- Konum
- BERTUNA
-
- Üyelik Tarihi
- 2 Haz 2020
-
- Mesajlar
- 5,358
-
- MFC Puanı
- 16,420

Kredi kart sistemini, İslam fıkhında var olan her hangi bir akit içerisine oturtmamız mümkün olsa da, banka ile kart hamili arasındaki sözleşme metnine baktığımızda, fıkhî olarak caiz olmayan birçok anlaşmaların olduğunu görmekteyiz.
Bunların en bariz olanı; sözleşmelerin 8. maddesi olan, yerine göre temerrüt yerine göre de nema faizinin verilmesini taahhüt etmektir. Yani banka, kart sözleşmesinde taksitlendirme veya borcu geciktirme üzerine açık bir şekilde faiz alacağını ifade etmiştir. Kart hamili de bu sözleşmeyi imzalayarak faiz vereceğini taahhüt etmiş olacaktır. Aynı zamanda kart hamili, nakit çekme durumunda da faiz vereceğini kabullenmiş ve akdi bunun üzerine yapmıştır.
Kart sahibi, her ne kadar borcunu geciktirmeyerek ve bankadan nakit çekmeyerek faiz vermese de bu akde imza atmıştır. Ve kredi kartını her kullanımda da sarahaten olmasa da bu faiz sözleşmeyi zımnen tazelemektedir. Ancak bu sözleşmenin caiz olmaması kart ile alınacak malı haram yapmaz. Netice olarak konumuzun başında da ifade ettiğimiz gibi, faizci kurumlarla mubah olan işlemleri bile yapmak doğru olmadığı göz önünde tutulacak olursa, kredi kartı gibi meşruluğu tartışılan bir işlemi faizci bir kurum ile yapmaktan kaçınmak kanaatimizce dini ve ahlaki görevimizdir.
Faizsiz Finans kurumlarının kredi kartı sisteminde, yukarıdaki sistemden farklı olarak borcun zamanında ödenmemesi durumunda murabaha karı adı altında, aylık bir oranda kar almakta veya kurumuna göre döviz kur farkını almaktadır. Bütün bunlara rağmen kredi kartının kullanımı şüpheden uzak olmadığından kaçınılması ihtiyat olsa gerektir…..
Kaynak : Anonim