• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Faşizmin diz çöktüremediği bir yürek, Hannah Senesh

DarkWoman

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
27 Kas 2019
Konular
5,318
Mesajlar
11,488
MFC Puanı
66,370
3sxOXNLRiMUOBXAh8hBbhB1m60iUyH8iox7Olk8m.jpeg




23 yaşında gencecik bir kadınken düşman hattının gerisine paraşütle inen Hannah Senesh 17 Temmuz 1921’de doğdu, 7 Kasım 1944’te idam edildi.
Hannah Senesh 1921’de gazeteci ve yazar bir babanın kızı olarak Budapeşte’de dünyaya geldi. Senesh’in yazı yazma yeteneği küçük yaşta başladı; 13 yaşından öldüğü güne kadar günlük tuttu. Ailesi asimile olmuş olsa da Budapeşte’deki antisemit iklim onu Yahudileri kurtarma hareketinin faaliyetlerine dahil olmaya itti. 1939 yılında Senesh Macaristan’ı terk edip İngiliz mandasındaki İsrail topraklarına gitti. Bir tarım okuluna yazılan Senesh, Sdot Yam adlı kibbutza (İsrail'de ortaklaşa kullanılan yerleşim bölgelerine verilen isim) yerleşti, şiir yazmaya devam etti ve kibbutz hayatına adapte oldu.

1943’te Senesh İngiliz ordusuna katılarak, savaşın ortasındaki Avrupa topraklarına paraşütle inmek için gönüllü oldu. Operasyonun amacı müttefik güçlerin Alman güçlerini yenmesine yardım etmek ve etrafı kuşatılmış Yahudi topluluklarına yardım eden direniş savaşçıları ile temas kurmaktı.

Mısır’da eğitimini bitiren Senesh düşman hattının gerisine paraşütle inecek 33 kişiden biri olarak seçilmeyi başardı. Doğduğu yer olan Budapeşte’ye ulaşmak için 1944 yılında Yugoslavya’ya inerek, orada direnişçi Tito partizanlarıyla üç ay geçirdi.

Bu sürede kaleme aldığı ‘Blessed is the Match-Kutsanmış Kibrit’ adlı eserinde “Şerefi uğruna atmayı durdurabilecek güce sahip olan kalp kutsaldır. Alevi tutuşturmak uğruna yanarak tükenen bir kibrit kutsaldır” diyordu. İdealizmini ve davaya olan bağlılığını ortaya koyduğu bu kelimeler ölümsüzleşti.

Macaristan’da Yahudilerin toplu halde Auschwitz’e gönderildiği döneme denk gelen 7 Haziran 1944’te, Senesh sınırı aşarak Macaristan’a girdi. Çok geçmeden Macar polisi tarafından yakalanan Senesh, aylarca süren dehşet dolu işkencelerden geçirildi. Tüm acılara rağmen, Senesh görevi ile ilgili bilgiyi sakladı. Annesinin polisin elinde olduğunu bilmesine ve ona zarar verecekleriyle tehdit edilmesine rağmen Senesh işbirliğine yanaşmadı.

Ekim 1944’te yapılan davasında Senesh büyük bir sadakatle eylemlerini savundu ve özel af talebinde bulunmayı reddetti. İşkence dolu sorgulamaları esnasında cesaretini hiç kaybetmedi ve son olarak 7 Kasım’da idam mangası tarafından infaz edildiğinde gözlerinin bağlanmasını kabul etmeyip, ateş eden askerlerin gözünün içine ve onu bekleyen kadere baktı. Senesh yalnızca 23 yaşındaydı.

1950 yılında Senesh’in kemikleri İsrail’e götürüldü, Kudüs’te Herzl Dağı’na gömüldü. Günlüğü ve edebi eserleri yayımlandı. Birçok şiiri bugün bilinen şarkıların sözü oldu. Bunların arasında en bilineni Ofra Haza’nın da söylediği ‘Eli Eli’ şarkısıdır.

Hannah Senesh’in infazından sonra hücresinde bulunan şiir:

“Bir-iki-üç… Sekiz feet uzaklıkta

İki-uzun adım, gerisi karanlık

Hayat fani bir soru işareti

Bir-iki-üç... Belki bir hafta daha

Belki öbür aya hâlâ burada olurum

Fakat hissediyorum, ölüm çok yakın

Gelecek temmuz 23 olabilirdim

En önemli şey için kumar oynadım

Zarlar atıldı

Kaybettim.”


Kaynak: Şalom
 
Üst