- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Kuran ı kerimde aklınıza gelen her meşru ve mantıklıya soruya cevap vardır.Sizi şüpheye düşürmek isteyenlere fırsat vermeyin.
Beşinci Şuânın Yirminci Meselesinde bahsedilen güneşin mağripten doğması ne demektir? Kıyametin kopmasına yakın güneş batıdan doğunca kaç gün süreyle kalacak? Bir gün mü kalacak? Belli bir süreye kadar devam mı edecek?
Güneş, doğudan doğar; batıdan batar. Esasen doğu ve batı tâbirleri insanoğlunun diline, güneşin bu düzenli hareketlerinden aksetmiştir. Bu bir düzenli kânundur ve bu kanun, dünya var olduğu günden beri hiç bozulmamıştır. Yani İlâhî emir hep böyle gelmiştir. İlâhî emir güneşin başka yönlerden de doğmasını âmir bulunsaydı, güneş hiç tereddütsüz o yönlerden de doğardı. Çünkü güneş, Allahın emirlerine harfiyen itaatkârdır. Yıldızlar ve ağaçlarla berâber her an Allaha boyun eğer, inkıyâd eder, secde eder.1
Güneşin bu seyrinin, Allahın emrine eksiksiz itaatini ve harfiyen boyun eğişini yansıttığını Allah Resûlü (asm) şöyle beyan buyurur:
Ebû Zerr-i Gıfârî (ra) anlatır: Güneşin battığı sırada bir gün Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) bana: Ey Ebû Zer! Güneş nereye gidiyor, biliyor musun? buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü (asm) daha iyi bilir dedim. Resûlullah Efendimiz (asm): Güneş gider; tâ Arşın altında secde eder. (Tekrar doğmak için) İzin ister ve ona izin verilir. (Nihâyet bir gün güneş, Âdemoğullarının fenâlıklarından ötürü sıkılır. Ve bu halde) Secde etmeye yaklaşır. Fakat secdesi kabul olunmaz. (Tekrar doğmak üzere) İzin ister; fakat izin verilmez. Ve ona: Geldiğin yere dön! denilir. O da battığı taraftan doğar.2 Allah Resûlünün (asm) bu ihbarı, Kurânın; Güneş yörüngesinde yürüyüp gitmektedir. Bu Aziz ve Alîm olan Allahın kânûnudur3 âyetindeki kavlîdir.
Güneşin her doğuşunu Allahın emrine harfiyen inkıyadı ve boyun eğişi, her öğle vaktindeki yükselişini kıyamı, her zevalden sonraki eğilişini rükûu ve ufukta her yere kapanışını ise secdesi saymak mümkündür.
Güneşin batıdan doğuşu bir başka Kıyâmet hadisinde şöyle haber verilir: Ebû Hüreyre (ra) anlatmıştır: Resûlullah (asm) şöyle buyurdu (Uzun bir hadistir): .....Tâ ki güneş batıdan doğar. İnsanlar bunu görünce topluca iman ederler. Fakat bu zaman, daha önce iman etmemiş olan ve imanıyla hayır kazanmamış bulunan hiçbir kimseye imanının fayda vermeyeceği bir zamandır.4
Bedîüzzaman Hazretleri, güneşin batıdan doğuşunun artık kıyametin kopuş saatinin başlangıcı demek olduğunu beyan eder. Bu bir yıkılış ve çözülüş başlangıcı olduğuna göre, artık güneşin ne kadar kalacağı önemli değildir. Kâinat bitmiştir artık! Zira bu öyle dehşetli bir saattir ki; insanoğlunun cürümleri, isyanları, ahlâksızlıkları ve çılgınlıkları ayyûka çıktığından; kâinâttan Hazret-i Muhammedin (asm) risâlet nûru çıkmış, Kurân gitmiştir. Kurânın kuvve-i cazibesi kopmuş, yer kürenin ipi çözülmüştür. Kâinat bu sıkleti ve mesûliyeti taşıyamadığından divane olmuş, vefat etmiştir; yer küre başıboş serseri gibi olmuş, kafasını ve aklını kaybetmiş, şuursuz kalan başını bir gezegene çarpmıştır.5 Bu şiddetli çarpışma esasenâemr-i İlâhî ilekıyametin kopuş sürecinin de başlaması demektir. Çarpışmanın dehşetli etkisiyle yer küre mihverinden çıkar, hareketinden geri döner, batıdan doğuya olan seyahatini, doğudan batıya doğru değiştirir. Güneş, battığı ufukta bundan dolayı tekrar gözükmeye başlar.6
Üstad Saîd Nursîye göre, artık semavî ve ulvî küreler Kün! emrine, yani Mihverinden çık! hitâbına mazhar olmuşlardır. Derken yıldızlar çarpışır, dev küreler oradan oraya savrulur, fezâ dev dalgalarla çalkalanır, milyonlarla güllelerin ve kürelerin müthiş sesleri ve sadâları kulakları patlatır. Dev kıvılcımlar, ateş topları, alevler dalga dalga yükselir. Dağlar uçuşur, denizler yanar ve yeryüzü düzlenir.7
Güneşin batıdan doğuşu kıyametin kopuş sürecinin başlangıcı olduğundan; artık zamansız olarak tevbe kapısı kapanmış, pişmanlık imkânı ortadan kalkmış, Âdemoğlu için dünya hayatı sona ermiştir.
Kâinatın çözülüşü, dağılışı ve yıkılışı sona erince, Cenâb-ı Hakkın emriyle yeni bir hayatın ve ebedî bir âlemin inşâ edileceği Kurânın beyanı ve taahhüdü altındadır.8
Dipnotlar:
1- Rahmân Sûresi, 55/4
2- Buhârî, 9/1321
3- Yâsîn Sûresi, 36/38
4- Buhârî, 12/2123; Diğer rivâyetler için bakınız: Müslim, Eşrâtis-Sâa, 13
5- Lemalar, s. 329
6- Şuâlar, s. 510
7- Sözler, s. 490
8- Bakınız: Yâsîn Sûresi, 36/79; Rûm Sûresi, 30/27
Beşinci Şuânın Yirminci Meselesinde bahsedilen güneşin mağripten doğması ne demektir? Kıyametin kopmasına yakın güneş batıdan doğunca kaç gün süreyle kalacak? Bir gün mü kalacak? Belli bir süreye kadar devam mı edecek?
Güneş, doğudan doğar; batıdan batar. Esasen doğu ve batı tâbirleri insanoğlunun diline, güneşin bu düzenli hareketlerinden aksetmiştir. Bu bir düzenli kânundur ve bu kanun, dünya var olduğu günden beri hiç bozulmamıştır. Yani İlâhî emir hep böyle gelmiştir. İlâhî emir güneşin başka yönlerden de doğmasını âmir bulunsaydı, güneş hiç tereddütsüz o yönlerden de doğardı. Çünkü güneş, Allahın emirlerine harfiyen itaatkârdır. Yıldızlar ve ağaçlarla berâber her an Allaha boyun eğer, inkıyâd eder, secde eder.1
Güneşin bu seyrinin, Allahın emrine eksiksiz itaatini ve harfiyen boyun eğişini yansıttığını Allah Resûlü (asm) şöyle beyan buyurur:
Ebû Zerr-i Gıfârî (ra) anlatır: Güneşin battığı sırada bir gün Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) bana: Ey Ebû Zer! Güneş nereye gidiyor, biliyor musun? buyurdu. Ben: Allah ve Resûlü (asm) daha iyi bilir dedim. Resûlullah Efendimiz (asm): Güneş gider; tâ Arşın altında secde eder. (Tekrar doğmak için) İzin ister ve ona izin verilir. (Nihâyet bir gün güneş, Âdemoğullarının fenâlıklarından ötürü sıkılır. Ve bu halde) Secde etmeye yaklaşır. Fakat secdesi kabul olunmaz. (Tekrar doğmak üzere) İzin ister; fakat izin verilmez. Ve ona: Geldiğin yere dön! denilir. O da battığı taraftan doğar.2 Allah Resûlünün (asm) bu ihbarı, Kurânın; Güneş yörüngesinde yürüyüp gitmektedir. Bu Aziz ve Alîm olan Allahın kânûnudur3 âyetindeki kavlîdir.
Güneşin her doğuşunu Allahın emrine harfiyen inkıyadı ve boyun eğişi, her öğle vaktindeki yükselişini kıyamı, her zevalden sonraki eğilişini rükûu ve ufukta her yere kapanışını ise secdesi saymak mümkündür.
Güneşin batıdan doğuşu bir başka Kıyâmet hadisinde şöyle haber verilir: Ebû Hüreyre (ra) anlatmıştır: Resûlullah (asm) şöyle buyurdu (Uzun bir hadistir): .....Tâ ki güneş batıdan doğar. İnsanlar bunu görünce topluca iman ederler. Fakat bu zaman, daha önce iman etmemiş olan ve imanıyla hayır kazanmamış bulunan hiçbir kimseye imanının fayda vermeyeceği bir zamandır.4
Bedîüzzaman Hazretleri, güneşin batıdan doğuşunun artık kıyametin kopuş saatinin başlangıcı demek olduğunu beyan eder. Bu bir yıkılış ve çözülüş başlangıcı olduğuna göre, artık güneşin ne kadar kalacağı önemli değildir. Kâinat bitmiştir artık! Zira bu öyle dehşetli bir saattir ki; insanoğlunun cürümleri, isyanları, ahlâksızlıkları ve çılgınlıkları ayyûka çıktığından; kâinâttan Hazret-i Muhammedin (asm) risâlet nûru çıkmış, Kurân gitmiştir. Kurânın kuvve-i cazibesi kopmuş, yer kürenin ipi çözülmüştür. Kâinat bu sıkleti ve mesûliyeti taşıyamadığından divane olmuş, vefat etmiştir; yer küre başıboş serseri gibi olmuş, kafasını ve aklını kaybetmiş, şuursuz kalan başını bir gezegene çarpmıştır.5 Bu şiddetli çarpışma esasenâemr-i İlâhî ilekıyametin kopuş sürecinin de başlaması demektir. Çarpışmanın dehşetli etkisiyle yer küre mihverinden çıkar, hareketinden geri döner, batıdan doğuya olan seyahatini, doğudan batıya doğru değiştirir. Güneş, battığı ufukta bundan dolayı tekrar gözükmeye başlar.6
Üstad Saîd Nursîye göre, artık semavî ve ulvî küreler Kün! emrine, yani Mihverinden çık! hitâbına mazhar olmuşlardır. Derken yıldızlar çarpışır, dev küreler oradan oraya savrulur, fezâ dev dalgalarla çalkalanır, milyonlarla güllelerin ve kürelerin müthiş sesleri ve sadâları kulakları patlatır. Dev kıvılcımlar, ateş topları, alevler dalga dalga yükselir. Dağlar uçuşur, denizler yanar ve yeryüzü düzlenir.7
Güneşin batıdan doğuşu kıyametin kopuş sürecinin başlangıcı olduğundan; artık zamansız olarak tevbe kapısı kapanmış, pişmanlık imkânı ortadan kalkmış, Âdemoğlu için dünya hayatı sona ermiştir.
Kâinatın çözülüşü, dağılışı ve yıkılışı sona erince, Cenâb-ı Hakkın emriyle yeni bir hayatın ve ebedî bir âlemin inşâ edileceği Kurânın beyanı ve taahhüdü altındadır.8
Dipnotlar:
1- Rahmân Sûresi, 55/4
2- Buhârî, 9/1321
3- Yâsîn Sûresi, 36/38
4- Buhârî, 12/2123; Diğer rivâyetler için bakınız: Müslim, Eşrâtis-Sâa, 13
5- Lemalar, s. 329
6- Şuâlar, s. 510
7- Sözler, s. 490
8- Bakınız: Yâsîn Sûresi, 36/79; Rûm Sûresi, 30/27