-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2008
-
- Mesajlar
- 2,499
-
- MFC Puanı
- 0
Hücrede Beslenme;
Hücreler canlılık faaliyetlerini sürdürdükleri müddetçe, dışarıdan besin maddesi almak zorundadırlar. Bu besin maddeleri, hücrede parçalanıp yeniden düzenlenerek hücrenin yıpranan ve bozulan yapılarını oluşturur. Ayrıca besin maddesinden hücre için lâzım olan enerji de elde edilir.
Hücrelerimizin ihtiyaç duydukları başlıca besin maddeleri şekerler (karbohidratlar), proteinler, yağlar olmak üzere üç çeşittir. Bunların hepsi bitkisel ve hayvansal kaynaklardan alınır. Çoğunlukla proteinler (et,süt, yumurta) hayvansal kaynaklı, şekerler bitkisel kaynaklıdır.Temel besin maddelerinin hücreye girebilmeleri için bunların daha küçük yapı taşlarına parçalanmaları gerekir. Proteinler aminoasitlere, şeker, glukozlara, yağlar yağ asitlerine parçalanmadan hücre zarından geçemez. Hücreye girmeyen hiçbir besin maddesi ise hücre için faydalı olamaz. Besinlerin çeşitli enzimlerle yapı taşlarına parçalanması ve hücre tarafından emilmesi olayına sindirim denir. Besin maddelerinin yapı taşlarına parçalandığı ilk yer, yüksek yapılı canlılarda sindirim sistemi olup, buna
hücre dışı sindirimHücrelerimizin ihtiyaç duydukları başlıca besin maddeleri şekerler (karbohidratlar), proteinler, yağlar olmak üzere üç çeşittir. Bunların hepsi bitkisel ve hayvansal kaynaklardan alınır. Çoğunlukla proteinler (et,süt, yumurta) hayvansal kaynaklı, şekerler bitkisel kaynaklıdır.Temel besin maddelerinin hücreye girebilmeleri için bunların daha küçük yapı taşlarına parçalanmaları gerekir. Proteinler aminoasitlere, şeker, glukozlara, yağlar yağ asitlerine parçalanmadan hücre zarından geçemez. Hücreye girmeyen hiçbir besin maddesi ise hücre için faydalı olamaz. Besinlerin çeşitli enzimlerle yapı taşlarına parçalanması ve hücre tarafından emilmesi olayına sindirim denir. Besin maddelerinin yapı taşlarına parçalandığı ilk yer, yüksek yapılı canlılarda sindirim sistemi olup, buna
denir. Besinlerin parçalanma işi hücre içinde olursa, buna da
hücre içi sindirimiadı verilir.

Besinlerin gerek hücre dışında, gerekse hücre içindeki sindirimi, hücrelerin ürettiği ve salgıladığı enzimler yardımıyla olur.Kloroplâst bulunduran bitki hücreleri, havadan aldıkları karbondioksit ile topraktan aldıkları suyu, ışık enerjisi yardımıyla birleştirerek temel besin maddelerini yaparlar. Bu sırada bütün hücreler için gerekli olan oksijen de üretilir. Böyle hücrelere
ototrof hücrelerdenir. Yeşil bitkilerin hücreleri ototrof hücreler olup, bunlar dışarıdan çok az madde alırlar.
Temel besin maddelerini kendileri yapamayan hücreler, besinlerin dışarıdan hazır olarak almak zorundadırlar. Bu hücrelere de
heterotrof hücrelerTemel besin maddelerini kendileri yapamayan hücreler, besinlerin dışarıdan hazır olarak almak zorundadırlar. Bu hücrelere de
adı verilmektedir. Hayvan ve insan vücudundaki hücreler, besinlerini hazır olarak alan heterotrof hücreler dir.Ototrof ve heterotrof hücreler, hayatlarını sürdürebilmek için birbirlerinin ürettiği maddelere ihtiyaç duyarlar. Tabiatta madde dengesinin korunması ve israfın önlenmesi, bu iki hücre arasındaki beslenme bağıntısında açıkça görülmektedir.
Hücreler sindirimle aldıkları küçük moleküllerden kendi yapılarında kullanabilecekleri yeni molekülleri sentezlerler. Bu olaya özümleme (asimilasyon) denir. Zaten hücre beslenmesinin en önemli gayesi özümleme yapmak ve enerji üretimi için hammadde sağlamaktır.
Hücreler sindirimle aldıkları küçük moleküllerden kendi yapılarında kullanabilecekleri yeni molekülleri sentezlerler. Bu olaya özümleme (asimilasyon) denir. Zaten hücre beslenmesinin en önemli gayesi özümleme yapmak ve enerji üretimi için hammadde sağlamaktır.