-
- Üyelik Tarihi
- 14 Ocak 2014
-
- Mesajlar
- 1,409
-
- MFC Puanı
- 354
Tasavvuf sahabe devrinde belirten ciddiyetini korumakla kalmadı, onalar sünnete uygun yaşayışıyla genişledi ve gelişip kalblere tesir altına aldı.islam ülkelerine dağılan SAHABEler, Kitap ve Sünnete uygun yaşayışıyla çevrelerine örnek oldular.Huzeyfe bin yeman(r.a.) Irak Aceminde, Ebu hureyre (r.a.) Bahreynde, Selman-ı Farisi (r.a.) medinede , Bilal-i Habeşi (r.a.) şamdan,İmam Ali (r.a.) ve arkadaşı Kufe ve dolaylarında tam bir kanaat içinde yaşamasını bildiler.Kimi genel vali olmasına rağmen halktan biri gibi yaşamaya çaliştı, yamalı elbise giyip kuru ekmekle karnını doyurdu.Gümüş bardak içinde kendisine su takdim edilince üzülen Huzeyfe Hazretleri:
Bundan su içmek haramdır, bir daha gümüş bardak içinde ne bana su getirin, ne de siz böyle bir bardakla su için diyerek gereken uyarıyı zamanında yapmayı ihmal etmedi.Ebu Hureyre (r.a.) yamalı elbiseyle Bahreyne İslam valisi olarak ayak bastı.Bunu küçümseyenler:Biz size adalet, ahlak, fazilet, ve Allah sevgisiyle geldik, ihtişamla gelmedik diyerek en güzel ikazı yaptı.
İşte sahabenin yaşayışı, İslam anlayışı, tasavvuf bilgisi bu ölçüler içinde bulunuyordu.hiç kimse,onlardan daha çok ruhen arındığını, tezkiye-i nefs yaptığını iddia edemez.
Bu devirde TASAVVUF ön ölçülü manasını yaşadı ve tabiin denilen bahtiyara sağlam esaslarla takdim edildi.
Alıntı