Sigaram beni içerken ağır ağır, nezdinizde ağzımdan çıkan dumandan daha değerli olmayan kelimeler karalayacağım. Dünya, hayatı siyah ya da beyaz sanan milyonlarca önyargılının ellerinde biçimleniyor. Onlarca savaş ve kan da durduramadı bu açların insan israfını. Hiç durup düşündünüz mü çocukların gökkuşağına olan aşkının manasını? En saf en kirlenmemiş olanların renk ahengiyle niçin gözlerinin kamaştığını? Çünkü insanın en kirlenmemiş hali bilir bir yağmurun ardına açan onca ışık huzmesinin kirlenmemişliğini, satılan milyarlarca silahın barut kokusunun sinmemişliğini, rengarenk ve renkleriyle barışık bir geleceğin en masumane izini.Birbirini yüzyıllarca kesmiş insanların kan kırmızısına inat eden tüm diğer renklerin tasasızca kendini vitrine edişini... Bir çocuğun gözlerinden bakmaya kör olduğumuz andan itibaren tek bir renk "kırmızı" ve tek bir koku, "barut kokusu" duyar olduğumuza isyan edercesine, binlerce masum bakışı üzerine kilitleyen o cümbüş, neden çocuk gözlere öylesine alacalı, öylesine mutlu anlayabiliyor musunuz?