• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Çocuğuma ahlaki değerleri öğretirken nelere dikkat etmeliyim ?

diShy

Onursal Üye
Üyelik Tarihi
27 Kas 2009
Konular
32,527
Mesajlar
50,860
MFC Puanı
2,580
Çocuğun “insanî vasıflara” sahip olarak yetişmesinde, ahlâki değerlerin önemli bir rolü vardır. Ahlâkî değerler, çocuğun olumlu davranışlar kazanmasına öncülük ettiği gibi, toplum içinde kabul görmesinin de sınırlarını belirler. Çocuğun ahlâki eğitiminden birinci derecede sorumlu olan ebeveynleridir. Ebeveynler, kişilik yapısının oluşmaya başladığı 3-4 yaşından itibaren çocuğun davranış gelişimini yakından takip etmeli ve çocuğun ahlaki kavramları anlamaya başladığı 7-8 yaşından itibaren de ahlâki değerleri ona kazandırmaya başlamalıdır. Çocukluk döneminden itibaren alınan “ahlâki telkinler”, kişide derin bir tesir bıraktığı için, bu dönemin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Ebeveynin çocuğuna zamanında vermediği veya eksik bıraktığı ahlâki terbiyenin ne okulda ne de toplumda hakkıyla telafi edilemeyeceği unutulmamalıdır. Zira “gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de öyle devam etmektedir. ” Çocuğa ahlâki değerlerin kazandırılması için ebeveynler nelere dikkat etmelidir?
1. Çocuğa iyi bir örnek olmalısınız. Çocuklar özellikle belli bir yaşa gelene kadar birçok şeyi model alarak öğrenirler. Bu nedenle anne babalar çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri davranışlarına di kkat etmelidirler. Sürekli yalan söyleyen, küfür eden, çocuklarının yanında insanların zaaflarını deşifre eden ve onu-bunu çekiştiren ebeveynlerin çocuklarının da bu davranışları sergilemeleri doğal bir durumdur.
2. Sevgiye dayalı bir eğitim metodunuz olmalı.Çocuğunuza değer verip sevginizi hissettirmeniz onun size karşı “pencerelerini açmasını” sağlayacağı gibi, ahlâki değerleri benimsemesini de kolaylaştıracaktır. Çocuğa karşı kırıcı ve ilgisiz davranmanız ise çocuğun size olan tepkisini ona kazandırmaya çalıştığınız ahlâki değerlere yöneltmesine sebep olabilir. Yani diğer bir ifade ile çocuk, ahlâki değerlere “sırtını dönerek” sizden intikam almaya çalışabilir.
3. Çocuğun, ahlaki değerleri “yasaklar zinciri” olarak algılamaması çok önemlidir. Çünkü bu tarz bir algılama, çocuğun ahlaki değerlere karşı tepki duymasına sebep olacaktır. Ebeveynler, makul ve mantıklı izahlarla ahlâki değerlerin gerekliliğini ve bu değerlerle donatılmış olmanın günlük hayattaki önemini çocuğa açıklamalıdır. Örneğin ikiyüzlü olmamanın, yalan söylememenin, sözünde durmanın, aldatmamanın hayatın her döneminde kişiye büyük bir prestij kazandırdığını ve bu yönüyle de ahlaki değerlerin kişi için “büyük bir sermaye” olduğu vurgulanmalıdır. Çocuklara ahlaki değerlerin gerekliliğini anlatabilmenin en etkili yollarından birisi de çocuğun “empati” kurmasını sağlamaktır. Söz gelimi biriktirdiği harçlığıyla çok sevdiği bir oyuncağı satın alan çocuğunuza, bu oyuncağının çalınması halinde neler hissedeceğini sorabilirsiniz. Çocuk, harçlığını biriktirerek ve bir anlamda tasarruf ederek aldığı oyuncağın haksız bir şekilde çalınması durumunda “hırsızlığın emeğe karşı ne kadar büyük bir saygısızlık olduğunu” kavrayacaktır.
4. Çocuğa ahlaki değerleri öğretirken anne-babanın birlikte hareket etmesi çok önemlidir. Babanın hatalı kabul ettiği bir davranış, anne tarafından teşvik edilirse veya annenin çok önemsediği bir davranışı baba pek ciddiye almazsa çocuk neye göre – kime göre hareket edeceğini şaşıracaktır. Küfrettiği için annesinin sert tepkisiyle karşılaşan bir çocuk aynı tepkiyi babasından da görmezse, aslında küfretmenin annesinin abarttığı!!! kadar kötü bir davranış olmadığını düşünebilir.
5. Çocukların ahlâki gelişimleri için iyi arkadaşlar edinmeleri sağlanmalıdır. Olumsuz arkadaş grubu, çocuğun ahlaki gelişiminin önündeki en büyük engellerden birisidir. Çünkü ailenin çocuğa kazandırmaya çalıştığı olumlu davranışlar kötü arkadaş grubunun tesiriyle kalıcı olmamaktadır. Bu durum bir inşaat ustasının gün boyunca bin bir zahmetle yaptığı duvarın aynı günün sonunda birileri tarafından yıkılmasına benzemektedir. Böyle bir durumda ustanın yapacağı en mantıklı iş öncelikle duvarı yıkan kişilere engel olmak, daha sonra da duvarı yapmaya devam etmektir. Aksi takdirde boşuna uğraşmış olacaktır. Aynı şekilde anne-babanın da çocuğa ahlaki değerleri kazandırmak için öncelikle çocuğu zararlı arkadaşlarından uzaklaştırması gerekmektedir.
6. Çocuğu kendi haline bırakmamalısınız. Çocukların uygunsuz davranışlarını büyütüp telaşa kapılmak ne kadar yanlışsa, yanlışlarını ciddiye almamak da o kadar yanlıştır. Çocuğun yaptığı yanlışlar düzeltilmez ve ikaz edilmezse çocuk bunun normal bir davranış olduğunu düşünebilir. Özellikle küçük yaştaki çocuklar, bazen yaptıklarının yanlış olduğunu bilemeyebilirler. Burada çocuğun niyetini öğrenmek ve sergilediği davranışın yanlış olduğunu anlatmak gerekir. Örneğin, sırf hoşuna gittiği için, bir arkadaşının oyuncağını çalan çocuk, tepki görmezse bunu alışkanlık hâline getirebilir.
7.Ahlâki değerlerinizi çekilmez kılmamalısınız. Yaptığı basit hatalardan dolayı çocuğa her seferinde uzun uzun nasihat etmeniz, ona yönelik abartılı derecede kısıtlamalar yapmanız zamanla çocuğun bunalmasına ve ahlaki değerlere karşı lakayt davranmasına sebep olabilir. Özellikle anne-babanın “biz senin yaşında iken….”, “bizim zamanımızda …”, formatındaki öğütleri pek işe yaramadığı gibi çoğu kez çocuklarıyla karşı karşıya gelmelerine de sebep olmaktadır. Unutmamalısınız ki çocuğunuza ne kadar çok kural koyarsanız, onunla o kadar çok çatışır ve disiplin sorunu yaşarsınız. Çocuğunuzun hatalarına karşı müsamahalı olmalı ve asla onu aşağılayıcı bir tavır içine girmemelisiniz.
8. Çocuğun iyi eğilimlerinin ortaya çıkması için sergilediği olumlu davranışları pekiştirmelisiniz. Söz gelimi yaptığı herhangi bir hatayı açık yüreklilikle ebeveyniyle paylaşan çocuk, bu dürüstlüğünden dolayı tebrik edilirse her seferinde bu yolu tercih edecektir. Fakat bu açık yürekliliğine rağmen yaptığı hatadan ötürü ebeveyni tarafından azarlanırsa sonraki zamanlarda benzer durumlarla karşılaştığında yalan söyleyerek durumu ört-bas etmeye çalışabilir.
9.Çocuğunuzu kitle İletişim araçlarının -bilhassa internetin- zararlarına karşı korumalısınız. Günümüzde bir hastalık haline gelen ve gençleri büyük bir ahlaki çöküşe sürükleyen “internet bağımlığı” büyük bir tehlike arz etmektedir. Birçok genç internette müstehcen sitelere girmekte veya karsı cinsle chat(sohbet) yapmaktadır. Chat yapmak, ilk başta çok basit ve zararsızmış gibi görünse de aslında gençleri yavaş yavaş zehirleyen büyük bir tehlikedir. Normalde karşı cinsle konuşmaktan çekinen gençler, “nasıl olsa beni tanımıyorlar” diyerek hiç çekinmeden, her türlü müstehcen konuları konuşabiliyorlar. İlk önceleri Chat’te isimlerini açıklamayıp lakap kullanan gençler, zamanla sanal alemde tanıştıkları kişilerle samimi olunca kimliklerini açıklamaktan da çekinmiyorlar. Karşı taraftan resim istiyor, kendi resmini gönderiyor veya kamerayla sanki yüz yüze görüşüyormuş gibi işi çığırından çıkarıp utanç verici gayri ahlaki davranışlar dahi sergileyebiliyorlar. Bu süreçte çoğu kez kızların zararlı çıktığı bilinmelidir. Kızlar, çoğu kez karşı tarafa güvenmenin bedelini ağır bir şekilde öderler. Tüm bu sakıncalar ebeveynlerin internet kullanımı konusunda oldukça dikkatli olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Ebeveynlerin, çocuğunun yalnızken internete girmesine izin vermemesi ve zararlı siteleri engellemek için filtre programlarını kullanılması yararlı olacaktır. Bunun yanında çocuğun girdiği siteleri kontrol etmesi ve çocuğunun saatlerce internette dolaşmasına müsaade etmemesi de büyük önem taşımaktadır.
Çocuğun ahlaki gelişimini sekteye uğratan faktörlerden birisi de “televizyon esaretidir.” Özellikle “okul dizilerinde” çocuklara model olarak sunulan kişilerin seviyesiz hal ve hareketleri, dağınık giyim ve kuşamları çocukların karakter gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu dizilerdeki karakterlerle özdeşleşen çocuklar, normal zamanlarda yapmayı akıllardan dahi geçirmedikleri uygunsuz davranışları sergilemeye cesaret edebiliyorlar. Bunun yanı sıra magazin programlarında “özgürlük maskesi altında” gençlere empoze edilen çarpık ilişkiler, gençlerde ciddi bir ahlaki erozyona yol açtığı gibi bu gençlerin toplumsal değerlere karşı yabancılaşmasına da sebep olmaktadır. Çocuklarıyla birlikte magazin programlarını izlemekte herhangi bir sakınca görmeyen ebeveynler, farkında olmadan çocuklarının kendi dünyalarından uzaklaşıp magazin dünyasının fantastik ve aldatıcı dünyasıyla özdeşleşmesine sebep olmaktadır.​
 
Üst