Şile, tarihi M.Ö. 12.000 6.000lere kadar inen bir yerleşim birimidir. Şile Yunanca bir kelime olup Türkçede Mercanköşk anlamına gelen tepelerde ve dağ sırtlarında yetişen güzel kokulu çiçekler açan ıtırlı bir bitki adıdır. İlçe geçmişten bu yana Aschil, Philee, Artene, ve Kilia adları ile anılmıştır.
Türkiyenin kuzeybatısında Marmara Bölgesinin kuzeydoğusunda, Çatalca Kocaeli bölümünde, Kocaeli Yöresinde ve Kocaeli Yarımadasının Karadeniz kıyısında yer alır. İlçenin doğusunda Kocaeli ilinin Kandıra, güneyinde yine Kocaelinin Gebze, güneybatısında İstanbulun Kartal ile Ümraniye, batısında İstanbulun Beykoz ilçeleri, kuzeyinde ise Karadeniz bulunur. İlçe alanı 736 km dir.
Batıda Kurnaköy, güneyde Değirmençayırı Köyü, doğuda ise Ağva beldesi arasında uzanan Şile ilçe arazisi, kabaca ters bir üçgen şeklindedir.
Şile merkezinin İstanbula ( İstanbulun merkez ilçelerinden Ümraniyeye) uzaklığı 55 kmdir. Köylerine asfalt ve stabilize yollarla ulaşım mümkündür.
Şileyi dünyaya tanıtan en önemli kültür varlığı Şile Bezidir. Şile Bezinin tarihi Osmanlı Türklerinin Şileye yerleşmesinden sonra başlamaktadır. El tezgahlarında pamuk ipliğinden dokunan tamamen şileye ait otantik bir kültür mirasıdır. Şileye özel bir kültür mirası olması ona Şile Bezi ismi verilmesini sağlamıştır. Şileli kadınlar emeklerini, duygularını ve yüreklerindeki sanat yansımalarını Şile Bezi üzerine nakışlarla süslemektedirler. Şile Bezinden çeşitli giysiler üretilmektedir. Şile Bezinin en önemli özelliği teri emerek vücudu serin tutmasıdır.
Dünyanın 2. Büyük Feneri olan Şile Fenerinin tarihi değeri oldukça büyüktür. Kırım Harbinde, Karadenizden İstanbul Boğazına girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış fenerlerden biridir. Bu amaçla Boğazlar civarında 1856 yapılan Anadolu Fenerinden sonra 1858 1859 yılları arasında inşa edilmiştir. Taş kısmını Türk Mimarlar, metal aksamı ve mercek-kristal sistemini de Parisde bulunan Paris Barbir fabrikasında yapılmıştır. Uluslar arası standartlarında birinci sınıf deniz feneridir.
Şile Kalesi tarihsel gelişim içinde önemli bir yer tutmuştur.
Bizanslıların inşa ettiği kale, daha sonraları Osmanlılar tarafından kullanılmıştır.
Kale 10x10 m2 genişliğinde ve 12 metre yüksekliğinde olup,
Denizden gelebilecek saldırılara karşı koyabilmek amacıyla inşa edilmiştir.
Ağlayan Kayalar, Şile Fenerinin 600 metre gerisinde taşlar arasından çıkan bir su kaynağıdır. Akış biçimi ağlayan bir insanin gözyaşlarına benzetildiği için bu adı almıştır.
İlçenin en önemli turistik ve doğal ----oterapi doktoru denen Kumbaba Tepesi, 60 rakımlı kırmızı turuncu renkli, demir/bakır alaşımlı ve radyonktriteli kumları olan bir tepedir. Kumbaba Tepesi zirvesinde Kumbabanın mezarı vardır. (Kumbaba gerçek ismi belli olmayan bu tepeyi keşfedip romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanan kişidir.) Yapılan araştırmalarda Bizanslılar tarafından Güneş Hamamı olarak kullanılmış,saray gemileriyle yaz aylarında buraya gelerek güneş banyosu alırlarmış . Burasını, ismi meçhul olan Türk (Kumbaba) bir kimyager gibi etüd etmiş ve Şile Kumluğunun natür ile tedavi için uygun bulmuştur ve bir çok hastanın tedavisinde kullanılmıştır.
Şile İstanbula 70 km mesafededir. 2001 yılında hizmete giren otoyol Şile-Üsküdar arası ulaşımı 40 dkya düşürmüştür. Şile 169 no lu kooperatife ait otobüsler her gün saat başı periyotlarla Üsküdar Belediye otobüs terminalinden Şileye sefer düzenlemektedir.
Batıda Kurnaköy, güneyde Değirmençayırı Köyü, doğuda ise Ağva beldesi arasında uzanan Şile ilçe arazisi, kabaca ters bir üçgen şeklindedir.
Şile merkezinin İstanbula ( İstanbulun merkez ilçelerinden Ümraniyeye) uzaklığı 55 kmdir. Köylerine asfalt ve stabilize yollarla ulaşım mümkündür.
Şileyi dünyaya tanıtan en önemli kültür varlığı Şile Bezidir. Şile Bezinin tarihi Osmanlı Türklerinin Şileye yerleşmesinden sonra başlamaktadır. El tezgahlarında pamuk ipliğinden dokunan tamamen şileye ait otantik bir kültür mirasıdır. Şileye özel bir kültür mirası olması ona Şile Bezi ismi verilmesini sağlamıştır. Şileli kadınlar emeklerini, duygularını ve yüreklerindeki sanat yansımalarını Şile Bezi üzerine nakışlarla süslemektedirler. Şile Bezinden çeşitli giysiler üretilmektedir. Şile Bezinin en önemli özelliği teri emerek vücudu serin tutmasıdır.
Dünyanın 2. Büyük Feneri olan Şile Fenerinin tarihi değeri oldukça büyüktür. Kırım Harbinde, Karadenizden İstanbul Boğazına girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış fenerlerden biridir. Bu amaçla Boğazlar civarında 1856 yapılan Anadolu Fenerinden sonra 1858 1859 yılları arasında inşa edilmiştir. Taş kısmını Türk Mimarlar, metal aksamı ve mercek-kristal sistemini de Parisde bulunan Paris Barbir fabrikasında yapılmıştır. Uluslar arası standartlarında birinci sınıf deniz feneridir.
Şile Kalesi tarihsel gelişim içinde önemli bir yer tutmuştur.
Bizanslıların inşa ettiği kale, daha sonraları Osmanlılar tarafından kullanılmıştır.
Kale 10x10 m2 genişliğinde ve 12 metre yüksekliğinde olup,
Denizden gelebilecek saldırılara karşı koyabilmek amacıyla inşa edilmiştir.
Ağlayan Kayalar, Şile Fenerinin 600 metre gerisinde taşlar arasından çıkan bir su kaynağıdır. Akış biçimi ağlayan bir insanin gözyaşlarına benzetildiği için bu adı almıştır.
İlçenin en önemli turistik ve doğal ----oterapi doktoru denen Kumbaba Tepesi, 60 rakımlı kırmızı turuncu renkli, demir/bakır alaşımlı ve radyonktriteli kumları olan bir tepedir. Kumbaba Tepesi zirvesinde Kumbabanın mezarı vardır. (Kumbaba gerçek ismi belli olmayan bu tepeyi keşfedip romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanan kişidir.) Yapılan araştırmalarda Bizanslılar tarafından Güneş Hamamı olarak kullanılmış,saray gemileriyle yaz aylarında buraya gelerek güneş banyosu alırlarmış . Burasını, ismi meçhul olan Türk (Kumbaba) bir kimyager gibi etüd etmiş ve Şile Kumluğunun natür ile tedavi için uygun bulmuştur ve bir çok hastanın tedavisinde kullanılmıştır.
Şile İstanbula 70 km mesafededir. 2001 yılında hizmete giren otoyol Şile-Üsküdar arası ulaşımı 40 dkya düşürmüştür. Şile 169 no lu kooperatife ait otobüsler her gün saat başı periyotlarla Üsküdar Belediye otobüs terminalinden Şileye sefer düzenlemektedir.