Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Bilinç Oluşumu ve Toplumsal Süreçler

diShy

~ یơυℓℓεss ..
Onursal Üye
  • Üyelik Tarihi
    27 Kas 2009
  • Mesajlar
    24,120
  • MFC Puanı
    79
Bilinci belirleyen biyo-psikolojik boyutun yanı sıra toplumsal koşullar da oldukça önemli bir yere sahiptir. Bilinç olgusunu toplumsal boyutu dışarıda tutarak ele almak mümkün değildir. Her ne kadar farklı disiplinler yalnızca kendi açılarından bilince sınırlar çizmişlerse de bilinç temelde toplumsal bir üründür ve toplumsal süreçte gerçeklik kazanır.
Bilinç oluşumunda, bireyin somut yaşam deneyimlerinin büyük rolü bulunmaktadır. Bu deneyimler ise analitik olarak ayrıştırıldığında duygular, düşünceler, özlemler gibi bireysel özelliklerin yanı sıra, değerler, normlar, amaçlar gibi sosyal kazanımları da ihtiva ettiği görülür. Çok değişik öğelerin oluşturduğu bilinç olgusu, bireyin davranışlarını ve eylemlerini biçimlendirici ve yönlendirici bir niteliğe sahiptir.​
Bireylerin bilinci, genel olarak nesnel yaşamın koşulları içinde biçimlenir ve değişir. “Bireyin toplumsal varlığı, belirli toplumsal ilişkiler içinde varoluşu onun bilincini belirler. Bu vurgulama ile bireyin toplumsallaşması olgusu yani insanın bireyleşmesi, bilinç kazanma olgusu ile toplumsal ilişkiler sistemi arasında sıkı bir bağlantı söz konusudur. Bu bağlantı içinde birey bir yandan kendi özdeneyimleriyle edindiği bilgilere dayalı bir bilinç bölümü oluştururken (somut bilinç-concrete consciousness), diğer yandan da mevcut toplumsal yapının nitelikleri doğrultusunda koşullanması sürecinde de bu içinde biçimlenmiş olan toplumsal bilinci (social consciousness) içermekte ve böylece kendisi açısından soyut nitelikte olan olgulara ilişkin bilinci oluşturmaktadır (soyut bilinç-abstract consciousness)" (Oskay, l983: 223-224).​
Bilinci oluşturan dinamikler; “kültürün tutumlar, referans idealleri, alışkanlıklar gibi ele gelmez öğeleridir" (Mucchielli, l99l: 57). Çok farklı sosyal ve kültürel etkenler, bireyin algılama, usa vurma, anlamlandırma, yargılama vb. yetilerini yeniden oluşturur. Birey genelde sosyalizasyon sürecinde toplumsal akıl ya da topluma içkin düşüncelere vakıf olur, toplumdan desenler alır, ortak tavırlar, heyecanlar, coşkular sergiler. Toplumun ortak vaziyet alışları ve ortak düşünme formuna uygun hareket eder.​
Bilinç, toplumsal yaşam sürecinde oluşur, başkalaşır ve yeni görünümler kazanır. Sosyal hayat ise, sürekli değişen, yenilenen, dinamik bir karakter taşır. Toplumsal ilişkiler, düşünme ve davranma biçimleri, örgütlenme tarzları vs. giderek başkalaşmaktadır. Bu durum doğal olarak bireyin düşünme, duyma, algılama ve eylemde bulunma, evreni kurma, yaşama tarzı oluşturma, yeni bir ilişkiler sistemi ve yeni bir sosyal ilişkiler ortamı tesisine yol açar. Toplumsal yaşamda gözlemlenen değişme ve gelişmeler yani siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel olaylar bireyin duyma, düşünme tarzları ile sosyal yaşam biçimlerini dönüştürdüğü gibi bir bütün olarak bilinç yapısının da değişmesine yol açar.​
Bilinci bu bağlamda, toplumsal koşulların bir ürünü olarak görebiliriz. Zira, bilinci, salt bireysel ya da psikolojik öğelerle açıklamak insan gerçeğini ve bilincin eklemlendiği gerçekliği (gerçeklikler evrenini) dışarıda tutmak anlamina gelir. Dolayısıyla bilinç toplumdaki tüm etki ve ilişki alanlarının kesiştiği noktada gerçeklik kazanır.​
 
Üst Alt