• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Ezilenlerin Önderliğindeki Dünya...

Mert Ulukan

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
29 Mar 2021
Konular
20
Mesajlar
57
MFC Puanı
220
Böyle bir Hadis olduğunu biliyorum ama sahih olup olmadığını bilmiyorum. Velakin ne akla ne de vicdana mugayir olmadığı sarihtir, beliğdir. Zira hakikat olan şeyler birbirilerini nakzetmezler, nakzetmemeleri iktiza eder. Hz. Âişe’den nakledildiği söylenir. Şöyle ki; ‘’Kureyş kabilesinden bir grup insan, hırsızlık yapan Fatıma isimli bir kadının affedilmesi için aracılık ederler. Peygamber ayağa kalkar ve şöyle der; sizden önceki insanların helak olmalarının sebebi, aralarında havastan olan kimseleri yaptıkları hırsızlıktan ya da işledikleri başka bir suçtan kurtarmaya çalışıp, onların ceza almamaları için müzahir olurlarken, avamdan birileri aynı suçu yahut başka bir suç işlediklerinde ise ceza almaları için ellerinden geleni yapmalarıdır. Bu can bu tende durduğu müddetçe Allah’a yemin ederim ki; hırsızlık yapan kişi Muhammed’in kızı Fatıma dahi olsa, O’nun da elini keserdim.’’ İşte olay budur kardeşim. Daha konuşamazsın, konuşacak yüzün olamaz, olur diyorsan yüzsüzlük damgası alnına yapışır kalır. Adalet budur, olması gereken adalettir bu. Eğilip bükülmeyen, yorumlanmaya mahal olmayan ve tatbiki şart olan adalettir bu. Önü, ardı, sağı, yolu yoktur, dümdüzdür, olduğu gibidir. Lamı cimi yoktur, eğer ki adalet diye bir şey varsa, o adaletin tecessüm etmiş ve edecek hali, olaylaşması boyutu tam da budur, şöylesi böylesi yoktur bu işin. Kimse, kimseyi hiçbir sebeple, hiçbir bahaneyle, hiçbir şekilde temize çıkarma salahiyetine malik değildir ve olamaz da. Kimse kimseden ayrıcalıklı değildir, üstünde değildir, adalet kılıcının önünde herkes eşittir ve kimse işlediği suçtan dolayı, durduğu yere göre ya kurtuluşa erip yahut adaletin muktezasınca tecziye edilemez, bilakis herkes işlediği suçun ceza-i müeyyidesi neyse o karşılığı bulur, bulmalıdır. Konumu, serveti, kudreti onu kurtaramaya sebep teşkil edemez, etmemelidir, ettirilmemelidir. Böylesi bir yola tevessül eden namerttir, alçaktır, soysuzdur. Herkes adalet önünde eşittir ve adaletin kılıcı herkese eşit şekilde çalınır, çalınmalıdır. Bilakis, yer ve gök titrer, insanlık sessizce ölür. Kimse bir suç işleyipte, sonra da kendilerini devletle eşitleyipte yahut malik olduğu güce veyahut servete yaslanıpta, işlediği suçtan kurtulmaya çalışamaz. Böyle bir soysuzluğa yeltenmeye çalışırsa da hukuk onun önüne aşılamayacak bir dağ olup çıkmalıdır. Bu bir insanlık suçudur zira ve tüm değerlere ihanettir hatta değerlerin tedricen çürütülmesidir, tefessüh ettirilmesidir. Kendisi böyle yapıpta, kendisi dışında ki herkesi en ufak ve basit bir durumda ihanetle itham edemez hiçbir kimse. Ve bendeniz, bu ihaneti tolere etmem, edemem, etmeyeceğim. Namusum ve şerefim üzerine and olsun ki bunu yapmayacağım. İdam mı edeceksiniz, etmezseniz namertsiniz, şerefsizisiniz, soysuzsunuz. Buyurun yüreğiniz yetiyorsa, cesaretiniz varsa deneyin de görelim. Hangi köpek oluyorsunuz ki de böylesi bir şeye cüret edebileceksiniz? Ne demek ya, kendi ülkemde köle gibi, köpek gibi mi yaşayacam, bana ayrı, ona ayrı, buna ayrı, şuna ayrı bir yargılama olamaz kardeşim. Kimsenin böylesi bir hakkı ve salahiyeti yoktur, olamaz kardeşim. Çünkü bu bünye böylesi bir onursuzluğu kaldıramaz. Bendeniz kendi adıma hakkımı ararım, aramak zorundayım, şayet insanlık onuruna seza bir yaşam peşindeysem. Hem hakkımı aramayıp hem de onurlu yaşam istiyorum diyememem, böylesi bir şey iğrenç bir riyakârlık olur çünkü. Kimse de kimseyi işlediği bir suçtan dolayı kurtarmak için aracılık edemez, etmemelidir. Böylesi bir şerefsizliğe tevessül eden de, suç işleyenle aynı kategoride değerlendirilmelidir ve aynı mukabeleyi bulmalıdır. Herkes işlediği suçun ceza olarak karşılığı ne ise onunla tecziye edilmek zorundadır. Cezadan korkan suçtan kaçacaktır kardeşim, kaçmıyorsa layığını bulacaktır, bulduğunda da itirazı olmayacaktır kardeşim. Aksi durumda tüm vicdanlar böylesi bir ihaneti kusar ve buna isyan eder, isyanında da haklı olur. Çünkü cezasız kalan her suç, insanlıktan çalınan bir haktır. Bendeniz suç işlersem ceza alacam ama kallavi birisi suç işleme hürriyetine malik olacak, tükürürüm böylesi soysuzluğa, böylesi ayrıcalığa. Böyle bir durum neticesinde, devlete nasıl güvenebilirim, ülkeme nasıl sevgiyle bağlanabilirim, vazifemi nasıl gönül rahatlığıyla ifa edebilirim? Hiçbir kimse, hiçbir zaman ve hiçbir şekilde suç işleme hürriyetine malik değildir, olamaz, badema da olamayacaktır, behemehâl oldurulmamalıdır.
 
Üst