-
- Üyelik Tarihi
- 8 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 17,518
-
- MFC Puanı
- 3,911

1900lü yıllarda ünlü mimar ve tasarımcı Ludwig Mies van der Rohenin malzemeyi çelik ve cama indirgeyen sade tasarımlarıyla kendini gösteren ve daha az daha çoktur sloganıyla kendini özetleyen mimari minimalizm, sanattaki minimalizmden farklı biçimde, objeye belirleyici ve zorlayıcı bir işlev yükler. Minimalizm, mimaride Philip Johnson, Pritzker Mimarlık Ödülünün sahibi Tadao Ando, Claudio Silvestrin, Luis Barragan, Michael Gabellini gibi ünlü mimarların yapıtlarında örneklenen, giderek ağırlık kazanan bir tasarım felsefesi ve yaşam biçimi olarak hızla yaygınlaşmasını sürdürüyor. Minimalist mimari, biçim, alan düzenlemesi, malzeme, detay ve renklerde sadelikle daha iyi bir tasarıma ulaşmayı hedeflemekte. Rahatlığı, sıcaklığı, estetiği ve işlevselliği öne çıkaran çağdaş minimalist ev tasarımının temel özellikleri kısaca şunlardır:

Biçim ve İşlevde Sadelik:
Minimalist evler, geniş boşluklarıyla, basit, anlaşılır, verimli bir plan düzenine sahiptir. Bu, mekanların karmaşık olmayan planlarında öngörülebilirlik ve netlik yapar. Basit formlar, açık kat planları, minimal iç duvarlar, mütevazı depolama alanları ve bol gün ışığı birçok minimalist kat planının ortak özelliklerini tanımlamaktadır. Cephelerinde, kapı ve pencereler için geniş açıklıklar bulunan, çok sayıda girinti çıkıntılardan, karmaşık eğriler veya açılardan kaçınan basit tasarım ve basit çatı profilleri minimalist evlerin karakteristiğidir.
Giydirme Malzemesinde Süreklilik:
Yapının bütününde kullanılan, süreklilik gösteren bir giydirme malzemesinin fiziksel özellikleri ve yatay ya da dikey çizgileri veya dokuları, görsel çekiciliği kolayca sağlayabilmektedir.

Boş, Açık, Işık Dolu Alanlar:
Mutfak ve yaşam alanları arasındaki açıklık, mekanın bol miktarda ışık almasına izin verir. Beyaz ya da açık renkli duvar yüzeyleri, modern detaylar, az eşyalı alanlar ve nötral renk paleti (birkaç çarpıcı renk lekesi katılarak) minimalist ev iç mekanına sakinlik ve özgün bir çekicilik kazandırmaktadır. Aydınlık, geniş, estetiğe önem veren bir düzenle tasarlanmış ferah odalar, minimalist iç mekanların tipik özelliğidir. Yalnızca çok gerekli mobilya ve aksesuarların kullanıldığı ve nesnelerin de soluk alabildiği mekanlarda, doğal ışığın bolluğu mekanın ambiansına katkıda bulunur, alanın soğuk ve steril değil, sıcak ve rahat bir ortam olarak algılanmasını sağlar.
Süslemeden Uzak Detaylandırma:
Minimalist iç mekan, süslemeden uzak, yalnızca gerekli olanı gösteren, dolap, merdiven ve döşeme detaylarıyla da karakterizedir. Örneğin, kabartmalı desenli paneller yerine düz panellerin seçilmesi, hem çok sayıda küçüklü büyüklü dolabın hem de raflarda açıkta duran nesnelerin oluşturduğu görsel gürültüyü yok eder. İyi tasarlanmış cepheler ve net pencere ayrıntıları, gereksiz süslemelere duyulan ihtiyacı ortadan kaldırır. Kaplama malzemesindeki derzlerle hizalanarak sıvanmış bir pencere çerçevesi, çerçevelerin ürettiği kalabalığa temiz ve minimalist bir çözüm sağlar. Ayrıca, sade minimalist detaylar çok daha uygun maliyetlidir.

Malzemelerin Stratejik Kullanımı:
Yapılara görsel ilgi çekicilik, özel bir doku ve kişilik kazandırmak amacıyla, yapı malzemeleri örneğin beton ve cam ile sınırlandırılabilir. İstenen yerlerde de, betona ahşap görünümü verilebilir. Gene, örneğin kiremit dokusu, modern bir banyonun sade renk paletine görsel bir zenginlik katar. Tuğla duvar gibi göz alıcı materyaller, dekorasyon amacıyla yer kaplayan kalabalık raflara ve biblolara gereksinim duyulmadan tek başlarına yeterli olurlar.
Minimalist projeler, iyi bir ev tasarımının, formlarda, malzemelerde ve detaylarda sadelikle sağlanabileceğini göstermektedir. Minimalizm, duygu mahrumiyeti ya da tüm eşyaların acımasızca çöpe atılması değildir. Düzeni, ferahlığı ve huzuru seçmektir. Az sayıda öğeye odaklanmak, tüketim çılgınlığını ya da anlamsız biriktirmeleri önlemenin ötesinde, içinde yaşadığımız mekanların ve şeylerin biçim, doku ve renklerine olduğu kadar, değerlerine de dikkat eden bir yaşama biçimine odaklanmaktır.
Alıntıdır.