• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Yaratılışın Gayesi

Sindy

Süper Moderatör
Üyelik Tarihi
3 Ocak 2010
Konular
1,471
Mesajlar
12,050
MFC Puanı
116,360
Yaratılışın Gayesi: Allah’ı bilmek ve O’nu ibadetlerle birlemektir. Bu hususta Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

“Allah’tan gayrı ilah olmadığını bil...”

Muhammed 19

“Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.”

Zâriyât 56

“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları eğlenmek için yaratmadık, onları gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.”

Duhân 38, 39

Zâriyât suresi 56. ayette ifade edilen gerçek sebep Allah’a kulluk olduğu kesindir.

“Allah gökleri ve yeri gerçek olarak yarattı, ta ki her nefis kazandığının karşılığını alsın. Onlara haksızlık edilmez.” Casiye 22. ayetinde de “her nefsin kazandığı...” ifadesi kişinin kulluk edip etmemekle ilgili, kazandığı sevap veya günahı olduğuna şüphe yoktur.

Dolayısıyla kula gerekli olan, fıtratına uygun hareket edip Allah’a karşı ubudiyetini hakkıyla yerine getirmesidir. Çünkü Allah-u Teâlâ kuşların fıtratına uçma, balıkların fıtratına suda yaşama ve yüzme özelliği verdiği gibi insan ve cinlerin fıtratına da ibadet etme özelliği vermiştir.

Bu onlardan kaçınılmaz meydana gelecektir. Bu nedenle onların bazısı Allah’a kulluk ederken diğer bazısı da ağaç, taş, kendi hevası vb. Allah’tan gayrı şeylere kulluk etmektedir. Bu tapınmaların yaklaşık hepsine Kur’an’dan delil bulmak mümkündür:

“İbrahim dedi ki: Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yaptığınız (bu şeyler)i de Allah yaratmıştır.”
Sâffât 95, 96

“O gün, onların hepsini mahşerde toplar sonra meleklere: Bunlar size mi tapıyorlardı? deriz. (Melekler): ‘Seni tesbih ve tenzih ederiz. Bizim velimiz Sensin onlar değildir. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara iman ediyorlardı’ derler.”

Sebe 40

“Heva ve hevesini ilah edinen kimseyi gördün mü, onun üstüne sen mi bekçi olacaksın?”

Furkan 43

Yukarıda ifade edildiği gibi Allah-u Teâlâ cin ve insanları kendisine kulluk etsin diye yaratmış ve kulluğu onların fıtratlarına bir özellik olarak nakşetmiştir. Bunun akabinde onlardan fıtratlarının gereği kulluğu yerine getirmeleri için de mîsak almıştır:

“Rabb’in Âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini almış ve: Ben sizin Rabb’iniz değil miyim? diye onları kendilerine şahit tutmuştu evet buna şahidiz dediler. Kıyamet günü, biz bundan habersizdik demeyesiniz.”
A’raf 172

Allah, cin ve insanlardan istediği kulluğu onlara izah edip göstermek için Rasuller göndermiş ve kitaplar indirmiştir. Dünya ve ahiretin yaratılışı, kıyametin kopuşu, amel defterlerinin düzenlenmesi, sırat köprüsünün ve terazinin kuruluşu gibi şeylerin hepsi, yapmakla mükellef olduğumuz bu kulluk içindir. Dolayısıyla kulun ilk öğreneceği kulluğunu gerçekleştireceği şeylerdir. Ancak bu mîsak, kulun ehli cennet veya ehli nar olması için yeterli değildir.

İmanın Rükünleri
Allah-u Teâlâ Kitabında şöyle buyuruyor:

“Rasul, Rabb’inden kendisine indirilene iman etti. Mü’minler de hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve rasullerine iman ettiler.”

Bakara 285

“Ey iman edenler! Allah’a, Rasulüne, Rasulüne indirdiği Kitaba ve daha önce indirmiş olduğu kitaplara iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, Rasullerini ve ahiret gününü inkâr ederse o, uzak bir sapıklığa düşmüştür.”

Nisâ 136

“Yüzlerinizi doğu ve batıya çevirmeniz birr (iyilik) değildir. Asıl birr: Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve rasullere iman eden kimsenin biridir.”

Bakara 177

“Biz her şeyi bir kadere göre yarattık.”

Kamer 49

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“İman; Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Rasullerine, ahiret gününe iman etmen ve bir de kadere; hayrına ve şerrine iman etmendir.”
Müslim 8/1

Mezkur ayet ve hadislerle zikredilen bu altı mesele imanın usûlleridir. Bu usuller, Rasullerin gönderilme ve kitapların indirilme sebepleridir. Bu usullere Kur’an ve Sahih Sünnet çerçevesi altında iman etmeden hiç kimsenin imanı sahih olmaz. Bu usûllerden bir usûlü inkâr eden kimse iman dairesinden dışarı çıkar ve kâfirlerden olur.

 
Üyelik Tarihi
24 Mar 2009
Konular
1,208
Mesajlar
1,489
MFC Puanı
160
Hikmetınden sual olunmaz ,Allah´ım
 
Üst