• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Mohenjo-Daro Antik Kenti

Pamira

Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
22 May 2019
Konular
2,801
Mesajlar
9,706
MFC Puanı
60,560
Mohenjo-Daro antik kenti, gelişmiş şehir planlaması ve yerleşimi ile ilgili döneme ışık tutan önemli bir merkezdir.
Mohenjo-Daro, bugünkü Pakistan’daki Sind bölgesinin içinde yer alır. Mezopotamya ve Mısır gibi İVM’de bir nehir medeniyetidir. Nehirler sularıyla verimli sulak arazilerin tarımsal gelişimini destekleyerek, büyük ve gelişmiş yerleşim yerlerinin canlılığında ve devamlılığında önemli bir yer tutarlar.
Mohenjo-Daro, İndus şehir yaşamı ile ilgili en iyi üç karakteristik özelliği gösterir: Izgara deseni formundaki bir yerleşim şekli ve altyapı; su-kanalizasyon sistemi ve dikkati çeken büyük anıtsal yapıların olmayışı.
Mohenjo-Daro, toplumun gelişmiş yapıları inşa ve planlama yeteneğinin olduğunu gösterirken, geniş çaplı su sistemleri ise temizliğe verdikleri önemi ortaya koyar. Fakat siyasi bir otoritenin varlığı ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir yapısal izin olmaması olağan dışı bir durumdur. Eğer bir devlet yapılanmasının olmadığı doğruysa, Mezopotamya ve Mısır’a kıyasla, İndus halkının askeri ve idari olarak eksikliklerinin olduğu yönünde bir ün yapmasına neden olabilir.
Bu medeniyeti meydana getiren insanların aynen Sümerler gibi Hint-Avrupalı olmadıkları bilinmekte, buraya nereden geldikleri veya yerli mi oldukları bilinmemekte ve kullandıkları bir tür resim-yazı henüz okunamamış bulunmaktadır. Eski Dünya’nın en zengin, en bereketli ülkesi olan ve bu sebeple tarih boyunca daima iştiha uyandırıp saldırıları üzerine çeken Hindistan’ın en büyük özelliği, rehavet verici rutubetli muson iklimi ile bu topraklara yerleşen en savaşçı insanların dahi kısa sürede karakterini değiştirebilmesidir.
Hindistan’ın en eski ırkları olan Afrika zencileri Austroloidler (Okyanusyalılar) ve Asya kökenli Dravidler’den oluşan karmaşık etnik yapıya ait en eski tarihî bilgiler, Sind’deki Mohenjo-Daro şehirlerine ait kalıntılardan gelmektedir. Bugünkü Hindistan’da mevcut Lingam (linga) kültüyle Vişnu, Şiva gibi bazı önemli ilâhlar ve yoga sistemi bu dönemin mirasıdır.
Mohenjo Daro’daki mühür ve kaplar üzerinde bol miktarda svastika motifi bulunmuştur.

Mohenjo-daro’da inşa edilen her binada kerpiç ve tuğla kullandıkları görülmektedir. Ancak kerpiç, İndus bölgesinin yağışlı iklimine uygun değildi. İndus’ta kerpiç, vadiye yakın yerlerde ormanların varlığından yararlanılıp pişirildi. Ocaklarda pişirilip, değil yüzyıllara, binyıllara dayanabilen tuğlaya dönüştürüldü. Ekili toprakları ve yerleşme yerlerini, ırmağın taşkınlarından kerpiçten örülmüş setlerle koruyamama sorununa çözüm, tuğladan örülmüş setler, platformlar, yapılar ve surlarla bulunmuştu.
Mohenjo-Daro’daki kazılarda elde edilen ve üzerinde birtakım hayvanlarla birlikte üç yüzlü ve yoga yapıyor olarak resmedilen çıplak bir erkek tanrının bulunduğu bir mühür, söz konusu dönemin dini hakkında kısmen de olsa aydınlatıcı bilgi sunar. Buna göre, Mohenjo tanrısı, klasik Hinduizm’in tanrısı Şiva’ya benzemekte ya da onunla aynıdır. Çünkü burada üç yüzlü, çıplak, şehvet düşkünü ve yoga yapıyor olarak resmedilen tanrının özellikleri, Hinduizm’deki Şiva’nın ayırt edici özelliklerini oluşturur. Fallus kültünün(erkek cinsel organı) de bu dönemin dini anlayışının önemli unsurlarından biri olduğu ortaya çıkmaktadır. Mohenjo-Daro tanrısının Ana Tanrıçayla ilişkili olması aynı zamanda onun bereket-yeşillik tanrısı olduğunu da gösterir.
Sistematik kentsel tasarımın ilk işareti, M. Ö. 3. bin yılın İndus Vadisi medeniyetinde kanıtlanan sokak bloklarının ortogonal ızgaraları planıdır. Mohenjo-daro’da, her biri 365245 metre ölçüsünde on iki dik geniş şehir bloğu, kuzey-güney ekseni oluşturan üç adet 9 metre genişliğinde caddeler ve bunlardan dik açılarla birbirine geçen iki cadde ile oluşturulmuştur.
Suya ulaşma gereksinimi, M. Ö. 5000’li yıllarda Hindistan’da kuyu açarak yeraltı su kaynaklarına ulaşma yönteminin bulunmasına yol açmıştır. İlk kazılan kuyular silindirik formda iç duvarları pişirilmiş tuğla ile örülü kuyularmış. Bunların en ünlülerinden biri günümüzde Pakistan sınırları içindeki ve UNESCO tarafından koruma altına alınmış bulunan Mohenjo Daro’dur.

Tuvalet - Kanalizasyon

Eskiçağ uygarlıklarına ait kalıntılarda da, yıkanma mekanlarına ilişkin buluntulara dikkati çekmektedir. Örneğin, Pakistan’ın batısındaki Sind’deki kazılarda ortaya çıkarılan, M. Ö. 2500-1500 dönemine ait İndus uygarlığının Mohenjo-Daro kentinde gelişmiş bir su ve kanalizasyon sistemi vardır.
günümüzden dört bin yıl önce, (bugünkü Pakistan’da bulunan) Mohenjo-Daro kentinde evlerin arasında, tuğlayla örülmüş kanallar bulunurdu. Bu kanallar birleşerek “lağım çukuru” adı verilen bir çukura dökülürdü. Kentte yaşayanlar, bu çukuru düzenli olarak temizlerlerdi.

Büyük Hamam

Dünyanın en eski hamamlarından biri İndus Vadisi Uygarlığı döneminden kalmadır ve “Büyük Hamam” olarak adlandırılır. Pakistan’da Mohenjo-daro’da bulunan ve oldukça iyi durumdaki hamam, yaklaşık olarak 4500 yıl önce yapılmıştır.
Bugünkü Pakistan’ın batısında Sind’de yapılan tarih öncesi çağlara ait kazılarda, İndus medeniyetinin en önemli şehri olan Mohenjo-Daro meydana çıkarıldığında tespit edilen çok gelişmiş bir su ve kanalizasyon sisteminin varlığı, burada hamamlar olduğunu düşündürmektedir.

Din

Mohenjo-Daro’daki kazılarda elde edilen ve üzerinde birtakım hayvanlarla birlikte üç yüzlü ve yoga yapıyor olarak resmedilen çıplak bir erkek tanrının bulunduğu bir mühür, söz konusu dönemin dini hakkında kısmen de olsa aydınlatıcı bilgi sunar. Buna göre, Mohenjo tanrısı, klasik Hinduizm’in tanrısı Şiva’ya benzemekte ya da onunla aynıdır. Çünkü burada üç yüzlü, çıplak, şehvet düşkünü ve yoga yapıyor olarak resmedilen tanrının özellikleri, Hinduizm’deki Şiva’nın ayırt edici özelliklerini oluşturur.
Fallus kültünün (erkek cinsel organı) de bu dönemin dini anlayışının önemli unsurlarından biri olduğu ortaya çıkmaktadır. Mohenjo-Daro tanrısının Ana Tanrıçayla ilişkili olması aynı zamanda onun bereket-yeşillik tanrısı olduğunu da gösterir. İbadet şekilleri arasında yağ ya da tütsü yakma ve kan takdim etme (tanrı heykellerine kan sürülmesi, Şiva’nın “kırmızı” anlamına gelmesinde de görülür) gibi dini uygulamalar olmakla birlikte burada herhangi bir mabet ve tapınma nesnesi olan heykeller ortaya çıkmamıştır. Ancak ibadet, ritüel ve ritüel maksatlı toplantılar için kamuya açık yerlerin bulunduğunun işaretleri Mohenjo-Daro ve Harappa’daki güçlendirilmiş kalelerinin içlerinde bulunmaktadır. Buraların törensel abdestler ve ortak banyolar için olması muhtemeldir.
Hindistan’ın dinlerinde bol miktarda Totemik ve Animist öğelere rastlamak mümkündür. Bu öğeler bazen tek-tanrıcılık, bazen de koyu bir tanrı-tanımazlığa (Ateizm) doğru yönelen birçok-tanrıcılık şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Hindistan’ın en önemli dinleri M.Ö. 7. yüzyılda beliren Brahmanizm ile M.Ö. 6. yüzyılda ortaya çıkan Cainizm ve Budizm’dir. Ancak Brahmanizm, kendinden önceki Vedizm dininin Brahmanlar tarafından uyarlanmış bir devamıdır. Sind bölgesinde kurulmuş ve belki de muhtemel bir Sümer-Dravid uygarlığının parçası durumunda olan Mohenco-daro ve Harappa uygarlıklarının ilkel Totemist ve Animist etkilerini taşıyan bu inanç, kurban, sihir ve büyü ile geniş halk kitleleri üzerinde gerektiğinde bir baskı vasıtası olarak kullanıldığından, daha sonraki zamanlarda bir tepki olarak Cainizm ve Budizm gibi Brahman hegemonyasına ve kast ayrılıklarına karşı çıkan dinlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu dinlerin ortaya çıkmalarına karşın, Brahmanizm varlığını koruyabilmek amacıyla, kutsal metinleri olan Vedalar, Brahmanalar ve Upanishadlara ek olarak, toplumun inanç, gelenek ve değer yargılarına sahip olan Mahabharata ve Ramayana destanlarını da içine alarak Hinduizm adı altında varlığını devam ettirmiştir.
 
L

Lively

Asya Arkeolojisi dersinden aklımda kalan tek yer burasıdır... muazzam bir şehir yaplanması ve doğa ile insanın mücadelesinin örnekleri var. şehir her muson yağmurunda sel baskına uğradığında en az 1 metre yükseltmişler ve devasa bir tepe oluşmuş. ingilizler hindistanı elegeçirip her yere tren yolu döşemek için bu tepeyi kerpiç için kullanmışlar ama yine de bitmemiş tepe.
bizim bugün kullandığımız kullan-at pet bardaklar esneler ilk burada gözüküyor(aslında sümerlerde de var ama burası daha organize) bir aşevi/lokanta olarak tanımlanan yapının arkasında binlerce seramik parçası bulunmuş. hepsi aynı form ve büyüklükte.
 
Üst