Güneş Balçıkla Sıvanmaz....!!!

MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARINA YAPILAN DÜŞÜK ARTIŞ KABUL EDİLEMEZ.

Genişletmek için tıkla ...

Bilindiği gibi üyelerimizin ezici çoğunluğu ücretli veya maaşlı çalışmakta, birçok üyemiz emekli geliri ile yaşamını sürdürmektedir. Memur ve emekli maaşları ile asgari ücret, bir ülkede genel gelir seviyesinin göstergesi olmakta, diğer ücretler bu seviyeye bağıntılı olarak düzenlenmektedir. Uzun yıllar enflasyon farkı ile ücret ve maaşların genel düzeyini koruduğunu iddia eden İktidar, uzun zamandır verilerle oynayarak toplumumuzu top yekün bir sefalet sürecinin içine çekmektedir.


İktidarın bunun için kullandığı araçlardan biri de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’dir. Asli görevi ülkeye ait üretim, eğitim, ticaret başta olmak üzere diğer ekonomik ve sosyal alanlarda gerçek istatistik verileri derlemek, ülkenin içinde bulunduğu duruma ışık tutmak, önümüzdeki yıllara yönelik projeksiyonlar oluşturmak ve böylece temel politikalara yön verecek veriler sunmak olan TÜİK, gerçek veriler yerine AKP iktidarının ihtiyaç ve talimatları doğrultusunda enflasyon oranları yayınlayan, halkın yoksullaşma sürecinde kullanılan et etkin yandaş kuruluşlardan biri olmuştur.


Yandaş kurum TÜİK, memur ve emekli maaşlarına yansıyacak 2021 yılı enflasyon oranını 36,08 olarak açıklamıştır. Buna göre 6 aylık memur ve emekli maaşları artış oranı % 30,50 olarak belirlenmiş oldu. Oysa yine TÜİK verilerine göre madencilik ve taş ocakçılığında yıllık enflasyon yüzde %62,84, bir grup akademisyen tarafından kuran Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise yıllık enflasyon oranı 82,81 olarak açıklanmıştır. Anlaşılacağı gibi aradaki fark çalışan ve emeklilerin yoksullaşma farkı olarak gündelik yaşantımıza şimdiden yansımıştır. Yoksullaşma sürecimiz tüm hızıyla devam etmektedir.


Bununla da yetinmeyen İktidar, yapılacak zamların 2021 yılı enflasyon oranına yansımaması, dolayısıyla emekli maaşlarındaki artışın düşük tutulabilmesi için, yapacağı zamları 1 Ocak 2022 tarihine ertelemiştir. Sonuçta, çalışanlar yeni maaş ve ücretlerini alamadan, büyük bir zam fırtınasıyla karşılaşmış, bırakınız geçmiş yılının kayıplarını telafi etmeyi, daha yılın birinci günü yoksullaşma sürecini derinden yaşamışlardır.

• Oysa İktidar kendi lüksüne kaynak bulabilmektedir. Lüks makam araçları, araç konvoyları, şatafatlı saray yaşamı, görgüsüzce yapılan kalabalık yurtdışı toplantıları, israfın büyüklüğüne kanıt oluşturmaktadır.
• Oysa İktidar, ihaleleri verdiği “yandaş iş adamlarına (5)" kaynak bulmakta zorlanmamaktadır. Hava alanı inşaatları, hasta garantili şehir hastaneleri, geçiş garantili köprü ve otoyollar, yandaşa sunulun imkanlar arasında yer almaktadır.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak bizler, kaynaklarımızın bilime tekniğe ve üretime yöneltilmesi, böylece halkın refahına harcanmasını talep ediyoruz. Kaynaklarımızın bir avuç saray yandaşı yerine, çalışanların ücret ve maaşlarına, özlük haklarının iyileştirilmesine, halkın refah düzeyinin artırılmasına kullanılmasını istiyoruz. Bizler insana yaraşır bir yaşamın toplumsal olarak sağlanacağı, kaynakların toplumsal eğitime, toplumsal sağlığa, çocukların ve gençlerin geleceğine, başta kadına yönelik şiddet olmak üzere şiddetin azaltılmasına, yaşanan toplumsal travmanın giderilmesine kullanılmasını talep ediyoruz.


Bu ülkenin gerçek sahipleri olarak bizler, kaynaklarımızın, onların gerçek sahibi olan halkımızın yaşam kalitesini yükseltilmesine kullanılmasını istiyoruz.