• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Çine (Marsyas) Çayı’nın Efsanesi (Aydın)

Almora

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
2 Ağu 2014
Konular
1,832
Mesajlar
2,642
MFC Puanı
4,340
Çine (Marsyas) Çayı’nın Efsanesi (Aydın)

Anadolu, efsaneler-söylenceler toprağıdır. Aydın yöresi ise bütün Ege toprağı gibi Antik Çağ efsaneleri yönünden zengin bir bölgedir.

Aydın’dan Muğla’ya giderken Çine ile Yatağan arasından "Göbel" denilen yerde Çine Çayı (Antik Çağ’daki adıyla Marsyas Çayı) akar. Kayalık ve vahşi bir doğa içinde çağıldayan bu su, adını "Satyr" (hiciv söyleyen) Marsyas’tan almıştır.

Marsyas, bazı kaynaklarda ilk borulu kavalın bulucusu olarak gösterilir. Aslında bu kavalın ilk bulucusu olan Tanrıça Athena, birgün kavalı çalarken bir dere kenarından geçiyormuş. Sudaki görüntüsüne bakınca kavalı üflemek için şişirdiği yanaklarıyla çok çirkin göründüğünü fark etmiş be kavalı hemen oracıkta kaldırıp atmış, bir daha da eline almamış.

İşte bu atılan kavalı Marsyas bulmuş ve çalmaya başlamış. O kadar güzel çalıyormuş ki dünyada bu kavaldan daha iyi bir ses veren bir çalgı bulunamayacağını söylemek cüretini göstermiş. Buna çok kızan Tanrı Apollon, kendi çaldığı "Lyra" (Lir) ile yarışmayı önermiş. Bu müzik yarışmasını kim kazanırsa, kaybedene istediği cezayı verecekmiş.
Yarışma, önceleri başa baş gitmiş. Marsyas, gerçekten de kavalı çok güzel çalıyor, adeta konuşturuyormuş. Bunu gören Tanrı Apollon, Lyra’sını ters tutarak çalmaya başlamış. Marsyas’tan da aynı şeyi yapmasını, kavalını ters tutarak tersinden üflemesini istemiş. Apollon, Lyra’yı tersten tutarak aynı sesleri çıkardığı halde Marsyas, kavalıyla bunu becerememiş ve böylece yarışmayı kaybetmiş.

Tanrı Apollon, ceza olarak Marsyas’ı bir ağaca bağlatarak canlı canlı derisini yüzdürmüş. Fakat Apollon, bu yaptığına pişman olmuş ve Marsyas’ı bir ırmak haline getirtmiş. İşte Marsyas ya da Çine Çayı, böyle meydana gelmiş.
 

Loony

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
16 Eyl 2014
Konular
305
Mesajlar
1,352
MFC Puanı
180
y3GN7k.jpg


Marsias, Yunan mitolojisinde, Frigyalı ünlü bir satyrdir. Armoniyi icat ettiği söylenen Hyagnis’in oğludur.

Efsaneye göre, M.Ö. 4000 yıllarında, Tanrıça Athena geyik kemiği (ya da bir başka söylenceye göre Büyük Menderes Çayı’nın kaynağındaki bir gölde yetişen uzun sazlar) üzerine delikler açarak ilk flütü icat eder. Buluşu ile gurur duyan Athena, tanrılar önünde çalmak için tanrıların ziyafetine katılır. Şölende Aphrodite ve Hera, flüt çalarken yüzünün aldığı şekille alay edince Athena sinirlenir ve toplantıyı terkeder. Ida Dağı eteklerinde bir su kaynağına gidip yansımasında, çalarken yanaklarının şiştiğini ve çirkinleştiğini görünce, flütü lanetleyip atar ve onu tekrar kullananı çok büyük cezalara çarptırılmasını diler.

Bundan haberi olmayan çoban Marsias kırlarda dolaşırken flütü bulur, çalmaya başlar ve sesine hayran kalır. Bir tanrıçanın eseri olduğu için çok güzel sesler çıkaran flütü büyük bir beceriyle çalan çoban Marsias, çok güzel ezgiler çıkarmaya başlar.



Ünü kısa sürede çevreye yayılır, güzel sanatların ve müziğin tanrısı Apollon’a kadar ulaşır. Apollon da müziğe düşkündür ve lir çalmakta çok ustadır. Kimse onunla yarışmaya cesaret edemez. Tanrı Apollon , Marsias’in müzikteki şöhretini kıskanır ve onu herkesin önünde yarışmaya davet eder. Yenenin yenilene istediği cezayı verebileceğini belirtir. Yarışma, tanrı Timolos’un dağı olan Bozdağ’ın eteklerinde, Frigya Kralı Midas’ın başkanlığındaki üç kişilik bir jüri heyeti ve halkın önünde yapılır.

Apollon liriyle tanrısal ezgiler çalarken sanat ve su perileri olan müzler, koro halinde eşlik ederler. Marsias flüt çalmaya başlayınca tanrı Apollon’dan aşağı kalmaz, o da çok güzel ezgiler çalar. Halk Marsias’ı alkışlayıp, tempo tutar. Apollon’un cezalandırmasından korkan jüri kararını açıkladığında, Kral Midas adil davranarak iki puan sayılan oyunu Marsias’a verir ve berabere kalırlar. Hikayenin bu noktasında, Apollon’un nasıl meydan okuduğu ile ilgili iki farklı inanış vardır:

Birincisine göre Marsias, beraberlikten hoşnut, ayrılmak üzere iken Apollon lirini baş aşağı çevirip aynı melodiyi çalar, Marsias’tan aynısını yapmasını ister. Jüri, bu meydan okumanın adil olduğuna karar verir. Flütün tersten ses çıkarmaması yüzünden Marsias yenilir.

Diğer inanışa göre ise berabere kaldıklarını gören Apollon, lirini çalarken şarkı söylemeye başlar. “İşte” der şarkısında, “Sen de aynısını yap! Kavalını çalarken şarkı söylemeni istiyorum!”. Marsias itiraz eder, karşılaştırılması gereken aletin kullanımındaki ustalıktır, sesin değerlendirme dışı kalması gerekir. Apollo, buna karşılık olarak, Marsias’ında flütünü üflerken temelde aynı şeyi yaptığını, enstrümanının sesine kendi sesini kattığını iddia eder. Jüri, Apollon’un iddiasını kabul eder. Marsias, deneyip yapamadığını görünce Apollon’un oyununa geldiğini farkeder. Apollon gibi çalamayacağını itiraf etmek zorunda kalır ve yarışmayı kaybeder.

Apollon, Midas’ın oyunu Marsias’tan yana kullanmasına çok kızar. Kulaklarının iyi işitmediğini ve insana özgü kulakları hak etmediğini söyleyerek Midas’ın kulaklarını uzatıp eşek kulaklarına çevirir. Marsias’ı da kayalıkta bir zeytin ağacına astırıp diri diri derisini yüzdürür ve çeşitli işkencelerle öldürtür.

Marsias’ın ölümüne üzülen kayaların ağlayarak Suçıkan kayalıklarını oluşturduğu söylenir. Bir başka söylenceye göre flüt ustasına üzülen sanat perileri müzler (müza da denir) öylesine ağlamışlardır ki gözyaşları dağların arasından akıp Marsias ırmağını oluşturmuştur. Yine bir başka söylence de Apollon’un daha sonradan yaptığına pişman olduğu, lirini kırıp bir daha hiç çalmadığı ve Marsias’ı bir ırmak haline getirdiği yolundadır.
 
Üst