- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Din Felsefesi
Din Felsefesinin Konusu : İnsanların bir inanç sistemi içinde Tanrıya bağlanma yoluna din denir. Din, evren, doğa ve insanla ilgili ****fizik soruların aklın denetimi dışında kutsal bir varlığa dayanarak açıklanma çabasıdır. Dinlerin en önemli özelliği, temelinde iman yani dogma olmasıdır. Dogmalar, aklın eleştirisine başvurmadan kayıtsız koşulsuz inanılan düşüncelerdir.
Din Felsefesinin Temel Kavramları :
Tanrı : Evrende öncesiz ve sonrasız olarak var olan ve her şeyi yaratan yüce varlıktır.
Peygamber : Tanrının, buyruklarını insanlara iletmek üzere seçtiği kişidir.
Vahiy : Tanrının buyruklarının peygamberlere duyurulmasıdır.
İman : Tanrının buyruklarına kayıtsız koşulsuz inanılmasıdır.
İbadet : Tanrıya inananların Tanrının buyruklarına uygun olarak yaptıkları tapınmalardır.
Yüce : Tanrıya verilen en üstün sıfattır.
Kutsal : Kişilerin, nesnelerin ya da yerlerin yüceleştirilmesi ve değerlerinin Tanrısallaştırılmasıdır.
Teoloji ile Din Felsefesinin Farkı : Teoloji (Tanrıbilim İlahiyat), Tanrıyı ve onun buyruklarını tartışmasız doğru kabul eder ve Tanrının evrenle, yaratılışla ve yaratılmış olan varlıklarla ilgili buyruklarını açıklamaya çalışır. Teolojinin dayandığı kaynaklar, kutsal kitaplar, peygamberler ve din bilginleridir. Teoloji, insanların dinsel inançlarını güçlendirmek için çalışır.
Din Felsefesinin Temel Sorunları :
§ Tanrı var mıdır?
§ Tanrının varlığını gösteren kanıtlar nelerdir?
§ Evren yaratılmış mıdır?
§ Evren öncesiz ve sonsuz mudur?
§ Vahiy mümkün müdür?
§ Ölüm son mudur?
§ Ruh ve beden beraber mi var olur?
§ Ruh ölümsüz müdür?
§ Ölümden sonra yaşam var mıdır?
Tanrının Varlığına İlişkin Farklı Yaklaşımlar :
§ Tanrının Varlığını Kabul Edenler : Tanrının varlığını kabul eden üç görüş şunlardır :
- Teizm: Evreni ve insanı yaratan öncesiz ve sonsuz bir Tanrının varlığını kabul edip, Tanrının aynı zamanda dünya ile sürekli ilişki içinde olduğunu kabul eden görüş Teizmdir. Teizme göre Tanrı dünya ile ilişkisini dinler aracılığı ile kurar. Bu görüşte olanlar Tanrının varlığını açıklamak üzere şu kanıtları ileri sürerler :
Ontolojik Kanıt : Orta Çağ düşünürlerinden Anselmusa göre Tanrı, en mükemmeldir. Eğer Tanrı gerçekte var olmayıp zihinde var olsaydı en mükemmel olamazdı. O halde en mükemmel varlık olan Tanrının var olması zorunluluktur. Descartes da Tanrı düşüncesinin, insan zihninde açık ve kesin olarak olmasından hareketle Tanrının var olduğunu savunur.
Kozmolojik Kanıt : Evrenin varlığından hareketle Tanrının varlığının kanıtlanabileceğini savunan görüştür. İslam felsefesindeki hudus kanıtı bunun bir ifadesidir. Bu görüşe göre evren yoktan var edilmiştir. Sonradan var edilen şey onu yaratan bir varlığa muhtaçtır (Hudus). Sonradan var edilen evreni yaratan ezeli ve ebedi bir Tanrının var olması zorunludur. İslam felsefesinde düzen ve amaç kanıtı da hudus kanıtını destekleyen bir iddiayı dile getirir. Buna göre evrendeki düzeni sağlayan ve ona bir amaç veren bir gücün olması gerekir. Bu güç de Tanrıdır.
Erdem Kanıtı : Orta Çağ düşünürlerinden Saint Thomasa göre evrende iyilik ve doğrulukların mükemmellik dereceleri vardır. Bu derecelendirmede en mükemmel olan Tanrı en üst basamakta yer alır.
Ahlaki Kanıt : Bu görüşe göre, iyilik yapmak ve kötülükten kaçmak ahlak yasasıdır. Bu yasayı vicdanımızda hazır olarak buluruz. Bu yasanın nedeni tümel ve mutlak neden olarak Tanrıdır.
- Deizm : Deizm, Tanrının evreni kendi yasalarına göre işleyen bir düzen olarak yarattığını savunur. Ancak yaratan ve düzeni kuran Tanrının, evreni kendi başına bıraktığını kabul eder. Bu yüzden deizm, dinsel dogma ve ilkelerin varlığını kabul etmez. Deizme göre Tanrının vahiy, mucize gibi kanıtlara gereksinimi yoktur.
- Panteizm (Tüm tanrıcılık) : Panteizm, Tanrı ve evreni bir gören, özdeş gören anlayıştır. Bu görüş, Tanrıyı doğanın dışında düşünmez.
§ Tanrının Varlığını Reddedenler : Tanrının varlığını reddeden görüş ateizmdir. (Tanrı tanımazlık). Ateizm tanrının varlığını reddederek evreni, evrene dayanarak açıklamaya çalışır. Bu nedenle ateizmi savunan düşünürler genelde materyalisttir. Ateizm tanrının varlığını şu nedenlerle reddeder :
- Kötülük sorunu kanıtı : Mutlak iyiliğin simgesi olan Tanrı olsaydı dünyada kötülükler olmazdı. O halde kötülük olduğuna göre ya Tanrı yoktur ya da Tanrı mutlak iyi değildir.
- Maddenin öncesizliği kanıtı : Öncesiz ve sonrasız olan maddedir. O halde maddenin öncesinde onu yaratan bir Tanrı yoktur.
- Sosyolojik kanıt : Tanrı, toplumda düzeni sağlamak için insanların gereksinimleri karşılamak üzere sonradan ortaya çıkmış bir kavramdır.
- Psikolojik kanıt : İnsan yaşamındaki zorlukların ve baskıların sonucunda, bu sıkıntıları yenmek için bağlanacak bir güç olarak Tanrı ihtiyacı doğmuştur. Kendi kendine yeten güçlü insanın Tanrıya ihtiyacı yoktur.
Tanrının Varlığının Bilinemeyeceğini Öne Sürenler : Tanrının var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunan görüş Agnostisizmdir (Bilinemezcilik). Örneğin sofist düşünürlerden Protagoras Tanrılar üzerine bilgi edinmekte çaresizim; ne var oldukları ne de olmadıkları, ne de ne şekilde oldukları üzerine Agnostisizm adını ilk kullanan Thomas Huxleye göre duyularımızla kavrayamadığımız şeyler konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz.
Din Felsefesinin Konusu : İnsanların bir inanç sistemi içinde Tanrıya bağlanma yoluna din denir. Din, evren, doğa ve insanla ilgili ****fizik soruların aklın denetimi dışında kutsal bir varlığa dayanarak açıklanma çabasıdır. Dinlerin en önemli özelliği, temelinde iman yani dogma olmasıdır. Dogmalar, aklın eleştirisine başvurmadan kayıtsız koşulsuz inanılan düşüncelerdir.
Din Felsefesinin Temel Kavramları :
Tanrı : Evrende öncesiz ve sonrasız olarak var olan ve her şeyi yaratan yüce varlıktır.
Peygamber : Tanrının, buyruklarını insanlara iletmek üzere seçtiği kişidir.
Vahiy : Tanrının buyruklarının peygamberlere duyurulmasıdır.
İman : Tanrının buyruklarına kayıtsız koşulsuz inanılmasıdır.
İbadet : Tanrıya inananların Tanrının buyruklarına uygun olarak yaptıkları tapınmalardır.
Yüce : Tanrıya verilen en üstün sıfattır.
Kutsal : Kişilerin, nesnelerin ya da yerlerin yüceleştirilmesi ve değerlerinin Tanrısallaştırılmasıdır.
Teoloji ile Din Felsefesinin Farkı : Teoloji (Tanrıbilim İlahiyat), Tanrıyı ve onun buyruklarını tartışmasız doğru kabul eder ve Tanrının evrenle, yaratılışla ve yaratılmış olan varlıklarla ilgili buyruklarını açıklamaya çalışır. Teolojinin dayandığı kaynaklar, kutsal kitaplar, peygamberler ve din bilginleridir. Teoloji, insanların dinsel inançlarını güçlendirmek için çalışır.
Din Felsefesinin Temel Sorunları :
§ Tanrı var mıdır?
§ Tanrının varlığını gösteren kanıtlar nelerdir?
§ Evren yaratılmış mıdır?
§ Evren öncesiz ve sonsuz mudur?
§ Vahiy mümkün müdür?
§ Ölüm son mudur?
§ Ruh ve beden beraber mi var olur?
§ Ruh ölümsüz müdür?
§ Ölümden sonra yaşam var mıdır?
Tanrının Varlığına İlişkin Farklı Yaklaşımlar :
§ Tanrının Varlığını Kabul Edenler : Tanrının varlığını kabul eden üç görüş şunlardır :
- Teizm: Evreni ve insanı yaratan öncesiz ve sonsuz bir Tanrının varlığını kabul edip, Tanrının aynı zamanda dünya ile sürekli ilişki içinde olduğunu kabul eden görüş Teizmdir. Teizme göre Tanrı dünya ile ilişkisini dinler aracılığı ile kurar. Bu görüşte olanlar Tanrının varlığını açıklamak üzere şu kanıtları ileri sürerler :
Ontolojik Kanıt : Orta Çağ düşünürlerinden Anselmusa göre Tanrı, en mükemmeldir. Eğer Tanrı gerçekte var olmayıp zihinde var olsaydı en mükemmel olamazdı. O halde en mükemmel varlık olan Tanrının var olması zorunluluktur. Descartes da Tanrı düşüncesinin, insan zihninde açık ve kesin olarak olmasından hareketle Tanrının var olduğunu savunur.
Kozmolojik Kanıt : Evrenin varlığından hareketle Tanrının varlığının kanıtlanabileceğini savunan görüştür. İslam felsefesindeki hudus kanıtı bunun bir ifadesidir. Bu görüşe göre evren yoktan var edilmiştir. Sonradan var edilen şey onu yaratan bir varlığa muhtaçtır (Hudus). Sonradan var edilen evreni yaratan ezeli ve ebedi bir Tanrının var olması zorunludur. İslam felsefesinde düzen ve amaç kanıtı da hudus kanıtını destekleyen bir iddiayı dile getirir. Buna göre evrendeki düzeni sağlayan ve ona bir amaç veren bir gücün olması gerekir. Bu güç de Tanrıdır.
Erdem Kanıtı : Orta Çağ düşünürlerinden Saint Thomasa göre evrende iyilik ve doğrulukların mükemmellik dereceleri vardır. Bu derecelendirmede en mükemmel olan Tanrı en üst basamakta yer alır.
Ahlaki Kanıt : Bu görüşe göre, iyilik yapmak ve kötülükten kaçmak ahlak yasasıdır. Bu yasayı vicdanımızda hazır olarak buluruz. Bu yasanın nedeni tümel ve mutlak neden olarak Tanrıdır.
- Deizm : Deizm, Tanrının evreni kendi yasalarına göre işleyen bir düzen olarak yarattığını savunur. Ancak yaratan ve düzeni kuran Tanrının, evreni kendi başına bıraktığını kabul eder. Bu yüzden deizm, dinsel dogma ve ilkelerin varlığını kabul etmez. Deizme göre Tanrının vahiy, mucize gibi kanıtlara gereksinimi yoktur.
- Panteizm (Tüm tanrıcılık) : Panteizm, Tanrı ve evreni bir gören, özdeş gören anlayıştır. Bu görüş, Tanrıyı doğanın dışında düşünmez.
§ Tanrının Varlığını Reddedenler : Tanrının varlığını reddeden görüş ateizmdir. (Tanrı tanımazlık). Ateizm tanrının varlığını reddederek evreni, evrene dayanarak açıklamaya çalışır. Bu nedenle ateizmi savunan düşünürler genelde materyalisttir. Ateizm tanrının varlığını şu nedenlerle reddeder :
- Kötülük sorunu kanıtı : Mutlak iyiliğin simgesi olan Tanrı olsaydı dünyada kötülükler olmazdı. O halde kötülük olduğuna göre ya Tanrı yoktur ya da Tanrı mutlak iyi değildir.
- Maddenin öncesizliği kanıtı : Öncesiz ve sonrasız olan maddedir. O halde maddenin öncesinde onu yaratan bir Tanrı yoktur.
- Sosyolojik kanıt : Tanrı, toplumda düzeni sağlamak için insanların gereksinimleri karşılamak üzere sonradan ortaya çıkmış bir kavramdır.
- Psikolojik kanıt : İnsan yaşamındaki zorlukların ve baskıların sonucunda, bu sıkıntıları yenmek için bağlanacak bir güç olarak Tanrı ihtiyacı doğmuştur. Kendi kendine yeten güçlü insanın Tanrıya ihtiyacı yoktur.
Tanrının Varlığının Bilinemeyeceğini Öne Sürenler : Tanrının var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunan görüş Agnostisizmdir (Bilinemezcilik). Örneğin sofist düşünürlerden Protagoras Tanrılar üzerine bilgi edinmekte çaresizim; ne var oldukları ne de olmadıkları, ne de ne şekilde oldukları üzerine Agnostisizm adını ilk kullanan Thomas Huxleye göre duyularımızla kavrayamadığımız şeyler konusunda kesin bir şey söyleyemeyiz.