Bazı tarihçilerin Osman Beyden sonra ikinci kurucu dedikleri Sultân II. Murâd, 1404 yılında Dulkadiroğlu Emine Hâtundan Amasyada dünyaya geldi. 1421 yılında babasının vefatından 41 gün sonra gelip Edirnede tahta oturur oturmaz, Limnide göz hapsinde bulunan amcası Düzmece Mustafa, Bizans İmparatoru tarafından serbest bırakılınca büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya geldi. Mustafa Çelebi, Edirneye gelerek padişahlığını ilan etti ve bununla da kalmayarak ordusuyla Bursadaki II. Muradın üzerine yürüdü. 1422de Sultân Murada mağlup olan amca Mustafa, düzmece olduğu iddiasıyla idam edildi. Aslında düzmece olmadığını daha evvel ifade etmiştik. Bizansın ihanetini gören Sultân Murad, hemen 30.000 askerle İstanbulu kuşattı. Maddi sebepler açısından teslim almayı ümit ederken, 13 yaşındaki Küçük Mustafanın İznikde Bizansın tahrikiyle saltanat ilan ettiğini duydu ve hemen ona yöneldi. Bu arada fırsatı ganimet bilerek Osmanlıya problem çıkaran Anadolu beyliklerinin de üzerine gitti ve sırasıyla Aydın, Teke, Menteşe ve Germiyân Oğulları beyliklerini tarihten silerek tamamen Osmanlı Devletine ilhak etti.
Sultân Muradın Anadoludaki sıkıntıları devam ederken Macarlar ve Sırplar Osmanlı Devletini rahatsız ediyorlardı. 1425de Venedik ile sulh yapan Sultân Murad, 1426da Macar ordusunu bozdu ve fetihlere devam etti. Bu zaferler devam ederken, en önemlisi İzladi mevkiindeki 1443 yılındaki yenilgi olmak üzere, Osmanlı ordusu Hıristiyan kuvvetler karşısında bir kaç defa mağlup duruma düştü. Bunun üzerine Sultân Murâd, Macaristanla Segedin Andlaşmasını imzalamak durumunda kaldı (1444). Aynı yıl, Mısırdaki İslâm âlimlerinin de manevi desteği alınarak Karamanoğlu II. İbrahim Bey ile de sulh andlaşması imzalandı.
40 yaşına gelen ve gerçekten de yıpranan II. Murad, 1444 Ağustosunda oğlu Mehmedi tahta geçirerek, kendisi ibadet ve taatle meşgul olmak üzere Manisaya çekildi ve Fâtih Sultân Mehmed birinci defa Osmanlı Sultânı oldu.
Hem Osmanlı ordusunun yenilgisinden ve hem de Fâtihin 14 yaşında bir genç Padişah olmasından heveslenen Papa, yeni bir haçlı seferi için kolları sıvadı ve haçlı orduları Osmanlı Devleti aleyhinde Ak Şövalye diye bilinen Erdel Voyvodası Hunyadi Yanoş kumandanlığında bir araya geldiler. Tunayı geçerek Varnayı kuşattılar. Tahtta oturan II. Mehmed, yapılan meşveretler ve özellikle Vezir-i Azam Çandarlı-zade Halil Paşanın ısrarlarıyla, II. Muradı yani babasını tahta davet etti. 1444 yılında ikinci defa sultan olan II. Murâd, hemen Edirneye geldi ve 40.000 askeriyle Varna önlerine ilerledi ve sadece 150 şehidle haçlı ordusunu darmadağın etti. Bütün İslâm âleminde ve özellikle Kahirede dualarla yâd edilen bu zafer, Osmanlı Devletinin Balkanların sahibi olduğunu tescil etmişti. Edirneye dönen II. Murad yeniden yani ikinci defa oğlunu tahta çıkardı (1445).
Devlet adamları ve yeniçeri bu duruma razı olmadı ve Sultân Muradın yeniden tahta geçmesini ısrarla arzu ettiler. Bu ısrar karşısında üçüncü defa II. Murad tahta çıktı ve oğlu da böylece iki defa tahta çıkıp inmiş oldu (1446). Varna zaferinden sonra Arnavutlukda İskender denilen bir mürtedle başı belaya giren II. Murad, oğlu Fâtihi de alarak Arnavutluk seferine çıktı. Bu durumu fırsat bilen Ak Şövalye, Papanın da desteğini alarak bir diğer haçlı seferi daha düzenledi ve Osmanlı sınırlarını geçerek Kosova Ovasına kadar geldi. 17 Ekim 1448 tarihinde II. Kosova Zaferini kazandı ve böylece Avrupalıların Türkleri Balkanlardan atmak için giriştikleri son seferi de zaferle tamamlamış oldu. Buradan Edirneye dönen II. Murad 1449 yılında oğlunu evlendirdi. Oğlunu Manisa Sancakbeyliğine gönderen II. Murâd, 3 Şubat 1451 sabahı Edirne Sarayında vefât eyledi.
ZEVCELERİ: 1- Dulkadiroğlu Alîme Hâtûn. 2- Yeni Hâtun; Amasyalı Mahmûd beyin kızı. 3- Hüma Hâtun: Abdullah isimli bir şahsın kızı ve Fâtihin annesi. Fâtihin annesinin devşirme olduğu nakledilmektedir. Ancak Müslüman olduğu kesindir ve hele Ortodoks olan Mara Hâtûn ile Fâtihin üvey annelik dışında alakası yoktur. 4-Tâcünnisâ Hatice Halîme Hâtun; Candaroğlu İsfendiyar Beyin kızı. 5-Mara Hâtun; Çocuksuz ve ortodoks olarak ölen ve Fâtihin üvey annesi olan bu kadın, Sırbistan Despotu George Bronkoviçin kızı. ÇOCUKLARI: 1- Fâtih Sultân Mehmed. 2- Ulu Şehzâde Alaaddin Bey. 3- Şehzâde Büyük Ahmed. 4- Şehzâde İsfendiyar. 5- Şehzâde Hüseyin. 6- Şehzâde Orhan. 7-Şehzâde Hasan. 8- Şehzâde Küçük Ahmed. 9- Yusuf Âdil Şah. 10- Hatice Sultân. 11- Hafsa Sultân. 12- Fatma Sultân. 13- Erhondu Sultân. 14- Şehzâde Selçuk Sultân.
Asrındaki büyük devlet adamları arasında, Timur Paşanın oğlu Gâzi Umur Paşa, Çandarlı-zâde Halil Paşa, devşirmelerden Şihâbüddin Paşa, Damad Karaca Paşa, Zağanos Paşa ve Kasım Paşayı; asrının meşhur âlimlerinden Molla Fenariden sonra müftülük makamına gelen Molla Yegân lakabıyla meşhur Mevlânâ Muhammed, Molla Şemseddin Gürânî, Seyyid Alâaddin Semerkandî, Hızır Beğ ve Alâaddin Tûsîyi; maneviyât erenlerinden Hacı Bayramın halifelerinden Ak Bıyık, Muhammediyye müellifi Yazıcızâde, Envârül-Âşıkîn adlı eserin müellifi Ahmed-i Bîcan ve Şeyh Muslıhuddini; şâirlerden Hacı İvaz Paşanın oğlu Atâyî ve şiirlerinden dolayı idam edilen Nesîmîyi mutlaka zikretmeliyiz[1].
Sultân Muradın Anadoludaki sıkıntıları devam ederken Macarlar ve Sırplar Osmanlı Devletini rahatsız ediyorlardı. 1425de Venedik ile sulh yapan Sultân Murad, 1426da Macar ordusunu bozdu ve fetihlere devam etti. Bu zaferler devam ederken, en önemlisi İzladi mevkiindeki 1443 yılındaki yenilgi olmak üzere, Osmanlı ordusu Hıristiyan kuvvetler karşısında bir kaç defa mağlup duruma düştü. Bunun üzerine Sultân Murâd, Macaristanla Segedin Andlaşmasını imzalamak durumunda kaldı (1444). Aynı yıl, Mısırdaki İslâm âlimlerinin de manevi desteği alınarak Karamanoğlu II. İbrahim Bey ile de sulh andlaşması imzalandı.
40 yaşına gelen ve gerçekten de yıpranan II. Murad, 1444 Ağustosunda oğlu Mehmedi tahta geçirerek, kendisi ibadet ve taatle meşgul olmak üzere Manisaya çekildi ve Fâtih Sultân Mehmed birinci defa Osmanlı Sultânı oldu.
Hem Osmanlı ordusunun yenilgisinden ve hem de Fâtihin 14 yaşında bir genç Padişah olmasından heveslenen Papa, yeni bir haçlı seferi için kolları sıvadı ve haçlı orduları Osmanlı Devleti aleyhinde Ak Şövalye diye bilinen Erdel Voyvodası Hunyadi Yanoş kumandanlığında bir araya geldiler. Tunayı geçerek Varnayı kuşattılar. Tahtta oturan II. Mehmed, yapılan meşveretler ve özellikle Vezir-i Azam Çandarlı-zade Halil Paşanın ısrarlarıyla, II. Muradı yani babasını tahta davet etti. 1444 yılında ikinci defa sultan olan II. Murâd, hemen Edirneye geldi ve 40.000 askeriyle Varna önlerine ilerledi ve sadece 150 şehidle haçlı ordusunu darmadağın etti. Bütün İslâm âleminde ve özellikle Kahirede dualarla yâd edilen bu zafer, Osmanlı Devletinin Balkanların sahibi olduğunu tescil etmişti. Edirneye dönen II. Murad yeniden yani ikinci defa oğlunu tahta çıkardı (1445).
Devlet adamları ve yeniçeri bu duruma razı olmadı ve Sultân Muradın yeniden tahta geçmesini ısrarla arzu ettiler. Bu ısrar karşısında üçüncü defa II. Murad tahta çıktı ve oğlu da böylece iki defa tahta çıkıp inmiş oldu (1446). Varna zaferinden sonra Arnavutlukda İskender denilen bir mürtedle başı belaya giren II. Murad, oğlu Fâtihi de alarak Arnavutluk seferine çıktı. Bu durumu fırsat bilen Ak Şövalye, Papanın da desteğini alarak bir diğer haçlı seferi daha düzenledi ve Osmanlı sınırlarını geçerek Kosova Ovasına kadar geldi. 17 Ekim 1448 tarihinde II. Kosova Zaferini kazandı ve böylece Avrupalıların Türkleri Balkanlardan atmak için giriştikleri son seferi de zaferle tamamlamış oldu. Buradan Edirneye dönen II. Murad 1449 yılında oğlunu evlendirdi. Oğlunu Manisa Sancakbeyliğine gönderen II. Murâd, 3 Şubat 1451 sabahı Edirne Sarayında vefât eyledi.
ZEVCELERİ: 1- Dulkadiroğlu Alîme Hâtûn. 2- Yeni Hâtun; Amasyalı Mahmûd beyin kızı. 3- Hüma Hâtun: Abdullah isimli bir şahsın kızı ve Fâtihin annesi. Fâtihin annesinin devşirme olduğu nakledilmektedir. Ancak Müslüman olduğu kesindir ve hele Ortodoks olan Mara Hâtûn ile Fâtihin üvey annelik dışında alakası yoktur. 4-Tâcünnisâ Hatice Halîme Hâtun; Candaroğlu İsfendiyar Beyin kızı. 5-Mara Hâtun; Çocuksuz ve ortodoks olarak ölen ve Fâtihin üvey annesi olan bu kadın, Sırbistan Despotu George Bronkoviçin kızı. ÇOCUKLARI: 1- Fâtih Sultân Mehmed. 2- Ulu Şehzâde Alaaddin Bey. 3- Şehzâde Büyük Ahmed. 4- Şehzâde İsfendiyar. 5- Şehzâde Hüseyin. 6- Şehzâde Orhan. 7-Şehzâde Hasan. 8- Şehzâde Küçük Ahmed. 9- Yusuf Âdil Şah. 10- Hatice Sultân. 11- Hafsa Sultân. 12- Fatma Sultân. 13- Erhondu Sultân. 14- Şehzâde Selçuk Sultân.
Asrındaki büyük devlet adamları arasında, Timur Paşanın oğlu Gâzi Umur Paşa, Çandarlı-zâde Halil Paşa, devşirmelerden Şihâbüddin Paşa, Damad Karaca Paşa, Zağanos Paşa ve Kasım Paşayı; asrının meşhur âlimlerinden Molla Fenariden sonra müftülük makamına gelen Molla Yegân lakabıyla meşhur Mevlânâ Muhammed, Molla Şemseddin Gürânî, Seyyid Alâaddin Semerkandî, Hızır Beğ ve Alâaddin Tûsîyi; maneviyât erenlerinden Hacı Bayramın halifelerinden Ak Bıyık, Muhammediyye müellifi Yazıcızâde, Envârül-Âşıkîn adlı eserin müellifi Ahmed-i Bîcan ve Şeyh Muslıhuddini; şâirlerden Hacı İvaz Paşanın oğlu Atâyî ve şiirlerinden dolayı idam edilen Nesîmîyi mutlaka zikretmeliyiz[1].