım sizi başarınızdan ötürü....

CHP Genel Başkanı

Teşekkür ederim Tayyip Bey...... Benle acilen görüşme talebiniz olmuş .....Konu ne acaba.....?

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı

Biliyorsunuz siyaset durumlara ve şartlara göre yapılır.Sizden bir ricam olacak...?

CHP Genel Başkanı

Konuyu biraz açar mısınız? Cümleleriniz çok muhallak (aslında Kemal Kılıçdaroğlu anlamıştır ama çaktırmamaktadır.)

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı

Seçimlerden sonra beni Yüce Divan'a sevk etmeyin .....! (Erdoğan ağızındaki baklayı çıkartmıştır.)

CHP Genel Başkanı

Bunu kararını ben değil, yeni Cumhurbaşkanı verecektir diyerek topu taca yollar.... !!! (Artık siyasi pazarlık süreci resmen başlamıştır.)

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı

Elbette yeni Cumhurbaşkanı verecektir ama siz ricacı olsanız olmaz mı?

CHP Genel Başkanı

Bu konuyu seçimden sonra ki ilk hafta kendi MYK'da görüşe açayım ardından yeni Cumhurbaşkanı ile görüşüp size bildirsem ne dersiniz....?

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı

Peki olur ama mutlaka olumlu bir netice alır mıyız?

CHP Genel Başkanı

Orasını yalnız Allah bilir?

Bu arada CHP Genel Başkanı kendi ağızındaki baklayı , torpido misali yollar karşı taraf'a (amacı nabız ölçmektir karşı tarafın)

Sayın Tayyip Bey diyerek söze girer,

Sizden benimde ufak bir ricam var, Türk Usulu Başkanlık Sisteminin bu ülkeye yarardan çok zararlar ortaya çıkartığını yandaş medya organlarında (TV) dekare (ilan,açıklama) eder misiniz?

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı

AKP Genel Başkanı, bunu bekliyordur, çünkü eli mahkumdur.Kendisi buna olumlu yanıt verir.Olumsuz yanıt vermesi mümkün değildir.Çünkü işin ucunda , kendisi ve ailesinin beka'sı durumunun belirsizliği vardır.İster istemez buna evet yanıtı verir.

Seçimden 1 hafta sonrası.....

AKP Genel Başkanı Ve Eski Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT 1 -NTV - ATV ortak yayınında bu başkanlık sisteminin ülkeye yarardan çok zarar verdiğini söyler, hatanın bütün sorumluluğunu üzerime almaya hazırım diyerek, Kemal Kılıçdaroğluna dolasıyla çiceği burnun da Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın Cumhur Reisine yeşil ışık yakar.....

CHP Gene Başkanı ile Cumhurbaşkanı görüşür.Parlemento sistemine geçiş'ten sonra bu konu gündeme getirilir aynı gün eski Cumhurbaşkanı Yüce Divan'dan aklanır..

Ve Böylece AKP Ana Muhalefet Parti konumuna yükselir (MHP'den bahsetmiyorum bile çünkü Devlet Bahçeli ve partisi sandıktan çıkamamıştır.Ülkücü taban MHP'yi AKP'in peşine takıldığı için tepki oyları cezalandırmıştır.)

Olayın özeti budur. Buna inanmayan eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın Yüce Divandan nasıl aklandığını araştırsınlar....!!!!

Tarih tekrar'dan ibarettir.....!!!!

Kanka şuan kendisinin yerine birini bulsa seçime dahi girme riskini almaz. Seçime girip kaybederse bütün itibarı yerle bir olur ve destekçilerini kaybeder. Öyle yada böyle seçimi kazanması lazım diğer türlüsü her hangi biriyle anlaşsa bile halk elini kolunu sallayarak gitmesine tepki gösterir, bireysel davalar açılır anayasa mahkemelerine gidilir yada bir tık üstü avrupa insan hakları mahkemesine giderler. Zaten diploması olmadığı için imzası olan bütün anlaşmaların geçersiz olması gibi bir durum bile var, yani artık iş muhalefetle veya yeni cumhurbaşkanı ile anlaşmasının ötesinde müdahale edebileceği bir durumda değil şuan.
Onun için en temizi karışıklık çıkarmak, yoksa anlaşma imkansız. Çünkü suçlu olduğu konular artık o kadar açık seçik ortalarda ki göz yumulacak bir durum söz konusu değildir. Yolsuzluk gösterilerek yapılıyor, yargıya müdahale göstererek yapılıyor. En önemlisi 15 temmuz olayları bile tek başına dava konusu yada reza zarrab 17-25 aralık rüşvet ve rant davaları. Kimse beni 15 temmuzun darbe girişimi olduğuna inandıramaz. Mecliste konuyla ilgili komisyon kurulması akp mhp oylarıyla reddedildi, adil öksüz o akşam emniyetten elini kolunu sallayarak çıktı gitti. Olan bank asya kredisi çekenlere yada halka oldu, kimsenin umurunda olmadığı kişilere. Hiç bir yaptırım uygulanmadı, herkes kandırıldık dedi sünger çekti senelerce mallarına çökmek istediği adamları fetöcü ilan ederek temizlediler, yani düşman yaratıp çok güzel kullandılar. Fethullah gülen başta neyse 15 temmuz günüde oydu. 5 para etmez adamın tekiydi. Şuan aynı hataları yapıyorlar yok nakşibendisi yok süleymancısı bak sağlık bakanlığı tarikatların elinde akıllanma hiç olmadı, cahil bir toplum yetiştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Eğitim sistemi bunun en büyük kanıtı.
Yani kardeşim senin dediğin gibi bir anlaşma söz konusu bile değil. Muhalif seçmenler akp seçmeni gibi değil, eğer yeni gelecek iktidar yargılamazsa kendi partisine muhalif olur.

Yani kardeşim senin dediğin gibi bir anlaşma söz konusu bile değil. Muhalif seçmenler akp seçmeni gibi değil, eğer yeni gelecek iktidar yargılamazsa kendi partisine muhalif olur.

Genişletmek için tıkla ...

Bu durum, çok kolaylıkla siyasi manevra ile bir miting'e bakar.Kemal Kılıçdaroğlu seçmene, seçim sonrası bir miting'de ;

"Eğer böyle bir siyasi uzlaşma ortamı olmasaydı, yeni bir 15 Temmuz yaşanabilirdi.Ve bu ülke ikinci bir 15 Temmuz'u kaldıramazdı, bundan dolayı Millet İttikakı olarak, mevcut eski iktidar ile uzlaşma siyaseti benimsendi ve uygulandı.Bu konu'da hiç kimse, inek altında buğza aramasın.Şimdi icraat zamanı, ülke sorunlarına eğilme zamanı, enerjimizi ülke sorunlarına kanalize etme zamanı'dır."

diyerek, seçmen yatıştırılır.

Olayın özetinin özeti budur.