İnsan bir robot değildir. İnsan dış çevresi ile etkileşim halinde olan bir yaratıktır. İnsanın etkilenme ve etkileme özellikleri mevcuttur. Bu özelliği kendisinde barındıran insan sürekli de değişime ve gelişime açık demektir. İnsanların doğumundan ölümüne kadar geçen sürecini ele alırsak, göreceğiz ki bebekliğinden başlayan eğitim ve öğrenimleri ancak ölümü ile son bulmaktadır. Bir bebek her şeyden habersiz geldiği bu dünyada o kadar kısa sürede o kadar fazla şey öğreniyor ki, bırakın diğer insanları ebeveynleri dahi bu durum karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Bebek artık çocuk olduğunda, yani yürümeye, konuşmaya ve bir takım duygu ve düşüncelerini ifade etmeye başladığında onların nedenli hızlı geliştiğini daha iyi kavrayabiliyoruz. Çocuklar her girdiği ortamda, her tanıştığı arkadaşta, her oynadığı oyunda yeni bir şey öğreniyor, tabiri uygunsa yeni bir huy kazanıyor ... Bu süreç okul hayatında yaptığı gözlemlerle devam ederken, yine orada etkilendiği öğretmenleri, arkadaşları ve çevresindeki kişilerden bir çok karakteristik özellik alıyor. Ergenlik ve gençlik evresi çok daha farklı bir boyut olarak karşımıza çıkıyor. Ergenlik çağında sürekli büyükler birbirine telkinlerde bulunurlar, fazla üstüne gitmemek lazım, vücudu, huyu, davranışları herşeyi tamamen değişiyor. Yine burda da görüyoruz ki yine her yönden değişim içindeyiz .... Geliyoruz üniversite çağına, bakıyoruz ki kendi alışkın olduğumuz çevreden kopmuşuz ve ülkenin dört bir yanından gelen bin bir çeşit insanla aynı ortamdayız... Aman Allah'ım neredeyiz, bu nedir ? nasıl bir ortamdayım ? İlk başta belki de tahammül dahi edemediğimiz bir çok şeyi, inceliyoruz, algılıyoruz, tahlil ediyoruz ve onlarla birlikte yaşamayı öğreniyoruz. Yine gelişiyor, yine öğreniyor, yine değişiyoruz... Ondan sonra erkekler için askerlik süreci başlıyor, sanki tamamen farklı bir dünya, sanki tamamen uzaydan bir kesit, bu dünyanın bir parçası değil, adapte olmak alışmak ve oradaki her şeye tahammül etmek o kadar zor ki... Ama bakıyoruz görüyoruz ve bununla birlikte yaşamayı da öğreniyor, sabrımız, cesaretimiz, inancımız ve direncimiz artıyor ve yine gelişiyor değişiyoruz .... Okul bitti, askerlik bitti, eğer bir işin varsa sıra geldi evlilik ... Evlilik denen müessese her ne kadar toplumumuzca kutsal görülüp önemsense de, bir o kadar zorluğu inkar edilemez derecede gün yüzündedir. O kadar zor ki, birbirini tanıdığını zanneden iki insan birlikte aynı çatı altında yaşamaya başlıyor, çok seviyorlar birbirlerini, ama görüyorlar ki, birbirlerinin bilmediği ne kadar fazla huyları ve karakteristik özellikleri varmış !!! Ama bildiklerini sanıyorlardı... Artık bunlara alışmak, tahammül etmek ve onunla birlikte yaşamayı öğrenmek zorundaydı. Ve öğreniyor ve değişiyor ... İki kişi yaşarken 3 kişi oluyorlar, 3. kişinin varlığı yine etkiliyor ve onunla birlikte yaşamayı öğreniyor ... İş hayatında iş arkadaşları ile yaşamak, emekli olduğunda parklarda arkadaşları ile buluşup dertleşmek, yaşlandığında yanında kimseleri görememek sürekli insana bir şeyler öğretiyor, bulunuduğu durumla birlikte yaşayabilmek adına ona güç veriyor ve değiştiriyor ...
İnsan görüyor ki 7'sinde neydi 70'inde ne oldu .... !!!
Acizane fikrimdir ...