“Bir dost diyor ki;
Yanında güven, huzur ve dinlenmişlik hissettiğiniz; samimi, yüzünüzü gülümseten, ilişkinize emek veren, yüreğini açan ve ruhunda konuk eden, yüreğiyle konuşan, gözyaşınıza ortak olan insanları, kaybetmeyin hatta sımsıkı sarılın onlardan asla VAZGEÇMEYIN...
Neden mi?

Harvard üniversitesinin yaptığı çalışma;
‘Mutlu olmanın’ zor ve ulaşılmaz olmadığı gibi tamamen ilişkileriniz ve ilişkilerinize gösterdiğiniz özen ve itina ile ilgili olduğunu gösterdi.
75 yılı kapsayan ve en uzun araştırmalardan biri olan ‘Grant and Glueck Study’ adlı çalışma sonucuna göre;
mutlu bir hayat için;
kazanılan para,
elde edilen şöhret,
ne kadar takipçiniz olduğu,
ne kadar beğeni aldığınız,
ne iş yaptığınız,
işinizde ne kadar vakit geçirdiğiniz,
nerede çalıştığınız,
nerede yaşadığınız ya da ne kadar aşık olduğunuz,
kalabalık bir arkadaş grubunuzun olması ile ilgili değil.

Bu araştırma sonucu mutluluğun;
hayatta güvenebileceğiniz,
kendinizi teslim edebileceğiniz insanlara sahip olup-olmadığınız ile ilgili olduğunu söylüyor.

Önemli olan kaç tane arkadaşınızın olduğu değil, gerçek, samimi dostlarınız,
partneriniz ve onlarla olan ilişkilerinizin kalitesi...
yani ilişkilerinizin ‘derinliği’ ve ‘gerçekliği’...”

(Alıntıdır...)