• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Trabzon'un Kurtuluşu

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580
Trabzon'un Kurtuluşu:

1917'de Rusya'da Bolşevik ihtilali olunca, Rus ordusunda büyük bir panik başladı. Geri çekilmek zorunda kalan Ruslarla, 18 Aralık 1917'de Erzincan Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmaya Ermeniler uymayıp, Türkler aleyhinde katliamlara girişince, Ordu Komutanı Vehip Paşa'ya ileri harekat emri verildi. 11 Şubat 1918'de genel hareket emrini alan ordumuz, bir koldan Kafkasya üzerine ilerlerken, diğer koldan Trabzon'lu Albay Hamdi Bey (Pirselimoğlu) komutasındaki 37. Tümen; Giresun'dan 123. alay ile takviye edilerek Trabzon üzerine yola çıktı.​


Bölgedeki çeteleri de temizleyerek ilerleyen birliklerimiz 15 Şubat 1918'de Vakfıkebir'i, 18 Şubat 1918'de Akçaabat'ı geri aldı. Birkaç gün içinde çevreyi düşmanlardan temizleyen birliklerimiz 24 Şubat 1918 tarihinde Trabzon'a girdi. Trabzon'un ve Trabzon'lunun 2 yıla yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi sona erdi.


Osmanlı Devleti, Brest-Litovsk Anlaşması ile doğudaki topraklarını istiladan kurtardı.


Ancak Trabzon, kurtuluşun sevincini tadamadı. Zira hicretten dönen halkı harabeye dönen Trabzon'da yoksulluk ve sefalet bekliyordu.


Kurtuluş Savaşı Yıllarında Trabzon


Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'nda "Müttefik Devletler" yanında savaşa girip yenik düşünce "İtilaf Devletleri" ile "Mondros Ateşkes Antlaşması"nı imzalamak zorunda kalmıştı. Bu anlaşmaya göre, Doğu vilayetleri Ermenilere verilecek, Karadeniz sahillerinde Pontus Devleti kurulacaktı. Ülkenin içine düştüğü bu durum, yurdun her tarafında "Müdafa-i Hukuk" cemiyetlerinin en güçlüsü Trabzon Müdafa-i Hukuk Cemiyeti idi.


Başkanlığını Belediye Reisi Barutçuzade Ahmet Bey'in yaptığı Cemiyet, bu konularda adeta öncülük yaparak, vatanın topyekün savunulması için yoğun çalışmaların içine girmişti. Bu maksatla da önce bir yayın organına sahip olmanın gereğine inanılarak "İstikbal" gazetesi Faik Ahmet Barutçu yönetiminde çıkarılmıştı. İşgalin ağır darbeleri altında bütün müesseseleri zarar gören Trabzon'da, bir gazete basacak çalışır durumda Türk matbaası olmadığı için, çıkarılan gazete bir müddet Mihailidi isimli bir Rum matbaasında basılmış ve daha sonra yeni bir matbaa kurulabilmiştir.


Trabzon'un önderliğini yaptığı mücadele fikri, süratle çevre ile ve ilçelere yayılmıştı. Trabzon'da olup bitenler titizlikle takip ediliyor, bölgenin kalbi adeta Trabzon'da atıyordu.


Cevat Dursunoğlu bu gerçeği söyle anlatıyor:


"Mondros Mütakeresi'nde "Vilayet-i Sitte" adı altında Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır, Sivas vilayetlerinin mukadderatı birleştirilmiş. İtilaf Devletleri buralarını Büyük Ermenistan'a vaadetmiş, üstelik Trabzon vilayetini de Pontusçu Rumlara bağışlamıştı. Trabzon'un bu konulardaki hazırlığı ve çalışmaları sonucunda Erzurum Kongresinin yapılması gerçekleşmiştir. Çalışmalar Kurtuluş Savaşı boyunca devam ve zaferin kazanılmasında Trabzon'un ve Trabzon'luların çok büyük payı olmuştur.


Bu vilayetlerden Trabzon zaten kendi teşkilatını yapmış ve çok kuvvetli çalışmağa başlamış olduğu gibi, bizi de teşvik ediyordu. Bu karanlıklar içinde bazı aydın noktalar eksik değildi. Trabzon'da çıkan "İstikbal Gazetesi" nde Faik Ahmed Barutçu, bu bölgede türeyen Pontusçularla yiğitçe doğüşüyor. Muhaza-i Hukuk Cemiyeti, Karadeniz sahillerinde fikirleri bir araya topluyor ve tesir alanını hergün biraz daha genişletiyordu". (Cevat Dursunoğlu, Milli Mücadele'de Erzurum, Ankara 1946)


Trabzon'un bu konulardaki hazırlığı ve çalışmaları sonucunda Erzurum Kongresinin yapılması gerçekleşmiştir. Çalışmalar Kurtuluş Savaşı boyunca devam etmiş ve zaferin kazanılmasında Trabzon'un ve Trabzon'luların payı çok büyük olmuştur.




Kaynak: TrabzonRehberi.Net


1916 yılında Trabzon’un Ruslar tarafından bir oldubittiyle işgal edilmesi Trabzon’daki mevcut huzur ve barış ortamını yok etmiştir. O zamanlar bölgedeki düşman güçleri kin duygularıyla vahşice davranıp yerli halka her türlü zulmü reva gördüler. Düşman istilasından kaçan halk çil yavrusu gibi dağıldı. Bir zamanlar huzur ve barış içinde yaşayan halkın hayatı işkenceye döndü. Artık burada kalmak, göçmekten daha zordu. Zorunlu göçler başladı. Zorlu muhacirlik yılları hasret ve acıyı beraberinde getirdi. Göç edenler gittikleri yerlerde aradıkları huzuru bulamadılar. Yaşlı, kadın ve çocukların canlarını ve ırzlarını kurtarmak için yapacakları başka şey de yoktu. Gençler, gücü olanlar topraklarını savundular, direndiler.


Trabzon, Doğu Karadeniz bölgesinin en eski ve en büyük şehridir. 1917’de Rusya’da Bolşevik ihtilali olunca, Rus ordusunda büyük bir panik başladı. Geri çekilmek zorunda kalan Ruslarla, 18 Aralık 1917’de Erzincan Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmaya Ermeniler uymayıp, Türkler aleyhinde katliamlara girişince, Ordu Komutanı Vehip Paşa’ya ileri harekât emri verildi. 11 Şubat 1918’de genel hareket emrini alan ordumuz, bir koldan Kafkasya üzerine ilerlerken, diğer koldan Trabzonlu Albay Hamdi Bey (Pirselimoğlu) komutasındaki 37. Tümen; Giresun’dan 123. alay ile takviye edilerek Trabzon üzerine yola çıktı.


Bölgedeki çeteleri de temizleyerek ilerleyen birliklerimiz 15 Şubat 1918’de Vakfıkebir’i, 18 Şubat 1918’de Akçaabat’ı geri aldı. Birkaç gün içinde çevreyi düşmanlardan temizleyen birliklerimiz 24 Şubat 1918 tarihinde Trabzon’a girdi. Trabzon’un ve Trabzonlunun iki yıla yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi böylelikle sona erdi. Düşmanın geri çekilmesiyle birlikte göç edenlerden sağ kalanlar yurtlarına geri döndüler. Dönüşte de mübarek vatan topraklarına baş koyarak yerleri öptüler. Vatanın ne kadar mukaddes bir varlık olduğunu, özgürlüğün değerinin hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini bizzat tecrübe ederek anladılar.


Bugünkü Trabzon o günlerin acılarını çok gerilerde bırakmıştır. Fakat bu şehrin her köşesi, her taşı o çileli günlerin şahididir. Bazı kesimler her ne kadar mevcut dirliğimizi ve düzenimizi bozmak için çırpınıyorsa da Trabzonlunun vatan sevgisini ve manevi değerlere bağlılığını hiçbir zaman yüreklerinden sökemeyeceklerdir. Bu vesileyle Trabzon’un kurtuluşunun 89. yıldönümünü kutluyorum. O günlerin bir daha yaşanmaması için, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin basiret gözlerini açması için Allah’a yalvarıyorum. Trabzon şehri dün olduğu gibi bugün de istiklal uğrunda Türkiye’nin hazır kıtasıdır.
 
Üst