DarkWoman
MFC Üyesi
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2019
- Konular
- 5,318
- Mesajlar
- 11,488
- MFC Puanı
- 66,370
Pek çok kişi virüslerin yalnızca yaz nezlesine sebebiyet veren ufak canlılar olduğunu düşünür; ancak virüs etki alanı ne yazık ki bunun çok ama çok daha ötesindedir. Hatta bazı virüslerin kansere dahi neden olabileceğini bu noktada önemle vurgulamamız gerekiyor. Kanserle bir bağı olan bir virüs size bulaşsa da hastalığa yakalanma garantiniz yok. Yapılan aşılardan kişinin yaşam şekline kadar bu noktada pek çok değişkenden söz edebiliriz. Kanser yapma potansiyeli olan virüs türlerine daha yakından bakalım.
HBV olarak bilinen Hepatit B ya da HCV olarak kısaltılan Hepatit C virüsüne özel bir parantez açmamız gerekiyor. Çünkü her iki virüs de bazı senaryolarda maalesef karaciğer kanserine neden olabiliyor. Başka insanlarla ortak iğneyi kullanmak, korunmasız cinsel ilişkiye girmek ya da kontamine olan kan naklinin gerçekleşmesi gibi durumlar, felaket sonuçlar yaratabilir. Normalde her iki enfeksiyon türü de ilaçla tedavi edilebiliyor. Belli periyotlarla gerçekleşen ilaç tedavisi sayesinde Hepatit C vücuttan tümüyle atılıyor. Hepatit B’de ise tümüyle tedavi edilmese bile en azından karaciğerle ilgili hasar azaltılır. Bu da kanser riskini bir ölçüde düşürür. Hepatit B olma riski ya da potansiyeli yüksek kişilerin aşı yaptırmasında fayda vardır.
KSHV virüsü olarak bilinen herpes virüsü, lenfomaya neden olabilecek türde bir virüstür. Ayrıca kaposi sarkomuyla da doğrudan ilişkilidir. Organ naklinde ya da AIDS gibi hastalıklarda bağışıklık sisteminin zayıf olmasından dolayı kansere yakalanma olasılığınız artmaya başlar. Herpes virüsü cinsel yolla bulaşabilen bir virüstür. Prezervatif kullanmak bu noktada etkili bir kalkan oluşturacaktır. Diğer yandan kan ya da tükürük yoluyla da bulaşabilir.
Bu virüs daha çok MCV olarak tanınır. En belirgin özelliği deri üzerinde enfeksiyona neden olmasıdır. Normal koşullarda kansere neden olmaz; ancak kimi insanlarda bu virüsün ender görülen bir cilt kanseri türüne neden olduğu saptanmıştır. Bu tıp dünyasında “Merkel Hücreli Karsinom” olarak tanınır. Dışarı çıktığınız zamanlarda güneş kremi kullanmanız sizi önemli ölçüde koruyacaktır.
HPV şeklinde kısaltılan bu virüsün tam adı “İnsan Papilloma Virüsü” olarak bilinir. HPV’de 200 civarında virüsün dahil olduğu fakat yaklaşık on tanesinin kanseri tetiklediği bir topluluk olarak düşünülebilir. Vajinal veya cinsel birliktelik esnasında yayılmaya uygundur. Bu virüsün çoğunlukla kendiliğinden etkilerinin kaybolduğu bilinir. Bunar rağmen kimi kişilerde söz konusu iltihapla karşılaşmak mümkündür. HPV enfeksiyonunun ne yazık ki rahim ağzı ya da dil kanserlerine yol açabilme potansiyeli bulunuyor. HPV aşılarını özellikle de 20’li yaşlardan sonra erkeklerin ve kadınların mutlaka yaptırmaları gerekir. Erkeklerin biraz daha genç yaşlarda yaptırmaları tavsiye edilir.
HIV adı verilen virüs çoğunlukla cinsel yolla ya da enfekte olan iğnelerden dolayı bulaşır. Diğer yandan HIV hastası olan bir anne bebeğine emzirme sürecinde bulaştırabilir. Hatta doğmamış bir bebeğin dahi yakalanma riski vardır. Bilindiği üzere HIV hastalarının bağışıklık sistemi zayıflar. Kaposi Sarkomu, lenfoma ve rahim ağzı kanseri gibi türler için risktir. HIV’in yayılmasını engelleme noktasında cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanmanızda yarar vardır. HIV, tedavi sayesinde kontrol altına alınabilir.
Bu virüs HTLV-1 olarak da tanınır. HTLV-1 virüsü T hücrelerine bulaşır. Bu hücreler bir çeşit akyuvar olarak bilinir. Lösemiye ve lenfomaya sebep olur. Doğumda ya da emzirmede, ortak iğne kullanımlarında, organ naklinde ya da korunmasız cinsel ilişkide bulaşabilir. Erişkin T hücreli lösemi, virüs bulaşan kişilerde %2-4 arasında görülür. Belirtiler bu noktada kişiden kişiye farklılıklar içerir. Şu anda HTLV-1’in kesin olarak bilinen bir tedavisi söz konusu değildir. Bu nedenle hastalık ömür boyu taşınır. Düzenli kontroller kanser riskini ciddi anlamda azaltır. Eğer enfekte olmuşsanız çocuğunuzu emzirmemelisiniz.
Hepatit B ve Hepatit C Virüsü
HBV olarak bilinen Hepatit B ya da HCV olarak kısaltılan Hepatit C virüsüne özel bir parantez açmamız gerekiyor. Çünkü her iki virüs de bazı senaryolarda maalesef karaciğer kanserine neden olabiliyor. Başka insanlarla ortak iğneyi kullanmak, korunmasız cinsel ilişkiye girmek ya da kontamine olan kan naklinin gerçekleşmesi gibi durumlar, felaket sonuçlar yaratabilir. Normalde her iki enfeksiyon türü de ilaçla tedavi edilebiliyor. Belli periyotlarla gerçekleşen ilaç tedavisi sayesinde Hepatit C vücuttan tümüyle atılıyor. Hepatit B’de ise tümüyle tedavi edilmese bile en azından karaciğerle ilgili hasar azaltılır. Bu da kanser riskini bir ölçüde düşürür. Hepatit B olma riski ya da potansiyeli yüksek kişilerin aşı yaptırmasında fayda vardır.
Herpes Virüsü
KSHV virüsü olarak bilinen herpes virüsü, lenfomaya neden olabilecek türde bir virüstür. Ayrıca kaposi sarkomuyla da doğrudan ilişkilidir. Organ naklinde ya da AIDS gibi hastalıklarda bağışıklık sisteminin zayıf olmasından dolayı kansere yakalanma olasılığınız artmaya başlar. Herpes virüsü cinsel yolla bulaşabilen bir virüstür. Prezervatif kullanmak bu noktada etkili bir kalkan oluşturacaktır. Diğer yandan kan ya da tükürük yoluyla da bulaşabilir.
Merkel Hücreli Polyomavirüs
Bu virüs daha çok MCV olarak tanınır. En belirgin özelliği deri üzerinde enfeksiyona neden olmasıdır. Normal koşullarda kansere neden olmaz; ancak kimi insanlarda bu virüsün ender görülen bir cilt kanseri türüne neden olduğu saptanmıştır. Bu tıp dünyasında “Merkel Hücreli Karsinom” olarak tanınır. Dışarı çıktığınız zamanlarda güneş kremi kullanmanız sizi önemli ölçüde koruyacaktır.
HPV
HPV şeklinde kısaltılan bu virüsün tam adı “İnsan Papilloma Virüsü” olarak bilinir. HPV’de 200 civarında virüsün dahil olduğu fakat yaklaşık on tanesinin kanseri tetiklediği bir topluluk olarak düşünülebilir. Vajinal veya cinsel birliktelik esnasında yayılmaya uygundur. Bu virüsün çoğunlukla kendiliğinden etkilerinin kaybolduğu bilinir. Bunar rağmen kimi kişilerde söz konusu iltihapla karşılaşmak mümkündür. HPV enfeksiyonunun ne yazık ki rahim ağzı ya da dil kanserlerine yol açabilme potansiyeli bulunuyor. HPV aşılarını özellikle de 20’li yaşlardan sonra erkeklerin ve kadınların mutlaka yaptırmaları gerekir. Erkeklerin biraz daha genç yaşlarda yaptırmaları tavsiye edilir.
Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (HIV)
HIV adı verilen virüs çoğunlukla cinsel yolla ya da enfekte olan iğnelerden dolayı bulaşır. Diğer yandan HIV hastası olan bir anne bebeğine emzirme sürecinde bulaştırabilir. Hatta doğmamış bir bebeğin dahi yakalanma riski vardır. Bilindiği üzere HIV hastalarının bağışıklık sistemi zayıflar. Kaposi Sarkomu, lenfoma ve rahim ağzı kanseri gibi türler için risktir. HIV’in yayılmasını engelleme noktasında cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanmanızda yarar vardır. HIV, tedavi sayesinde kontrol altına alınabilir.
T-Hücreli Lenfotopik Virüsü
Bu virüs HTLV-1 olarak da tanınır. HTLV-1 virüsü T hücrelerine bulaşır. Bu hücreler bir çeşit akyuvar olarak bilinir. Lösemiye ve lenfomaya sebep olur. Doğumda ya da emzirmede, ortak iğne kullanımlarında, organ naklinde ya da korunmasız cinsel ilişkide bulaşabilir. Erişkin T hücreli lösemi, virüs bulaşan kişilerde %2-4 arasında görülür. Belirtiler bu noktada kişiden kişiye farklılıklar içerir. Şu anda HTLV-1’in kesin olarak bilinen bir tedavisi söz konusu değildir. Bu nedenle hastalık ömür boyu taşınır. Düzenli kontroller kanser riskini ciddi anlamda azaltır. Eğer enfekte olmuşsanız çocuğunuzu emzirmemelisiniz.