- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
- Konular
- 2,801
- Mesajlar
- 9,706
- MFC Puanı
- 60,560
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, ABD gezisini bir cümlede özetledi. Türk-Amerikan ilişkilerini sabote etmek isteyenlerin oyununa gelmedik dedi. Tam aksine, iki lider Türk-Amerikan ilişkilerine kurulmak istenen tuzağı bozdular.
ABDde Türkiye karşıtı bir güç, Erdoğan-Trump görüşmesini engellemek için elinden gelen her şeyi yaptı. Barış Pınarı harekâtının ardından Trump, yardımcısı Pencei Türkiyeye doğru yola çıkardığı saatlerde o densiz mektup servis edildi. Ardından Temsilciler Meclisinde sözde Ermeni soykırımı tasarısı ve Türkiyeye yönelik yaptırımlarla ilgili kararlar alındı. Erdoğanın Başkan Trump nezdindeki kredisi ise Türkiyenin yararına süreçlerin oluşmasını sağlıyor. Trump yine Cumhurbaşkanının büyük bir hayranıyım dedi. Zaten ABDdeki bir grup için sorun bu. Erdoğanın Trumpı etkileme gücünün farkında olduklarından iki liderin görüşmesini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Erdoğan, ABD dönüşü kendisini izleyen gazetecilere yaptığı değerlendirmede bu noktaya işaret etti, Trumpa karşı olan çevrelerin ilişkilerimizin bozulması için yoğun bir çaba içinde olduğunu da ifade etmemde fayda var dedi.
ABD gezisinde sağlanan ilerlemeyi görünce ABDden bir grubun Erdoğan-Trump görüşmesini neden engellemek istedikleri daha iyi anlaşılıyor. Ama korktukları başlarına geldi. ABD basını görüşmeyi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan istediği her şeyi aldı diye verdi.
Türkiyede ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun başını çektiği grup Erdoğanın ABDye gitmemesi yönünde çağrılar yaptı. Erdoğan-Trump görüşmesinin sonuçlarına bakınca, Erdoğan ABDye gitmesin diyenlerin vizyonlarının ne olduğu ortaya çıktı.
YANIT VERİLMESİ GEREKEN SORULAR
Erdoğan ve Trump yararlı bir görüşme yaptılar. Ama bir kez de tersinden sormak gerekiyor. Peki Erdoğan ile Trump görüşmese ne olurdu? Görüşme öncesine göre Türkiyenin bir kaybı oldu mu? Ne kaybettik? Görüşmesek ne kazanacaktık? ABDye davet edilmek istenen Mazlum Kobaninin terörist olduğunu Beyaz Sarayda söyleme imkânına sahip olabilir miydik? Eğer Erdoğan ABDye gitmese, Başkan Trumpla görüşmeyip senatörlerle bir araya gelmese, bu sorunlar nasıl çözülecekti? Grahamın sözde Ermeni soykırımını tanıyan yasa tasarısını bloke etmesi sağlanabilir miydi?
Erdoğanın ziyareti normal bir dönemde gerçekleşmedi. O nedenle Erdoğan da kimi zaman Kararımı tam vermedim deme gereği duydu. ABDye hareket ederken ilişkilerimizdeki sisli havaya rağmen deme gereği duydu.
HER ŞEY ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Erdoğan-Trump görüşmesinde her başlıkta ilerleme sağlandığını söylemek mümkün değil. Ama diyaloğun ne denli yararlı olduğu ortaya çıktı. Ülkemiz aleyhindeki olumsuz hava kısmen dağıldı. Türkiye için ABD ne denli önemliyse, ABD için de Türkiyenin vazgeçilebilecek bir ülke olmadığı ortaya çıktı. ABD gezisiyle ilgili her yazımda Cumhurbaşkanı Erdoğanın Trumpla görüşmesinin değil, asıl görüşmemesinin yanlış olacağını savundum. Çünkü başta ABD olmak üzere Batı ittifakından kopan bir Türkiye anlamını kaybeder. Sadece Rusyaya mahkûm bir pozisyona düşeriz. ABD ile ilişkilerimizin sürmesi Rusya karşısında da elimizi güçlendirir. Rusya ile ilişkilerimizin güçlü olması ise ABD karşısında bir denge unsuru olur.
MASADAKİ SORUNLAR
Peki Trumpla görüşme ile iki ülke arasındaki tüm sorunlar çözüldü mü? Cumhurbaşkanı Erdoğan da böyle bir iddia içinde değil. Her şeyin çözüme kavuştuğunu söylemek mümkün değil. Çünkü böyle bir dünya yok. Süreçleri güçlü bir şekilde yönetmek gerekiyor. ABD ve Rusya gibi büyük devletlerin anladığı tek dil var. O da güç. Romantik iyimserliklerin geçerli olmadığı, haritaları kanla çizilmeye devam eden Ortadoğuda yaşadığımızı unutmayalım. Fıratın batısında Rusyayla, Fıratın doğusunda ABD ile komşuyuz. ABD ile aramızdaki S-400ler, sorunlu ABD-YPG ilişkisi, FETÖnün iade edilmesi, F-35 konusu gibi başlıklar önemini koruyor. Ama önemli olan beklenen büyük krizlere rağmen iki lider tuzağa düşmemesi ve Türkiye ile ABD arasındaki diyalog zeminini güçlendiren adım atmayı başarmaları. Bu açıdan bakınca krizi fırsata çevirdiler. Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir pencere açılmasını sağladılar.
TRUMPIN ERDOĞAN YAKLAŞIMI
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğanın liderliğinin Türkiye açısından ne denli önemli olduğunu gördük. Erdoğan kriz yönetme kapasitesi yüksek bir lider. Hem Barış Pınarı harekâtını yaptı, hem ABD ve Rusya ile mutabakat muhtırası imzaladı, hem de Putinle ve Trumpla görüştü. Fransa Cumhurbaşkanı Macron boşuna demiyor NATOnun beyin ölümü gerçekleşti diye. Erdoğan-Trump-Putin üçlüsü bölgeyi dizayn ediyorlar. Bir yanda ağır bir mektup yazan Trump, diğer yanda ise Erdoğana olan hayranlığını dile getirmekten çekinmeyen bir Trump var. İkisi de gerçek. Bize düşen ise Trumptan yararlanmak.
Abdulkadir Selvi
ABDde Türkiye karşıtı bir güç, Erdoğan-Trump görüşmesini engellemek için elinden gelen her şeyi yaptı. Barış Pınarı harekâtının ardından Trump, yardımcısı Pencei Türkiyeye doğru yola çıkardığı saatlerde o densiz mektup servis edildi. Ardından Temsilciler Meclisinde sözde Ermeni soykırımı tasarısı ve Türkiyeye yönelik yaptırımlarla ilgili kararlar alındı. Erdoğanın Başkan Trump nezdindeki kredisi ise Türkiyenin yararına süreçlerin oluşmasını sağlıyor. Trump yine Cumhurbaşkanının büyük bir hayranıyım dedi. Zaten ABDdeki bir grup için sorun bu. Erdoğanın Trumpı etkileme gücünün farkında olduklarından iki liderin görüşmesini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Erdoğan, ABD dönüşü kendisini izleyen gazetecilere yaptığı değerlendirmede bu noktaya işaret etti, Trumpa karşı olan çevrelerin ilişkilerimizin bozulması için yoğun bir çaba içinde olduğunu da ifade etmemde fayda var dedi.
ABD gezisinde sağlanan ilerlemeyi görünce ABDden bir grubun Erdoğan-Trump görüşmesini neden engellemek istedikleri daha iyi anlaşılıyor. Ama korktukları başlarına geldi. ABD basını görüşmeyi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan istediği her şeyi aldı diye verdi.
Türkiyede ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun başını çektiği grup Erdoğanın ABDye gitmemesi yönünde çağrılar yaptı. Erdoğan-Trump görüşmesinin sonuçlarına bakınca, Erdoğan ABDye gitmesin diyenlerin vizyonlarının ne olduğu ortaya çıktı.
YANIT VERİLMESİ GEREKEN SORULAR
Erdoğan ve Trump yararlı bir görüşme yaptılar. Ama bir kez de tersinden sormak gerekiyor. Peki Erdoğan ile Trump görüşmese ne olurdu? Görüşme öncesine göre Türkiyenin bir kaybı oldu mu? Ne kaybettik? Görüşmesek ne kazanacaktık? ABDye davet edilmek istenen Mazlum Kobaninin terörist olduğunu Beyaz Sarayda söyleme imkânına sahip olabilir miydik? Eğer Erdoğan ABDye gitmese, Başkan Trumpla görüşmeyip senatörlerle bir araya gelmese, bu sorunlar nasıl çözülecekti? Grahamın sözde Ermeni soykırımını tanıyan yasa tasarısını bloke etmesi sağlanabilir miydi?
Erdoğanın ziyareti normal bir dönemde gerçekleşmedi. O nedenle Erdoğan da kimi zaman Kararımı tam vermedim deme gereği duydu. ABDye hareket ederken ilişkilerimizdeki sisli havaya rağmen deme gereği duydu.
HER ŞEY ÇÖZÜLDÜ MÜ?
Erdoğan-Trump görüşmesinde her başlıkta ilerleme sağlandığını söylemek mümkün değil. Ama diyaloğun ne denli yararlı olduğu ortaya çıktı. Ülkemiz aleyhindeki olumsuz hava kısmen dağıldı. Türkiye için ABD ne denli önemliyse, ABD için de Türkiyenin vazgeçilebilecek bir ülke olmadığı ortaya çıktı. ABD gezisiyle ilgili her yazımda Cumhurbaşkanı Erdoğanın Trumpla görüşmesinin değil, asıl görüşmemesinin yanlış olacağını savundum. Çünkü başta ABD olmak üzere Batı ittifakından kopan bir Türkiye anlamını kaybeder. Sadece Rusyaya mahkûm bir pozisyona düşeriz. ABD ile ilişkilerimizin sürmesi Rusya karşısında da elimizi güçlendirir. Rusya ile ilişkilerimizin güçlü olması ise ABD karşısında bir denge unsuru olur.
MASADAKİ SORUNLAR
Peki Trumpla görüşme ile iki ülke arasındaki tüm sorunlar çözüldü mü? Cumhurbaşkanı Erdoğan da böyle bir iddia içinde değil. Her şeyin çözüme kavuştuğunu söylemek mümkün değil. Çünkü böyle bir dünya yok. Süreçleri güçlü bir şekilde yönetmek gerekiyor. ABD ve Rusya gibi büyük devletlerin anladığı tek dil var. O da güç. Romantik iyimserliklerin geçerli olmadığı, haritaları kanla çizilmeye devam eden Ortadoğuda yaşadığımızı unutmayalım. Fıratın batısında Rusyayla, Fıratın doğusunda ABD ile komşuyuz. ABD ile aramızdaki S-400ler, sorunlu ABD-YPG ilişkisi, FETÖnün iade edilmesi, F-35 konusu gibi başlıklar önemini koruyor. Ama önemli olan beklenen büyük krizlere rağmen iki lider tuzağa düşmemesi ve Türkiye ile ABD arasındaki diyalog zeminini güçlendiren adım atmayı başarmaları. Bu açıdan bakınca krizi fırsata çevirdiler. Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir pencere açılmasını sağladılar.
TRUMPIN ERDOĞAN YAKLAŞIMI
Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğanın liderliğinin Türkiye açısından ne denli önemli olduğunu gördük. Erdoğan kriz yönetme kapasitesi yüksek bir lider. Hem Barış Pınarı harekâtını yaptı, hem ABD ve Rusya ile mutabakat muhtırası imzaladı, hem de Putinle ve Trumpla görüştü. Fransa Cumhurbaşkanı Macron boşuna demiyor NATOnun beyin ölümü gerçekleşti diye. Erdoğan-Trump-Putin üçlüsü bölgeyi dizayn ediyorlar. Bir yanda ağır bir mektup yazan Trump, diğer yanda ise Erdoğana olan hayranlığını dile getirmekten çekinmeyen bir Trump var. İkisi de gerçek. Bize düşen ise Trumptan yararlanmak.
Abdulkadir Selvi