Sanat Terimleri Sözlüğü
Abstrakt sanat (soyut sanat) : Doğa görüntülerine bağlı olmayan sanat.
Afiş : Resimli duvar ilanı, reklamı.
Akademi : Türlü sanat çalışmalarının yapıldığı yüksek okul. Değişik sanat görüşleri.
Aksan : Resimde istenen kısmı, ışık, çizgi ve renk yardımıyla diğer kısımlara göre daha fazla belirtmek.
Aksesuar : Sanat eserinde ikinci derecede kalan şeyler, detay, ayrıntı.
Amatör : Bir sanatı kazanç için değil, sırf zevk için yapan kimse, hevesli, meraklı.
Amblem : Bir şeyin yazı ya da resimle sembolleştirilmesi.
Anatomi : Resim ve heykelde vücut yapısı.
Antik : Eski Yunan ve Roma sanat eserlerine verilen ad.
Arabesk : Girişik bezeme; Kıvrılarak, biribirinin içinden geçerek uzayıp giden yapraklı dalları andıran geometrik görünüşte birtakım biçimlerden oluşmuş bezeme çizgileri.
Arkaik : 1.ilk devir ve eserlerine verilen ad.
2.Yaplldığl tarihten daha eski zamanların işine benzeyen eserler anlamına gelir.
Arkeoloji : İlk uygarlığı araştıran ve inceleyen bilim dalı. atölye Sanat çalışmalarının yapıldığı ışıklı salon ya da yer.
Barok : Formları şişirilmiş çıkıntılar biçiminde, yüzeyleri ise düzenli olmayan çıkıntılarla belirten, 1600 ile 1750 yılları arasındaki Avrupa'da oluşmuş bir sanat stili.
Bezerne : Bir yüzeyin daha güzel görünmesi için, üzerine yapılan işlemeler.
Bezir yağı : Keten tohumundan çıkarılan yağ. Bu yağın kaynamamış olanına çiğ bezir ve kaynamış olanına kaynamış bezir denir. Çiğ bezir resim boyalarında, kaynamış bezir ise binaların ya da eşyaların ahşap kısımlarını boyamada kullanılan yağlı boyaların eziJip sulandırılmasında kullanılır.
Biçim : Form, birşeyin şekli.
Boya : Bünyesinde renk bulunan maddelere boya denir.
Boyalar yapıldıkları yapıştırıcı maddelere göre isim alırlar: Yağlı boya, sulu boya gibi.
Büst : Başı ve göğsün üst kısmını içine alan insan heykeli.
Çelik kalem : Bakır, çinko, pirinç gibi yumuşak madenler üzerine resmi doğrudan doğruya oymaya yarayan çelik uçlu kalemler.
Deformasyon : Konunun özelliğini bozmadan, konuyu daha etkili anlatabilmek için bazı yerlerini olduğundan fazla göstermek. Resimde biçimi bozma.
Dekor : 1.Süs.
2.Tiyatroda olayın geçtiği yeri anlatmak için kullanılan resimli perdeler (panolar) ya da eşyaların tümü.
Dekorasyon : Dekor yapma işi, iç mimari, süsleme.
Dekoratif : Süslü, süsleyici.
Detay : Bir bütünün en küçük parçaları, en ince noktaları, ayrıntı.
Ekslibris : Bir kimsenin isminin baş harflerini ilgili bir resimle birlikte düzenleyip sembolize etmek. Bu semboller etiket olarak hazırlanır ve kişinin sahip olduğu kitap kapaklarının iç yüzüne konulur.
Egzotizm : Başka ülkelerin sanatlarına olan hayranlık.
Eskiz : Bir resme başlamadan önce yapılacakları tasarlamak, taslak.
Estetik : Sanatta güzellik, duygulara hoş gelen anlamına gelir.
Fantastik : Gerçek olmayan, hayal edilen.
Figür : İnsan ve hayvan resimleri.
Fresko : Kireç ve mermer tozu karışımı yaş sıva üzerine yapılan sulu boya resim.
Galeri : Sanat eserlerinin konulduğu ya da sergilendiği salon.
Gotik : 12. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar devam eden Avrupa Orta çağ sanatında bir stil.
Grafik sanatlar : Yapılan resimleri türlü baskı teknikleriyle çoğaltma sanatı.
İstomp : Kara kalem çalışmalarında yumuşak bir ton elde etmek için kullanılan kağıttan yapılmış kalem.
Klasik : Her zaman için beğenilen, modası geçmeyen, eskimeyen eserlere verilen ad.
Kontur : Kenar çizgisi.
Kroki : Görülen ya da tasarlanan şeyi not alır gibi ayrıntısız olarak çizmek.
Leke : Resim yüzeyi üzerine boya ile yapılmış iz.
Mitoloji : Bir milletin uydurduğu ve inandığı efsanelerin tümü.
Modelaj : Kil ve bal mumu gibi şekillendirmeğe uygun gereçleri, özel tahta kalemleriyle ya da elle şekillendirme sanatı.
Modern : Geleneksel olmayan, çağdaş görüşü ifade eden.
Modle etme : Resim ve heykelde form verme işi.
Mulaj : Bir şeyin kalıbını alarak yapılan kopyası.
Monogram : Herhangi bir kişinin ya da sanatçının isminin baş harfleriyle yapılan düzenleme.
Motif : 1.Eseri meydana getiren parçalardan biri.
2.Tezyinatta süs teşkil eden ayrı ayrı biçimlere verilen ad.
Müze : Sanat ve bilim eserlerinin görülüp yararlanılması için sergilenen yer.
Naiv : Çocuksu bir anlam ve yapım özelliği taşıyan, eğitim görmemiş amatör sanatçı ve bunların eserlerine denir.
Neft yağı : Sakız ağacı cinsi bir ağaçtan ya da çam ağaçlarından çıkarılan reçineli bir sıvıdır. Bu maddeyi imbikten çekerek elde edilen sıvıya terebentin denir. Toz boyalardan yağlı boya yapmak ve boyaları sulandırmak için kullanılır. Boyalar neft yağında eritildikten sonra içerisine bezir yağı katılmak suretiyle koyulaştırılır. Neft yağı yağlı boyayı çürüttüğü için fırçaları ya da boyanın buıaştığı yerleri temizlemeye yarar. Yağlı boyanın çabuk kuruması için de az miktarda neft yağı ile karıştırılabilir.
Nü : Çıplak insanı konu alan resim.
Nüans : Renk ayrı ntısı, renk derecesi.
Pano : Dekor ya da resim yapmak için kullanılan etrafı çerçeveli düz yüzeyler. Üzerine tanıtma ya da açıklama kağıtları tutturulmak üzere hazırlanmış olan levha.
Paspartu : Ortası boş olarak, çerçeve şeklinde kesilmiş mukavva ya da kartonlara denir. Bunlar resim fotoğraf ve yazıların çevresine geçirilerek, resim çerçevesi ile resim arasında bir boşluk meydana getirir. Paspartular resme daha rahat bakma ve küçük bir resme büyük bir çerçeve takma kolaylığı sağlar.
Panorama : Bir noktadan bütün çevrenin görünüşü, engin görünüş.
Plastik sanat : Genel. olarak boşlukta yer kaplayan sanatlara verilen-ad. Mimarı, heykeltraşlık plastik sanatlardır. Resim de hacim ve kabartma etkisi uyandırdığı için plastik sanatlara girer.
Primitif sanat : İlkel sanat, okuma yazma devresinegelmemiş olan kavimlerin sanatı.
Profil : Birşeyin yalnız yan taraftan bakıldığında görünen ve resmedilen şekli.
Karşıdan görünüş şekline de cephe denir.
Proporsiyon : Oran, nisbet.
Rakursi : Kısa görünüş, modelin karşıdan, yandan bakıldığında çizgilerinin olduğundan kısa görünmesi.
Rasyonel : Akla, mantığa dayanan kullanışlı.
Röprodüksiyon : Bir tablonun aslına uygun baskı kopyası.
Rötuş : Eser üzerinde sonradan yapılan düzeltmeler.
Ritm : Bir kompozisyonda farklı unsurların sıra ile ve belirli aralıklarla birbirini izlemeleri.
Roman sanatı : Latin ülkelerinde 5. yüzyıldan 12. yüzyılal kadar devam eden ve Gotik Sanatı'ndan önce gelen sanat stilidir.
Ranatçı : Güzel sanatların her hangi bir dalında yaratıcılığı olan, eser veren kişi.
Sanatkar : Bir işi ustalıkla yapar.
Sanatsal : Sanata ilişkin, sanatla ilgili.
Siluet : Bir cismin leke biçimindeki görünümü.
Sitilize : Özelliğini bozmadan basitleştirilerek yapılan resim ya da motif.
Şasi : Resim muşambasının üzerine gerildiği tahta çerçeve.
Şövale : Resim sehpası.
Tempera : Tutkallı su ile madenı boyaların karıştırılmasıyla yapılır. Kuruyunca matlaşır, üzerine vernik sürdükten sonra renkler yeniden parlaklık kazanır. Yağlı boya bulunmadan önce Avrupa resim sanatında tempera kullanılmıştır.
Taslak : Sonradan çalışarak bitirmek üzere, bir resim ya da heykelin önceden hazırlanan şekli.
Tezyinat : Süsleme, bir şeyi güzel göstermek için üzerine yapılan şekiller.
Toprak boya : Renkli topraktan yapılan bova.
Tuş : Fırçanın tuval üzerinde sağa sola, aşağı yukarı hareket ettirmeden bıraktığı boya.
Üslup :1.Yol, tarz.
2.Bir devre ait sanat stili.
Valör : Bir rengin en açığından en koyusuna kadar olan dereceleri.
Vernik : Bir yüzeyi parlatmak için üzerine sürülen cila suyu. Vernik, ispirto ve terebentin ruhu içinde reçineli maddelerin eritilmesi ile elde edilir.
Yalama resim : Kurşun kalem ya da kömür kalemle yapılan resimler üzerine sulandırılmış çini mürekkebi ile açık-koyu değerler koyma tekniğidir.
Zıh : Şekillerin kenarları na çekilen çizgi.
Abstrakt sanat (soyut sanat) : Doğa görüntülerine bağlı olmayan sanat.
Afiş : Resimli duvar ilanı, reklamı.
Akademi : Türlü sanat çalışmalarının yapıldığı yüksek okul. Değişik sanat görüşleri.
Aksan : Resimde istenen kısmı, ışık, çizgi ve renk yardımıyla diğer kısımlara göre daha fazla belirtmek.
Aksesuar : Sanat eserinde ikinci derecede kalan şeyler, detay, ayrıntı.
Amatör : Bir sanatı kazanç için değil, sırf zevk için yapan kimse, hevesli, meraklı.
Amblem : Bir şeyin yazı ya da resimle sembolleştirilmesi.
Anatomi : Resim ve heykelde vücut yapısı.
Antik : Eski Yunan ve Roma sanat eserlerine verilen ad.
Arabesk : Girişik bezeme; Kıvrılarak, biribirinin içinden geçerek uzayıp giden yapraklı dalları andıran geometrik görünüşte birtakım biçimlerden oluşmuş bezeme çizgileri.
Arkaik : 1.ilk devir ve eserlerine verilen ad.
2.Yaplldığl tarihten daha eski zamanların işine benzeyen eserler anlamına gelir.
Arkeoloji : İlk uygarlığı araştıran ve inceleyen bilim dalı. atölye Sanat çalışmalarının yapıldığı ışıklı salon ya da yer.
Barok : Formları şişirilmiş çıkıntılar biçiminde, yüzeyleri ise düzenli olmayan çıkıntılarla belirten, 1600 ile 1750 yılları arasındaki Avrupa'da oluşmuş bir sanat stili.
Bezerne : Bir yüzeyin daha güzel görünmesi için, üzerine yapılan işlemeler.
Bezir yağı : Keten tohumundan çıkarılan yağ. Bu yağın kaynamamış olanına çiğ bezir ve kaynamış olanına kaynamış bezir denir. Çiğ bezir resim boyalarında, kaynamış bezir ise binaların ya da eşyaların ahşap kısımlarını boyamada kullanılan yağlı boyaların eziJip sulandırılmasında kullanılır.
Biçim : Form, birşeyin şekli.
Boya : Bünyesinde renk bulunan maddelere boya denir.
Boyalar yapıldıkları yapıştırıcı maddelere göre isim alırlar: Yağlı boya, sulu boya gibi.
Büst : Başı ve göğsün üst kısmını içine alan insan heykeli.
Çelik kalem : Bakır, çinko, pirinç gibi yumuşak madenler üzerine resmi doğrudan doğruya oymaya yarayan çelik uçlu kalemler.
Deformasyon : Konunun özelliğini bozmadan, konuyu daha etkili anlatabilmek için bazı yerlerini olduğundan fazla göstermek. Resimde biçimi bozma.
Dekor : 1.Süs.
2.Tiyatroda olayın geçtiği yeri anlatmak için kullanılan resimli perdeler (panolar) ya da eşyaların tümü.
Dekorasyon : Dekor yapma işi, iç mimari, süsleme.
Dekoratif : Süslü, süsleyici.
Detay : Bir bütünün en küçük parçaları, en ince noktaları, ayrıntı.
Ekslibris : Bir kimsenin isminin baş harflerini ilgili bir resimle birlikte düzenleyip sembolize etmek. Bu semboller etiket olarak hazırlanır ve kişinin sahip olduğu kitap kapaklarının iç yüzüne konulur.
Egzotizm : Başka ülkelerin sanatlarına olan hayranlık.
Eskiz : Bir resme başlamadan önce yapılacakları tasarlamak, taslak.
Estetik : Sanatta güzellik, duygulara hoş gelen anlamına gelir.
Fantastik : Gerçek olmayan, hayal edilen.
Figür : İnsan ve hayvan resimleri.
Fresko : Kireç ve mermer tozu karışımı yaş sıva üzerine yapılan sulu boya resim.
Galeri : Sanat eserlerinin konulduğu ya da sergilendiği salon.
Gotik : 12. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar devam eden Avrupa Orta çağ sanatında bir stil.
Grafik sanatlar : Yapılan resimleri türlü baskı teknikleriyle çoğaltma sanatı.
İstomp : Kara kalem çalışmalarında yumuşak bir ton elde etmek için kullanılan kağıttan yapılmış kalem.
Klasik : Her zaman için beğenilen, modası geçmeyen, eskimeyen eserlere verilen ad.
Kontur : Kenar çizgisi.
Kroki : Görülen ya da tasarlanan şeyi not alır gibi ayrıntısız olarak çizmek.
Leke : Resim yüzeyi üzerine boya ile yapılmış iz.
Mitoloji : Bir milletin uydurduğu ve inandığı efsanelerin tümü.
Modelaj : Kil ve bal mumu gibi şekillendirmeğe uygun gereçleri, özel tahta kalemleriyle ya da elle şekillendirme sanatı.
Modern : Geleneksel olmayan, çağdaş görüşü ifade eden.
Modle etme : Resim ve heykelde form verme işi.
Mulaj : Bir şeyin kalıbını alarak yapılan kopyası.
Monogram : Herhangi bir kişinin ya da sanatçının isminin baş harfleriyle yapılan düzenleme.
Motif : 1.Eseri meydana getiren parçalardan biri.
2.Tezyinatta süs teşkil eden ayrı ayrı biçimlere verilen ad.
Müze : Sanat ve bilim eserlerinin görülüp yararlanılması için sergilenen yer.
Naiv : Çocuksu bir anlam ve yapım özelliği taşıyan, eğitim görmemiş amatör sanatçı ve bunların eserlerine denir.
Neft yağı : Sakız ağacı cinsi bir ağaçtan ya da çam ağaçlarından çıkarılan reçineli bir sıvıdır. Bu maddeyi imbikten çekerek elde edilen sıvıya terebentin denir. Toz boyalardan yağlı boya yapmak ve boyaları sulandırmak için kullanılır. Boyalar neft yağında eritildikten sonra içerisine bezir yağı katılmak suretiyle koyulaştırılır. Neft yağı yağlı boyayı çürüttüğü için fırçaları ya da boyanın buıaştığı yerleri temizlemeye yarar. Yağlı boyanın çabuk kuruması için de az miktarda neft yağı ile karıştırılabilir.
Nü : Çıplak insanı konu alan resim.
Nüans : Renk ayrı ntısı, renk derecesi.
Pano : Dekor ya da resim yapmak için kullanılan etrafı çerçeveli düz yüzeyler. Üzerine tanıtma ya da açıklama kağıtları tutturulmak üzere hazırlanmış olan levha.
Paspartu : Ortası boş olarak, çerçeve şeklinde kesilmiş mukavva ya da kartonlara denir. Bunlar resim fotoğraf ve yazıların çevresine geçirilerek, resim çerçevesi ile resim arasında bir boşluk meydana getirir. Paspartular resme daha rahat bakma ve küçük bir resme büyük bir çerçeve takma kolaylığı sağlar.
Panorama : Bir noktadan bütün çevrenin görünüşü, engin görünüş.
Plastik sanat : Genel. olarak boşlukta yer kaplayan sanatlara verilen-ad. Mimarı, heykeltraşlık plastik sanatlardır. Resim de hacim ve kabartma etkisi uyandırdığı için plastik sanatlara girer.
Primitif sanat : İlkel sanat, okuma yazma devresinegelmemiş olan kavimlerin sanatı.
Profil : Birşeyin yalnız yan taraftan bakıldığında görünen ve resmedilen şekli.
Karşıdan görünüş şekline de cephe denir.
Proporsiyon : Oran, nisbet.
Rakursi : Kısa görünüş, modelin karşıdan, yandan bakıldığında çizgilerinin olduğundan kısa görünmesi.
Rasyonel : Akla, mantığa dayanan kullanışlı.
Röprodüksiyon : Bir tablonun aslına uygun baskı kopyası.
Rötuş : Eser üzerinde sonradan yapılan düzeltmeler.
Ritm : Bir kompozisyonda farklı unsurların sıra ile ve belirli aralıklarla birbirini izlemeleri.
Roman sanatı : Latin ülkelerinde 5. yüzyıldan 12. yüzyılal kadar devam eden ve Gotik Sanatı'ndan önce gelen sanat stilidir.
Ranatçı : Güzel sanatların her hangi bir dalında yaratıcılığı olan, eser veren kişi.
Sanatkar : Bir işi ustalıkla yapar.
Sanatsal : Sanata ilişkin, sanatla ilgili.
Siluet : Bir cismin leke biçimindeki görünümü.
Sitilize : Özelliğini bozmadan basitleştirilerek yapılan resim ya da motif.
Şasi : Resim muşambasının üzerine gerildiği tahta çerçeve.
Şövale : Resim sehpası.
Tempera : Tutkallı su ile madenı boyaların karıştırılmasıyla yapılır. Kuruyunca matlaşır, üzerine vernik sürdükten sonra renkler yeniden parlaklık kazanır. Yağlı boya bulunmadan önce Avrupa resim sanatında tempera kullanılmıştır.
Taslak : Sonradan çalışarak bitirmek üzere, bir resim ya da heykelin önceden hazırlanan şekli.
Tezyinat : Süsleme, bir şeyi güzel göstermek için üzerine yapılan şekiller.
Toprak boya : Renkli topraktan yapılan bova.
Tuş : Fırçanın tuval üzerinde sağa sola, aşağı yukarı hareket ettirmeden bıraktığı boya.
Üslup :1.Yol, tarz.
2.Bir devre ait sanat stili.
Valör : Bir rengin en açığından en koyusuna kadar olan dereceleri.
Vernik : Bir yüzeyi parlatmak için üzerine sürülen cila suyu. Vernik, ispirto ve terebentin ruhu içinde reçineli maddelerin eritilmesi ile elde edilir.
Yalama resim : Kurşun kalem ya da kömür kalemle yapılan resimler üzerine sulandırılmış çini mürekkebi ile açık-koyu değerler koyma tekniğidir.
Zıh : Şekillerin kenarları na çekilen çizgi.