-
- Üyelik Tarihi
- 2 Ağu 2016
-
- Mesajlar
- 11,694
-
- MFC Puanı
- -894
enzetme amacı olmaksızın bir sözün, başka bir sözün yerine kullanılmasına mecaz-ı mürsel denir. Mecaz-ı mürsele düz değişmece de denmektedir. Bu söz sanatında iki sözcük arasında parça-bütün, genel-özel, iç-dış, yazar-eser ya da başka bir çağrışım ilişkisi bulunur. Burada iki sözcük arasında herhangi bir yönden benzerlik ilişkisi söz konusu değildir. Mecaz-ı Mürsel Sanatına Örnekler:
Sınıf, yeni öğretmeni merakla bekliyordu. cümlesinde sınıf sözcüğü ile ad aktarması yapılmıştır. Çünkü gerçekte sınıf, derslik, öğrencilerin ders gördüğü yerdir. Ama burada sınıf sözcüğü ile sınıfta ders gören öğrenciler anlatılmak istenmiştir. Dış iç ilgisi ile sınıf söylenmiş, öğrenciler anlatılmak istenmiştir.
Ad aktarmasında, sözcüğün kendi anlamı dışında kullanıldığını gösteren bir işaret mutlaka vardır. Yukarıdaki cümlede sınıf sözcüğünün kendi anlamında kullanılmadığını merakla beklemek ifadelerinden anlayabiliyoruz.
Ülkeler ancak kalem ve kılıç, ile varlıklarını sürdürebilir. cümlesinde kalem ve kılıç sözleri ile ad aktarması yapılmıştır. Burada sebep-sonuç ilişkisi söz konusudur.
Kalem sözcüğü ile eğitimli insanlar, bilim adamları anlatılmak istenmiştir. Kılıç sözcüğü ile o ülkeyi dış düşmanlardan koruyacak asker anlatılmak istenmiştir.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,Taobun Cemi! Bey çalıyor eski plakta Bu dizede Tanburî Cemil Bey sözleri ile ad aktarması yapılmıştır. Çünkü burada bir sanatçıdan söz edilmekte, sanatçının adı verilip onun bir eseri anlatılmaktadır. Bu dizelerde sanatçı-eser ilgisi ile ad aktarması yapılmıştır.
Dilerim Tanndan ki, sana açık kucaklarBir daha kapanmadan kara toprakla dolsunKan tükürsün adını candan anan dudaklarSana benim gözümle bakan gözler kör olsunBu dörtlükte kucaklar, dudaklar, gözler sözcükleri ile ad aktarması yapılmıştır. Burada parça-bütün ilişkisi söz konusudur. Kucak, dudak, göz gibi insanın bazı organları söylenerek insan kastedilmiştir.
Güç belâ bir bilet aldım gişedenYolculuk başladı Haydarpaşadan Bu dizelerde gişe ve Haydarpaşa sözcüklerinde ad aktarması vardır. Gişe, bilet satılan yerdir. Burada gişe sözcüğü ile oradaki görevli anlatılmak istenmiştir. Haydarpaşa, Kadıköydeki tren garının adıdır. İkinci dizede Haydarpaşa sözcüğü ile bu istasyon anlatılmak istenmiştir.
Minareler bayramda, kubbeler arifedeBaşlar birbirinden dik o dört taştan efedeEdirnede bir sabah üçüncü şerefedeSinan güzelliği döndürmüştü başınıBu dörtlüğün son dizesinde Sinanın güzelliği sözcükleri ile Edirnedeki Selimiye Camisi anlatılmak istenmiştir. Burada sanatçı-eser ilişkisi ile ad aktarması yapılmıştır. Son dizede bir insan olarak Mimar Sinanın güzelliğinden söz edilmiyor, sanatçının adı söylenip onun en önemli eseri olan Selimiye Camisi anlatılmak isteniyor.
Sınıf, yeni öğretmeni merakla bekliyordu. cümlesinde sınıf sözcüğü ile ad aktarması yapılmıştır. Çünkü gerçekte sınıf, derslik, öğrencilerin ders gördüğü yerdir. Ama burada sınıf sözcüğü ile sınıfta ders gören öğrenciler anlatılmak istenmiştir. Dış iç ilgisi ile sınıf söylenmiş, öğrenciler anlatılmak istenmiştir.
Ad aktarmasında, sözcüğün kendi anlamı dışında kullanıldığını gösteren bir işaret mutlaka vardır. Yukarıdaki cümlede sınıf sözcüğünün kendi anlamında kullanılmadığını merakla beklemek ifadelerinden anlayabiliyoruz.
Ülkeler ancak kalem ve kılıç, ile varlıklarını sürdürebilir. cümlesinde kalem ve kılıç sözleri ile ad aktarması yapılmıştır. Burada sebep-sonuç ilişkisi söz konusudur.
Kalem sözcüğü ile eğitimli insanlar, bilim adamları anlatılmak istenmiştir. Kılıç sözcüğü ile o ülkeyi dış düşmanlardan koruyacak asker anlatılmak istenmiştir.
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,Taobun Cemi! Bey çalıyor eski plakta Bu dizede Tanburî Cemil Bey sözleri ile ad aktarması yapılmıştır. Çünkü burada bir sanatçıdan söz edilmekte, sanatçının adı verilip onun bir eseri anlatılmaktadır. Bu dizelerde sanatçı-eser ilgisi ile ad aktarması yapılmıştır.
Dilerim Tanndan ki, sana açık kucaklarBir daha kapanmadan kara toprakla dolsunKan tükürsün adını candan anan dudaklarSana benim gözümle bakan gözler kör olsunBu dörtlükte kucaklar, dudaklar, gözler sözcükleri ile ad aktarması yapılmıştır. Burada parça-bütün ilişkisi söz konusudur. Kucak, dudak, göz gibi insanın bazı organları söylenerek insan kastedilmiştir.
Güç belâ bir bilet aldım gişedenYolculuk başladı Haydarpaşadan Bu dizelerde gişe ve Haydarpaşa sözcüklerinde ad aktarması vardır. Gişe, bilet satılan yerdir. Burada gişe sözcüğü ile oradaki görevli anlatılmak istenmiştir. Haydarpaşa, Kadıköydeki tren garının adıdır. İkinci dizede Haydarpaşa sözcüğü ile bu istasyon anlatılmak istenmiştir.
Minareler bayramda, kubbeler arifedeBaşlar birbirinden dik o dört taştan efedeEdirnede bir sabah üçüncü şerefedeSinan güzelliği döndürmüştü başınıBu dörtlüğün son dizesinde Sinanın güzelliği sözcükleri ile Edirnedeki Selimiye Camisi anlatılmak istenmiştir. Burada sanatçı-eser ilişkisi ile ad aktarması yapılmıştır. Son dizede bir insan olarak Mimar Sinanın güzelliğinden söz edilmiyor, sanatçının adı söylenip onun en önemli eseri olan Selimiye Camisi anlatılmak isteniyor.