- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Türklerin kökeni konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Gerek Çin yıllıklarında, gerekse Batı kaynaklarında Türkler genellikle Moğol tipinde betimlenmişlerdir. Çünkü Türkler uzun yıllar boyunca Moğollar ile etkileşim hâlinde bulunmuş ve büyük Moğol kitleleri Türklerin egemenliğine girmiştir. Ancak son yarım yüzyıl içerisinde yapılan antropolojik araştırmalar, Türkler ile Moğollar arasında bir miktar karışmayı kabul etmekle birlikte, Türklerin asıl olarak beyaz ırka mensup olduklarını ortaya koymuştur.
Türkler, yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan (europid, mongolid ve negrid) Europoid adı verilen grubun Turanid kolundandırlar. Brakisefal kafatası yapısına sahip olan Türkler, her ne kadar Dolikosefal Mongoloid ırkındanmış gibi gösterilseler de, Türkleri diğer bütün ırklardan ayıran belirgin özellikler bulunmaktadır.
Türk soyunun (tipinin) baskın özellikleri; beyaz renk, düz burun, yuvarlak yüz yapısı, hafif dalgalı saç, orta gürlükte sakal ve bıyık tır. Ayrıca orta boy, boya nispeten kısa kol ve bacaklar, orta büyüklükte burun, ufak çene, parlak ve koyu renkli göz, çok hafifçe çıkık elmacık kemikleri gibi özellikler de sıralanabilir. Elbette bu özellikler birer genellemedir ve Türk soylu herkesin bu özelliklere sahip olması gerekmemektedir. Fakat iklim ve coğrafya etkisi de düşünüldüğünde, bugün bile bu genellemeler, çoğu kez doğrulanmaktadır. Her ne kadar farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı tipler oluştursalar da, dünya üzerindeki Türklerin çoğu bu genellemelerin çoğuna uymaktadırlar.
Yunan, Çin, İslam ve Hristiyan kaynakları, Türkler arasında sarı ve Mongoloid ırktan, Aryani ve Hindi tiplerine kadar değişen sima farklılıklarının olduğunu belirlemişlerdir. Nitekim eski Çin kaynakları Kırgızları, kumral saçlı, mavi gözlü ve uzun boylu olarak tanımlarken; İslam ve Bizans kaynakları Kıpçakları sarışın, beyaz tenli ve uzun boylu olarak tanımlamıştır. Bu da, Türkler arasında da farklı yüz ve beden yapılarına ait boyların olduğunu göstermektedir.
Türk soyu, tarihin erken çağlarında Orta Asyada ortaya çıkarak, doğuda Kadırgan dağlarından, batıda Orta Tuna havzasına; güneyde Hindistan, İran ve Mısırdan, kuzeyde Lena Irmağının mansabına ve Volga ırmağına katılan Kama Irmağı havzasına kadar uzanan geniş bölgeye yayılmıştır. Bugün bu bölgenin asli ve hakim unsurudur.
Türklüğün Türk Ata ile başladığını, bu ulu zatın Tanrının elçilerinden olabileceğini, Türk adının bu Türk Atanın adından kaynaklandığını, bu kutsal atanın getirdiği Tanrı buyruğu ile Türklüğü yaymış olabileceğini ve bu buyruğun büyük olasılıkla Türk töresi olduğunu savunan bir görüş de vardır. Ulu Önder Atatürk de TBMMde yaptığı bir konuşmada, bütün dünya Türk adını benimsemiş yüz milyondan fazla kişinin yaşadığını belirtip, bu adın Hz. Nuhun Türk adındaki oğlundan gelmiş olabileceğine dikkat çekmektedir. Tevrat kaynaklı bir rivayete göre, Türkler ve Türk adı, Hz. Nuhun üç oğlundan biri olan Yafesin oğlu Türkten gelmektedir. İran kaynaklarından Avestadaki bir rivayete göre de Türk adı, dünyayı oğulları arasında paylaştıran Feridunun Türk ve Çin ülkelerini bağışladığı oğlu Tur veya Turacın adından gelmektedir.
Divan-ü Lügatit Türkte Kaşgarlı Mahmud, Tanrı nın devlet güneşini Türk burçlarında doğurduğunu ve onların milkleri üzerinde göklerin bütün teğrelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne ilbay kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı; dünya milletlerinin idare yularını onların ellerine verdi; onları herkese üstün eyledi; kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çatışanı, onlardan yana olanı aziz kıldı ve Türkler yüzünden onları her dilediklerine eriştirdi; bu kimseleri kötülüklerin ayak takımının şerrinden korudu demektedir.
Türkler, yeryüzünde mevcut üç büyük ırk grubundan (europid, mongolid ve negrid) Europoid adı verilen grubun Turanid kolundandırlar. Brakisefal kafatası yapısına sahip olan Türkler, her ne kadar Dolikosefal Mongoloid ırkındanmış gibi gösterilseler de, Türkleri diğer bütün ırklardan ayıran belirgin özellikler bulunmaktadır.
Türk soyunun (tipinin) baskın özellikleri; beyaz renk, düz burun, yuvarlak yüz yapısı, hafif dalgalı saç, orta gürlükte sakal ve bıyık tır. Ayrıca orta boy, boya nispeten kısa kol ve bacaklar, orta büyüklükte burun, ufak çene, parlak ve koyu renkli göz, çok hafifçe çıkık elmacık kemikleri gibi özellikler de sıralanabilir. Elbette bu özellikler birer genellemedir ve Türk soylu herkesin bu özelliklere sahip olması gerekmemektedir. Fakat iklim ve coğrafya etkisi de düşünüldüğünde, bugün bile bu genellemeler, çoğu kez doğrulanmaktadır. Her ne kadar farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı tipler oluştursalar da, dünya üzerindeki Türklerin çoğu bu genellemelerin çoğuna uymaktadırlar.
Yunan, Çin, İslam ve Hristiyan kaynakları, Türkler arasında sarı ve Mongoloid ırktan, Aryani ve Hindi tiplerine kadar değişen sima farklılıklarının olduğunu belirlemişlerdir. Nitekim eski Çin kaynakları Kırgızları, kumral saçlı, mavi gözlü ve uzun boylu olarak tanımlarken; İslam ve Bizans kaynakları Kıpçakları sarışın, beyaz tenli ve uzun boylu olarak tanımlamıştır. Bu da, Türkler arasında da farklı yüz ve beden yapılarına ait boyların olduğunu göstermektedir.
Türk soyu, tarihin erken çağlarında Orta Asyada ortaya çıkarak, doğuda Kadırgan dağlarından, batıda Orta Tuna havzasına; güneyde Hindistan, İran ve Mısırdan, kuzeyde Lena Irmağının mansabına ve Volga ırmağına katılan Kama Irmağı havzasına kadar uzanan geniş bölgeye yayılmıştır. Bugün bu bölgenin asli ve hakim unsurudur.
Türklüğün Türk Ata ile başladığını, bu ulu zatın Tanrının elçilerinden olabileceğini, Türk adının bu Türk Atanın adından kaynaklandığını, bu kutsal atanın getirdiği Tanrı buyruğu ile Türklüğü yaymış olabileceğini ve bu buyruğun büyük olasılıkla Türk töresi olduğunu savunan bir görüş de vardır. Ulu Önder Atatürk de TBMMde yaptığı bir konuşmada, bütün dünya Türk adını benimsemiş yüz milyondan fazla kişinin yaşadığını belirtip, bu adın Hz. Nuhun Türk adındaki oğlundan gelmiş olabileceğine dikkat çekmektedir. Tevrat kaynaklı bir rivayete göre, Türkler ve Türk adı, Hz. Nuhun üç oğlundan biri olan Yafesin oğlu Türkten gelmektedir. İran kaynaklarından Avestadaki bir rivayete göre de Türk adı, dünyayı oğulları arasında paylaştıran Feridunun Türk ve Çin ülkelerini bağışladığı oğlu Tur veya Turacın adından gelmektedir.
Divan-ü Lügatit Türkte Kaşgarlı Mahmud, Tanrı nın devlet güneşini Türk burçlarında doğurduğunu ve onların milkleri üzerinde göklerin bütün teğrelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne ilbay kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı; dünya milletlerinin idare yularını onların ellerine verdi; onları herkese üstün eyledi; kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çatışanı, onlardan yana olanı aziz kıldı ve Türkler yüzünden onları her dilediklerine eriştirdi; bu kimseleri kötülüklerin ayak takımının şerrinden korudu demektedir.