• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

İki Kadın Bir Umut (Nejla Bilgin)

Tokyo

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
3 Haz 2020
Konular
3,330
Mesajlar
5,771
MFC Puanı
72,650
KESE KAĞIDINDAN KADIN

Samatya'da iki göz odada, Rumlar'dan kalan bir apartmanın bodrum katında yaşıyordu Fasıla teyze, eşi vefat ettikten sonra yapayalnız kalmıştı, bir kızı vardı evliydi.
Fasıla teyzenin eşi Yedikule bostanlarında gündelik işlerde çalışıyordu. Eve öğlen yemeğine gelirken en güzel, en taze yeşillikleri bostandan sadece Ali amca getiriyordu. Pazara gelen yeşillikler onun dalından koparıp getirdiği yeşilliklerin yanında sönük kalıyordu, tarladan hale, halden pazarcıya gelinceye kadar geçen sürede yeşillik tazeliğini kaybetmiş oluyordu. Fasıla teyze beş yıl önce taşınmıştı mahalleye nereden geldiğini hatırlamıyorum. Hiç misafiri gelmez, arayanı, soranı olmazdı.

En güzel pazı kavurmasını Fasıla teyze yapardı. Tereyağında soğanı, biberi kavurur, yıkayıp doğradığı yemyeşil pazı yapraklarını ilave eder, üzerine yumurta kırardı. Hiç kimse Fasıla teyze kadar güzel ıspanaklı saç böreği yapamazdı. Yeşillik eskiden çok ucuza satıldığı için gariban yemeğiydi. Ekşi maya İle odun fırınında pişen kiloluk somunlar alınırdı ve kalın kabuklu somun ekmek İle Fasıla teyzenin yemekleri damak çatlatan tattaydı.

Tanıdık evlere kocasının getirdiği otları yemek yapmaya, ot kavurmaya giderdi Fasıla teyze, üç beş kuruş para kazanır evin bütçesine katkıda bulunurdu. Kızı vardı evli, uzak bir semtte yaşıyor olduğunu bilirdik fakat yüzünü görmemiştik. Kızına para biriktirdiğini söylerdi, belki bu bayram gelirse kızım, getirirse torunlarımı onlara harçlık vereceğim derdi. Çocukların yüzünü görmediği için, boylarını, poslarını bilmez onlara giysi almaya cesaret edemezdi. Fasıla teyze torunlarını hiç görmemişti aslında, biz nasıl onun kızını görmemişsek o da torunlarını görmemişti, sadece var olduklarını biliyordu o kadar.

Eskiden insanlar birbirlerinin hayatını deşmez, anlatmaz ise özelini sormaz, yarasına tuz basmaz, kabuk bağlayan, küllenen yaralarını deşip kanatmazdı. Fasıla teyze de kızını çok özlediği için hep sevgiyle söz ederdi kızından ve torunlarından, gelmeyeceğini bildiği halde bayram için kızı ve torunlarına hazırlık yapmasını anlayışa karşılarlardı.

Eşinin vefatından sonra Fasıla teyze yeşillik pişirmez oldu, kimsenin evine gitmez oldu, içine kapandı, maddi durumu kötüleşti ve komşularının desteği ile ayakta durmaya çalıştı. Bir somun ekmeği bir haftada ince dilimlerle yemeye başladı, kimseden hiçbir şey istemez, evine yemek götürünce de yüzü kızarır, gözleri bulutlanırdı. “Zoruna gidiyor komşulardan yardım almak.” derdi büyüklerimiz.

Çocuklar acımasız olur düşüncelerinde, bizde onun bu tavrını anlayamazdık ve kızardık Fasıla teyzeye. Ne vardı sanki bu kadar üzülecek diye düşünürdük. Altı üstü bir tabak yemek verildiği zaman bile merdivenlerden çıkıncaya kadar teşekkür eder, dua eder, annelerimize selam söylerdi. Buzdolabı yoktu Fasıla teyzenin hiç mi yoktu, bozulmuş yenisini alamamış mı bilemiyorum. Yazın havanın sıcak olduğu günlerde soğuk su İle buz gönderirdi annelerimiz. Suyu görünce çok sevinir bize dualar ederdi.
En çok "size de su getirenler olsun, hiç susuz kalmayın dünyada, su gibi Aziz olun." Derdi.

Fasıla teyzeye evde okunan eski gazeteleri toplar verirdik, o da nişasta, un İle bir bulamaç yapar kese kağıtlarını yapıştırdı. O kese kağıtlarını kapının önüne kurulan Cumartesi pazarındaki pazarcı esnafa, seyyar satıcılara kilo İle satar ufak tefek evinin ihtiyacını karşılardı. Küçücük Bodrum kat dairesinde güneş yüzü görmeden yaşardı. Sokağa çıkmayı sevmez, konu komşu kapısına gitmezdi. Hiç kimsenin lafına karışmaz, dedikodu nedir bilmezdi.

Bir gün çocuklardan birisi evde biriken okunmuş gazeteleri Fasıla teyzenin kapısını çalıp vermiş, annesi bir tabak biber dolması göndermiş onu da Fasıla teyzeye vermiş, sokakta oynayacağı için boş tabağını almamış. Şimdiki gibi evlerde çok fazla yemek tabağı olmadığı için tabak lazım olmuş, bir gün sonra dolma gönderen komşu Fasıla teyzenin kapısını çalmış, kapı duvar, açılmadığı gibi içeriden ses gelmemiş. Merak etmiş komşular, bodrum kat dairenin pencerelerine vurmuşlar, kapıyı yumruklamışlar içeriden ses gelmemiş. Mahalle muhtarı İle karakola haber verilmiş, çilingir İle kapı açılmış.

Fasıla teyze gazetelerden birisinin ikinci sayfasını göğsünde sımsıkı tutmuş, elleri İle gazete sayfasını adeta göğsüne siper etmiş, gazeteyi almışlar elinden, nefesine bakmışlar, Fasıla teyze son nefesini verip çoktan ahirete uçmuş.

O gazete sayfasını neden göğsünde tuttuğunu merak eden bir komşu o sayfayı iyice incelemiş, genç bir kadın gece vakti sarhoş sevgilisi tarafından on yerinden bıçakla kesilerek katledildi, Haberinden başka ilgi çekecek haber yokmuş. Komşu olayın Fasıla teyze ile ilgisini anlamasa da o gazeteyi saklamış.

Fasıla teyze gömüldükten iki hafta sonra kızkardeşiyim diye bir kadın çıkmış gelmiş. Aşırı süslü, tuhaf giysiliymiş, bugüne kadar bir kızkardeşi olduğunu bilmeyen komşular,
Fasıla teyzenin kopyası gibi olduğu için kardeşi olduğuna İnanmışlar. Fasıla teyzenin eşyalarını toplayan kadına Fasıla teyzenin kızını sormuş komşular.

Kadın, Fasıla teyzenin kızının dostu tarafından öldürüldüğünü söylemiş. Komşu sakladığı gazete sayfasını göstermiş ve kadın Fasıla teyzenin kızını tanımış.
“Kızı anası gibi kendisini bu alemden kurtaracak birisini bulamadı, içimizde en şanslı Fasıla. Bizim meslekte yaşlanmaz Kadınlar, ben yaşlanacak kadar yaşadım, ya psikopat bir müşteri öldürür yada paranı yiyen dostun olacak herif.”
demiş teyze. O anda herkes Fasıla teyzenin, kızının, kız kardeşinin geçmişini anlamış.

Fasıla teyzenin vefatından bir ay önce kızı dostu tarafından öldürülmüş ve zavallı Fasıla teyze kese kağıdı yapması için verilen eski gazeteden kızının öldüğünü öğrenince kalbi duruvermiş. Sırlarıyla kimsesizler mezarlığına komşular tarafından gömülmüş, akşama helvasını kavurup adettendir diye toplanıp ölü helvasını komşunun küçük bahçesinde yemişlerdi. Ölünün arkasından konuşulmaz diye konuşmadılar bir daha Fasıla teyzeyi...

Nejla BİLGİN

 
Üst