Latin Amerika ve Türkiyenin kesik damarları örtüşüyor diyen Buket Şahin, kültürü, tarihi, futbolu, tangosu, doğası ve tabii ki edebiyatıyla yakılmış belleklerin diyarını anlatıyor.
Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Buket Şahin, ikisini birden yapan bir Yörük kızı. Leyleğin kanadına binip yirmi yıldır Latin Amerika ülkelerine yaptığı gezilerinden çıkardığı sonuçları, izlenimlerini, fotoğraf ve röportajlarını bir kitapta topladı. Yakılan Bellekler; doğası, edebiyatı, müziği, dansı, kadınları, devrimcileri, sömürü-direniş-yeniden yaratım süreciyle inişli çıkışlı tarihi ve daha pek çok yansımasıyla sadece bir gezi kitabı değil. Âdeta bir Latin Amerika panoraması. Buket Şahin, Kaynak Yayınlarından çıkan kitabında; tüm bunlara Latin Amerika ile Anadolu arasında imgeler ve gerçekler üzerinden kurduğu paralellikleri de ekleyerek bu keyifli okuma yolculuğunun bir kardeşlik bağına dönüşmesine katkıda bulunuyor.
Kalem ve kanla yoğrulan topraklar
Çukurovayı Yaşar Kemalden ve onun İnce Memedinden bahsetmeden anlatan bir kitap gerçek Çukurovayı gösterebilir mi? İstanbulu Attilâ İlhanın ya da Orhan Velinin şiirlerinden, Orhan Kemalin kahramanlarından bağımsız tarif eden notlar ancak bir tur kitabı olabilirdi. Kadınlarının Almanyaya göçmen işçi kuşu gibi gönderdikleri eşlerinin ardından yaktıkları türküler olduğunu anlatmadan aktarılan Karadeniz türküleri ne kadar içinize işleyebilirdi?
Buket Şahin, Bir ülkeye yapılan gezinin, önce o ülkenin edebiyatını okumakla başladığına inandım hep diyor. Bundan olsa gerek Eduardo Galeanoyla harmanlıyor kendi izlenimlerini. Şahin, kalemini ve fotoğraf makinesini Arjantin, Bolivya, Guatemala, Kolombiya ve Haitiden Honduras, Küba, Meksika, Peru, Uruguay ve Venezuelaya kadar 16 ülkede gezdirmiş. Bir zamanlar Potosideki gümüşü çıkarmak için binlerce yerlinin katledildiği Cerro Rico, yani insan yiyen dağdan Buenos Airesin sokaklarına ve oradan da Hemingwayin Keywestteki müze evine geçen Şahin, acaba ona çanların bu kez kimin için çaldığını sormuş mudur?
Yaşadığı deprem ve sonrasındaki trajik görüntülerle ekranlara ve gazete manşetlerine konu olan Haitiye deprem sonrası yardımlarının ne için yapıldığını bir de Yakılan Belleklerde okumak hiç fena olmaz sanıyoruz. Yıllarca beyaz altın şeker için yeterince sömürülen topraklarında halk neden kendi istediği ürünü ekemez diye sormak çok mu anlamsız? Neyse ki Anadolu köylüsü kendi toprağında, GDOsuz ve kendi istediği tohumu ekip topladığını aracılara yedirmeden değerine satabiliyor demek isterken dikkatli olmanızı öneririz; zira yutkunamayabilirsiniz.
Peki ya ABDnin uyuşturucu operasyonlarını gerekçe göstererek topraklarını işgal ettiği insanlar; dünya uyuşturucu üretiminin yüzde90ını oluşturan Afganistanın işgalcisi ve dolayısıyla orada yaşanan her şeyin sorumlusu Amerikaya kendi ülkelerinin bağımlılıklarının hesabını sorabiliyor mu?
Devredilen miras: Devrimcilik
Yakılan Bellekler, Latin Amerikanın Maya ve Azteklere dayanan kültürel belleğinin nasıl yakıldığını, 1900lerden bugüne yüzlerce darbe gören (ve bunların çoğu ABD destekli) insanlarının bugün toprak işlemeyi bile nasıl yeniden öğrenmek zorunda kaldığını gözlem ve somut bilgilerle aktarıyor.
Che Guevara, Fidel Castro ve Eva Peronların toprakları bugün acaba hangi direnişlere sahne olmaktadır? Bu aslında eski ama adı Yeni kıtadaki son gelişmeler; sancılı ve hüzünlü olduğu kadar umut da veriyor. Çünkü bugün pek çok ülkede bu sancılarla birlikte bir devrim süreci de yaşanıyor. Üstelik dünya siyasetinde de etkin olacak bir düzeyde. Venezuelada Chavezin, Bolivyada Moralesin yaptıkları, 21. yüzyıl sosyalizmi ve küresel sol açısından düşündürücü olabilir.
Metin Yeğinin yıllar önce Topraksızlar adlı kitabında Türkiye soluna sunduğu Brezilyadaki toprak işgalleri örneğini Yakılan Belleklerde de bulabiliyoruz. Topraksız Kır İşçileri Hareketinin (MST)7 Ekim 1979da başlayan işgallerinin 33 yılda toplumsal bir harekete dönüşmesini okurken, Anadolunun topraksız köylüsünün bugün bir de HESlerle susuz bırakılacak olması geliyor insanın aklına.
Venezuelalılar, Chavezi devirmek için 11 Nisan 2002de uygulanan ABD darbesinin gerçek yüzünden kendilerinin yarattığı Toplumsal Medya araçlarıyla haberdar oldu. Çünkü Amerika destekli büyük kanallar Chavezin Başkanlık Sarayının önü sarılmışken pembe dizi yayımlıyordu. Bir gazeteci değil de, daha çok bir medya eylemcisi gibi çalışan Radyo Fe ve Radyo Alegrianın gönüllülerinin özel yayınları halkı ülkenin dört bir yanından Başkent Caracasa yürüyüşe geçirdi. Bunlar da bugünün adı duyulmamış, bilinmeyen direnişçilerinin hikayesi sayılamaz mı?
Bir kafede bir devlet başkanıyla karşılaştınız mı hiç?
Latin Amerikaya bu kapsamlı yolculuk, dikkat çekici röportajlarla pekişmiş. Buket Şahinin, o toprakların tarihini Latin Amerikanın Kesik Damarları adlı kitabıyla ölümsüzleştiren Uruguaylı yazar Eduardo Galeanoyla Montevideoda yaptığı röportaj bunların başında geliyor. Galeanonun günümüz tepetaklak dünyasından dem vurduğu sohbet sırasında; ABDnin Afganistan, Irak, Libya ve şimdi de Suriyeye ayrılan savaş bütçesi demek olan savunma bakanlığı bütçesinden söz ederken savaş-savunma sözcüklerine yaptığı yorumlar George Orwellın Bin Dokuz Seksen Dörtündeki çiftdüşününü anımsatmıyor değil.
Yazar Şahin, aynı kafede kendi hâlinde oturan Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica, nam-ı diğer El Pepeyle karşılaşmış ve kısa bir sohbet gerçekleştirmiş. Bu sayede, 2009da seçimi kazandıktan sonra bile çiftçi olarak yaşamına devam eden, adına kayıtlı tek malvarlığının 1987 model, bin 945 dolar değerindeki bir Volkswagen olan dünyanın bu en mütevazı ve halktan devlet başkanından Uruguayın direniş tarihini öğrenebiliyoruz. Şahinin Venezuelanın sevgilisi Eva Golinger ile söyleşisini de atlamamak gerek.
Starbucksta 7 liraya içtiğiniz kahveden onu toplayanlara ne kalıyor biliyor musunuz? gibi bir sohbete girmeye hiç gerek yok sanıyorum. Çünkü Şahin kültürü, tarihi, futbolu, tangosu, doğası ve tabii ki edebiyatıyla çok daha derinlemesine işlenen yakılmış belleklerin diyarını anlatıyor. Ve ne tuhaftır ki kitabın kapağını kapatırken Latin Amerika ve Türkiyenin kesik damarları örtüşüyor sözlerini tekrarlarken buluyorsunuz kendinizi...
YAKILAN BELLEKLER
Latin Amerika
Bulet Şahin,
Kaynak Yayınları
2013, 384 sayfa, 23 TL.

Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Buket Şahin, ikisini birden yapan bir Yörük kızı. Leyleğin kanadına binip yirmi yıldır Latin Amerika ülkelerine yaptığı gezilerinden çıkardığı sonuçları, izlenimlerini, fotoğraf ve röportajlarını bir kitapta topladı. Yakılan Bellekler; doğası, edebiyatı, müziği, dansı, kadınları, devrimcileri, sömürü-direniş-yeniden yaratım süreciyle inişli çıkışlı tarihi ve daha pek çok yansımasıyla sadece bir gezi kitabı değil. Âdeta bir Latin Amerika panoraması. Buket Şahin, Kaynak Yayınlarından çıkan kitabında; tüm bunlara Latin Amerika ile Anadolu arasında imgeler ve gerçekler üzerinden kurduğu paralellikleri de ekleyerek bu keyifli okuma yolculuğunun bir kardeşlik bağına dönüşmesine katkıda bulunuyor.
Kalem ve kanla yoğrulan topraklar
Çukurovayı Yaşar Kemalden ve onun İnce Memedinden bahsetmeden anlatan bir kitap gerçek Çukurovayı gösterebilir mi? İstanbulu Attilâ İlhanın ya da Orhan Velinin şiirlerinden, Orhan Kemalin kahramanlarından bağımsız tarif eden notlar ancak bir tur kitabı olabilirdi. Kadınlarının Almanyaya göçmen işçi kuşu gibi gönderdikleri eşlerinin ardından yaktıkları türküler olduğunu anlatmadan aktarılan Karadeniz türküleri ne kadar içinize işleyebilirdi?
Buket Şahin, Bir ülkeye yapılan gezinin, önce o ülkenin edebiyatını okumakla başladığına inandım hep diyor. Bundan olsa gerek Eduardo Galeanoyla harmanlıyor kendi izlenimlerini. Şahin, kalemini ve fotoğraf makinesini Arjantin, Bolivya, Guatemala, Kolombiya ve Haitiden Honduras, Küba, Meksika, Peru, Uruguay ve Venezuelaya kadar 16 ülkede gezdirmiş. Bir zamanlar Potosideki gümüşü çıkarmak için binlerce yerlinin katledildiği Cerro Rico, yani insan yiyen dağdan Buenos Airesin sokaklarına ve oradan da Hemingwayin Keywestteki müze evine geçen Şahin, acaba ona çanların bu kez kimin için çaldığını sormuş mudur?
Yaşadığı deprem ve sonrasındaki trajik görüntülerle ekranlara ve gazete manşetlerine konu olan Haitiye deprem sonrası yardımlarının ne için yapıldığını bir de Yakılan Belleklerde okumak hiç fena olmaz sanıyoruz. Yıllarca beyaz altın şeker için yeterince sömürülen topraklarında halk neden kendi istediği ürünü ekemez diye sormak çok mu anlamsız? Neyse ki Anadolu köylüsü kendi toprağında, GDOsuz ve kendi istediği tohumu ekip topladığını aracılara yedirmeden değerine satabiliyor demek isterken dikkatli olmanızı öneririz; zira yutkunamayabilirsiniz.
Peki ya ABDnin uyuşturucu operasyonlarını gerekçe göstererek topraklarını işgal ettiği insanlar; dünya uyuşturucu üretiminin yüzde90ını oluşturan Afganistanın işgalcisi ve dolayısıyla orada yaşanan her şeyin sorumlusu Amerikaya kendi ülkelerinin bağımlılıklarının hesabını sorabiliyor mu?
Devredilen miras: Devrimcilik
Yakılan Bellekler, Latin Amerikanın Maya ve Azteklere dayanan kültürel belleğinin nasıl yakıldığını, 1900lerden bugüne yüzlerce darbe gören (ve bunların çoğu ABD destekli) insanlarının bugün toprak işlemeyi bile nasıl yeniden öğrenmek zorunda kaldığını gözlem ve somut bilgilerle aktarıyor.
Che Guevara, Fidel Castro ve Eva Peronların toprakları bugün acaba hangi direnişlere sahne olmaktadır? Bu aslında eski ama adı Yeni kıtadaki son gelişmeler; sancılı ve hüzünlü olduğu kadar umut da veriyor. Çünkü bugün pek çok ülkede bu sancılarla birlikte bir devrim süreci de yaşanıyor. Üstelik dünya siyasetinde de etkin olacak bir düzeyde. Venezuelada Chavezin, Bolivyada Moralesin yaptıkları, 21. yüzyıl sosyalizmi ve küresel sol açısından düşündürücü olabilir.
Metin Yeğinin yıllar önce Topraksızlar adlı kitabında Türkiye soluna sunduğu Brezilyadaki toprak işgalleri örneğini Yakılan Belleklerde de bulabiliyoruz. Topraksız Kır İşçileri Hareketinin (MST)7 Ekim 1979da başlayan işgallerinin 33 yılda toplumsal bir harekete dönüşmesini okurken, Anadolunun topraksız köylüsünün bugün bir de HESlerle susuz bırakılacak olması geliyor insanın aklına.
Venezuelalılar, Chavezi devirmek için 11 Nisan 2002de uygulanan ABD darbesinin gerçek yüzünden kendilerinin yarattığı Toplumsal Medya araçlarıyla haberdar oldu. Çünkü Amerika destekli büyük kanallar Chavezin Başkanlık Sarayının önü sarılmışken pembe dizi yayımlıyordu. Bir gazeteci değil de, daha çok bir medya eylemcisi gibi çalışan Radyo Fe ve Radyo Alegrianın gönüllülerinin özel yayınları halkı ülkenin dört bir yanından Başkent Caracasa yürüyüşe geçirdi. Bunlar da bugünün adı duyulmamış, bilinmeyen direnişçilerinin hikayesi sayılamaz mı?
Bir kafede bir devlet başkanıyla karşılaştınız mı hiç?
Latin Amerikaya bu kapsamlı yolculuk, dikkat çekici röportajlarla pekişmiş. Buket Şahinin, o toprakların tarihini Latin Amerikanın Kesik Damarları adlı kitabıyla ölümsüzleştiren Uruguaylı yazar Eduardo Galeanoyla Montevideoda yaptığı röportaj bunların başında geliyor. Galeanonun günümüz tepetaklak dünyasından dem vurduğu sohbet sırasında; ABDnin Afganistan, Irak, Libya ve şimdi de Suriyeye ayrılan savaş bütçesi demek olan savunma bakanlığı bütçesinden söz ederken savaş-savunma sözcüklerine yaptığı yorumlar George Orwellın Bin Dokuz Seksen Dörtündeki çiftdüşününü anımsatmıyor değil.
Yazar Şahin, aynı kafede kendi hâlinde oturan Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica, nam-ı diğer El Pepeyle karşılaşmış ve kısa bir sohbet gerçekleştirmiş. Bu sayede, 2009da seçimi kazandıktan sonra bile çiftçi olarak yaşamına devam eden, adına kayıtlı tek malvarlığının 1987 model, bin 945 dolar değerindeki bir Volkswagen olan dünyanın bu en mütevazı ve halktan devlet başkanından Uruguayın direniş tarihini öğrenebiliyoruz. Şahinin Venezuelanın sevgilisi Eva Golinger ile söyleşisini de atlamamak gerek.
Starbucksta 7 liraya içtiğiniz kahveden onu toplayanlara ne kalıyor biliyor musunuz? gibi bir sohbete girmeye hiç gerek yok sanıyorum. Çünkü Şahin kültürü, tarihi, futbolu, tangosu, doğası ve tabii ki edebiyatıyla çok daha derinlemesine işlenen yakılmış belleklerin diyarını anlatıyor. Ve ne tuhaftır ki kitabın kapağını kapatırken Latin Amerika ve Türkiyenin kesik damarları örtüşüyor sözlerini tekrarlarken buluyorsunuz kendinizi...
YAKILAN BELLEKLER
Latin Amerika
Bulet Şahin,
Kaynak Yayınları
2013, 384 sayfa, 23 TL.
