Darksaga
MFC Üyesi
- Konum
- Gerçeğin Ruhu
-
- Üyelik Tarihi
- 11 Haz 2017
-
- Mesajlar
- 2,896
-
- MFC Puanı
- 3,262
SORU:
"Ümmetimin alimleri İsrailoğullarının peygamberleri gibidir." hadisi sahih midir?
CEVAP:
Sahih değildir. Uydurmadır.
Hadis diye bilinen bu söz, halk arasında oldukça meşhurdur. Fakat Demîrî, Zerkeşî ve İbn Hacer el-Askalânî gibi ileri gelen hadis âlimleri bu sözün asılsız olduğunu söylemişler, Suyûtî ve Zerkeşî de asılsız olduğunu onaylamışlardır. Bazı âlimler de bu sözün hiçbir muteber kitapta bulunmadığını belirtmişlerdir. (Bkz: Muhammed Abdurrahman es-Sehâvî, el-Makâsıdul-Hasene, Thk: Muhammed Osman el-Huşt, 4. Baskı, Beyrut, 2002, s: 340; hadis no: 702; Aliyyül-Kârî, el-Esrârul-Merfûa fil-Ehâdîsil-Mevdûa (el-Mevdûatul-Kübrâ), Thk: Muhammed Lütfi es-Sabbâğ, 2. Baskı, Beyrut, 1986, s: 247; hadis no: 298; Muhammed b. Ali b. Muhammed eş-Şevkâni, el-Fevâidul-Mecmûa fil-Ahâdîsil-Mevdûa, Thk. Abdurrahman el-Muallimî, 2. Baskı., Beyrut, 1392 h., s. 286; hadis no: 897.)
Yine hadis ulemasından Hâfız el-Irâkî de bu sözün asılsız olduğunu ve herhangi bir isnadının bulunmadığını söylemiştir. (Bkz: Abdurrauf el-Münâvî, Feyzul-Kadîr, 2. Baskı, Beyrut, 1972, c. 4 s. 384)
KAYNAK: Süleymaniye Vakfı
"Ümmetimin alimleri İsrailoğullarının peygamberleri gibidir." hadisi sahih midir?
CEVAP:
Sahih değildir. Uydurmadır.
Hadis diye bilinen bu söz, halk arasında oldukça meşhurdur. Fakat Demîrî, Zerkeşî ve İbn Hacer el-Askalânî gibi ileri gelen hadis âlimleri bu sözün asılsız olduğunu söylemişler, Suyûtî ve Zerkeşî de asılsız olduğunu onaylamışlardır. Bazı âlimler de bu sözün hiçbir muteber kitapta bulunmadığını belirtmişlerdir. (Bkz: Muhammed Abdurrahman es-Sehâvî, el-Makâsıdul-Hasene, Thk: Muhammed Osman el-Huşt, 4. Baskı, Beyrut, 2002, s: 340; hadis no: 702; Aliyyül-Kârî, el-Esrârul-Merfûa fil-Ehâdîsil-Mevdûa (el-Mevdûatul-Kübrâ), Thk: Muhammed Lütfi es-Sabbâğ, 2. Baskı, Beyrut, 1986, s: 247; hadis no: 298; Muhammed b. Ali b. Muhammed eş-Şevkâni, el-Fevâidul-Mecmûa fil-Ahâdîsil-Mevdûa, Thk. Abdurrahman el-Muallimî, 2. Baskı., Beyrut, 1392 h., s. 286; hadis no: 897.)
Yine hadis ulemasından Hâfız el-Irâkî de bu sözün asılsız olduğunu ve herhangi bir isnadının bulunmadığını söylemiştir. (Bkz: Abdurrauf el-Münâvî, Feyzul-Kadîr, 2. Baskı, Beyrut, 1972, c. 4 s. 384)
KAYNAK: Süleymaniye Vakfı