1. Öldükten sonra vücudunuzdan ses gelebilir.





Buzzfeed'e göre; öldüğünüzde bedenizde kalan hava, burnunuzdan ve boğazınızdan çıkmaya çalışır. Bu yüzden de inliyormuş gibi ses çıkmasına sebep olur.


2. 1800'lü yıllarda, ölen insanların fotoğrafını çekmek gayet normal bir hareketti.






O zamanlarda, fotoğraf çekmenin bir lüks olduğunu hepimiz tahmin edebiliyoruz. Bu yüzden, yaşarken fotoğraf çektiremeyen kişilerin gömülmeden önce hala şansları varken fotoğrafları çekilmeye çalışılıyordu. Tabi bu hareket, zaman geçtikçe popülerliğini kaybetti.


3. Aniden yanarak ölme ihtimaliniz çok düşüktür.






İnsanların, yanarak öldüğüne dair hikayeler yıllar öncesine dayanmaktadır ancak bu şekilde ölmeler hakkında çok az rapor vardır. Ve, bunun ihtimali hiçbir zaman %100 oranında onaylanmamıştır.


4. Her yıl; binlerce insan, doktorların okunaksız yazısından dolayı hayatını kaybetmektedir.




2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre; okunaksız yazı ve kısaltmalar yüzünden milyonlarca insan yaralanmıştır ve binlerce insan da hayatını kaybetmiştir.

5. Adli uzmanlar, ölü bir vücudun etrafında gezen böceklere göre kişinin nasıl ve ne zaman öldüğünü söyleyebilir.






Öldükten sonra başlayan ayrışma, böcek ve kurtçukları kendine çeker. Konunun uzmanları da ölü bedene bakarak vücuttaki larvalara ve böceklerin hareketlerine göre ölüm sebebini ve zamanını anlayabilir.

6. Öldükten sonra göz bebeğiniz düzleşir.




7. Ve göz bebeğiniz tamamen düzleşmeden önce göz renginiz değişir.





2008 yılında yapılan bir çalışmaya göre; ölen kişinin gözü maviyse ve öldükten sonra oda sıcaklığında duruyorsa 48-72 saat içinde kahverengi veya siyaha dönüşür. Bu yüzden, otopsi yapılırken bu kısım not alınır.

8. Dedektifler tarafından yapılan araştırmalarda, kurbanın gözünden katilin görüntüsünün yakalanabileceğine inanılırdı.






20. yüzyıla kadar, araştırmacılar böyle bir durumun olabileceğine inanıyorlardı ve ölen kişilerin gözlerini inceleyerek görüntü elde etmeye çalışıyorlardı. Ancak günümüzde, böyle bir durumun mümkün olamayacağını biliyoruz.

9. Yüksek doz su içerek ölme ihtimaliniz vardır.




Hiponatremi olarak bilinen bu durum; vücuttaki sodyum değerinin, olması gerekenden az olmasıdır. 2007 yılında bir kadın, yarışma kazanmak için 3 saat içinde 6 litre su içerek hayatını kaybetmiştir. Vücutta aşırı su toplanması, birçok sporcunun da hayatını kaybetmesine sebep olmuştur.

10. En başta gelen ölüm sebepleri arasında; kalp hastalıkları, trafik kazaları ve kazara zehirlenme yer almaktadır.




11. Bazı insanlar; Yaşayan ölü sendromundan dolayı, ölü olduklarına ve artık bu dünyada var olmadıklarına inanırlar.




Cotard olarak da bilinen sendrom, nörolog Jules Cotard tarafından bulunmuştur ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yazılan DSM-5 adlı kitapta, ruhsal bozukluk olarak yer almaktadır.

12. Eğer ölü bir vücudu 50°C sıcaklıkta ayrışmaya bırakırsanız, 4 ay içinde iskelet haline gelir.





Bu durum, normalde 1 yıl kadar süre içinde gözlemlenir.


13. Uzmanlar, suda bulunan bir kişinin öldürüldüğünü mü yoksa kendi kendine mi boğulduğunu akciğerine bakarak söyleyebilir.





Kendi kendine boğulan kişinin ciğerleri suyla dolacağı için dibe batar ancak öldürüldükten sonra suya atılan kişinin ciğerlerinde hala hava olacağı için yüzeyde durur.

14. Ölü bir beden, öldükten sonraki ayrışma sürecinde vücuduna gazların girmesiyle birlikte kendi hacminin iki katı şişebilir.




5. Ölü bir beden, suyun altında çözünürse üstünde mumsu bir katman oluşur. Bunun sebebi ise vücuttaki yağların çözünmesidir.

16. Öldükten sonra toprağa karışan parçalarınız; plağa, ağaca ve hatta elmasa dönüşebilir.




17. Öldükten sonra bir süre boyunca, tırnaklarınız ve saçlarınız uzamaya devam eder.




18. Çok nadir olsa da, hayatını kaybeden hamile bir kadın doğum yapabilir.






Postmortem fetal ekstrüzyon ve tabut doğum olarak bilinen durum, karnın içinde gaz basıncının artmasıyla birlikte vajinanın açılmasıdır. Geçtiğimiz 10 yıl içinde bu şekilde doğum yapan 2 kişi bulunmaktadır.

19. Öldükten sonra vücudunuz hareket edebilir veya kıpırdayabilir.





Bunun sebebi ise, dokuların da işlevselliğini kaybetmesinden dolayı geçirilen kadavra spazmıdır. Vücut, aynı refleksler gibi hareket eder ancak bu durum nadiren görülmektedir. Bu durum, benzerliklerine rağmen ölüm sertliğinden farklıdır ve bu farkı anlamak da aslında oldukça zordur.