• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Master

You
Yönetici
Üyelik Tarihi
8 Ara 2012
Konular
4,182
Mesajlar
11,469
MFC Puanı
34,700
Halepçe Katliamı? Halepçe Katliamı Nedir? Halepçe Katliamı Nasıl Oldu? Kanlı Cuma Nedir?


1879068_620x410.jpg


Halepçe Katliamı 16 Mart 1988'de dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin tarafından, Halepçe'de ayaklanma çıkaran binlerce sivile karşı uygulanan kimyasal gaz saldırısı olarak tarihe geçti. Bölgenin en büyük kimyasal gazlı saldırısı olarak bilinen Halepçe Katliamı, Kanlı Cuma olarak da anılır.


HALEPÇE KATLİAMI NASIL OLDU?

Halepçe Katliamı veya Halepçe'ye zehirli gaz saldırısı, İran-Irak Savaşı esnasında Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı isyanı bastırma operasyonunun bir parçasıdır. Kanlı Cuma olarak da bilinen bu zehirli gaz saldırısı Kürt halkına yapılmış bir soykırım olarak kabul edilir.

Saldırıda 3 bin 200 ile 5 bin arasında kişi öldürüldü ve 10 bin ile 7 bin arası sivil yaralandı. Saldırıdan sonra komplikasyonlar, çeşitli hastalıklar meydana geldi ve yapılan doğumlar sağlıklı neticelenemedi. Bu saldırı o bölgelerde Kürt halkına, sivil nüfusa karşı yapılmış en büyük kimyasal saldırı olarak bilinir. Irak Yüksek Ceza Mahkemesi 1 Mart 2010 tarihinde soykırım eylemi olarak Halepçe katliamını tanıdı ve karar Kürdistan Bölgesel Hükümeti tarafından memnuniyetle karşılandı. Saldırı bazı ülkelerde parlamentolar tarafından insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlanıp, kınandı. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bu katliamın tanınması için kanun teklifi verildi.

Saddam Hüseyin'in 23 Şubat-16 Eylül 1988 tarihleri arasında El-Enfal Harekâtı'nı şiddetlendirdiği dönemde Mart ayının ortasında İran ordusu Zafer-7 Harekâtı adlı genel taarruzu başlattı. Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'ne bağlı Peşmergeler de İran ordusu ile işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girdi ve isyan başlattı.

Saddam Hüseyin İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Irak Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan Korgeneral Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî'ye (batı medyası tarafından 'Kimyasal Ali' lakabı ile bilinir) zehirli gaz bombaları kullanmayı emretti.

16 Mart 1988'de zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. Halepçe sakinleri, İran askerleri ve Peşmergelerle birlikte 5 binden fazla insanın öldüğü, 7 binden fazla insanın da yaralandığı tahmin ediliyordu. Ancak Irak Savaşı'ndan sonra bölgeye giren yabancılar tarafından bu rakamın daha da büyük olduğu tespit edildi.

19 Ağustos 1988'de Irak ve İran, ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Irak ordusu ateşkesten 5 gün sonra Halepçe'yi geri aldı ve bu işgal esnasında 200 sakinin öldürüldüğü söylenmektedir.

Süleymaniye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Fuat Baban, 7 Aralık 2002 tarihli 'The Sydney Morning Herald' gazetesinde yayımlanan 'Experiment in Evil' başlıklı makalesinde, Halepçe'de özürlü doğum oranının Hiroşima ve Nagasaki'nin 4-5 katı olduğunu iddia etti. Amerika Birleşik Devletleri ise bu iddiayı suistimal ederek Zayıflatılmış Uranyum mermilerini kullanmasını meşrulaştırmaya çalıştı.

Saddam Hüseyin, Halepçe katliamı'nda Kürtlere karşı soykırım yaptığı suçlamasıyla da yargılanırken, 5 Kasım 2006'da başka bir katliam suçundan Duceyil Katliamı’nda, insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edildi ve asılarak idamına karar verildi.

2004'te CIA'nın eski Orta Doğu'dan sorumlu yüksek araştırmacısı ve 1988-2000 arasında Amerika Kara Harp Okulu öğretim üyesi görevinde bulunmuş olan Prof. Stephen Pelletier tarafından hazırlanan ve söz konusu zehirli silahların İran'a ait olduğunu gösteren rapor açıklandı.

Mart 2007'de Halepçe'yi ziyaret eden bir Japon heyeti Hiroşima'ya yapılan atom bombası saldırısı'ndan hasar gören Aogiri (İmparatoriçe Pavlonyası) fidesi hediye etti.

1 Mart 2010'da Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe Katliamı soykırım olarak tanıdı. Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından memnuniyetle karşılandı.

Alıntıdır.
 

Sakil

Emektar Üye
Üyelik Tarihi
27 Tem 2016
Konular
15
Mesajlar
2,134
MFC Puanı
4,080


Avatar olarak ekler misiniz ben ekleyince bulanık oldu da :D
 
Üyelik Tarihi
1 Ağu 2017
Konular
18
Mesajlar
233
MFC Puanı
30
[Söylerim ve bundan daha güzel bir şey olduğunu sanmıyorum. Türk insanı niçin sevgisini dile getirmekten çekinir? Bilhassa erkekler neden bu konuda bu kadar kompleksli?
Aşık olursunuz sevdiğiniz kadına sevginizi belli etmekte zorlanirsiniz
Baba olursunuz çocuğunuza karşı sevginizi belli edemezsiniz
Bu toplumsal baskıdan kurtulmanin vaktidir. Yeni nesil bu konuda iyi gidiyor.
 
Üyelik Tarihi
1 Ağu 2017
Konular
18
Mesajlar
233
MFC Puanı
30
Koyulabilir. Toplum demek sürü psikolojisi demektir. Bireyselligin daha kabul görülebilir ve daha çok ses getirdiğini düşünüyorum. Dikkat çekicidir,cesaret verir bu durumda daha kolay ifade eder fakat daha fazla linç yersiniz.

Bir başkasınin saygı beklediği yerde senin değerlerinde bir anlamda saygısızlıkga uğramış oluyor. Bu yüzden toplumun kırmızı çizgileri oluşur ne kadar çok ses o kadar bastirma.
 

Herkül

Admin
Üyelik Tarihi
4 Haz 2013
Konular
8,797
Mesajlar
29,749
MFC Puanı
17,440
Sansür değil de kısıtlama diyelim. Toplum için zarar getirecek terör yada benzeri bir durumun ortaya çıkmasını doğuracak şeyleri ifadesinin engellenmesi gereklidir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst