Buhari'de geçen İlgili hadisin özeti şöyledir:
Hz. Enes anlatıyor: Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:
Kıyamet gününde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Âdeme (as) gidip: 'Evlatlarına şefaat et!' diye talepte bulunacaklar. O ise: 'Benim şefaat yetkim yok. Siz ilk gönderilen Resul olan Nuha (as) gidin.' diyecek. (Bazı rivayetlerde Hz. Nuh zikredilmemiştir).
Bunun üzerine Hz. Nuha (as) gidecekler. O da : 'Ben yetkili değilim! Ancak, siz İbrahime (as) gidin! Çünkü o Halilullahtır.' diyecek.
İnsanlar Hz. İbrahime (as) gidecekler. Ancak o da: 'Ben yetkili değilim! Ancak Hz. Musaya (as) gidin. Çünkü o kelimullahtır.' diyecek.
Bunun üzerine insanlar Hz. Musaya (as) gidecekler. O da 'Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsaya (as) gidin. Çünkü O Ruhullahtır ve onun kelimesidir!' diyecek.
Bunun üzerine ona gidecekler. O da: 'Ben buna yetkili değilim. Lakin Muhammede (asm) gidin!' diyecek. Böylece bana gelecekler. Ben onlara: 'Ben şefaate yetkiliyim!' diyeceğim. Rabbimin huzuruna çıkmak için izin talep edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde durup Allahın ilham edeceği ve şu anda muktedir olamayacağım hamdlerle Allaha hamdü senada bulunacak, sonra da Rabbime secdeye kapanacağım.
Rab Teala: 'Ey Muhammed, başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine getirilecektir! Şefaatte bulun, şefaatin kabul edilecektir!' buyuracak.
Ben de: 'Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetimi istiyorum!' diyeceğim. Rab Teala: '(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa tanesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!' diyecek. Ben de gidip bunu yapacağım!.. (Buhari, Tevhid 36, 19, 37; Müslim, İman 322)
- Bu hadiste açıkça görüldüğü gibi, sırasıyla ilgili peygamberlere şefaat etmeleri için müracaat edenler, Hz. Âdemden beri var olan bütün insanlardır. Hadisin başında Âdeme gidenlerin Evlatlarına şefaat et! demeleri de bunun açık ifadesidir.
- Bununla beraber, Hz. Peygamber (asm)'in hadiste Ümmetim, ümmetim! demesi, bu hadisin ifadesinin anlaşılmasını gerçekten zorlaştırmıştır. Alimler, müşkil dedikleri bu problemin farkına varmışlar ve konuyu şöyle açıklamışlar:
Bu hadisi, zikreden ravilerden bazıları, hadisin bir bölümünü, diğer bazıları diğer bir bölümünü aktarmışlar. Bu sebeple hadis rivayetinde bir kapalılık olmuştur. Bunun açıklaması şöyledir:
1) İlk başta bütün insanlar mahşer meydanında çok şiddetli bir sıcaklık altında çok uzun bir zaman beklemekten bunalan insanlar, Hz. Âdeme ve nihayet Hz. Muhammed (asm)e şefaat etmesi için müracaatta bulunurlar.
Hz. Peygamber burada şefaat-i uzma makamında bütün insanlara şefaat edecek ve böylece mahkeme-i kübra safahatı başlayacak ve insanlar bununla oradaki bekleme sıkıntısından kurtulacaklardır.
2) Mahşer meydanında kurulan mahkemeden sonra insanlar mizan gibi hesaplardan geçtikten sonra, sırattan/köprüden geçecekleri sırada kâfirler ve bir kısım günahkar müminler cehenneme yuvarlanacaklar.
İşte bu makamda Hz. Muhammed (asm) yeninden şefaat edecek ve özellikle ümmeti için şefaat hakkını isteyecek ve arpa miktarı kadar imanı olanın cehennemden kurtulmalarına şefaat edecek ve onların kurtulmalarına vesile olacaktır. (krş. İbn Hacer, Fathul-Bari, 11/435-440)