Aslında dünyadaki her gencin, özellikle de müslüman gençlerin kafasına çok takılan bir konu, çünkü dinimizde insanın kendi kendini cinsel yönden tatmin etmesi yasaklanmış ve bazı din bilginleri tarafından "mecbur kalmadıkça" yani iffetini yitirmekten korkup daha büyük bir günaha düşme tehlikesi olmadıkça yapılmasına cevaz verilmemiştir. Bazı din bilginleri ise hiçbir durumda izin vermemişlerdir.
Olayın dinî yönü aşağı yukarı belli, ama yine de tartışmalar sürüyor.
Olayın sağlıkla ilgili yönünde ise yine tartışmalar var ve sonuç olarak bu konu net değildir bence. Tarih boyunca konuyla ilgili farklı farklı görüşler ileri sürülmüş, bugün de çoğunluk Batı kaynaklı "mastürbasyonu salık veren" yazılar yayınlanıyor ancak ne kadar muteberdir, orasını bilim adamları daha iyi bilir.
Bu başlık uzayıp gidecektir eminim. Ben de çok kesin bir cevap vermeyeceğim, biraz "sesli düşüneceğim" o kadar:
1-) Mastürbasyonun normal cinsel ilişkiden ne gibi farkları vardır, bu bilinmeli. Zira evliliğin, sporcunun performansı üzerinde genellikle "olumlu" etkileri olmaktadır. (Cinsel hayata gelen sağlık ve düzenden dolayı. Yoksa karısıyla/kocasıyla mutsuzdur, moral yerle birdir onu bilemeyiz
)
2-) Mastürbasyonla vücuttan atılan sıvının içinde neler bulunmaktadır? Bu sıvı, her boşalmada aynı miktarda ve aynı nitelikte midir yoksa kısa süre sonra tekrar tekrar boşalındığında sıvının içeriği değişmekte midir?
3-) Boşalmada kaybedilen vitamin, mineral ve proteinler, vücut tarafından kasların ihtiyacından daha çabuk olarak mı yerine konmaktadır? Sonuç olarak bu yerine konma süreci vücut gelişimini etkiler mi?
4-) Mastürbasyonun geçici olarak organik madde kaybettirmesinin yanı sıra vücutta ne gibi etkileri olmaktadır?
5-) Mastürbasyon yapmanın yahut yapmamanın zararları/yararları olduğu söylenmektedir ki bu iddialar neye dayanarak yapılmaktadır?
6-) Beslenme ve mastürbasyon arasında nasıl bir ilişki vardır?
Şimdilik düşüncelerim bunlar, konuyla ilgili "bildiklerim" diyebileceklerim ise:
1-) Cinsel kuvvet, genetik ve çevresel (iklim, beslenme, duygusal, psikolojik vb.) etkenlerle alakalıdır ve cinsel kuvveti harici yollarla (spor, iyi ve sağlıklı beslenme vb.) arttırmak mümkündür ancak sonuçta çok karmaşık olup genetiğe dayanıyor diye düşünüyorum.
2-) Cinsel istek de cinsel kuvvet gibi ama özellikle "psikolojik" amiller çok önemli.
3-) Sonuç olarak, sanıyorum mastürbasyonun cinsel kuvvete etkisi pek olmayacaktır ama "cinsel istek"e etkisi daha fazla olacaktır, olumlu ya da olumsuz... Ancak, cinsel istek de (cinsel ilişkinin faili siz olacaksanız) nihayetinde cinsel kuvvete bağlı olduğundan, örneğin mastürbasyon sonucu cinsel istek geçici bir süreliğine azalacaktır çünkü cinsel kuvvet azalmıştır.
4-) Aşırıya vardırılmadığı sürece vücut "kaybettiklerini" özellikle genç yaşlarda kolayca yerine koyabilecektir. Ancak "aşırıya" varıldığı takdirde (özellikle cinsel yönden kuvvetli ve dolayısıyla daha istekli kişiler), vücut geliştirme açısından olumsuzdur. Çünkü aşırı besinsiz kalınan durumlarda bile erkeğin cinsel yönü aktiftir. Açlık ya da günlerce süren besinsizlik olsa bile, pek çok organ hayati yönden güçsüz düşmekte hatta iflas etmekte ama erkeğin üreme organları hayatiyetini korumaktadır. Düşün yani, vücut ölü gibi olmuş bir deri bir kemik (30-40 kiloya düşen insanlardan bahsediyoruz) kalmış, organlar harap olmuş ama erkeklik organı gücünü yitirmiş de olsa canlılığını koruyor. Bu ille ereksiyon gerçekleştirebilir anlamında değil, labaratuvar ortamında anlaşılabilen sonuçlar.
5-) Herhangi bir şekilde boşalmanın ve dolayısıyla testisleri "daha çok çalışmaya" itmenin testesteronu arttırdığı bir gerçek. Vücuttaki testesteronun artması ise vücut geliştirme açısından olumludur. Ancak "hangi noktadan" sonra terazinin "eksi yönde" ağır basacağını ve boşalma(lar)ın vücut geliştirme açısından olumsuz olacağı detaylı bilimsel ölçümlere muhtaçtır daha önemlisi bu kişiden kişiye göre değişecektir. Kesin olan tek şey: Kişi kendi (genetik ve çevresel) kapasitesine göre "fazla" boşalıyorsa vücut geliştirme açısından adeta "yerinde sayar". Çünkü yukarıda da dediğim gibi, (kadınları bilmiyorum ama) erkekler için üreme ihtiyacı, neredeyse kalp atımı kadar önceliklidir. Nedense beynimiz böyle.
6-) Boşalma, testesteronu arttırır ancak bu yine kişinin genetiğiyle alakalıdır ayrıca örneğin 18 yaşındaki biri dört sene mastürbasyon yardımıyla gece boşalmalarının sebep olacağından daha çok meni kaybedip yerine koymuyorsa, sonuç olarak mastürbasyon yapmıyorsa, diyelim ki 22 yaşında evlendiğinde, düzenli olarak cinsel birleşim yaşadığı takdirde vücudundaki testesteron yine artacaktır. Gerçi arada çok fark olmasa da 18 yaş 22 yaşına göre spordan daha iyi verim alınabilen bir dönemdir.
7-) "Mastürbasyon yapılmazsa vücut gelişimi olmaz." demek yanlıştır, vücut geliştirmek için mastürbasyon gerekmez.
Sonuç olarak, aşırı yapılmadığı sürece sağlık ve gelişim açısından zararı yoktur hatta düzenli cinsel birleşme yaşayamayanlar için yararlıdır da. Dinî yönden ele aldığımızda ise kişinin iki seçeneği vardır: Ya bu "yararları" caiz olan başka yollarla elde etmesi (örneğin vücudundaki testesteronu arttırıcı şekilde beslenmesi) gerekir ya da fedakârlık yapıp bu "yararlardan" yüz çevirmesi ve dişini sıkması gerekir hatta bu sebeple riyazet hayatı yaşamayı önerenler vardır.
"Aşırılık" ise kişiye ve diğer çevresel (beslenme başta olmak üzere ısı vb.) değerlere göre değişir, örneğin biri için "her gün bir iki defa mastürbasyon" yapmanın hiçbir zararı olmazken bir başkası için üç günde bir yapmak "aşırı" olabilir. Kişi bunu kendisi kolay kolay anlayamaz, biraz anlar ama asla emin olamaz. Çünkü hergün yaptığı takdirde vücut gelişimi sürse bile "hergün yapmadığı ya da iki günde bir defa yaptığı" zaman ne kadar gelişeceğini görme şansı pek kalmamıştır.
Ağırlık çalışmalarının hemen sonrasında ya da hemen öncesinde mastürbasyon yapmak ise çok doğru olmayacaktır, çünkü vücudun yıkılan kaslara göstermesi gereken özeni
başka şeylere göstermesini sağlamış olabilirsiniz. Onun için özellikle antrenman öncesi ve sonrası yapmak sizin "boşuna" kas geliştirme antrenmanı yapmanıza neden olabilir. Antrenman performansınız düşmese bile unutmayın ki vücut geliştirme antrenmandan sonraki beslenme ve dinlenme yani yerine koyma ve toparlanmayla olur.
Antrenmandan sonraki gün ise, özellikle yeni başlayanlar "önemli ve zorlu bir kas gelişim" sürecine girdiklerinden, antrenmandan sonraki günlerde de yapmalılar. Bu, vücudunuzun dengesini bozarak kas gelişiminizi olumsuz etkileyebilir. Belirli bir seviyeye geldikten sonra antrenmandan sonraki günlerde mastürbasyon yapmanızda sakınca olmaz, ama daha doğru düzgün gelişim sağlamadan antrenmandan sonraki günler boşalırsanız, bu şu anlama gelir: Kaslarınıza değil, spermlerinize hizmet ediyorsunuz.
Genç ve yeni başlayan bir vücut geliştirici olarak mastürbasyon yapmaya çok ihtiyaç duyuyorsanız ve sizin inançlarınıza göre bunda bir sakınca yoksa dikkat etmeniz gereken şey "aşırıya kaçmamak ve zamanlamayı iyi yapmaktır" o kadar. Örneğin "kardiyo" dediğimiz aerobik ağırlıklı antrenman günlerinizde bunu yapabilirsiniz. Yeter ki kas yıkımı ve kas inşasının "öncelikli ve yoğun" olduğu zamanlarda yapmayın.
Ek: Bu arada söylemek istiyorum, Uzakdoğu kültürlerinin bazılarına göre (Mesela Taocu sekse göre de böyledir.) meni, "erkeğin yaşam özüdür". Kadınlarınkini siz bulun ben söylemeyeyim, konumuz değil
Ama bu bilgi de yararlı olabilir. Yani "yaşam pınarını" sürekli açık tutmak, diğer yaşamsal faaliyetlerimizde güçsüzleşmemize neden olabilir.
Olayın dinî yönü aşağı yukarı belli, ama yine de tartışmalar sürüyor.
Olayın sağlıkla ilgili yönünde ise yine tartışmalar var ve sonuç olarak bu konu net değildir bence. Tarih boyunca konuyla ilgili farklı farklı görüşler ileri sürülmüş, bugün de çoğunluk Batı kaynaklı "mastürbasyonu salık veren" yazılar yayınlanıyor ancak ne kadar muteberdir, orasını bilim adamları daha iyi bilir.
Bu başlık uzayıp gidecektir eminim. Ben de çok kesin bir cevap vermeyeceğim, biraz "sesli düşüneceğim" o kadar:
1-) Mastürbasyonun normal cinsel ilişkiden ne gibi farkları vardır, bu bilinmeli. Zira evliliğin, sporcunun performansı üzerinde genellikle "olumlu" etkileri olmaktadır. (Cinsel hayata gelen sağlık ve düzenden dolayı. Yoksa karısıyla/kocasıyla mutsuzdur, moral yerle birdir onu bilemeyiz
2-) Mastürbasyonla vücuttan atılan sıvının içinde neler bulunmaktadır? Bu sıvı, her boşalmada aynı miktarda ve aynı nitelikte midir yoksa kısa süre sonra tekrar tekrar boşalındığında sıvının içeriği değişmekte midir?
3-) Boşalmada kaybedilen vitamin, mineral ve proteinler, vücut tarafından kasların ihtiyacından daha çabuk olarak mı yerine konmaktadır? Sonuç olarak bu yerine konma süreci vücut gelişimini etkiler mi?
4-) Mastürbasyonun geçici olarak organik madde kaybettirmesinin yanı sıra vücutta ne gibi etkileri olmaktadır?
5-) Mastürbasyon yapmanın yahut yapmamanın zararları/yararları olduğu söylenmektedir ki bu iddialar neye dayanarak yapılmaktadır?
6-) Beslenme ve mastürbasyon arasında nasıl bir ilişki vardır?
Şimdilik düşüncelerim bunlar, konuyla ilgili "bildiklerim" diyebileceklerim ise:
1-) Cinsel kuvvet, genetik ve çevresel (iklim, beslenme, duygusal, psikolojik vb.) etkenlerle alakalıdır ve cinsel kuvveti harici yollarla (spor, iyi ve sağlıklı beslenme vb.) arttırmak mümkündür ancak sonuçta çok karmaşık olup genetiğe dayanıyor diye düşünüyorum.
2-) Cinsel istek de cinsel kuvvet gibi ama özellikle "psikolojik" amiller çok önemli.
3-) Sonuç olarak, sanıyorum mastürbasyonun cinsel kuvvete etkisi pek olmayacaktır ama "cinsel istek"e etkisi daha fazla olacaktır, olumlu ya da olumsuz... Ancak, cinsel istek de (cinsel ilişkinin faili siz olacaksanız) nihayetinde cinsel kuvvete bağlı olduğundan, örneğin mastürbasyon sonucu cinsel istek geçici bir süreliğine azalacaktır çünkü cinsel kuvvet azalmıştır.
4-) Aşırıya vardırılmadığı sürece vücut "kaybettiklerini" özellikle genç yaşlarda kolayca yerine koyabilecektir. Ancak "aşırıya" varıldığı takdirde (özellikle cinsel yönden kuvvetli ve dolayısıyla daha istekli kişiler), vücut geliştirme açısından olumsuzdur. Çünkü aşırı besinsiz kalınan durumlarda bile erkeğin cinsel yönü aktiftir. Açlık ya da günlerce süren besinsizlik olsa bile, pek çok organ hayati yönden güçsüz düşmekte hatta iflas etmekte ama erkeğin üreme organları hayatiyetini korumaktadır. Düşün yani, vücut ölü gibi olmuş bir deri bir kemik (30-40 kiloya düşen insanlardan bahsediyoruz) kalmış, organlar harap olmuş ama erkeklik organı gücünü yitirmiş de olsa canlılığını koruyor. Bu ille ereksiyon gerçekleştirebilir anlamında değil, labaratuvar ortamında anlaşılabilen sonuçlar.
5-) Herhangi bir şekilde boşalmanın ve dolayısıyla testisleri "daha çok çalışmaya" itmenin testesteronu arttırdığı bir gerçek. Vücuttaki testesteronun artması ise vücut geliştirme açısından olumludur. Ancak "hangi noktadan" sonra terazinin "eksi yönde" ağır basacağını ve boşalma(lar)ın vücut geliştirme açısından olumsuz olacağı detaylı bilimsel ölçümlere muhtaçtır daha önemlisi bu kişiden kişiye göre değişecektir. Kesin olan tek şey: Kişi kendi (genetik ve çevresel) kapasitesine göre "fazla" boşalıyorsa vücut geliştirme açısından adeta "yerinde sayar". Çünkü yukarıda da dediğim gibi, (kadınları bilmiyorum ama) erkekler için üreme ihtiyacı, neredeyse kalp atımı kadar önceliklidir. Nedense beynimiz böyle.
6-) Boşalma, testesteronu arttırır ancak bu yine kişinin genetiğiyle alakalıdır ayrıca örneğin 18 yaşındaki biri dört sene mastürbasyon yardımıyla gece boşalmalarının sebep olacağından daha çok meni kaybedip yerine koymuyorsa, sonuç olarak mastürbasyon yapmıyorsa, diyelim ki 22 yaşında evlendiğinde, düzenli olarak cinsel birleşim yaşadığı takdirde vücudundaki testesteron yine artacaktır. Gerçi arada çok fark olmasa da 18 yaş 22 yaşına göre spordan daha iyi verim alınabilen bir dönemdir.
7-) "Mastürbasyon yapılmazsa vücut gelişimi olmaz." demek yanlıştır, vücut geliştirmek için mastürbasyon gerekmez.
Sonuç olarak, aşırı yapılmadığı sürece sağlık ve gelişim açısından zararı yoktur hatta düzenli cinsel birleşme yaşayamayanlar için yararlıdır da. Dinî yönden ele aldığımızda ise kişinin iki seçeneği vardır: Ya bu "yararları" caiz olan başka yollarla elde etmesi (örneğin vücudundaki testesteronu arttırıcı şekilde beslenmesi) gerekir ya da fedakârlık yapıp bu "yararlardan" yüz çevirmesi ve dişini sıkması gerekir hatta bu sebeple riyazet hayatı yaşamayı önerenler vardır.
"Aşırılık" ise kişiye ve diğer çevresel (beslenme başta olmak üzere ısı vb.) değerlere göre değişir, örneğin biri için "her gün bir iki defa mastürbasyon" yapmanın hiçbir zararı olmazken bir başkası için üç günde bir yapmak "aşırı" olabilir. Kişi bunu kendisi kolay kolay anlayamaz, biraz anlar ama asla emin olamaz. Çünkü hergün yaptığı takdirde vücut gelişimi sürse bile "hergün yapmadığı ya da iki günde bir defa yaptığı" zaman ne kadar gelişeceğini görme şansı pek kalmamıştır.
Ağırlık çalışmalarının hemen sonrasında ya da hemen öncesinde mastürbasyon yapmak ise çok doğru olmayacaktır, çünkü vücudun yıkılan kaslara göstermesi gereken özeni
başka şeylere göstermesini sağlamış olabilirsiniz. Onun için özellikle antrenman öncesi ve sonrası yapmak sizin "boşuna" kas geliştirme antrenmanı yapmanıza neden olabilir. Antrenman performansınız düşmese bile unutmayın ki vücut geliştirme antrenmandan sonraki beslenme ve dinlenme yani yerine koyma ve toparlanmayla olur.Antrenmandan sonraki gün ise, özellikle yeni başlayanlar "önemli ve zorlu bir kas gelişim" sürecine girdiklerinden, antrenmandan sonraki günlerde de yapmalılar. Bu, vücudunuzun dengesini bozarak kas gelişiminizi olumsuz etkileyebilir. Belirli bir seviyeye geldikten sonra antrenmandan sonraki günlerde mastürbasyon yapmanızda sakınca olmaz, ama daha doğru düzgün gelişim sağlamadan antrenmandan sonraki günler boşalırsanız, bu şu anlama gelir: Kaslarınıza değil, spermlerinize hizmet ediyorsunuz.
Genç ve yeni başlayan bir vücut geliştirici olarak mastürbasyon yapmaya çok ihtiyaç duyuyorsanız ve sizin inançlarınıza göre bunda bir sakınca yoksa dikkat etmeniz gereken şey "aşırıya kaçmamak ve zamanlamayı iyi yapmaktır" o kadar. Örneğin "kardiyo" dediğimiz aerobik ağırlıklı antrenman günlerinizde bunu yapabilirsiniz. Yeter ki kas yıkımı ve kas inşasının "öncelikli ve yoğun" olduğu zamanlarda yapmayın.
Ek: Bu arada söylemek istiyorum, Uzakdoğu kültürlerinin bazılarına göre (Mesela Taocu sekse göre de böyledir.) meni, "erkeğin yaşam özüdür". Kadınlarınkini siz bulun ben söylemeyeyim, konumuz değil
sürekli açık tutmak, diğer yaşamsal faaliyetlerimizde güçsüzleşmemize neden olabilir.