Ne kadar açılsa da tendeki kapı; bir o kadar uzaklaşıyor coğrafyamdaki suretin
Boşluklardan arta kalan, soru işaretlerinin aralığına sızan bir bakıştın önceleriHangi kapının altına bıraksam kağıtlarımı, hain bir rüzgara yenik düştü düşlemler
Pusulamda karargâhı çoktan belirlenmiş bir şehir Geceler maviye kaçıyor da; isyanımdan söz geçiremiyorum ana Avuçlarımda eskiden kalma bir renk Aşk ki; yalnızca şehirden şehire kaçtığımda tutulurdu Şimdiyse yalnızca tedavülden kalkmış bozuk bir para gibi, bu yalnızlık ve belki bu aşk Ne yana vursam içi boş, anlamsız bir gürültü
Ne kaldı silinmemiş izlerin bıraktığı yerde Bir yerde aşka düşüyor, bir yerde düşürülüyorumHesapsız bir oyun bu, perdesi zamansız adabı yok
DündüSinirleri alınmış bir kız çocuğu edasıyla, karalanan cümlelere bakıyordumOysa bana ait olan hiçbir şey yoktuDuyguma çarpan nice duygusuzluk
Artık ağlamak bile sahte diyorlar; sus ağlama
Tuhaf demek istemediğim, yalnızca bir yerlerden tanıdığımı çok iyi bildiğim kıvranmalar var, katlarını henüz dolduramadığım bahçemdeTohum atmışlar haberim olmadanYabancı bir duygu, yıllardan sonraYüzümde bir derin darbe, geceden mirasOkudukça tarihe dönüyor ellerim Yitik, parçalanmış bir yığın sancıBir merhabaya denk düşmüş bütün hoş çakallarVazgeçmemiş yürek, azılı sevdaların hırçın vurgunundanyıkılsa da an; yıkılsa da yüzler kalkıp yeni bir şehir kurmuş kendisine
Böyle zamanlarda dönüp izliyorum duvarları, donmuş bir bakışlaBaktıkça içime dolan, doldukça izlerini bugüne taşıdığım yığınla karmaşık, çoğu artık neredeyse anlamsız, ruh kavgalarını izliyorumSolumda saati durmuş, kurmak için yerimden doğrulmamı bekleyen ufak bir kıpırtıyla
Zaman ne de çabuk gelip kuruluyor her yereGelmek istiyorum "dur" diyor Dur ve GİTme
Ben hiç durduramadım ki olumsuz eklerin boşluğa düşüren ezgisini
Avuçlarımda ürkek sözler, dokundukça sessizlik diyorsun Geliyorum, ince bir aralıktan sana (b)akıyorum Yine aynı çelişkinin fotoğrafında bir kareye yenik düşüyoruz Bir adım ileri ve bir adım geriye tutsak, soluk alıyoruz geceden Çizilmemiş hayallerin gölgesinde çığlıklar atıyorum, duyabilene aşk olsun
(S)olgun (s)özler yanı başımdakırılmadan kaçıyorum pencereden Ya da pencere kırılıyor kaçamadan Usul usul, dolaşıyorum duvarların gerisinde
bir ses
oldu iki
bir anlam
ettik çok
Düşsüzlüğümde düşüncesizce düşüncene daldım, üzgünüm
(D)üşüyorum sözlerinden
Düşüyorum gecenden, takılıp kaldığım teninden
SarMA beni uzaklara
Kalkmak istemiyorum kollarından
Ne kadar kapatılmaya çalışılsa da tendeki kapı; anladım ki bir o kadar yakınlaşıyormuş coğrafyamdaki suretin
Boşluklardan arta kalan, soru işaretlerinin aralığına sızan bir bakıştın önceleriHangi kapının altına bıraksam kağıtlarımı, hain bir rüzgara yenik düştü düşlemler
Pusulamda karargâhı çoktan belirlenmiş bir şehir Geceler maviye kaçıyor da; isyanımdan söz geçiremiyorum ana Avuçlarımda eskiden kalma bir renk Aşk ki; yalnızca şehirden şehire kaçtığımda tutulurdu Şimdiyse yalnızca tedavülden kalkmış bozuk bir para gibi, bu yalnızlık ve belki bu aşk Ne yana vursam içi boş, anlamsız bir gürültü
Ne kaldı silinmemiş izlerin bıraktığı yerde Bir yerde aşka düşüyor, bir yerde düşürülüyorumHesapsız bir oyun bu, perdesi zamansız adabı yok
DündüSinirleri alınmış bir kız çocuğu edasıyla, karalanan cümlelere bakıyordumOysa bana ait olan hiçbir şey yoktuDuyguma çarpan nice duygusuzluk
Artık ağlamak bile sahte diyorlar; sus ağlama
Tuhaf demek istemediğim, yalnızca bir yerlerden tanıdığımı çok iyi bildiğim kıvranmalar var, katlarını henüz dolduramadığım bahçemdeTohum atmışlar haberim olmadanYabancı bir duygu, yıllardan sonraYüzümde bir derin darbe, geceden mirasOkudukça tarihe dönüyor ellerim Yitik, parçalanmış bir yığın sancıBir merhabaya denk düşmüş bütün hoş çakallarVazgeçmemiş yürek, azılı sevdaların hırçın vurgunundanyıkılsa da an; yıkılsa da yüzler kalkıp yeni bir şehir kurmuş kendisine
Böyle zamanlarda dönüp izliyorum duvarları, donmuş bir bakışlaBaktıkça içime dolan, doldukça izlerini bugüne taşıdığım yığınla karmaşık, çoğu artık neredeyse anlamsız, ruh kavgalarını izliyorumSolumda saati durmuş, kurmak için yerimden doğrulmamı bekleyen ufak bir kıpırtıyla
Zaman ne de çabuk gelip kuruluyor her yereGelmek istiyorum "dur" diyor Dur ve GİTme
Ben hiç durduramadım ki olumsuz eklerin boşluğa düşüren ezgisini
Avuçlarımda ürkek sözler, dokundukça sessizlik diyorsun Geliyorum, ince bir aralıktan sana (b)akıyorum Yine aynı çelişkinin fotoğrafında bir kareye yenik düşüyoruz Bir adım ileri ve bir adım geriye tutsak, soluk alıyoruz geceden Çizilmemiş hayallerin gölgesinde çığlıklar atıyorum, duyabilene aşk olsun
(S)olgun (s)özler yanı başımdakırılmadan kaçıyorum pencereden Ya da pencere kırılıyor kaçamadan Usul usul, dolaşıyorum duvarların gerisinde
bir ses
oldu iki
bir anlam
ettik çok
Düşsüzlüğümde düşüncesizce düşüncene daldım, üzgünüm
(D)üşüyorum sözlerinden
Düşüyorum gecenden, takılıp kaldığım teninden
SarMA beni uzaklara
Kalkmak istemiyorum kollarından
Ne kadar kapatılmaya çalışılsa da tendeki kapı; anladım ki bir o kadar yakınlaşıyormuş coğrafyamdaki suretin