Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Ebû Sa'îd-i Hudrî

GirL

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    16 Nis 2013
  • Mesajlar
    1,857
  • MFC Puanı
    5
.:..:.. EBÛ SA'ÎD-İ HUDRÎ..:..:..









Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
Medîne’deki Mescid-i Nebevî’nin inşasında çalışmıştı.



Yaşı küçük olması sebebiyle Bedir ve Uhud gazâlarına katılamadı. Bedir gazâsına babası Mâlik bin Sinân katıldı. Şehîd olmak için ön saflarda kahramanca savaştı.



Ebû Sa’îd-i Hudrî Uhud harbine katılmak için
virgs.gif
babasıyla Peygamber efendimize müracaat ettiler. Bu hâdiseyi Ebû Sa’îd hazretleri şöyle anlatır:



İri kemiklidir



“Uhud günü Peygamber efendimize arz olunduğum zaman
virgs.gif
onüç yaşında idim. Babam beni Resûlullahın yanına götürüp dedi ki:



- Yâ Resûlallah! Bu yavrumun yaşı her ne kadar küçükse de
virgs.gif
bizimle gelsin.



Peygamber efendimiz beni yukarıdan aşağıya kadar süzdükten sonra buyurdular ki:



- Onu geri çeviriniz!



Benim gibi yaşı küçük olanlar
virgs.gif
kadınları ve çocukları korumakla vazîfelendirildiler.



” Babası Mâlik bin Sinân hazretleri
virgs.gif
Uhud gazâsında şehîd oldu.



Uhud gazâsından dönüşte
virgs.gif
Peygamber efendimizi nasıl karşıladıklarını Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri şöyle anlatmıştır:



“Annem ile birlikte Peygamber efendimizi karşılamaya
virgs.gif
O da bizi gördü. Bana buyurdu ki:



- Sen
virgs.gif
Mâlik bin Sinân’ın oğlu musun?



Ben de şöyle cevap verdim:



- Evet
virgs.gif
anam-babam sana fedâ olsun yâ Resûlallah.



Resûlullah efendimiz at üzerinde idi. Hemen yanlarına yaklaştım ve mübârek dizlerinden öpmekle şereflendim. Bana buyurdular ki:



- Allahü teâlâ
virgs.gif
babana ecrini versin.”



Korktuklarımızdan emîn eyle



Hendek gazâsında müşrikler çok şiddetli saldırıyorlardı. Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî bir ara Peygamberimize yaklaşarak dedi ki:



- Yâ Resûlallah
virgs.gif
okuyacağımız bir duâ var mıdır? Peygamberimiz buyurdu ki:



- Evet var. “Yâ Rabbî
virgs.gif
bizi bütün korktuklarımızdan emîn eyle” diyerek duâ ediniz!



Hepimiz duâ ettik
virgs.gif
dağılıp gitti.



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
Ondan birçok hadîs-i şerîf dinlerdi. Bu hadîs-i şerîflerin birinde buyuruldu ki:



(Eshâbıma dil uzatmayınız! Allahü teâlâya yemîn ederim ki
virgs.gif
hattâ yarım müd sadakasına yetişemez.)



Babasının şehâdetiyle evin bütün yükü Hz. Ebû Sa’îd’in omuzlarına yüklendi. Evin geçimini sağlıyacak kimse olmadığı için
virgs.gif
sıkıntılarını kimseye söylemezlerdi. Aç kaldıkları zaman karınlarına taş bağlayarak açlıklarını gidermeye çalışırlardı.



Bir gün annesi dayanamamış ve
virgs.gif
Resûlullaha gönderdi.



Sabırdan üstün rızık yoktur



Ebû Sa’îd
virgs.gif
Eshâbına nasîhat verirken buldu. Oturup dinlemeye başladı. Bir ara Resûlullah efendimiz buyurdu ki:



- Kim Allahü teâlâdan başka her şeyden yüz çevirir ve her şeyi Allahü teâlâdan beklerse
virgs.gif
vereyim.



Bu mübârek sözleri işiten Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
Peygamber efendimizden bir şey isteyemedi. Eve gelip durumu annesine olduğu gibi anlattı.



Ebû Sa’îd-i Hudrî’nin bu hareketinden sonra işleri yolunda gitti. Medîne’nin en zenginlerinden oldular.



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
sonra da Hendek gazâsına katıldı. Çok kahramanlıklar gösterdi. Gösterdiği kahramanlıkları Peygamberimiz pek beğenmişti.



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî Hendek savaşının hafiflediği bir öğle üzeri
virgs.gif
evine kadar gitmek için izin istedi. Peygamberimiz izin verip buyurdu ki:



- Yanına silâhını al! Benî Kureyza Yahûdîlerinin sana zarar vermelerinden korkarım.



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî de emir gereğince
virgs.gif
hanımı dedi ki:



- Niçin bana kızıyorsun? İçeriye gir de gör!



Eve girdiklerinde yatağın üzerinde
virgs.gif
kocaman siyah bir yılan yatıyor gördüler.



Müslüman olan cinnîlerden



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
yoksa o gencin mi önce öldüğünü tesbit edemediler.



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî hemen gelip
virgs.gif
Peygamber efendimize hâdiseyi bildirdi.



Peygamberimiz de buyurdu ki:



- O Medîne’deki Müslüman olan cinnîlerdendir. Onlardan bir şey görürseniz
virgs.gif
şeytandır.



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
630 senesinde Alkame bin Mahrez’in emri altında küçük bir sefere çıktılar. Bu seferi Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî şöyle anlattı:



“Resûlullah efendimiz Alkame’yi bir sefere göndermişti. Ben de seferde bulundum. Hedefe yaklaştığımız sırada
virgs.gif
kumandanımız askeri ikiye ayırdı.



Bir kısmını Abdullah bin Huzâfe’ye verdi. Ben de onunla birlikte idim.



Her dediğimi yapmalısınız!



Abdullah bin Huzâfe
virgs.gif
kimimiz de ateşte ba’zı işlerimizi görüyorduk. Bir ara Hz. Abdullah askerlere dedi ki:



- Sizler bana itaat etmekle vazîfelisiniz
virgs.gif
öyle değil mi?



- Evet...



- Öyleyse her dediğimi yapmalısınız
virgs.gif
değil mi?



- Elbette yaparız.



- Öyleyse şimdi size emrediyorum ki
virgs.gif
hepiniz bu yanan ateşe giriniz!



Bunun üzerine
virgs.gif
yerlerinden kalkan bu askerlerin emre itâatteki gayretlerini görüp çok sevindi ve buyurdu ki:



- Durunuz! Ben sizin itâatinizi denemek için böyle söyledim.



Bu seferden dönüşte
virgs.gif
bu ateş hâdisesini Peygamber efendimize anlattık. Buyurdular ki:



- Size bir günâhı emredene itâat etmeyiniz!”



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri şöyle anlatır:



“Peygamber efendimize bir kimse geldi. “Kardeşimin karnında rahatsızlığı var. Ne yapayım?” diye sordu. Peygamber efendimiz de buyurdu ki:



- Bal şerbeti içir!



Soran kimse gidip
virgs.gif
ama rahatsızlığının arttığını söyledi. Resûlullah efendimiz yine buyurdu:



- Git ve ona bal şerbeti içir!



Kusûr kardeşinin karnındadır



O kimse gitti ve ertesi gün tekrar gelip
virgs.gif
bu defa Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:



- Allahü teâlânın kelâmında yanlışlık olamaz. Kusûr kardeşinin karnındadır. Git ve ona bal şerbeti içir!



O kimse
virgs.gif
kardeşi iyi oldu.”



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
Peygamberimiz buyurdular ki:



- İçinizden biri
virgs.gif
kalbiyle nefret etsin. Bu da îmânın en zayıfıdır.



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
30 kişilik bir seriyye kumandanlığına getirildi. Bu seriyye Medîne’den hareket etti. Yolda Müslüman olmayan bir Bedevî grubuna rastladılar ve onlara misâfir olmak istedilerse de kabûl edilmediler.



Reisimizi akrep soktu



Müslümanlar onların yakınlarında istirahat ederlerken
virgs.gif
şifâ hâsıl olmadı. Bedevîlerden ba’zıları dediler ki:



- Şu karşıda istirahat eden kâfileye gidip
virgs.gif
akrep sokmasına karşı yapılacak tedâviyi soralım. Belki bilen vardır.



Birkaç kimse Eshâb-ı kirâma gelip sordular:



- Ey insanlar! Reisimizi biraz önce akrep soktu. Bildiğimiz çârelere başvurduk
virgs.gif
fakat şifâ hâsıl olmadı. İçinizde bu işi bilen var mı?



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri dedi ki:



- Siz bizim talebimizi önce reddettiniz
virgs.gif
buna karşılık olarak sizden bir sürü koyun alırız.



Onlar da kabûl ettiler. Reisin yanına vardılar. Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
reis hemen ayağa kalktı. Artık üzerinde hiçbir hastalık eseri kalmadı.



Bedevîler
virgs.gif
“Bu sürüyü aramızda paylaşalım” diyen Eshâba dedi ki:



- Hayır! Peygamber efendimize bu hâdiseyi anlatırız
virgs.gif
koyunları da kendilerine arz ederiz. Nasıl emir buyururlarsa öyle hareket ederiz.



Sefer dönüşünde
virgs.gif
bu hâdiseyi anlattılar. Peygamberimiz;



- Fâtihanın bu kadar te’sîrli bir duâ olduğunu sana kim öğretti? buyurarak taltif ettiler. Sonra iyi hareket ettiklerini açıkladılar.



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî şöyle anlatır:



“Bir gün
virgs.gif
Peygamberimiz Eshâbına bir şeyler taksim ediyorlardı. Bir adam gelip dedi ki:



- Yâ Resûlallah! Adâlet üzere hareket et!



Kim adâlet eder?



Peygamberimiz de buyurdu ki:



- Ben adâlet etmezsem
virgs.gif
kim eder?



Bu hâdise esnasında Hz. Ömer de orada idi. Bu adama çok kızdı ve Resûlullaha dedi ki:



- Yâ Resûlallah! Müsâade buyurursanız
virgs.gif
şu adamın kellesini uçurayım.



Resûlullah ona dönerek buyurdu ki:



- Hayır
virgs.gif
insanlar fetret devrinde iken zuhur edeceklerdir.



Bu esnâda
virgs.gif
seni kaşla gözle muâheze ederler” âyet-i kerîmesi nâzil oldu.”



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî buyurur ki:



- Ben
virgs.gif
Hz. Ali’nin Nehrevan seferinde öldürdüğünü gördüm. Bu adam aynen Peygamberimizin ta’rîf ettiği gibiydi.



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
Tebük gazâlarına da iştirak etti. Peygamberimizle birlikte 12 gazâya katılmakla şereflendiği açıklanmıştır.



Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
bozuk fırkalardan Hâricîlerle yapılan Nehrevan harbine katıldı.



İstanbul'un fethine geldi



Bir rivâyete göre; Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri
virgs.gif
câmiye çevrilen Kariye Câmiinin bahçesindedir. Bir rivâyete göre de; 693 senesinde bir Cum’a günü vefât etti. Medîne’de Bakî kabristanına defnedildi.



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
sorulan bütün suâllere cevap verirdi.



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri buyuruyor ki:



Peygamber efendimiz
virgs.gif
neş’elenip eğlenen ba’zı insanları görünce buyurdu ki:



- Eğer ölümü düşünseydiniz
virgs.gif
lezzetler size tatsız gelirdi ve bulunduğunuz şu hâlden ayrılırdınız.



Ebû Sa’îd-i Hudrî şöyle anlatır:



“Biri
virgs.gif
namazdan sonra:



- Bunu yapan kim idi? diye sordular. O kimse dedi ki:



- Benim yâ Resûlallah.



Bunun üzerine Peygamber efendimiz
virgs.gif
(Namazın noksan olanından sakınınız! İmâm rükü’ya vardığında rükü’ya varınız. Başını kaldırdığında başınızı kaldırınız) buyurdu.”



En şiddetli sıkıntı



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî anlatıyor: “Resûlullah efendimizin huzuruna gittim. Kadife ile örtünmüş idi. Harareti o kadifeden çıkıp
virgs.gif
mübârek bedenine koyamazdık. Hayret ettik. Buyurdu ki:



- En şiddetli sıkıntı peygamberlere olur. Ama peygamberlerin sıkıntılara sevinmesi
virgs.gif
sizin ihsânlara sevinmenizden fazladır.”



Hz. Ebû Sa’îd-i Hudrî
virgs.gif
onları evine alıp terbiye ederdi.



Ebû Sa’îd-i Hudrî şöyle anlatır: Resûlullah efendimizden işittim. Buyurdu ki:



(İnsanların yaptıklarını yazan meleklerden başka melekler de vardır. Yollarda
virgs.gif
birbirlerine seslenirler:



- Buraya geliniz
virgs.gif
buraya geliniz!



Nasıl buldunuz?



Kanatları ile
virgs.gif
meleklere sorarak buyurur ki:



- Kullarımı nasıl buldunuz?



- Yâ Rabbî! Sana hamd ve senâ ediyorlar ve senin büyüklüğünü söylüyorlar.



- Onlar beni gördüler mi?



- Hayır görmediler.



- Görselerdi nasıl olurlardı?



- Daha çok hamd ederlerdi ve daha çok tesbîh ederlerdi ve daha çok tekbîr söylerlerdi.



- Onlar benden ne istiyorlar?



- Yâ Rabbî! Cennetini istiyorlar.



- Onlar Cenneti gördüler mi?



- Görmediler.



- Görselerdi nasıl olurlardı?



- Daha çok yalvarırlardı
virgs.gif
daha çok isterlerdi. Yâ Rabbî! Bu kulların Cehennemden korkuyorlar. Sana sığınıyorlar.



- Onlar Cehennemi gördüler mi?



- Hayır görmediler.



- Görselerdi nasıl olurlardı?



- Görselerdi
virgs.gif
daha çok yalvarırlardı ve ondan kurtulmak yoluna daha çok sarılırlardı.



Bunun üzerine Allahü teâlâ meleklere buyurur:



- Şâhid olunuz ki
virgs.gif
onların hepsini affeyledim.



- Yâ Rabbî! O zikredenlerin yanında
virgs.gif
filân kimse zikretmek için gelmemişti. Dünya çıkarı için gelmişti.



- Onlar benim misâfirlerimdir. Beni zikredenlerle beraberim. Onların yanında bulunanlar da
virgs.gif
zarar etmezler.)



Resûlullah efendimiz buyurdu ki:



(Mezar
virgs.gif
ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarından bir çukurdur.)



(Yatağına girdiğinde üç kere Estagfirullah el-azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel-hayye’l-kayyûm ve etûbü ileyh diyen kimsenin günâhları deniz köpükleri veya Temîm diyârının kumları veya ağaç yapraklarının sayısı veya dünyanın günleri kadar çok olsa da
virgs.gif
Allahü teâlâ onun günâhlarını bağışlar.)



Allahtan kork!



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri kendisinden öğüt istiyen birine buyurdu ki:



- Allahtan kork
virgs.gif
bunun dışında da sükûtu tercih et! Bunları yaparsan şeytanı yenersin.



Ebû Sa’îd-i Hudrî hazretleri buyurur ki:



Resûlullahtan işittim. Buyurdu ki:



(Sizden evvelkiler içinde bir adam vardı. Doksandokuz kişiyi öldürmüştü. Sonra
virgs.gif
“Dünyanın en büyük âlimi kimdir?” diye soruşturdu. Ona bir râhib gösterildi. Bunun üzerine râhibin yanına gitti.



“Doksandokuz adam öldürdüm
virgs.gif
“Tevben kabûl olunmaz” dedi.



Tevbene kim mâni olabilir?



Bunun üzerine o adam
virgs.gif
âlim bir kimseyi tavsiye ettiler. Âlime sordu:



- Yüz adam öldürdüm. Tevbe etsem kabûl olur mu?



Âlim dedi ki:



- Evet
virgs.gif
orada Allahü teâlâya ibâdetle meşgul olan insanlar vardır. Onlarla beraber Allahü teâlâya ibâdet et. Memleketine dönme! Zîrâ orası fenâ bir yerdir.



Bunun üzerine tevbe eden adam yola çıktı. Yarı yola vardığında öldü. Rahmet melekleri ile azâb melekleri bu adamı almak için geldiler. Rahmet melekleri dediler ki:



- Bu adam candan tevbe ederek geldi.



Azâb melekleri de dediler ki:



- Bu adam hiçbir iyilik işlememiştir.



Bunun üzerine insan kıyâfetinde bir melek bunların yanına geldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Melek şöyle dedi:



- İki taraftaki mesâfeyi mukâyese ediniz! Hangi tarafa daha yakın ise adam o tarafındır.



Mesâfeyi ölçtüler. Adamı varacağı yere daha yakın buldular. Bundan dolayı onu rahmet melekleri aldılar.)



Ebû Sa’îd-i Hudrî buyurdu ki:



Resûlullah efendimiz hayvana ot verirdi. Deveyi bağlardı. Evini süpürürdü. Koyunun sütünü sağardı. Ayakkabısının söküğünü dikerdi. Çamaşırını yamardı. Hizmetçisi ile birlikte yemek yerdi. Hizmetçisi el değirmeni çekerken yorulunca
virgs.gif
ona yardım ederdi. Pazardan öteberi alıp torba içinde eve getirirdi.



Fakîrle
virgs.gif
çağrılan yere giderdi.



Güzel huylu idi



Önüne konulan şeyi
virgs.gif
tatlı sözlü idi. Söylerken gülmezdi.



Üzüntülü görünürdü. Fakat
virgs.gif
Onun gibi olmalıdır.
 
Üst Alt