PeriKızı
Moderatör
-
- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
-
- Mesajlar
- 8,675
-
- MFC Puanı
- 26,934
Herkes kendi hayat yolunda acılar çekip iyileşir. Böğürtlen kışı ; acının , umudun , aşkın öyküsünü en derinden anlatan bir kitap. Tamda bu mevsimde dışarıda karlar yağarken , kahve eşliğinde okumaya başladığım Böğürtlen Kışının yüreğimize işleyen muhteşem hikayesinin keyfini yaşayabildim. Böğürtlen Kışı , mevsimsiz ansızın bastıran kar fırtınasına denilmektedir ve Seattle da en son 1933 Mayıs ında görülmüştür. Yani Daniel in kaybolduğu kar fırtınasında
Hikaye , geçmişte ve günümüzde iki farklı zamanda geçiyor. Bu iki ayrı zamanı birbirine bağlayan olaylar Claire ve Vera ağzından anlatılıyor.
Canım Danielım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum.
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Danielı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri Döndüğünde karşılaştığı manzara, Danielın boş yatağıdır. Bir de karlar içinde gömülmüş olan oyuncak ayısı.
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğa üstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. evlat kaybetmenin ne demek olduğunu bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Verayla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir
Hikaye , geçmişte ve günümüzde iki farklı zamanda geçiyor. Bu iki ayrı zamanı birbirine bağlayan olaylar Claire ve Vera ağzından anlatılıyor.
Canım Danielım,
Kaybolduğun gün dünyam sona erdi, canım oğlum. Seni her kim alıp götürdüyse, seninle birlikte kalbimi, hayatımı da çaldı. Ben senin gülümsediğini görmek, kahkahalarını duymak, mutluluğunu paylaşmak için yaşıyordum.
Vera Ray 1933 yılının o karlı mayıs akşamında üç yaşındaki oğlu Danielı son kez öptüğünü bilmiyordur. Her ne kadar oğlunu yalnız bırakma düşüncesinden nefret etse de hayatlarını devam ettirmek için çalışmak zorundadır. Tek avuntusu, gün ağardığında küçücük oğluna sarılacak olmasıdır. Ancak Vera geri Döndüğünde karşılaştığı manzara, Danielın boş yatağıdır. Bir de karlar içinde gömülmüş olan oyuncak ayısı.
Seksen sene sonra Seattle yine mayıs ayında karlar altındadır. Köklü bir gazetede muhabir olan Claire Aldridge, bu doğa üstü olayı haber yapacaktır. Araştırmalarına devam eden Claire, küçük çocuğun bu zamana kadar sonuçlanmamış kaçırılma davasıyla karşılaşır. evlat kaybetmenin ne demek olduğunu bilen Claire, bu olayı çözmeye karar verir. Ancak çözdüğü her düğümün, onu Verayla olan bağlantısına yaklaştırdığından habersizdir