-Ruhefza-
MFC Üyesi
- Üyelik Tarihi
- 4 Mar 2019
- Konular
- 932
- Mesajlar
- 4,109
- MFC Puanı
- 1,190
Sual: İmanın altı şartına inanan kimse mutlaka mümin midir?
CEVAP
Topluma bakınca, herkesin mutlaka mümin olduğu söylenemez. Birkaç örnek verelim:
1- Bir kimse, Amentüdeki altı şarttan biri olan kitaplara iman ettiğini söylese, fakat Kuran tarihseldir dese, bazı hükümleri kıyamete kadar geçerli değil dese, mümin olamaz. Kurana inandım demesinin bir faydası olmaz.
2- Bir kimse, Amentüdeki altı şarttan biri olan meleklere iman etse, fakat meleklerin günah işlediğini söylese ve Hristiyanlar gibi onları kız olarak bilse, mümin olamaz.
3- Bir kimse, Amentüdeki altı şarttan biri olan Allaha iman ettiğini söylese, fakat Allah dostlarını sevmese, onlara düşman olsa veya Allah düşmanlarını sevse, onlarla dost olsa, ölülerine rahmet okusa mümin olamaz. İmanın esas şartı, alameti; hubb-i fillah, buğd-i fillahtır. Allahü teâlânın sevdiklerini ve emrettiği şeyleri sevmek, düşmanlarından ve yasak ettiklerinden sakınmaktır. Bir kimsenin imanlı olup olmadığı buradan belli olur. Ehl-i sünnet yolunda olanları, Allahın dinine hizmet edenleri sevmek hubb-i fillahtır. Kâfirleri, Allahü teâlânın düşmanlarını, 72 sapık fırkada olanları sevmemek buğd-i fillahtır. Bunlar sadece kalble olur. Sevilmeyen kimse ile tartışılmaz ve dövüşülmez. Dostla da düşmanla da tartışmak zararlıdır. Dostların dostluğu azalır, kalmayabilir, düşmanların düşmanlığı artar.
İmanı olan emr-i maruf ve nehy-i münkerde bulunur. Yani Allahın emrettiklerini öğretmeye çalışır. Bu da imanın şartlarındandır.
CEVAP
Topluma bakınca, herkesin mutlaka mümin olduğu söylenemez. Birkaç örnek verelim:
1- Bir kimse, Amentüdeki altı şarttan biri olan kitaplara iman ettiğini söylese, fakat Kuran tarihseldir dese, bazı hükümleri kıyamete kadar geçerli değil dese, mümin olamaz. Kurana inandım demesinin bir faydası olmaz.
2- Bir kimse, Amentüdeki altı şarttan biri olan meleklere iman etse, fakat meleklerin günah işlediğini söylese ve Hristiyanlar gibi onları kız olarak bilse, mümin olamaz.
3- Bir kimse, Amentüdeki altı şarttan biri olan Allaha iman ettiğini söylese, fakat Allah dostlarını sevmese, onlara düşman olsa veya Allah düşmanlarını sevse, onlarla dost olsa, ölülerine rahmet okusa mümin olamaz. İmanın esas şartı, alameti; hubb-i fillah, buğd-i fillahtır. Allahü teâlânın sevdiklerini ve emrettiği şeyleri sevmek, düşmanlarından ve yasak ettiklerinden sakınmaktır. Bir kimsenin imanlı olup olmadığı buradan belli olur. Ehl-i sünnet yolunda olanları, Allahın dinine hizmet edenleri sevmek hubb-i fillahtır. Kâfirleri, Allahü teâlânın düşmanlarını, 72 sapık fırkada olanları sevmemek buğd-i fillahtır. Bunlar sadece kalble olur. Sevilmeyen kimse ile tartışılmaz ve dövüşülmez. Dostla da düşmanla da tartışmak zararlıdır. Dostların dostluğu azalır, kalmayabilir, düşmanların düşmanlığı artar.
İmanı olan emr-i maruf ve nehy-i münkerde bulunur. Yani Allahın emrettiklerini öğretmeye çalışır. Bu da imanın şartlarındandır.