• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Sinsi ''Glokom'' gözden vuruyor

Metin

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
16 May 2009
Konular
482
Mesajlar
487
MFC Puanı
10
Halk arasında Karasu hastalığı olarak bilinen ve kendini belli etmeden çok sinsi bir şekilde ilerleyen glokom, önlem alınmazsa sonu kör olmakla sonuçlanabilecek tehlikeli bir hastalık.

Tüm rahatsızlıklarda en önemli konu erken teşhis. Zamanında başlayan tedavi sağlıklı hayat için bazen yeni bir başlangıç oluyor. Uzmanlar, aynı hassasiyeti en önemli organlarımızdan olan gözlerimiz için de göstermemiz gerektiğini belirtiyorlar. Göz hastalıkları gecikince körlüğe kadar gidip insan hayatını zehir edebiliyor.

Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz İlgi Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Sadun Yalçın, özellikle 40 yaş üstü insanların bu hastalık konusunda dikkatli olması gerektiğini söylüyor.

Dr. Yalçın, ''Özellikle orta yaşlarla birlikte insan vücudunda da bir takım rahatsızlıklar kendini hissettirmeye başlar. Bu dönemde kendini gösteren rahatsızlıklar kişiden kişiye farklılık gösterir. 40 yaşından sonra insanların gözünde yüksek tansiyon sonrası körlüğe kadar giden önemli bir takım tahribatlar oluşabilir'' diyor.


Göz tansiyonu görme siniri üzerinde tahribat yapar

Glokom’un gözde oluşturacağı tahribata anlatan Dr. Sadun Yalçın insanların karşı karşıya kaldığı bu sinsi tehlike ile ilgili olarak sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Günümüzde glokomun en sık nedeni hala yüksek göz içi basıncıdır. Normalde gözde üretilen göz suyu (Aköz Humör) boşaltım kanalları olan trabeküler ağdan vücut damarlarına karışır.

İşte bu boşaltım kanallarında bir tıkanıklık olursa üretilen sıvı gözde birikerek göz tansiyonun yükselmesine neden olur. Yükselen bu tansiyon görme sinirinin içinden geçtiği kanalda gerilime neden olur ve böylece görme siniri sıkışarak kurumaya başlar. Göz tansiyonu normal olan insanlarda ise görme sinirini besleyen kılcal damarlarda tıkanıklık veya kan akımında azalma olursa sinir beslenemez ve sinirde kuruma başlar.''

Son Evresine Kadar Hiçbir Belirti Vermeyebilir

Normalde 10-20 mmHg olan göz içi basıncının yüksek yada normal olması tek başına glokom tanısı koymakta yetersizdir. 40 yaşından sonra %1 oranında görülen glokom, hastalığın son evresine kadar hiçbir belirti vermeden ilerleyebilir. Bunun nedeni glokom öncelikle yandan görmeyi bozduğu için karşıdan görme son ana kadar bozulmaz ve hasta hiçbir şey hissetmez.

Mesela görme seviyesi çok iyi olan bir hasta yandan görmesi bozulduğundan kahvaltıda çay içerken yanında duran bardağı fark etmeyerek bardağın kırılmasına neden olur. Bu durum bazen yanlışlıkla hastanın yaşlılığına ya da sakarlığına bağlanır. Buna rağmen glokom bazı durumlarda gözde ağrı ve kızarıklık, görmede azalma, zonklayıcı başağrısı, bulantı ve kusma gibi şikayetlere de neden olabilir.’'

Kimler risk grubu içerisinde?

Glokom’un özellikli risk taşıdığı kişilere de değinen Dr. Yalçın, ''Özellikle bazı kişiler glokom açısından risk taşımaktadırlar. 40 yaşından büyük olanlar, kadın olanlar, ailesinde glokom olması, şeker ve hipertansiyonu olmak, yüksek miyop yada hipermetrop, migren, kansızlık, guatr hastalığı ve sigara içmek önemli risk faktörleridir. Bu risk faktörlerine sahip olanların mutlaka göz hekimine kontrol olmaları gerekmektedir'' diye konuştu.

Şeker ve Hipertansiyon hastaları önemli risk grubu

''Özellikle toplumda sık ve birlikte görülen şeker ve hipertansiyon hastaları glokom açısından risk altındadır'' şeklinde konuşan Yalçın, ''Burada glokomun nedeni yüksek göz içi basıncından ziyade görme sinirini besleyen küçük kılcal damarlarda kan akımının azalarak sinirin kurumasıdır. Özellikle hipertansiyonu olan hastaların akşam aldıkları ilaçlara bağlı olarak gece uyurken tansiyonlarının aşırı düşmesi görme sinirine önemli derecede hasar vermektedir'' dedi.

Hastalığı teşhis için ne yapılmalı?

Tüm hastalıklarda olduğu gibi glokomda da en önemli şey erken teşhistir. Ama glokom son ana kadar belirti vermediğinden risk altındaki hastaların hiçbir şikayetleri olmasa da göz hekimine başvurmaları gerektiğinin altını çizen Dr.

Yalçın şöyle konuştu:

''Bu durumda göz hekimi tarafından hastanın göz tansiyonu ölçülerek ve görme sinirine özel merceklerle bakılarak glokomdan şüphelenilir. Bu şüpheyi gidermek yada doğrulamak için ise günümüzde sık kullanılan Glokom Oct ile erken tanı konur. Hastalığın en başında tanı koyan bu tomografik yöntem hastadan bağımsız olarak 1-2 dakikada sonuç verir. Ayrıca tedavinin takibinde de son derece faydalıdır.''

Nasıl tedavi edilir?

Glokom tedavisinde Glokom Oct’un kullanılması ile birlikte cerrahi operasyona ihtiyaç kalmadığını müjdesini veren Yalçın, ‘Tanı konulduktan sonra tedavi için ilk olarak damla tedavisine başlanmalıdır. Günümüzde damla sayısının ve çeşitliğinin artması tedavide elimizi güçlendirmiştir. Damlalar ya göz suyu yapımını azaltarak yada göz suyunun dışarı atımını arttırarak göz içi basıncını düşürürler. Ama günümüzde sadece göz içi basıncının düşürülmesi yeterli değildir. İlave sinirleri koruyacak, kan akımını artıracak ilave ilaçlara da ihtiyaç vardır. Ancak damla tedavilerinin yan etkileri de olduğundan astım, kalp problemi ve şeker hastalığı olanlarda damla seçiminde dikkatli olmalıdır'' şeklinde konuştu.

Damla tedavisinin yetersiz olması ya da hastaların damlaları damlatamama gibi durumlarda; gelişen laser teknolojisine başvurulması gerektiğini ifade eden Yalçın, ''Laser tedavisi ile dışa olan göz suyu atımı artar ve böylece göz tansiyonu düşer. Ve hasta cerrahi operasyondan kurtulabilir.
Gelişen damla ve laser teknolojileri ile birlikte erken teşhiste son derece faydalı olan Glokom Oct'un kullanılması ile glokom tedavisinde cerrahiye olan ihtiyaç azalmaktadır.

Tüm bunlara rağmen tedavide geç kalınması ya da damla-laser tedavilerinin yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi müdahale ile göz tansiyonu düşürülmeye çalışılır. Çok iyi bilinmelidir ki glokoma bağlı meydana gelen görme siniri tahribatı çoğu durumda geri döndürülemez. Bu nedenle erken teşhisle görme siniri tahrip olmadan tedavi ile korunmalıdır'' diyerek sözlerini tamamladı.

Glokom nasıl bir hastalıktır? İnsan gözünde nasıl bir tahribat yapar?
Halk arasında ''Karasu'' hastalığı olarak da bilinen glokom, dünyada önlenebilir körlüklerin başında geliyor. Glokom, yüksek göz tansiyonu veya görme sinirinin beslenmesini bozan damarsal bozuklukların neticesinde meydana gelen ve görme sinirinde kurumaya neden olan kronik, sinsi ve ilerleyici bir hastalık.

Eskiden bilinen glokom= yüksek göz tansiyonu olgusu her zaman doğru değil. Yani göz tansiyonu yükselmeden de glokom görülebiliyor. Bu duruma Normotansif ya da düşük tansiyonlu glokom da deniyor.
 
Üst