
Pollyanna Whittier, katı yapılı bir teyzesinin yanında yaşayan yetim bir kızdır. Pollyanna, benimsediği Mutluluk oyunu felsefesini babasından öğrenmiştir. Bir yaşlı kadın Pollyannanın babasına ihtiyacı olmadığı halde iki koltuk değneği veriştir ve kadın, adama o koltuk değneklerine ihtiyacı olmadığı için sevinmesi gerektiğini öğütlemiştir ve Pollayannanın mutluluk oyunu bu şekilde başlamıştır.
Pollyanna, sevimli ve sıcakkanlı bir kişiliğe sahipti bu nedenle teyzesinin yanında her ne kadar mutsuz olsa da kendisine sevinip mutlu olabileceği nedenler yatratabiliyordu. Mutluluk oyunu sayesinde teyzesinin sert yapısına aldırmıyordu. Mesela, Pollyanna, bir gün yemeğe kalmıştır bunun üzerine teyzesi, Pollyannanın hizmetçi ile sütle ekmek yiyeceğini söylemiştir. Bunun üzerine Pollyanna, sütlü ekmeği çok sevdiğini söyleyerek teyzesine teşekkür etmiştir.
Pollyanna, kısa süre içinde kasabadaki herkese mutluluk oyununu öğretmeye başlamıştır artık herkes onun sayesinde ufak şeylerden bile mutluluk çıkarır hale gelmiştir. Bu durumdan teyzesi her ne kadar rahatsız olsa da bu durumu engelleyememiştir ve zamanla Pollyannanın teyzesi de bu duruma uyum sağlamaya başlamıştır.
Bir gün Pollyanna bir trafik kazası geçirmiştir. İlk aşamada Pollyanna bu durumun ciddiyetini anlamasa da sonradan bir daha yürüyemeyeceğini idrak edebilmiştir ve artık mutlu olmak için nedenler üretememektedir. Bu durumun üzerine tüm kasaba halkı Pollyanna sayesinde mutluluk oyununu öğrendiklerini ve bu oyun sayesinde mutlu olmayı başardıklarını Pollyannanın teyzesi kanalıyla Pollyannaya iletirler.
Kısa bir zaman sonra Pollyanna tekrar yürümeye başlar ve bacağını bir süre kullanamadığı için bacaklarının kıymetini ve yürüyor olmanın mutluluğunu daha iyi anlamıştır.