Anka KF
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 28 Eyl 2018
-
- Mesajlar
- 132
-
- MFC Puanı
- 10
Üçüncü kuşağın yönettiği okul Adana Koleji
Yaklaşık 60 yıldır Adanada binlerce öğrenci yetiştiren şimdi üçüncü kuşağa emanet olan Adana Kolejinin Genel Müdürü ve Kurucu Temsilcisi Hande Melis Göksel, Bana düşen görev devraldığım bu sancağı daha ileriye taşımaktır diyor.
Dedesi matematik öğretmeni Ahmet Küstü tarafından kurulan ve daha sonra annesi resim öğretmeni Leyla Göksel ve babası Derya Göksel tarafından yönetilen kolejde kendini yetiştiren öğretmenleri ile birlikte görev yapan Hande Göksel, yöneticilik görevi öncesi uzun yıllar bu okulda öğretmenlik yaptığını belirterek, 33 yaşında görevi devraldım, benim genlerimde öğretmenlik var diyor. Hande Gökselle okulu Adana Kolejini ve eğitim dünyasını konuştuk:
Üçüncü kuşağın yönettiği okul Adana Koleji- Adana Koleji nasıl kurulmuş?
Adana Koleji 1960ta dedem Ahmet Küstü tarafından kurulmuş. Dedem ve anneannem öğretmen. Dedemin kardeşi İzmirde özel okul açıyor, dedem ve sınıf öğretmeni olan anneannem bir yıl o okulun kuruluşunda birlikte çalışıyorlar. Ertesi yıl Adanaya dönüyorlar, 1960ta Adana Kolejini kuruyorlar. Adana Havaalanına yakın bir yerde kiralanan bir binada 3-4 sınıfla öğretime başlıyorlar. Okul büyümeye başlayınca Adananın merkezinde stadyum civarında bir köşke taşınıyorlar. Kadroya anneannemin sınıf öğretmeni olan kız kardeşi ve onun edebiyat öğretmeni eşi de katılıyor. Ailemin tamamı öğretmen olduğu için hepsi bir aradalar. Sınıf sayısı artıyor, lise de açıyorlar; ilk mezunlarımızı 1965te veriyoruz. Daha sonra da 1975te kendi binamız olan Baraj yolu kampüsüne taşınıyoruz. Annem Gazi Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünü bitirince resim öğretmeni olarak geliyor okula, daha sonra idareci oluyor; 1990lı yıllarda da genel müdür oluyor. Yıllarca annem ve babam beraber çalışıyor.
- Babaanneniz de öğretmen değil mi?
Evet. Babamın annesi de 35 yıl coğrafya öğretmenliği yapan Adana Erkek Lisesinin de ilk bayan müdürüdür. Kısacası, dedem, babam ve annem sırt sırta vererek Adana Kolejini sadece Adanada değil, Türkiyede aranır okul durumuna getiriyorlar. Ben de 2006 2007 yılında Bilkent Üniversitesi İngilizce-Fransızca Mütercim Tercümanlık bölümünden mezun oldum. Formasyonumu alır almaz mezun olduğum yıl hemen okula geldim. Annem bana ilkokul birinci sınıf ve lise birinci sınıftan dersler vererek işin mutfağına girmemi sağladı. Böylece hem ilkokul hem de lise öğretmenliği deneyimim oldu.
- Bir ayrıcalık tanındı mı size?
Hayır. Ben de diğer öğretmenler gibi öğretmenler odasını kullandım. İki bina arasında koşturdum. Bazen derslere yetişemedim. Öğretmenler odasındaki öğretmenlerin çoğu daha önceden benim öğretmenimdi. Çünkü ben de Adana Koleji mezunuyum. Dersten yorgun da çıksam öğretmenim geldiğinde ayağa kalkıp, yer veriyordum. 2-3 yıl boyunca öğretmenlikte çok keyifli zaman geçirdim. Sonrasında annem, Derslere girmeye devam edeceksin, ama benim yanımda oturacaksın, genel müdür yardımcım olacaksın dedi. Annem o sırada işe alımlar, işten çıkarmalar yaptı; ben hep bir kenarda bunları izledim. Orada sadece bir nefestim, o bunları yaparken ben sınav kağıtlarımı kontrol ediyordum. Gözüm kulağım annemdeydi, idareciliği de öğreniyordum. Bu sessizlik ne zamana kadar sürdü? 9 yıl sürdü. Genel müdür yardımcılığı unvanım vardı ama imza yetkim yoktu. Öğretmeni olmadığım sınıfların toplantılarına bile girdim yönetimi öğrenmek için.
Üçüncü kuşağın yönettiği okul Adana Koleji
ANNE VE BABAMI ARKA ARKAYA KAYBETTİK
Annem ve babam aynı sokakta otururlarmış, 13 yaşında tanışmışlar. Babam da o zaman profesyonel basketbol oyuncusu. Anneme haber göndermişler bu çocuk seni beğeniyor diye. Annem kendini evde çok baskı altında hissettiği için lisede amcasının İzmirdeki okuluna gidiyor. İzmirde kız lisesinden mezun oluyor. Annem ara sıra tatilde eve gelirmiş, sonra tekrar İzmire gidermiş. Babam her defasında ona el sallarmış. Bu aşk böyle başlayıp sürüp gitmiş. Arada ayrılıklar olmuş ama aşkları bitmemiş. 1979 yılında evlenmişler. 1983te ben doğmuşum. Kız kardeşim Gamze 1989 doğumlu. Gamze, Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik mezunu. Şimdi İstanbulda. Büyük ihtimalle bir klinik açacak. Ben sürekli eğlenen, gülen, en zor koşullarda bile birbirine takılan bir ailede büyüdüm. Çok eğlenceli bir çiftti annemle babam ve birbirlerine çok aşıklardı. İkisi peş peşe bir ay arayla vefat etti. 2015 Kasımda annem, 2016nın Ocak ayında da babamı kaybettik. Hüznümüz bitmeyecek
ÇOCUKLARIN UFKUNU NE KADAR AÇARSAK O KADAR İYİ
Başarılı olmamın nedeni açık kalplilik ve samimiyet. Annem vefat ettikten sonra bütün öğretmenlere siz arkadaşınızı, ben annemi kaybettim dedim. Annem öyleydi çünkü.Okul dışında, özel hayatında da görüşürdü okuldaki arkadaşlarıyla. Ben o sıcaklığa güvendim her zaman. Hep ne kadar verirsem o kadar aldım. Ne kadar alırsam o kadar verdim. Bizim okulda çok güzel aileler var. Çocuklarının eğitimini önemseyen aileler. Bilinçli davranışlarla eğitim ve öğretimimize karışmazlar, bizlere güvenleri sonsuzdur. Çocuklar bizim her şeyimiz. Çocukların ufkunu ne kadar açarsak o kadar iyi.
YILLARDIR YÖNETİCİLERİMİZ VE ÖĞRETMENLERİMİZ AYNI
Annemi kaybedince işin başına ben geçtim, ama hiç bocalamadım. Ben bu işi zaten biliyormuşum. 7 yıl boyunca annemin odasında oturup, onu sessizce izlerken aslında çok şey öğrenmişim. Dedem anneme yaz tatili bile kullandırmamış. Annem, ben sıra da taşıdım, muhasebede de çalıştım derdi.
Biz küçük bir okuluz. 1000 öğrencimiz var. Yönetim kurulunda anneannem, kız kardeşim, kuzenim ve ben varım. Başka yatırımlarımız da yok. Aile şirketi olduğumuz için öğretmenlerle de aile bağı kuruyoruz. Burada staja başlayanlar, emekli oldu okulumuzdan. Annemin en yakın arkadaşı Hülya Hanım, ilkokul müdürümüz. 1983 yılında burada çalışmaya başlamış. Şimdi de ilkokul müdürümüz. Öğretmenler de önce tedirgindi benim kurumun başına geçmem konusunda. İşle özel yaşamı birbirinden ayrı tutan bir zihniyetimiz oluştuğundan herkesle rahatça görüşürüz.
BİZİM İÇİN ÖNCE ÖĞRETMEN GELİR
Adanada bizi herkes disiplinli bir okul olarak bilir. Bizim için önce öğretmen gelir. Öğretmenle veli karşı karşıya geldiyse önce öğretmeni dinleriz. Zaten karşı karşıya gelmesini araya girerek biz önleriz. 1960 yılında kurulduğumuzdan bize artık üçüncü jenerasyon geliyor; yani bu okulda okuyanların torunları geliyor. Adananın üçte ikisi mezunlarımızdır zaten.
BU KURUMUN KAPISINDAN GİRMEK BENİM İÇİN İBADET
Anne ve babamdan aldığım bu misyonu bir kez bile devam ettirebilecek miyim diye düşünmedim. Onu bir kez düşünürsem sallanırım zaten. Bu konuda aileme, aldığım eğitimime güveniyorum. Her ikisinin de birer ay vefatının ardından iyi ki okul var diye düşündüm hep. Çünkü bu kurumun kapısından girmek benim için bir ibadet. Genlerimde öğretmenlik var.
Yaklaşık 60 yıldır Adanada binlerce öğrenci yetiştiren şimdi üçüncü kuşağa emanet olan Adana Kolejinin Genel Müdürü ve Kurucu Temsilcisi Hande Melis Göksel, Bana düşen görev devraldığım bu sancağı daha ileriye taşımaktır diyor.

Dedesi matematik öğretmeni Ahmet Küstü tarafından kurulan ve daha sonra annesi resim öğretmeni Leyla Göksel ve babası Derya Göksel tarafından yönetilen kolejde kendini yetiştiren öğretmenleri ile birlikte görev yapan Hande Göksel, yöneticilik görevi öncesi uzun yıllar bu okulda öğretmenlik yaptığını belirterek, 33 yaşında görevi devraldım, benim genlerimde öğretmenlik var diyor. Hande Gökselle okulu Adana Kolejini ve eğitim dünyasını konuştuk:
Üçüncü kuşağın yönettiği okul Adana Koleji- Adana Koleji nasıl kurulmuş?
Adana Koleji 1960ta dedem Ahmet Küstü tarafından kurulmuş. Dedem ve anneannem öğretmen. Dedemin kardeşi İzmirde özel okul açıyor, dedem ve sınıf öğretmeni olan anneannem bir yıl o okulun kuruluşunda birlikte çalışıyorlar. Ertesi yıl Adanaya dönüyorlar, 1960ta Adana Kolejini kuruyorlar. Adana Havaalanına yakın bir yerde kiralanan bir binada 3-4 sınıfla öğretime başlıyorlar. Okul büyümeye başlayınca Adananın merkezinde stadyum civarında bir köşke taşınıyorlar. Kadroya anneannemin sınıf öğretmeni olan kız kardeşi ve onun edebiyat öğretmeni eşi de katılıyor. Ailemin tamamı öğretmen olduğu için hepsi bir aradalar. Sınıf sayısı artıyor, lise de açıyorlar; ilk mezunlarımızı 1965te veriyoruz. Daha sonra da 1975te kendi binamız olan Baraj yolu kampüsüne taşınıyoruz. Annem Gazi Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümünü bitirince resim öğretmeni olarak geliyor okula, daha sonra idareci oluyor; 1990lı yıllarda da genel müdür oluyor. Yıllarca annem ve babam beraber çalışıyor.
- Babaanneniz de öğretmen değil mi?
Evet. Babamın annesi de 35 yıl coğrafya öğretmenliği yapan Adana Erkek Lisesinin de ilk bayan müdürüdür. Kısacası, dedem, babam ve annem sırt sırta vererek Adana Kolejini sadece Adanada değil, Türkiyede aranır okul durumuna getiriyorlar. Ben de 2006 2007 yılında Bilkent Üniversitesi İngilizce-Fransızca Mütercim Tercümanlık bölümünden mezun oldum. Formasyonumu alır almaz mezun olduğum yıl hemen okula geldim. Annem bana ilkokul birinci sınıf ve lise birinci sınıftan dersler vererek işin mutfağına girmemi sağladı. Böylece hem ilkokul hem de lise öğretmenliği deneyimim oldu.
- Bir ayrıcalık tanındı mı size?
Hayır. Ben de diğer öğretmenler gibi öğretmenler odasını kullandım. İki bina arasında koşturdum. Bazen derslere yetişemedim. Öğretmenler odasındaki öğretmenlerin çoğu daha önceden benim öğretmenimdi. Çünkü ben de Adana Koleji mezunuyum. Dersten yorgun da çıksam öğretmenim geldiğinde ayağa kalkıp, yer veriyordum. 2-3 yıl boyunca öğretmenlikte çok keyifli zaman geçirdim. Sonrasında annem, Derslere girmeye devam edeceksin, ama benim yanımda oturacaksın, genel müdür yardımcım olacaksın dedi. Annem o sırada işe alımlar, işten çıkarmalar yaptı; ben hep bir kenarda bunları izledim. Orada sadece bir nefestim, o bunları yaparken ben sınav kağıtlarımı kontrol ediyordum. Gözüm kulağım annemdeydi, idareciliği de öğreniyordum. Bu sessizlik ne zamana kadar sürdü? 9 yıl sürdü. Genel müdür yardımcılığı unvanım vardı ama imza yetkim yoktu. Öğretmeni olmadığım sınıfların toplantılarına bile girdim yönetimi öğrenmek için.
Üçüncü kuşağın yönettiği okul Adana Koleji
ANNE VE BABAMI ARKA ARKAYA KAYBETTİK
Annem ve babam aynı sokakta otururlarmış, 13 yaşında tanışmışlar. Babam da o zaman profesyonel basketbol oyuncusu. Anneme haber göndermişler bu çocuk seni beğeniyor diye. Annem kendini evde çok baskı altında hissettiği için lisede amcasının İzmirdeki okuluna gidiyor. İzmirde kız lisesinden mezun oluyor. Annem ara sıra tatilde eve gelirmiş, sonra tekrar İzmire gidermiş. Babam her defasında ona el sallarmış. Bu aşk böyle başlayıp sürüp gitmiş. Arada ayrılıklar olmuş ama aşkları bitmemiş. 1979 yılında evlenmişler. 1983te ben doğmuşum. Kız kardeşim Gamze 1989 doğumlu. Gamze, Yeditepe Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik mezunu. Şimdi İstanbulda. Büyük ihtimalle bir klinik açacak. Ben sürekli eğlenen, gülen, en zor koşullarda bile birbirine takılan bir ailede büyüdüm. Çok eğlenceli bir çiftti annemle babam ve birbirlerine çok aşıklardı. İkisi peş peşe bir ay arayla vefat etti. 2015 Kasımda annem, 2016nın Ocak ayında da babamı kaybettik. Hüznümüz bitmeyecek
ÇOCUKLARIN UFKUNU NE KADAR AÇARSAK O KADAR İYİ
Başarılı olmamın nedeni açık kalplilik ve samimiyet. Annem vefat ettikten sonra bütün öğretmenlere siz arkadaşınızı, ben annemi kaybettim dedim. Annem öyleydi çünkü.Okul dışında, özel hayatında da görüşürdü okuldaki arkadaşlarıyla. Ben o sıcaklığa güvendim her zaman. Hep ne kadar verirsem o kadar aldım. Ne kadar alırsam o kadar verdim. Bizim okulda çok güzel aileler var. Çocuklarının eğitimini önemseyen aileler. Bilinçli davranışlarla eğitim ve öğretimimize karışmazlar, bizlere güvenleri sonsuzdur. Çocuklar bizim her şeyimiz. Çocukların ufkunu ne kadar açarsak o kadar iyi.
YILLARDIR YÖNETİCİLERİMİZ VE ÖĞRETMENLERİMİZ AYNI
Annemi kaybedince işin başına ben geçtim, ama hiç bocalamadım. Ben bu işi zaten biliyormuşum. 7 yıl boyunca annemin odasında oturup, onu sessizce izlerken aslında çok şey öğrenmişim. Dedem anneme yaz tatili bile kullandırmamış. Annem, ben sıra da taşıdım, muhasebede de çalıştım derdi.
Biz küçük bir okuluz. 1000 öğrencimiz var. Yönetim kurulunda anneannem, kız kardeşim, kuzenim ve ben varım. Başka yatırımlarımız da yok. Aile şirketi olduğumuz için öğretmenlerle de aile bağı kuruyoruz. Burada staja başlayanlar, emekli oldu okulumuzdan. Annemin en yakın arkadaşı Hülya Hanım, ilkokul müdürümüz. 1983 yılında burada çalışmaya başlamış. Şimdi de ilkokul müdürümüz. Öğretmenler de önce tedirgindi benim kurumun başına geçmem konusunda. İşle özel yaşamı birbirinden ayrı tutan bir zihniyetimiz oluştuğundan herkesle rahatça görüşürüz.
BİZİM İÇİN ÖNCE ÖĞRETMEN GELİR
Adanada bizi herkes disiplinli bir okul olarak bilir. Bizim için önce öğretmen gelir. Öğretmenle veli karşı karşıya geldiyse önce öğretmeni dinleriz. Zaten karşı karşıya gelmesini araya girerek biz önleriz. 1960 yılında kurulduğumuzdan bize artık üçüncü jenerasyon geliyor; yani bu okulda okuyanların torunları geliyor. Adananın üçte ikisi mezunlarımızdır zaten.
BU KURUMUN KAPISINDAN GİRMEK BENİM İÇİN İBADET
Anne ve babamdan aldığım bu misyonu bir kez bile devam ettirebilecek miyim diye düşünmedim. Onu bir kez düşünürsem sallanırım zaten. Bu konuda aileme, aldığım eğitimime güveniyorum. Her ikisinin de birer ay vefatının ardından iyi ki okul var diye düşündüm hep. Çünkü bu kurumun kapısından girmek benim için bir ibadet. Genlerimde öğretmenlik var.